Gelişmiş Arama
Ziyaret
8174
Güncellenme Tarihi: 2009/06/06
Soru Özeti
“A’lem, fe’l a’lem”in anlamı nedir?
Soru
A’lem, fe’l a’lem’in fıkıhta anlamı nedir?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

A’lem, fe’l a’lem fıkhi bir terimdir. Bu terim taklid merciinin şartları konusunda söz konusu edilir. Anlamı ise “en bilginden sonraki bilgin”dir.

Bilindiği üzere Caferi fıkhında genel olarak kabul edilen görüş gereğince taklid merciinin şartlarından biri de taklid edilen müctehidin a’lem yani diğer müçtehitlerden daha bilgin olmaktır.

Eğer bu en bilgin olan müctehit bir konuda fetva vermezse ona taklid eden kişiler ilmi derece yönünden ondan sonraki mertebede yer alan diğer müctehidin fetvasına müracaat edebilirler, eğer o da aynı konuda fetvası olmazsa o zaman o ikinciden bir aşağı derecede yer alan üçüncü müctehide başvurmalı ve onun fetvasına göre amel etmelidirler. Gerekirse bu minval üzere daha aşağı derecede yer alan müctehitlere de başvurabilirler.

İşte fıkhi bir deyim olarak müctehitlerin bu ilmi derecelerine yukarıdan aşağıya doğru a’lem, fe’l a’lem denir.

Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere a’lem ilmi derece yönünden en yüksek dereceye sahip olan kişidir. Fe’l a’lem ise ondan bir aşağı derecede olan müctehittir. Ve sonraki aşamalar da buna göre değerlendirilir. ...

Konuyu daha fazla detayla açıklamak istersek şöyle dememiz gerekir:

A’lem yani ilmi yönden karşılaşılan şer’i konuların hükümlerinin kaynağı olan fikhi kaideleri anlamakta ve Kur’an ve hadise vakıflıkta yaşadığı dönemdeki müctehitlerden en üstün olan kişidir. Yani şer’i hükümleri delilleriyle çıkarmakta en dakik ve en güçlü olan müctehittir.

Bir müctehidin a’lem olduğunu bilmek için bunu teşhis edebilecek bilir kişilere başvurmak gerekir. Burada şu noktaya da işaret etmek gerekir ki şer’i hükümleri çıkarmakta en üstün olmak şartı verdiği fetvanın sürekli gerçeğr en yakın olan görüşe sahip olan müctehid değildir. Yoksa ihtiyat üzere hüküm verenin görüşü bütün müctehitlerden gerçeğe daha yakın sayılır ancak bu yöntem yani ihtiyat üzere hüküm vermek bilir kişiler yanında kişinin ilimde üstün olduğunu göstermez hatta bazen onun konuya hakkıyla vakıf olmadığını gösterir.

Buna göre ictihat karşılaşılan dini meselelerrde dini görevi hakkınca teşhis etmekten başka bir şey değildir. A’lem ise bu teşhis gücüne herkesten daha fazla ve yetkin şekilde sahip olan müctehittir. Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere a’lem olmak müctehitte şü üç özellikte üstün olmasına bağlıdır:

1. Müctehidin karşılaşılan şer’i meselenin kaide ve delillerini kavramakta başkalarından üstün oluşu

2. Hadislerle ilgili bilgisi yönünden diğer müctehitlerden ileride oluşu

3. Hadisleri anlamada üstünlük. [1]



[1] Sadr, Seyyid Reza, El-İctihat ve Taklid s. 260-261

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar