Gelişmiş Arama
Ziyaret
9372
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kur’an’ın her yerinde “arz” tekil olarak zikredilmesine rağmen neden Konut duasında yedi yere işaret edilmiştir?
Soru
“Arz” Kur’an’ın her yerinde tekil olarak zikredilmesine rağmen neden Konut duasında
"... رب السموات السبع و رب الارضین السبع..." denilerek yedi yere işaret edilmiştir?
Kısa Cevap

Yedi yer her ne kadar Kur’an-ı Kerim’de açıkça zikredilmemiş ve çoğul kipiyle (arzin) gelmemişse de Kur’an ayetlerinin birinde yedi yere ve onların yaratılışına işaret edilmiştir. Talak suresinin on ikinci ayeti ilgili ayettir. Bu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.” Birçok müfessire göre bu ayetteki “bir o kadarı” sözcüğünden maksat sayısal benzerliktir; yani Allah yedi göğü yarattığı gibi, yedi yeri de yaratmıştır.

Ayrıntılı Cevap

“Arz” kelimesi yer anlamındadır ve Kur’an’da 461 defa zikredilmiştir.[1] Bu kelime her zaman tekil kipiyle gelmiştir. Elbette rivayetlerde ve Nehcü’l-Belağa’da çoğul (arzun ve arzin) kipleriyle de zikredilmiştir.[2] Kur’an-ı Kerim’in birkaç ayetinde yedi göğün yaratılmasından söz edilmiştir.[3] Ama hiçbir ayette açık bir şekilde yedi gökten söz edilmemiştir. Bu nedenle bir grup, Kur’an’da “yer” tekil olarak zikredildiği için birden fazla yerin olmadığına inanmaktadır. Evet, Konut duası gibi bazı dualarda yedi gökten söz edilmiştir. Bütün bu konulara rağmen, Kur’an ayetlerinin birinde yedi yere ve onun yaratılışına işaret edildiğini belirtmek gerekir. Talak suresinin on ikinci ayeti ilgili ayettir. Bu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.”[4] Ayetin Arapçası şöyledir: «اللَّهُ الَّذِی خَلَقَ سَبْعَ سَماواتٍ وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ..» Bu ayetin metnine dikkat edildiği taktirde “misil” kelimesi ve “hunne” zamirinin tıpkı gök gibi yedi yerin yaratılışına delalet ettiği anlaşılacaktır. “Misil” kelimesinden neyin kastedildiği hakkında müfessirler[5],[6] sayısal benzerliğe inanmaktadır; yani Allah yedi göğü yarattığı gibi, yedi yeri de yaratmıştır. Merhum Allame Tabatabai şöyle buyuruyor: “وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ cümlesinin zahirinden, misilden kastedilenin sayısal benzerlik olduğu anlaşılmaktadır; yani gök yedi tane olduğu gibi, yer de onun gibi yedi tanedir.”[7] Hakeza Şia ve Ehli Sünnetin rivayetlerinde de yedi yerin yaratılışına işaret edilmiştir. İmam Sadık (a.s), aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) naklettiği uzun bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) bir kadına yaptığı açıklamada yedi yere ve onların yaratılışına işaret etmektedir.[8] İmam Rıza da detaylı bir hadiste göklerin yaratılışı ve yedi yeri beyan etmektedir. Bu hadisin bir bölümünde şöyle buyuruyor: “Biz sadece dünyanın yeri ve göğünü görmekteyiz. İkinci yer birinci göğün yukarısındadır. İkinci göğün yukarısında bir kubbe vardır ve üçüncü yer ikinci göğün yukarısındadır. Üçüncü göğün yukarısında bir kubbe vardır. Dördüncü yer üçüncü göğün yukarısındadır. Dördüncü göğün yukarısında bir kubbe vardır. Beşinci yer dördüncü göğün yukarısındadır. Beşinci göğün yukarısında bir kubbe vardır. Altıcı yer beşinci göğün yukarısındadır. Altıncı göğün yukarısında bir kubbe vardır. Yedinci yer altıncı göğün yukarısındadır. Altıncı göğün yukarısında bir kubbe vardır. Rahman olan Allah’ın arşı yedinci göğün yukarısındadır. O halde “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır”[9] diye Allah tarafından buyrulan bu ayetin manası budur.[10] Ehli Sünnet kanalıyla nakledilen rivayetlerde de bu manayı aziz İslam Peygamberine (s.a.a) isnat etmişlerdir.[11] Ama yedi yerden maksadın ne olduğuna bakılmalıdır. Bu hususta birkaç ihtimal belirtilmiştir ve biz her birine özetle işaret ediyoruz:

1. Yedi yer, yapıları bizim yaşadığımız yerküre türünden olan yedi gök küre anlamındadır.

2. Yedi yer, yedi tabakası olan bizim yerküremizdir; çünkü bu tabakalar soğan tabakaları gibi üst üste yer almakta ve tüm küreyi kuşatmaktadır. En basit tabakası da bizim üzerinde bulunduğumuz tabakadır.

3. Yedi yer, yeryüzündeki yedi parça ve yedi kısımdır. Eski coğrafya bilimciler yeryüzünü yedi kısım veya kıtaya taksim etmişlerdir.

Bunlar, her birinin taraftarı bulunan birkaç yorumdur.[12] O halde “arz” lafzı her ne kadar Kur’an’da sürekli tekil kipiyle gelmişse de Talak suresinin on ikinci ayeti esasınca yedi gök gibi, yedi yer de mevcuttur.



[1] Karaşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-ı Kur’an, c. 1, s. 59, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 h.ş.

[2] Subhi Salih, Nehcü’l-Belağa, hutbe. 130, s. 188, İntişarat-ı Daru’l-Hicre, Kum.

[3] Muminun, 86; İsra, 44; Nuh, 15.

[4] Talak, 12 "اللَّهُ الَّذِی خَلَقَ سَبْعَ سَماواتٍ وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ. یَتَنَزَّلُ الْأَمْرُ بَیْنَهُنَّ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَلى‏ کُلِّ شَیْ‏ءٍ قَدِیرٌ وَ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحاطَ بِکُلِّ شَیْ‏ءٍ عِلْماً"

[5] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546, Naşir: Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Hovze-i İlmiye-i Kum, Kum, çap: pencom, 1374 ş; Mekarim, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 24, s. 260, Naşir: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı Tahran, 1374 ş; İbn-i Kesir, Tefsiri’l-Kur’ani’l-Azim, c. 8, s. 177, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, 1419.

[6] Tayyib, Seyid Abdülhüseyin, Etibu’l-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 13, s. 66, İntişarat-ı İslam, Tahran, 1378.

[7] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546.

[8] Arusi Cuveyzi, Abd-ı Ali b. Cuma, c. 5, s. 364,İntişarat-ı İsmailiyan, Kum, 1415 k.

[9] Talak, 12.

[10] Behrani, Seyid Haşim, el-Burhan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 5, s. 414, Neşr-i Bonyad-ı Biset, Tahran, 1416.

[11] Deruze, Muhammed İzzet, et-Tefsirü’l-Hadis, c. 8, s. 345 – 346, Daru’l-İhyai’l-Kütübi’l-Arabiye, Kahire, 1383 k.

[12] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) terörist saldırılara karşı neden kendi türbelerini koruyamadılar?
    6558 Eski Kelam İlmi 2010/07/17
    Allah-u Teala, Yüce Peygamberine (s.a.a) ve Masum İmamlara (a.s) teşrii (yasama, helal ve haramları belirleme) velayetin yanı sıra, tekvini velayette vermiştir. Onların alemi istedikleri şekilde idareetmeve müdahelegüçlerivardır. Böylesi bir velayet ve güç sadece ...
  • Fecr-i sadık ve Fecr-i kazib’ten kasıt nedir?
    36997 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Fecr-i sadık (gerçek/ikinci fecir) ve fecr-i kazib (yalancı/birinci fecir) iki fıkhi ve astronomik terim olup gece ve gündüzün özel vakitleridir. Fecr-i kazib doğuda görülen beyazlıkla meydana gelir. Bu zamanda namaz kılınamaz. Fecr-i sadık’ın zamanı, o beyazlığın doğu tarafından yayılmasıdır. Bu zaman, sabah namazının ...
  • Allah’ın gani olmasını akli açıdan ispat eder misiniz?
    6483 Eski Kelam İlmi 2012/06/14
    Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor: Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.[1] Allah’ın muhtaç olmaması anlamına gelen gani sıfatı da Allah’ın varlığının, birliğinin ve nedene ihtiyaç duymamasının ispatlanmasından sonra müyesserdir. Biz burada Allah’ın bir neden ...
  • Neden Hz. Peygamber (s.a.a) hayır ve iyiliği güzel yüzlüler nezdinde arayın diye buyurmuştur? Hâlbuki İslam’da zahiri güzellik yerine deruni güzellik önemlidir!
    9575 معیار شناسی (دین و اخلاق) 2012/11/04
    Şüphesiz insanın Allah nezdinde derecesini yükselten şey deruni ve manevi güzelliktir. Allah’a yaklaşmaya neden olan şey deruni güzellik ve temizliktir.[1]Bu yüzden bir insan ne kadar zahiri olarak güzel olursa olsun manevi güzellik taşımazsa yüce Allah nezdinde hiçbir değer taşımaz. Ama bununla birlikte sosyal ilişkilerde ...
  • İslam dininin erkeklerin bakımı ve kişisel temizliği için tavsiyeleri nelerdir?
    4004 Teorik Ahlak 2019/10/09
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3339 Sire 2020/01/20
  • Sabah ezanının bitimine kadar sahur yenilebilir mi?
    9716 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/04
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Mükellef fecrin doğduğunu bilir veya itminan ederse yemek yiyemez, ama itminan etmezse yemenin sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: 1) Vaktin girdiğine yakin etmişseniz yiyemezsiniz. 2) Şehirden dört fersah (22 km) uzaklaşıp yolculuğa çıkar, orucunuzu yer, sonra da kaza edersiniz. Ayetullah el-Uzma ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    16173 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...
  • Darwin’in evrim teorisi hakkında görüşünüz nedir?
    10439 Eski Kelam İlmi 2012/11/11
    Doğa bilimcileri arasında bitkiler ve canlıları içine alan varlıkların yaratılışı hakkında iki hipotez mevcuttur. A. Türlerin evrim teorisi veya transformizm: Bu hipotez canlı varlıkların başlangıçta bir hücreli varlıklar olarak okyanuslarda ve denizlerin derin katmanlarındaki çamurlarda bir atılım ile ortaya çıktığını söylemektedir. B. Türlerin ...
  • Müslim b. Akil’in Kerbela’ya gelen kızlarının ismi nedir?
    8359 تاريخ بزرگان 2009/02/04
    Hz. Müslim b. Akil’in hayatını anlatan kitaplar incelendiği zaman, Onun Atike ve Hamide adlı iki kızının olduğu anlaşılmaktadır. Atike, Kerbelada Aşura günü, düşmanın çadırlara saldırması sonucu şehid oldu. Hamide ise, Kerbela’da esir düştü. Hz. Müslim’in nesli onunla devam etti. ...

En Çok Okunanlar