Gelişmiş Arama
Ziyaret
11689
Güncellenme Tarihi: 2009/06/17
Soru Özeti
Niçin Hz. Ali (a.s) kendi hilafeti döneminde Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri vermedi.
Soru
Hz. Ali (a.s), Fedek’i kendi hilafeti döneminde Hz. Fatıma’nın evlatlarını geri verdi mi? Niçin?
Kısa Cevap

Fedek, Hayber Kalesinin Müslümanlarca fethedilmesine müteakip hicretin yedinci yılında askeri bir taarruz olmadan sahiplerinin antlaşma yaparak kendi istekleri üzere Peygamber’e teslim ettikleri verimli bir arazinin adıdır. Bu bölge askeri bir girişim olmadan ele geçirildiği için Peygameber’e aitti.   Peygamber (s.a.a), “Yakınlarının hakkını ver” ayeti inince Fedek’i Hz. Fatıma’ya hibe etti.

Ancak Resulullah’ın (s.a.a) vefatından sonra Hz. Fatıma (a.s) Fedek’ten mahrum kılındı. Hz. Ali (a.s)’ın hilafet döneminde de bu bölge Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verilmedi. Bir adam İmam Musa Kazim’a (a.s) şöyle bir soru yöneltti: Niçin Hz. Ali (a.s) Fedek’i geri almadı. İmam (a.s) şöyle karşılık verdi: “Biz halkın velileri ve önderleriyiz. Onların hakkını zalimlerden alırız; ancak kendi hakkımızı (elimizin altında olan kimselerden) almaya teşebbüs etmeyiz.”

Hz. Ali (a.s)’ın bu tavrının sırrını şu cümlede hülasa etmek mümkündür: Fedek’in geri alınmasının o dönemde kişisel menfaatler yolunda yapılan bir girişim olarak değerlendirilmesi mümkündü. Bu yüzden öyle hassas bir dönemde bu gibi sorunların gündeme getirmeği maslahat icap etmiyordu. Üstelik Hz. Ali’nin hilafet dönemi kısa olmasının yanı sıra çeşitli savaşlar ve engebelerle iç içeydi ve bu durum Hz. Ali’ye çeşitli alanlarda gerekli ıslah yapmasına engel oldu.

Ayrıntılı Cevap

Fedek Hayber’e yakın verimli bir arazının ismidir. Medine’yle arası 140 kilometredir. Hicretin yedinci yılında Hayber kalesinin fethedilip Yahudilerin merkezi güçlerinin dağılması sonucu Fedek bölgesinin ahalisi telsim oldular ve Resulullah’ın huzurunda arazı ve bağlarının yarısını Peygamber’e vermeği taahhüt ettiler. Yine onlar Peygamber’in payına düşen kısmın belli bir ücret karşılığında çiftçiliğini yapmayı da üstlendiler.

Askeri bir saldırı olmadan Müslümanların eline geçen yerler Resulullah’a ait sayılır. O yerler hakkında istediği gibi karar verebilir. Buna binaen Yakınların hakkını ver…[1] ayeti inince Peygamber (s.a.a) kızı Fatıma’yı çağırdı ve Fedek’i ona verdi.[2]

Ancak Peygamber’in vefatından sonra Abubekir Fedek’i Hz. Fatıma’dan aldı.[3]

Muslim b. Heccac Neyşaburi taninmiş Sahih adlı eserinde Hz. Fatıma’nın Fedek’i isteme olayın detayıyla nakletmiştir. Ve sonra Aişe’den nakletmiştir ki “Ebubekir’in Fedek’i geri vermemekte diretmesi üzerine Hz. Fatıma ona kırıldı ve vefat edinceye kadar onunla bir kelime olsun konuşmadı.”[4]

Yine Nehcu’l-Belağa’da şöyle kaydedilmiştir:

“Göğün yeryüzüne gölgelediği şeyler içerisinde sadece Fedek bizim elimizde kalmıştı. Bir kısım insanlar ona cimrilik ettiler, bir kısmı da bu haksızlığa göz yumdular.”[5]

Ama niçin Hz. Ali kendi hilafet döneminde Fedek’i geri almadı sorusuna gelince şöyle demek gerekir: Hz. Ali (a.s) önceki halifelere olan onca tenkit ve eleştirilerine rağmen İslam toplumunun varlığını ve bekasını ilgilendiren konularda onlara destek sağlamıştır.[6] İmam kendi güzel tabiriyle bunu şöyle ifade etmektedir:

“Bizim bir hakkımız vardır bize verilirse pekala, verilmezse süre uzasa bile devenin ardına ikinci binici olarak binmeyi tercih ederiz.”[7]

Gerçekte İmam otoriteyi hedef değil bir araç olarak görüyor. Bu yüzden ister önceki halifeler isterse kendi döneminde bir çok konularda susmayı ve bu hususlarda yargıyı tarihe ve gelecek nesillere bırakmayı tercih etmişlerdir.

Ancak İmam kendi hakimiyet döneminde kendi görüşüne uygun olmayan bir takım icraatı niçin değiştirmediler sorusuna gelince şu olaya dikkat çekmek ilginçtir ki İmam bir defasında Teravih namazının cemaatle kılınmasına karşı çıktılar ancak bir çokları önceki halifelerin yolu yöntemi değiştiriliyor diye İmam’ın bu emrine karşı direndiler bunun üzerine İmam onları kendi hallerine bırakın, dedi.[8]

Yine İmam Ebu Musa El-Aşari’nin hakem olmasına razı değildi ama halkın ısrarı İmam’ın bunu onaylamasına sebep oldu.

Gerçekte İmam, İslam toplumu yirmi beş yıl boyunca önceki halifelerin yürüttükler propaganda etkisinde fikirleri şekillendikten sonra başa geçmişti. Bu yüzden bazı alanlarda İmam’ın önceki gidişata muhalefet etmesi ters tepkilerin oluşmasına sebep oluyordu. Böyle bir dönemde Fedek’i geri çevirmek de şahsi çıkarları korumak için yapılan bir girişim olarak telakki edilebilirdi.

Şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki Fedek’in ilk halife döneminde Ehl-i Beyt’in elinde olmasının önemi o dönemde Ehl-i Beyt için bir mali kaynak olması ve bu vesileyle sosyal ve kültürel hareketleri şekillendirmeleri içindi. Ancak Ehl-i Beyt, Hz. Ali’nin hilafeti döneminde artık böyle bir malı kaynağa muhtaç değildiler.

Bu yüzden bu tür konulara gündeme getirmek maslahatla bağdaşmıyordu.

Ayrıca Hz. Ali’nin hilafet dönemi kısa bir dönemde gerçekleşti bu dönem çeşitli savaşlar ve muhalefetlerle birlikteydi Bütün bu sorunlar İmam’ın bir çok alanda gerçekleştirmek istediği ısla ve düzeltmelerine engel oluyordu.[9]

Ehl-i Beyt İmamlarından nakledilen hadisler de çeşitli yönlerden bu konuyu ele almışlardır:

1- Bu olayın zamanının geçmiş olması ve Hz. Ali’nin artık bu konuyu ele almasının gereksiz oluşu.

Ebu Besir İmam Cafer Sadık’tan şöyle nakleder: İmam’a niçin Hz. Ali (a.s) yönetime geldikten sonra Fedek’i geri almadı? Diye sordum. İmam şöyle dedi: “Çünkü zalim ve mazlum her ikisi de dünyadan gitmiştiler ve Allah zalimi cezalandırmıştı ve mazluma da mükafat vermişti.” Hz. Ali (a.s) gasıbın cezasını çekip ve hakkı gasp edilenin mükafatlandırıldığı bir şeyi geri almak istemedi.”[10]

2. Genel maslahatlardan dolayı özel haklarından geçmesi

İbn-i İbrahim Kerhi şöyle diyor: Bir adam, İmam Sadık (a.s)’a Niçin Hz. Ali yönetime geldikten sonra Fedek’i geri almadı? dedi. İmam şöyle dedi: Peygamber Mekke’yi fethedince ona kendi evine dönmüyorsun mu? Dediler Peygember şöyle dedi: Bizim evimizi Akıl satmıştır. Niçin orayı geri almıyorsun? Dediler. Peygamber: Biz öyle bir aileyiz ki bizden haksızlıkla bir şey alınırsa (güçlü olduğumuzda) onu geri almayız. İşte Hz. Ali (a.s) de Peygamber’e uyarak Fedek’i geri almadı.”[11]

Bir adam İmam Musa Kazım’a Niçin Ali (a.s) Fedek’i geri almadı? dedi. İmam şöyle cevap verdi: Biz öyle bir aileyiz ki bizim velimiz Allah’tır. Bizim hakkımızı yalnız O alır. Ama biz halkın velileriyiz ve onların hakkını zalimlerden biz alırız. Ancak kendimiz için olanı geri almayız.”[12]

Fakat Hz. Ali’nin şehit oluşundan sonra Fedek’le ilgili gelişmeleri inceleyelim.

Tarihin kaydettiğine göre Muaviye başa geçince Fedek’i üç kısma bölerek Mervan ve Amr b. As ve oğlu Yezid’e verdi. Mervan’in hilafeti döneminde Fedek’in tümüne sahip oldu. O Fedek’i oğlu Abdu’l-Aziz’e verdi. Abdu’l-Aziz, Fedek’i oğlu Ömer’e verdi Ömer b. Abdu’l-Aziz, Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Ömer b. Abdu’l-Aziz’in ölümünden sonra Fedek diğer halifelerin eline geçti. Ve Emevilerin hakimiyeti süresince onların elinde kaldı. Abbas oğullarının dönemi başlayınca Saffah Fedek’i Abdullah b. Hasan’a verdi. Seffah’tan sonra gelen Mansur Devaniki Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarından geri aldı. Ancak Mensur’un oğlu Mehdi Fedek’i takrak Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Mehdi’den sonra Musa ve Harun yeniden Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarından geri aldılar. Memun’un halifelik dönemi olunca o resmi olarak Fedek’i tekrar Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verdi. Memun’dan sonra da yine Fedek’in durumu aynı şekildeydi; bazı halifeler onu alıyor ve bazıları tekrar onu Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri veriyordular.

Hatta onların döneminde Fedek bir siyasi içerik kazanmıştı. Emevi ve Abbasi halifeleri maddi olarak Fedek’in gelirine ihtiyaçları yoktu. Ancak Ömer b. Abdu’l-i Aziz Fedek’i Hz. Fatıma’nın evlatlarına geri verince onu kınadılar ve dediler ki: Sen bu işinle Abubekir ve Ömer’i suçladın.[13]

Sonunda Mütevekkil döneminde Fedek tekrar Faitimi’lerden geri alındı. Ve Abdullah b. Ömer Bazyar isimli birisinin emriyle ağaçları kesildi ve bu küstahça girişiminin ayıbı onu yapanlara adına tarihte kaydedildi. Fedek’in ağaçlarının kestirildiği zaman bu bağda Peygamber (s.a.a)’in kendi mübarek elleriyle dikmiş olduğu 11 ağaçta kesilen ağaçlar arasında yer alıyordu.

Bu ağaçları kesen kişi Bişran b. Ebi Umeyye Sakafi idi. Bu adam Basra’ya geri dönünce felç oldu.[14]

Daha fazla bilgi için bkz. şu dizinler:

-          Hz. Ali’nin susması Soru: 1585

-          Kadınların yerden irs almayışı ve Fedek Soru: 3020



[1] İsra: 26

[2] Bkz. Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 3 s. 411

[3] Şerhu Nehci’l-Belağa c. 16 s. 276

[4] Sahih-i Muslim, c. 3 s. 1380

[5] Nehcu’l-Belağa (Feyzu’l-İslam) Mektup: 45

[6] Bkz. dizin: soru no: 1351

[7] Nehcu’l-Belağa, Daru’l-Hicre yayınları Kum, s. 472

[8] İbn-i Ebi’l-Hadid, Şerh-i Nehcu’l-Belağa, Kitaphane-i Ayetullah Meraşi Yay. Kum, c. 12 s. 283

[9] Soru: 1585’den İktibas

[10] فَقَالَ لَهُ لِأَنَّ الظَّالِمَ وَ الْمَظْلُومَةَ قَدْ کَانَا قَدِمَا عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَ جَلَّ وَ أَثَابَ اللَّهُ الْمَظْلُومَةَ وَ عَاقَبَ الظَّالِمَ، فَکَرِهَ أَنْ یَسْتَرْجِعَ شَیْئاً قَدْ عَاقَبَ اللَّهُ عَلَیْهِ غَاصِبَهُ وَ أَثَابَ عَلَیْهِ‏ الْمَغْصُوبَةَ.

Biharu’l-Envar c. 29 s. 395

[11] Ade Hadis: 2

[12] Ade Hadis: 3

[13] Subahani, Cafer, Furuğ-i Ebediyet c. 2 s. 669

[14] Ahmedi Miyaneci, Mekatibu’r-Rasul

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    9095 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • İmamiye Şia’sı ve Ehlisünnetin İbn. Teymiye hakkındaki görüşü nedir?
    8416 شیعه آماج تهمتها 2015/06/29
    İbn. Teymiye, Hicri-Kameri 661 yılında Şam yarım adasında yer alan (bugünkü Türkiye) Harran şehrinde dünyaya geldi ve 67 yıl süren bir yaşamın ardından Hicri-Kameri 728 yılına denk gelen yılda Şam Kalesi hapishanesinde öldü. İbn. Teymiye ilahi sıfatlar, peygamberlere ve velilere tevessül etmek hakkında özel inançlara sahiptir. Onun ...
  • İslam’ın bakışında nazar değmesi ve vesveseyi etkisiz kılmak için dua yazmanın bir meşruiyeti var mıdır?
    14501 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    İslam, fakihler ve mercilerin bakışında hastalık, nazar değmesi ve vesvese gibi sorunları gidermek için muteber ve masumlardan gelen duaları okumak ve yazmak doğru ve onaylanan bir fiildir. Yüce rehberlik makamı dua, dua yazmak ve dualarla kutsanma hakkında sorulan bir soruya cevaben şöyle buyurmuştur: Eğer dualar temiz imamlardan (a.s) nakledilmiş ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    11319 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Bazı Kuran ayetleri, ilahi peygamberlerin masumluğuyla çelişiyor mu?
    18114 Eski Kelam İlmi 2007/11/26
    Yukarıdaki soruya şöyle cevap verilebilir:1. “İsmet” masum olan bir şahısta ruhla özleşmiş ve onu günah, unutkanlık, kötü işler ve hata yapmaktan engelleyen ve koruyan bir sıfattır. Bununla beraber masum olan şahıs mecbur kılınarak iradesi elinden alınmamaktadır.2) Peygamberlerin masum olmalarının sırrı, Allah’a olan aşk, inanç, kâmil bir iman ve ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6936 آسمان و زمین 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
    11282 Varie 2012/08/21
    Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ...
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    47316 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    17120 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Modern İnkılabi (pop) müzikleri dinlemenin hükmü nedir?
    10803 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle Taklit Mercilerine başvurup sonra çok kısa bir şekilde müziğin haramlığının hikmetini felsefi olarak inceleyeceğiz.Hz Ayetullah El Uzma Seyyid Ali Hamenei:Eğlence toplantılarına uygun her türlü coşturucu/eğlendirici çalgı ve eğlence haramdır.

En Çok Okunanlar