Gelişmiş Arama
Ziyaret
8022
Güncellenme Tarihi: 2009/06/06
Soru Özeti
“A’lem, fe’l a’lem”in anlamı nedir?
Soru
A’lem, fe’l a’lem’in fıkıhta anlamı nedir?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

A’lem, fe’l a’lem fıkhi bir terimdir. Bu terim taklid merciinin şartları konusunda söz konusu edilir. Anlamı ise “en bilginden sonraki bilgin”dir.

Bilindiği üzere Caferi fıkhında genel olarak kabul edilen görüş gereğince taklid merciinin şartlarından biri de taklid edilen müctehidin a’lem yani diğer müçtehitlerden daha bilgin olmaktır.

Eğer bu en bilgin olan müctehit bir konuda fetva vermezse ona taklid eden kişiler ilmi derece yönünden ondan sonraki mertebede yer alan diğer müctehidin fetvasına müracaat edebilirler, eğer o da aynı konuda fetvası olmazsa o zaman o ikinciden bir aşağı derecede yer alan üçüncü müctehide başvurmalı ve onun fetvasına göre amel etmelidirler. Gerekirse bu minval üzere daha aşağı derecede yer alan müctehitlere de başvurabilirler.

İşte fıkhi bir deyim olarak müctehitlerin bu ilmi derecelerine yukarıdan aşağıya doğru a’lem, fe’l a’lem denir.

Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere a’lem ilmi derece yönünden en yüksek dereceye sahip olan kişidir. Fe’l a’lem ise ondan bir aşağı derecede olan müctehittir. Ve sonraki aşamalar da buna göre değerlendirilir. ...

Konuyu daha fazla detayla açıklamak istersek şöyle dememiz gerekir:

A’lem yani ilmi yönden karşılaşılan şer’i konuların hükümlerinin kaynağı olan fikhi kaideleri anlamakta ve Kur’an ve hadise vakıflıkta yaşadığı dönemdeki müctehitlerden en üstün olan kişidir. Yani şer’i hükümleri delilleriyle çıkarmakta en dakik ve en güçlü olan müctehittir.

Bir müctehidin a’lem olduğunu bilmek için bunu teşhis edebilecek bilir kişilere başvurmak gerekir. Burada şu noktaya da işaret etmek gerekir ki şer’i hükümleri çıkarmakta en üstün olmak şartı verdiği fetvanın sürekli gerçeğr en yakın olan görüşe sahip olan müctehid değildir. Yoksa ihtiyat üzere hüküm verenin görüşü bütün müctehitlerden gerçeğe daha yakın sayılır ancak bu yöntem yani ihtiyat üzere hüküm vermek bilir kişiler yanında kişinin ilimde üstün olduğunu göstermez hatta bazen onun konuya hakkıyla vakıf olmadığını gösterir.

Buna göre ictihat karşılaşılan dini meselelerrde dini görevi hakkınca teşhis etmekten başka bir şey değildir. A’lem ise bu teşhis gücüne herkesten daha fazla ve yetkin şekilde sahip olan müctehittir. Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere a’lem olmak müctehitte şü üç özellikte üstün olmasına bağlıdır:

1. Müctehidin karşılaşılan şer’i meselenin kaide ve delillerini kavramakta başkalarından üstün oluşu

2. Hadislerle ilgili bilgisi yönünden diğer müctehitlerden ileride oluşu

3. Hadisleri anlamada üstünlük. [1]



[1] Sadr, Seyyid Reza, El-İctihat ve Taklid s. 260-261

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar