Gelişmiş Arama
Ziyaret
9431
Güncellenme Tarihi: 2011/07/28
Soru Özeti
: Sakalı traş etmenin fıkhi delili nedir?
Soru
Şu soruya herkesin anlayabileceği şekilde cevap verirseniz sevinirim: Sakalı traş etmenin fıkhi delili nedir?
Kısa Cevap

Değerli fakihlerimiz, bu konuda oldukça çok ama dağınık olan delileri inceledikten sonra sakalın traş edilmesinin haramlığı yönünde fetva vermişlerdir. Kimi fakihlerde bu fetvayı eleştirerek onu kabul etmemişlerdir. Ancak insana fazla zarar vermeyecek işlerde ihtiyat etmek tereddüt ve şüpheye düşürücü işleri yapmaktan daha iyi olduğundan birinci grup sakalı kesme konusunda cevaz vermemiş, ihtiyat olarak sakalı kesmeme yolunu seçmişlerdir. Belirtmek gerekir ki sakalı kesmemek demek, temizliğe önem vermemek veya onu haddinden fazla uzatmak demek değildir. Temizliğe ve ölçülü olmaya her durumda uyulmalıdır.        

Ayrıntılı Cevap

Her şeyden önce belirtmemiz gerekir ki soruda, genelde birbiriyle bir araya getirilmesi zor olan iki mevzu istenmiştir. O da fıkhi delillerin herkesin anlayabileceği seviyede anlatılmasının istenmesidir. Çünkü fıkhi meselelerin tam olarak derkedilmesi çeşitli aşamalardan geçmeye bağlı olup onlar olmadan fıkhi meselelerin delili iyi bir şekilde anlaşılmaz. Bu yüzden insanlar müçtehid ve mukallid diye ikiye ayrılmıştır. Bununla birlikte yine de bu alandaki bazı delilleri kısaca sizlere sunabiliriz. Ancak içtihat haddinde değilseniz siz onlardan netice alamazsınız. Sizin göreviniz bu konuda bir müçtehitten taklit etmektir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir noktada şudur, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) buyurduğu gibi şüpheli konularda ihtiyat etmek helaket ve yokluk vadisine sürüklenmekten daha iyidir.[1]

Rivayetlerden faydalanmak, ilahi hükümleri ve delillerini kendilerinden sorarak cevabını alacağımız Masum İmamlara (a.s) ulaşamadığımız günümüz şartlarında din alimleri, kesin ve ikna edici delili olmayan meselelerde onlarla ilgili dağınık halde olan başka delillere bakarak ihtiyatı aklın şartı olduğunu söylemiş, insanın günlük yaşamını zorluğa sokmayacak işlerde ihtiyat edilmesinin güvenilir bir yol olarak herkese tavsiye etmişlerdir.

Bizlerde benzer yerlerde aynı metodu izliyoruz. Örneğin, yolculuğa çıktığımızda iki yol başında isek ve onlardan birinde heyelan tehlikesi, eşkıyanın olması... gibi ihtimaller olur ama diğerinde böyle tehlikeler yoksa doğal olarak tehlikesi olmayan yolu -uzun ve bozukta olsa- seçeriz.

Bu girişten sonra aşağıda bu hüküm için dayanak olan delillerden birkaçını sizin için getiriyoruz:

1- Kur’an’da insanın asıl yaratılışında değişiklik yapmanın Şeytanın öğretilerinden olduğunu bildiren ayet vardır.[2] Bazıları bu konuda şöyle diyorlar: Allah sakalı bütün erkeklerin yaratılışına koyduğundan onu kesmek ve yoketmek ilahi yaratılışta değişiklik yapmak olur ve söz konusu ayetin kapsamına girer. Bu yüzden böyle bir şey yapılmamalıdır.

2- Birçok rivayette Resulullah (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s) Müslümanları sakallarını kesmekten sakındırmış ve bu amelin onları kafirlere benzettiğini söylemişlerdir. Örneğin Allah Resulü (s.a.a) bir rivayette şöyle buyuruyor: ‘Bıyıkları kısaltın ve sakalları (bir ölçüye kadar) uzatın ki mecusilere benzemeyesiniz.’[3] İmam Rıza’da (a.s) kendisinden sakalı kesme konusunda sorulan soruya şöyle cevap vermişlerdir: ‘Yanaklarını kısaltmanın sakıncası yoktur, ama sakalının ön kısımlarını kesemezsin.’[4] Unutmamak gerekir ki, sakalın haddinden fazla uzatılmaması da tavsiye edilmiştir.[5]

3- Bu konuda öne sürülen delillerden bir diğeri şudur: Kimi fakihler onun haram olduğuna dair açıkca fetva vermemiş ve ihtiyatı tavsiye etmişlerse de şimdiye kadar sakalı kesmenin caiz olduğuna dair açıkca cevaz veren hiç bir fakihte olmamıştır. Bu, onların arasında bu konuda görüşbirliği olduğunu göstermektedir.

4- Tarihe, Masumların şemailini anlatan rivayetlere ve salih insanlara baktığımızda onlardan kimsenin sakalını kesmediğini görmekteyiz. Bu da Müslüman kamuoyunda bu işin çirkin bir şey olduğunun delilidir.

Kısacası yukarıdaki deliller, bu konudaki diğer tüm delillerle birlikte istidlallı fıkhi kitaplarda gelmiş, hatta özel olarak sakalı kesmenin haram oluşunu ispat eden delilleri inceleyen kitaplar yayımlanmıştır.[6] Başka değerli alimler de bütün bu delillere eleştiri getirerek şöyle demişlerdir: ‘Onların hiç birinin fıhki dayanak olacak özellikleri olmadığından sakal kesmenin haram oluşuna açıkca fetva veremeyiz.’[7] Ancak bu görüş ayrılığına rağmen bütün alimler  ihtiyat yolunu seçmiş ve sakalı kesmeye cevaz vermemişlerdir. Zira sakalı kesmenin haram olduğu yönündeki deliller her ne kadar yüzde yüz ve tam olamasa da sakalı belli bir hadde tutmanın İslam açısından sakıncası olmadığından da eminiz. Ciddi bir sorun yoksa ve sakalı kesmemekle İslam’a muhalefet etmediğimize eminsek, sakalı dipten keserek -zayıf ihtimalde olsa- neden İslami öğretilerin tersine amel edelim ki? Bu esasa göre ve Resulullah’ın (s.a.a), şüpheli şeylerde ihtiyat etmeyi tavsiye eden buyruğunu göz önüne alırsak normal ve örfe uygun sakal bırakmak şu anda amel edeceğimiz en iyi yoldur.

Son olarak şu noktayıda hatırlatalım ki, sakal bırakmak temizliğe veya bakımlı olmaya aykırı olan bir şey değildir. Aksine Resulullah (s.a.a) herkesin kendi saç bakımını yapmasının gerektiğini buyurmaktadır.[8] Rivayet kitaplarında sakalın bakımı konusunda ayrıca bir başlık açılmıştır.[9] Bu konuda daha fazla bigi edinmek için bu sitenin 1006 ve 2123. sorularına bakabilirsiniz.



[1] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, Vesail-uş Şia, c.27, s157, Hadis:33472, Müesseset-ul Al-ul Beyt, Kum, H.K.1409

[2] -Nisa/119

[3] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e, c.2, s116, Hadis:1660

[4] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e. c.2, s.111, Hadis: 1644

[5] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e. c.2, s.112, Bab-ı İstihbab-ı Kassa Ma Zade An Kabzihi Mine’l Lahya.

[6] -Bu konuda el-Hilye Fi Hürmeti Halk-il Lahya (Seyid Ebu’l Hasan Musavi) ve Risaletün Fi Hürmeti Halk-il Lahya (Muhammed Cevad Belaği) kitaplarına başvurulabilir.

[7] -Cevad Tebrizi, İrşad-ut Talib İla’t Taliki Ala’l Mekasib, c.1, s144-148, Müessese-i İsmailiyan, Kum, H.K. 1416, 3. baskı

[8] -Muhammed Yakup Kuleyni, Kafi, c.6, s.485

[9] -Örneğin: Vesail-uş Şia, c.2, s.110, Bab-u İstihbab-ı Tahfif-il Lahya ve Tedviruha Ve’l Ahz Min-el Arizin ve Tebtin-il Lahya. 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar