Gelişmiş Arama
Ziyaret
9205
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kur’an’ın her yerinde “arz” tekil olarak zikredilmesine rağmen neden Konut duasında yedi yere işaret edilmiştir?
Soru
“Arz” Kur’an’ın her yerinde tekil olarak zikredilmesine rağmen neden Konut duasında
"... رب السموات السبع و رب الارضین السبع..." denilerek yedi yere işaret edilmiştir?
Kısa Cevap

Yedi yer her ne kadar Kur’an-ı Kerim’de açıkça zikredilmemiş ve çoğul kipiyle (arzin) gelmemişse de Kur’an ayetlerinin birinde yedi yere ve onların yaratılışına işaret edilmiştir. Talak suresinin on ikinci ayeti ilgili ayettir. Bu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.” Birçok müfessire göre bu ayetteki “bir o kadarı” sözcüğünden maksat sayısal benzerliktir; yani Allah yedi göğü yarattığı gibi, yedi yeri de yaratmıştır.

Ayrıntılı Cevap

“Arz” kelimesi yer anlamındadır ve Kur’an’da 461 defa zikredilmiştir.[1] Bu kelime her zaman tekil kipiyle gelmiştir. Elbette rivayetlerde ve Nehcü’l-Belağa’da çoğul (arzun ve arzin) kipleriyle de zikredilmiştir.[2] Kur’an-ı Kerim’in birkaç ayetinde yedi göğün yaratılmasından söz edilmiştir.[3] Ama hiçbir ayette açık bir şekilde yedi gökten söz edilmemiştir. Bu nedenle bir grup, Kur’an’da “yer” tekil olarak zikredildiği için birden fazla yerin olmadığına inanmaktadır. Evet, Konut duası gibi bazı dualarda yedi gökten söz edilmiştir. Bütün bu konulara rağmen, Kur’an ayetlerinin birinde yedi yere ve onun yaratılışına işaret edildiğini belirtmek gerekir. Talak suresinin on ikinci ayeti ilgili ayettir. Bu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.”[4] Ayetin Arapçası şöyledir: «اللَّهُ الَّذِی خَلَقَ سَبْعَ سَماواتٍ وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ..» Bu ayetin metnine dikkat edildiği taktirde “misil” kelimesi ve “hunne” zamirinin tıpkı gök gibi yedi yerin yaratılışına delalet ettiği anlaşılacaktır. “Misil” kelimesinden neyin kastedildiği hakkında müfessirler[5],[6] sayısal benzerliğe inanmaktadır; yani Allah yedi göğü yarattığı gibi, yedi yeri de yaratmıştır. Merhum Allame Tabatabai şöyle buyuruyor: “وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ cümlesinin zahirinden, misilden kastedilenin sayısal benzerlik olduğu anlaşılmaktadır; yani gök yedi tane olduğu gibi, yer de onun gibi yedi tanedir.”[7] Hakeza Şia ve Ehli Sünnetin rivayetlerinde de yedi yerin yaratılışına işaret edilmiştir. İmam Sadık (a.s), aziz İslam Peygamberinden (s.a.a) naklettiği uzun bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.a) bir kadına yaptığı açıklamada yedi yere ve onların yaratılışına işaret etmektedir.[8] İmam Rıza da detaylı bir hadiste göklerin yaratılışı ve yedi yeri beyan etmektedir. Bu hadisin bir bölümünde şöyle buyuruyor: “Biz sadece dünyanın yeri ve göğünü görmekteyiz. İkinci yer birinci göğün yukarısındadır. İkinci göğün yukarısında bir kubbe vardır ve üçüncü yer ikinci göğün yukarısındadır. Üçüncü göğün yukarısında bir kubbe vardır. Dördüncü yer üçüncü göğün yukarısındadır. Dördüncü göğün yukarısında bir kubbe vardır. Beşinci yer dördüncü göğün yukarısındadır. Beşinci göğün yukarısında bir kubbe vardır. Altıcı yer beşinci göğün yukarısındadır. Altıncı göğün yukarısında bir kubbe vardır. Yedinci yer altıncı göğün yukarısındadır. Altıncı göğün yukarısında bir kubbe vardır. Rahman olan Allah’ın arşı yedinci göğün yukarısındadır. O halde “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır”[9] diye Allah tarafından buyrulan bu ayetin manası budur.[10] Ehli Sünnet kanalıyla nakledilen rivayetlerde de bu manayı aziz İslam Peygamberine (s.a.a) isnat etmişlerdir.[11] Ama yedi yerden maksadın ne olduğuna bakılmalıdır. Bu hususta birkaç ihtimal belirtilmiştir ve biz her birine özetle işaret ediyoruz:

1. Yedi yer, yapıları bizim yaşadığımız yerküre türünden olan yedi gök küre anlamındadır.

2. Yedi yer, yedi tabakası olan bizim yerküremizdir; çünkü bu tabakalar soğan tabakaları gibi üst üste yer almakta ve tüm küreyi kuşatmaktadır. En basit tabakası da bizim üzerinde bulunduğumuz tabakadır.

3. Yedi yer, yeryüzündeki yedi parça ve yedi kısımdır. Eski coğrafya bilimciler yeryüzünü yedi kısım veya kıtaya taksim etmişlerdir.

Bunlar, her birinin taraftarı bulunan birkaç yorumdur.[12] O halde “arz” lafzı her ne kadar Kur’an’da sürekli tekil kipiyle gelmişse de Talak suresinin on ikinci ayeti esasınca yedi gök gibi, yedi yer de mevcuttur.



[1] Karaşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-ı Kur’an, c. 1, s. 59, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 h.ş.

[2] Subhi Salih, Nehcü’l-Belağa, hutbe. 130, s. 188, İntişarat-ı Daru’l-Hicre, Kum.

[3] Muminun, 86; İsra, 44; Nuh, 15.

[4] Talak, 12 "اللَّهُ الَّذِی خَلَقَ سَبْعَ سَماواتٍ وَ مِنَ الْأَرْضِ مِثْلَهُنَّ. یَتَنَزَّلُ الْأَمْرُ بَیْنَهُنَّ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ عَلى‏ کُلِّ شَیْ‏ءٍ قَدِیرٌ وَ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَحاطَ بِکُلِّ شَیْ‏ءٍ عِلْماً"

[5] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546, Naşir: Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Hovze-i İlmiye-i Kum, Kum, çap: pencom, 1374 ş; Mekarim, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 24, s. 260, Naşir: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı Tahran, 1374 ş; İbn-i Kesir, Tefsiri’l-Kur’ani’l-Azim, c. 8, s. 177, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, 1419.

[6] Tayyib, Seyid Abdülhüseyin, Etibu’l-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 13, s. 66, İntişarat-ı İslam, Tahran, 1378.

[7] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546.

[8] Arusi Cuveyzi, Abd-ı Ali b. Cuma, c. 5, s. 364,İntişarat-ı İsmailiyan, Kum, 1415 k.

[9] Talak, 12.

[10] Behrani, Seyid Haşim, el-Burhan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 5, s. 414, Neşr-i Bonyad-ı Biset, Tahran, 1416.

[11] Deruze, Muhammed İzzet, et-Tefsirü’l-Hadis, c. 8, s. 345 – 346, Daru’l-İhyai’l-Kütübi’l-Arabiye, Kahire, 1383 k.

[12] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Musevi Hemedani, c. 19, s. 546.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam evlatlarının adına yapılmış türbelere inanmanın ölçüsü nedir?
    6813 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    İmam evlatlarından maksat Ehl-i Beyt İmamlarının soyundan gelen zatların türbeleridir. Bir çok hadiste Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin gerekli olduğu vurgulanmış ve bu iş için büyük bir sevap ve mükafat vaat edilmiştir.Resulullah’ın soyuna saygı göstermenin bir örneği de onların mezarlarına saygı göstermek, oraları ziyaret ...
  • Şia'nın Mehdi Muntezer hakkında görüşü nedir?
    10145 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Bu soru çok genel olduğu için, cevapta bu konuyu birkaç yönden ele alıp; İmam Mehdi (ac)'in hayatını, Kur'an ve rivayetlerdeki bilgileri ve son olarak 12. İmamın zuhurunun alametlerini kısaca inceleyeceğiz.On ikinci imamın ismi İslam peygamberinin ismiyle (m h m d) aynıdır ...
  • Neden yeni Müslüman olmuş birisi geçmiş namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmezken doğuştan Müslüman olan birisi eda etmediği namaz ve oruçlarını kaza etmesi gerekmektedir?
    2736 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2020/01/19
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12734 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir?
    7622 Tefsir 2012/05/12
    Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki yetimlerin mallarına karşı dikkatli olmalarını istiyor. Yani onların sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt çağına erdiklerini fark ettiklerinde ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    6967 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Haksız yere yemin eden kimsenin akıbeti ne olur?
    12187 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Haksız yere yemin etmenin akıbetinden maksat iki şey olabilir:1- Şer’i ve fıkhi hüküm manasında akıbet.2- Getirdiği sonuçlar manasındaki akıbet. Bu etki dünya veya ahiret etkileri olabilir. Sorudan galiba bu ikinci mana kastedilmektedir.1- Şer’i HükümŞer’i Hüküme göre ...
  • Nur suresinin iniş sebebi nedir?
    30901 Tefsir 2012/05/27
    Nur suresinin bir iniş sebebi yoktur; ama 6 ila 9, 11 ila 16 ve 30 ila 31. ayetlerinin iniş sebebi vardır ve aşağıda bunlara işaret edilecektir: Nur suresinin 6 ila 9. ayetlerinin iniş sebebi: Bu ayetlerin iniş sebebi hakkında İbn. Abbas’tan nakledildiğine göre ...
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8855 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    17415 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...

En Çok Okunanlar