Gelişmiş Arama
Ziyaret
12320
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İntihar gibi bazı günahlar insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu?
Soru
Selamun Aleykum. Benim sizden sormak istediğim bir soru var: Bazı günahları işlemek insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu? Örneğin eğer siz intihar günahına bulaşırsanız, bu sizin otomatik bir şekilde cehenneme girmenize neden olur mu?
Kısa Cevap

İnsanın paraşüt ve yardımcı araçlardan istifade etmeksizin kendisini yüksek bir noktadan atması onun bedeninin parçalanmasına neden olur.  Aynı şekilde insan kendini derin bir denize atar ve yüzme tekniklerini de bilmezse doğal olarak kendisinin boğulmasına zemin hazırlar. Bu her iki durumda da dönüş yolu bulunmaz. Bazı günahlar da tövbe imkânını ortadan kaldıran bir özelliğe sahip olması nedeniyle, bu günahlara bulaşanlar cehennemin geri dönülmez yoluna girerler. Elbette bu durumlarda sadece toleransla otomatik tabiri kullanılabilir ve böyle bir neticenin insanların kendi davranışlarının direkt neticesi olduğunu biz biliyoruz.  

Ayrıntılı Cevap

Cevap vermeden önce otomatik sözcüğünden neyin kastedildiğine dikkat etmemiz gerekir. Bu kavramı, bir davranışın direkt neticesi olan hususlar hakkında da kullanmak isteyip istemediğimizi belirtmeliyiz. Örneğin eğer insan ayağını ataşe sokarsa otomatik olarak ayağı yanar veya yüksek bir noktadan kendini atarsa otomatik olarak yere çakılır ve bedeni parçalanır diye söyleyebilir miyiz?!

Bu mukaddime eşliğinde sorunuzu yanıtlıyoruz: Evrenin Rabbi, insanları yarattıktan sonra onlar için bir takım davranışları yasaklamış ve bu davranışların yapılması durumunda kendilerini cehennem ateşinin beklediğini belirtmiştir. Bazı günahların çürümüş yiyecekler gibi olup uzun süre tüketildikleri takdirde zarar veren türden olduğunu, bazılarının da büyük bir patlama gibi insanın manevi yaşamını darmadağın ettiğini bilmekteyiz. Öte taraftan yüce Allah’ın engin rahmeti sayesinde insan için birçok yol tanıtılmış ve bu yollardan geçerek insanın bazı ağır cezalarının geçersiz kılınması veya onların bir ölçüye dek azaltılması hedeflenmiştir. Haksız hasarların telafi edilmesi, günah nedeniyle zarar görmüş kimselerden helallik istenmesi ve en sonda da yüce Allah’a tövbe etmek bir günahı telafi etmenin yolları sayılır. Telafi edici bu hususlar ve özellikle tövbenin insanın ölümünden önce ve onun yaşamı esnasında yapılması gerektiği ve ölüm esnasındaki veya öldükten sonraki bir tövbenin bir eserinin olmayacağı apaçıktır.[1] Belirtilen hususlar baz alınarak sorunuzda işaret edinilen intihar günahına dönüyoruz. İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: “Mümin birey türlü belalara müptela olabilir veya değişik hadiseler ile dünyadan geçebilir, ama o asla intihar etmez.”[2] İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Her kim bilerek intihara teşebbüs ederse, ebedi olarak cehennem ateşinde kalır.”[3] Başka bir ifadeyle ve elbette az bir toleransla intiharın insanı otomatik olarak cehenneme sokan bir günah olduğu söylenebilir. Lakin neden?

1. Belirtildiği gibi, yüce Allah’a tövbe etmeyle günahların cezalarının giderilmesi ve azaltılması imkânı mevcuttur ve bu tövbenin ölümden önce yapılması gerekir. Lakin intihar günahı, hayat ve yaşam imkânını insandan alan ve tövbe fırsatını kendisinden gideren bir günahtır. Başka bir ifadeyle birey böyle bir günaha bulaşmayla cezaları iptal etmek veya azaltmak için en son şansını yitirmekte ve tabii olarak cehenneme girmektedir.

2. Hayat ve yaşam yüce Allah tarafından insana bahşedilmiş değerli bir hediyedir. Bu hediye gerçekte insanın yardımıyla kemalin en üst derecelerine erebileceği bir fırsattır. İntihar eden birey, kendi elleriyle fırsatı ortadan kaldırmaktadır ve onun ateşte yanması bu fırsatın kaldırılmasının direkt neticesidir. Nitekim bir birey basiretsizce kendini ateşe verirse, onun bedeninin yanması uygun olmayan davranışının direkt neticesidir.

Bu bağlamda insanın kendi hayatını yok etmesi bağışlanmayan bir suç olması gibi, insanın başkalarından hayat fırsatını alması da geri dönülmeyen cezalar gerektirecektir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Mümin birey haksız yere eli bir müminin kanına bulaşmayıncaya dek her zaman kendi davranışlarını yenileme fırsatına sahiptir ve mümin bir bireyi öldüren bir şahıs (zahirde pişmanlık için gerekli fırsatı taşısa da şartlar öyle bir şekilde gerçekleşir ki) tövbe etme başarısını yakalamaz.”[4] Bazı günahlar da her ne kadar tövbe imkânını yok etmese de ona ulaşma şansını azaltır. Şu rivayete dikkat ediniz: “Sarhoş edici bir şarap içmiş bir bireyin durumunun ne olduğu hususunda İmam Sadık’tan (a.s) sorarlar ve İmam (a.s) şöyle cevap verir: Kırk güne dek onun ne namazı ve ne de tövbesi kabul olur. Eğer bu müddet içinde dünyadan göçerse cehenneme girer.”[5]

Son olarak şöyle bir netice alınabilir: Bazı günahlar, insanın otomatik olarak cehenneme girmesine neden olur. Ama bundan determinizm anlaşılmamalı ve bireylerin kendi günahlarıyla irtibatlı sorumlulukları küçük görülmemelidir. Cehenneme bu otomatik giriş, günahkâr tarafından yapılmış davranışın direkt neticesidir. Nitekim kendini yüksek bir noktadan atan bir şahsın bedeninin parçalanması, onun bu konudaki sorumluluğunu yok etmez. Esasen amellerin tecessüm etmesi veya amel ve ödülün somutlaşması görüşünce, cennet ve cehennem gerçekte insanın amelidir ve gerçekte cennet ve cehennemi inşa eden insanın kendi amelleridir. İnsanın amel işlemesi ve önceden belirlenmiş bir anlaşma esasınca kendisini amelinin ödülü ve cezası sıfatıyla cennet ve cehenneme göndermeleri diye bir şey söz konusu değildir. Bu görüş esasınca, günahlar hakkında “otomatik olarak” tabiri mana ve mefhumunu kaybedecektir. 

 


[1] Nisa Suresi, 18. ayet.

[2] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 3, s. 112, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[3] a.g.e, c. 7, s. 45, hadis 1.

[4] a.g.e,c. 7, s. 272, hadis 7.

[5] Şeyh Saduk, Sevabu’lA’mal, s. 244, Daru’rRezili’nNeşr, Kum, 1406 h.k.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar