Gelişmiş Arama
Ziyaret
10168
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Kur’an tarafından teyit edilen İbrahimî dinlerin peygamberleri neden tümüyle İsrail oğulları kavmindendir?
Soru
Kur’an tarafından teyit edilen İbrahimî dinlerin peygamberleri neden tümüyle İsrail oğulları kavmindendir? Allah bu peygamberleri neden bu kavimden seçti?
Kısa Cevap

Bu semavî kitapta ister kıssaları beyan edilmiş olsun ve ister adları belirtilmemiş olsun Kur’an müşterek hedefleri nedeniyle tüm ilahi peygamberleri onaylamaktadır. Kur’an’da ismi geçen tüm peygamberlerin ve hatta İbrahim dininin çağırıcılarının hepsinin İsrail oğullarından olduğu da doğru değildir. Lut ve Şuayb gibi bu kavimden olmayan peygamberlerin de Kur’an’da ismi geçmektedir. Öte taraftan her ne kadar Allah insanlardan bazı gruplara daha fazla ilgi göstermişse ve peygamber ve velileri onlar arasından seçmişse de kesinlikle bu seçim için hikmetli nedenler vardır. Yüce Allah bu nedenlerin bazılarını beyan etmiş ve bazılarını da kendi yanında saklamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Yanıtı açıklama doğrultusunda birkaç noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir:

1. Rivayetlere göre Allah tarafından binlerce peygamber halka tebliğde bulunmak ve onları hidayete erdirmek için gönderilmiştir. Kaynakların çoğuna göre onların sayısı yüz yirmi dört bindir.[1] Kur’an da bazı peygamberlerin diğer peygamberlere karşı taşıdıkları bir takım ayrıcalıkları[2] gözetmeksizin, onların tümünün mesajlarının bir olması ve onların hepsinin halkı bir hedefe yönlendirmesi nedeniyle, onlar arasında bu açıdan bir fark gözetemeyeceğimizi belirtmektedir.[3] Diğer taraftan Yüce Allah elçisine Kur’an’da geçmiş peygamberlerin birçok macerasının bulunduğunu belirtmekle birlikte, birçok peygamberin kıssasının da nakledilmediğini bildirmiştir.[4] Bu konu da tabiidir; çünkü o peygamberlerin tümünün sadece adlarının belirtilmesi, Kur’an’daki tüm kelimeler kadar yer kaplardı. Maceralarının anlatılması ise çok daha uzun olurdu! Bu esas uyarınca ve onların tümünün mesajının ortak olması hasebiyle, Kur’an-ı Kerim’in geçmiştekilerin kıssalarını anlatmada güttüğü hedef için birkaç numunenin belirtilmesi yeterliydi. Bu numunelerin rahatlıkla ulaşılabilecek ve araştırılabilecek şekilde seçilmesi de ayrı bir üstünlük ve meziyettir. Eğer Kur’an-ı Kerim Çin, Hindistan, Amerika ve Avrupa kıtasındaki peygamberlerin adını saysaydı, bazen kesin hakikatleri bile inkâr eden muhataplar, söylenen tüm konuların yalan olduğunu ve ispatlanabilir olmadığını kolaylıkla iddia edebilirlerdi. Ama Yusuf, Musa ve İsa (a.s) gibi peygamberlerin macerası rahatlıkla inkâr edilemezdi; çünkü o günkü uygar dünyanın yaklaşık tümü, özetle de olsa onların kıssasını bilmekteydi. Bu yüzden Kur’an’ın ilk muhatapları da bu alanda araştırma yapma gücüne sahipti ve hatta Kur’an da onları bu araştırma ve incelemeye davet etmektedir.[5] Bu nedenle Kur’an’da bazı peygamberlerin isimlerinin belirtilmesi ve onların çoğunun hatta İsrail oğullarından olması, diğer peygamberlerin Kur’an tarafından onaylanmadığı anlamına gelmez. Onların seçilmesi akarsu, süt, bal, şarap[6], renkli halı, belek ve yastıklar[7] gibi Kur’an’da açıklanan cennetteki bazı nimetlerin belirtilmesine benzemektedir. Ama bu cennette başka nimetlerin olmadığı manasına gelmez, bilakis orada ne isterlerse mevcuttur[8] ve istediklerine ek olarak daha fazla nimetler kendilerine verilecektir.[9] 

2. Genel olarak Müslümanların ve özel olarak Şiilerin inancına göre, neden bir grubu diğer bir gruba tercih ettin diye Allah’a itiraz edilemez; örneğin Allah, peygamberlerin çoğunu İsrail oğullarından ve Şii imamlarını da Peygamberin (s.a.a) ailesinden seçmiştir. Yüce Allah Kur’an’da bazı asil aileleri diğer insanlara üstün kıldığını belirtmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah, Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı.”[10] Bu seçimin nedeni neydi? Bu konu Allah’ın hikmet sahibi ve adil oluşu göz önünde bulundurulduğunda tesadüf ve rastlantı eseri olamaz. Kesinlikle bunun delilleri vardır ve bunların bazıları bize bildirilmiş ve bazıları da bizden saklanmıştır. Peygamberlik silsilesinin İbrahim’in (a.s) soyundan devam etmesini açıklayan nedenlerden bir tanesi, onun Allah’ın dini yolunda göstermiş olduğu fedakârlık ve bu yönde yaptığı duanın kabul olmasıdır.[11] Allah’ın İbrahim’e cevabı onun iki evladı İshak ve İsmail’i de peygamber yapacağı, son peygamber gelinceye dek peygamberlerin çoğunu İshak’ın neslinden çıkaracağı ve dini kıyamete kadar sürecek olan son peygamberi ise İsmail’in neslinden seçeceği olmuştur. Bu yüzden biz neden peygamberlerin çoğu İbrahim’in neslindendir[12] ve niçin İbrahimî dinlerin çağırıcılarının çoğu İsrail oğullarındadır diye bir itirazda bulunamayız. Nitekim biz, İmam Hüseyin’in (a.s) evlatları kanalıyla imamet neslinin sürmesi ve İmam Hasan’ın (a.s) neslinden bir imamın bulunmayışını da karşısında teslim olmamız gereken ilahi bir hikmet olarak telaki etmekteyiz.

3. İbrahim’den sonra gönderilen Peygamberlerin yaklaşık çoğunun Yakub’un (a.s) evlatları veya başka bir tabirle İsrail oğullarından olduğu hususunda bir şüphe olmamakla birlikte, Kur’an-ı Kerim’de bu kavim ve taifeden olmayan başka peygamberlere de işaret edilmiştir. Örneğin:

3.1. Her ne kadar sizin sorunuzun konusu olmasa da İbrahim (a.s) öncesi Adem, Nuh, Hud ve İdris (a.s) gibi peygamberler İbrahimî dinlerden sayılmamaktadır, ama Kur’an onların kıssalarına değinmiştir.

3.2. Kur’an’da adı açıkça on iki defa geçen İbrahim’in (a.s) vasıtasız evladı İsmail[13] (a.s) ve onun çağdaşı olan ve bu semavî kitapta adı yirmi yedi defa geçen Lut[14] (a.s), şüphesiz İbrahim dinine mensup peygamberler olmakla birlikte İsrail oğullarından sayılmamaktadırlar.

3.3. Musa’nın (a.s) Firavun’dan kaçtıktan sonra yanına sığındığı ve kızıyla evlendiği Hz. Şuayb (a.s) İsrail oğullarından değildir. İbrahim’in (a.s) torunlarından ve onun “Medyen b. İbrahim” adındaki evladının neslindendir.[15] Hz. Eyüb (a.s) de bazı rivayetlere göre bu taifeden sayılmamaktadır.[16]

3.4. Her şeyden önemlisi, Kur’an’ın tabiriyle İbrahim dininin en üstün davetçisi olan aziz Peygamberin (s.a.a) bizzat kendisi[17] İsrail oğullarından değildir, bilakis İsmail oğullarındandır.

Son olarak şunları belirtmek gerekir: Kur’an’da adı belirtilen ve hatta İbrahim’den (a.s) sonra gelen peygamberlerin tümü İsrail oğullarından değildir. Eğer böyle bir sınırlama olsaydı bile, tüm peygamberlerin mesajı bir olduğu için bu Kur’an’ın insanları hidayete erdirmedeki hedefine bir zarar vermezdi.      



[1] Şeyh Saduk, Men La Yehziruhu el-Fakih, c. 4, s. 180, h. 5407, İntişarat-ı Camia-i Müderrisin, Kum, 1413 k.

[2] Bakara, 253, "تلک الرسل فضلنا بعضهم علی بعض"

[3] Ali İmran, 84; Bakara, 136 ve 285, "لا نفرق بین أحد من رسله"

[4] Ğafir, 78, "و لقد أرسلنا رسلا من قبلک منهم من قصصنا علیک و منهم من لم نقصص علیک"

[5] Nahl, 43, Enbiya, 7, "فسئلوا أهل الذکر إن کنتم لا تعلمون" (Belirtilen hususlar hakkında 546. Soru (Site: 596) adresine müracaat ederek daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz).

[6] Muhammed, 15, "مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتی‏ وُعِدَ الْمُتَّقُونَ فیها أَنْهارٌ مِنْ ماءٍ غَیْرِ آسِنٍ وَ أَنْهارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ یَتَغَیَّرْ طَعْمُهُ وَ أَنْهارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبین‏..."

[7] Ğaşiye, 12 – 16.

[8] Zuhruf, 71; Fussilet, 31, "...لکم فیها ما تشتهی أنفسکم و لکم فیها ما تدعون"

[9] Kaf, 35, "لهم ما یشاؤن فیها و لدینا مزید"

[10] Ali İmran, 33, "أن الله اصطفی آدم و نوحا و آل ابراهیم و آل عمران علی العالمین"

[11] Bakara, 124, "قال إنی جاعلک للناس إماما قال و من ذریتی..." ve İbrahim, 40, "رب اجعلنی مقیم الصلاة و من ذریتی"

[12] Nisa, 54, "أم یحسدون الناس علی ما آتاهم الله من فضله، فقد آتینا آل ابراهیم الکتاب و الحکمة و ..."

[13] Bakara, 125, 133, 136 ve 140.

[14] Enam, 86; A’raf, 80; Hud 77.

[15] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 12, s. 375 – 376 (be nakl az Mecmeu’l-Beyan-i Tabersi), Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 k.

[16] Biharu’l-Envar, c. 12, s. 384, h. 9.

[17] Ali İmran, 68, "إن أولی الناس بإبراهیم للذین اتبعوه و هذا النبی و ..."

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    24977 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    7110 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    16585 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Lanetleşmenin bir şartı var mıdır? Hangi konuda lanetleşmek mümkündür? Lanetleşmek kesin olara gerçekleş midir?
    19167 مباهله 2012/05/27
    Lanetleşmek, batıl yolda olan kimsenin ilahi gazaba uğraması ve hak yolda olan kimsenin de tanınması ve böylece hak ve batılın birbirinden ayrılması için iki tarafın birbirine lanet etmesinden ibarettir. Lanetleşmek bir tür duadır ve kendine ait özellik ve şartlara sahiptir. Biz onların bazılarına işaret edeceğiz: İnsanın üç ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10337 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • İslam’ın Hakkaniyetinin Aklî Delilleri
    21090 Yeni Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar bugün dünyada gözlemlenen dinlerde bir takım hakikatler yer alsa da, gerçek tevhit olan kamil hakikat sadece İslam’ın çehresinde gözlemlenebilirdir. Bu iddianın en büyük delili, diğer dinlerin muteber senetlerinin olmayışı ve metinlerinde tahrif ve aklî çelişkilerin bulunması ve bunun karşılığında Kur’an’ın senet taşıması, ...
  • Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
    36346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan ...
  • Ayakkabı giymenin adabı nedir?
    20961 Pratik Ahlak 2012/05/12
    İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) Rukayye adında bir kızı var mıydı?
    23693 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Fedakarlık ve insani kemallerle dolu Kerbela gibi bir olayda yaşı küçük olan kimseler fazla dikkat çekmemiş olabilir. Hz. Rugayye’nin (s.a) yaşamı, babası, amcası, halası gibi yüce şahsiyetlerin nurlarının ışığı arkasında kaldığından tarih kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adında küçük bir kızı olduğu konusuna değinilmemiştir. Bazı maktellerde İmam ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11686 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

En Çok Okunanlar