Gelişmiş Arama
Ziyaret
12721
Güncellenme Tarihi: 2010/06/19
Soru Özeti
Kimler İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat halindedirler?
Soru
Kimler İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat halindedirler?
Kısa Cevap

İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibat halinde olmanın teorik temelleri ve bunun değişik türleri kendi yerinde incelenmelidir. Bununla birlikte Şia ulemasının bazı muteber kitaplarında Mukaddes-i Erdebili, Seyit Bahru’l-Ulum, Seyit b. Tavus ve başka birçok büyük şahsiyetin görüşmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde birçok birey de İmam-ı Zaman (a.c.f) ile özel bir irtibat içinde olan ve bu bireylere yardım etmek için ortaya çıkan kimseler ile görüşme başarısını elde etmiştir. Bir bakışa göre İmam-ı Zaman (a.c.f) ile özel bir irtibatı olan fertler pir, abdal ve gayp erleri olarak adlandırılırlar. Pir, abdaldan bir mertebe daha üstte yer alır ve bunların Hz. İsa (a.s), Hızır, İlyas ve İdris (a.s) gibi İmam-ı Zamana (a.c.f) en yakın sayılan bireyler olduğu belirtilmiştir. Abdal ve arifler silsilesi bunlardan sonra gelir. Bu bireyler genel olarak insanlar tarafından tanınmazlar ve kendilerinin sayısı hakkında da özel bir görüş birliği mevcut değildir. Bununla birlikte rivayetlerde kendilerinin bazı karakteristik özelliklerine işaretlerde bulunulmuştur.

Ayrıntılı Cevap

Gıyap döneminde İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibata geçmenin imkânı hakkında her zaman iki genel düşünce var olmuştur: Bir grup gıyap döneminde İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibatın mümkün olmadığına inanmakta, diğer grup ise böyle bir irtibatın imkân dâhilinde olduğuna, reel âlemde de bunun gerçekleştiğine,  bireylerin İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile bir tür irtibata geçmek için çalışmaları ve bu husustan gaflet etmemeleri gerektiğine inanır. Elbette bu irtibattan kastedilen şey, bunun mümkün olduğunu iddia edenler ile bunun imkânsızlığına inananlar arasında ortak bir husus değildir. Eğer irtibat bağlamında bir takım özel manaları göz önünde bulundurursak ve bu cümleden olmak üzere halkın açıkça ve ihtiyari olarak İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibat kurması kastedilirse -ki bu gıyap meselesi ile çelişir- tüm âlimlerin görüş birliğiyle imkânsız sayılır. Gıyapta olma ve görünmeme ile birlikte manevi irtibat kurmak gibi başka irtibat anlamları ise imkân dâhilîde değerlendirilmiştir. Mülakat olarak da tabir edilen İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat türleri arasında aşağıdaki hususlara işaret edilebilir:

1. İmam-ı Zamanı (a.c.f) görüp ama tanımamak (bazı rivayetlerde buna işaret edilmiştir[1]).

2. Mülakat ederek veya İmam-ı Zamanı (a.c.f) tanıyarak hissi ve zahiri bir şekilde görmek.

3. İmam-ı Zaman (a.c.f) ile şuhudi bir hal ve durumda mülakatta bulunmak (bu irfani yolculuğun hâsılıdır).

Mahiyetinin ipham taşıması nedeniyle İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurmanın üçüncü anlamı hakkında reddedilme veya kabul edilme noktasında âlimler az görüş bildirmiştir. İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurma hakkında bulunan görüş ayrılığı daha çok fiziki ve zahiri (ikinci anlamıyla) irtibat ve mülakata matuftur. Bununla birlikte İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurma hakkında bazı büyük şahsiyetlerin sözleri irfani ve şuhudi manaları çağrıştırmaktadır. Ayetullah Seyit Ali Ağa Kazım ve Ayetullah Ensari Hemadani’den İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurmak hakkında nakledilen sözler, daha çok batıni irtibata işaret etmektedir.[2] Genel olarak birçok arifin sözlerinde az veya çok bu tür sözler dile getirilmiştir. Merhum Muhaddis Nuri[3] “en-Necmu’s-Sakıp” kitabında bazı Şia büyüklerinin İmam-ı Zaman (a.c.f) ile kurdukları irtibata değinmiştir. Bu kitap bu alanda en kapsamlı ve en muteber eser sayılabilir. Bu kitapta bu konunun nazari ve ilmi temelleri yazılmıştır. Aynı şekilde İmam-ı Zaman (a.c.f) ile mülakat etme imkânını reddeden bazı âlimlerin delilleri incelenmiştir. Kendi, İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibatın gerçekleşmesi ve güvenilirlikleri hususunda bir şüphe bulunmayan birçok büyük şahsiyet tarafından bunun nakledilmesinin böyle bir hadisenin gerçekleşme olasılığına en önemli delil teşkil ettiğine inanmaktadır. Mukaddesi Erdebili, Seyit Bahru’l-Ulum, Seyit b. Tavus ve aynı şekilde özel bir yer taşımakla birlikte büyük şöhreti olmayan birçok başka bireyin görüşme detayları bu kitapta ayrıntılı bir şekilde beyan edilmiştir. Aynı şekilde birçok birey de İmam-ı Zaman (a.c.f)   ile özel bir irtibat halinde olan ve bu bireylere yardım etmek için ortaya çıkan kimselerle görüşme başarısını elde etmiştir.[4]

Pir ve Abdal

İmam-ı Zaman (a.c.f) ile beraber olan bireyler hakkında bir takım rivayetler nakledilmiştir ve bu rivayetlerden bazı bireylerin İmam-ı Zaman (a.c.f) ile yakın bir ilişki içinde oldukları anlaşılabilir. Lakin bu bireyler her zaman halktan gizli kalmışlardır. İmam Bakır’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “İmam Mehdi (a.c.f) zorunlu olarak uzlette olacaktır ve uzlet zamanında güç taşıyacaktır. O, yanında bulunan otuz kişi ile dehşet ve yalnızlıktan kurtulmuş olacak ve kendisinin hiçbir korkusu olmayacaktır.”[5] Bir bakışa göre İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile beraber olan bu grup abdallardan ibarettir; bu bireylerden her biri dünyadan göçünce yerini başkası alır. Abdal ve pir konusu irfanda geniş bir bahsi teşkil eder ve bazı rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Abdalın varlığının esası, böyle bireylerin yaratılış âlemindeki özel konumu ve aynı şekilde onların İmam-ı Zaman (a.c.f) ve zuhur meselesi ile olan irtibatı, ilgili rivayetler mecmuasından anlaşılabilir. Lakin onların sayısı hakkında her zaman âlimler arasında görüş ayrılığı bulunmuştur. Rivayetlerde de kesin bir görüşe rastlamak olanaksızdır. Bazı rivayetlerde kırk kişiye işaret edilmiş[6] ve bazı rivayetler ise İmam-ı Zaman (a.c.f) ile birlikte olan kimseleri otuz kişi olarak belirtilmiştir. Nitekim İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen mezkûr rivayette buna işaret edilmiştir. Hz. Ali’den (a.s) nakledilen bazı rivayetlerde de Şam’da bulunan abdallar açıkça belirtilmiştir.[7] Son olarak pirin abdaldan bir mertebe daha üstte yer aldığı ve bir görüş esasınca pirlerin İmam-ı Zamana (a.c.f) en yakın bireyler olan Hz. İsa (a.s), Hızır (a.s), İlyas (a.s) ve İdris’in (a.s) olduğu ve arifler silsilesinin ise bunlardan sonra geldiğini belirtmek gerekir.

Abdalların Bazı Sıfatları

İslam Peygamberinden (s.a.a) nakledilen bazı rivayetlerde abdalların özelliklerine işaret edilmiştir ve aşağıda onlardan bazılarına işaret edilecektir:

1. Abdal İbrahim’in (a.s) kalbi gibi bir kalbe sahiptir.[8] (Bu benzerlikten kastedilen şey onların Allah’ın dininde kararlılık, mertlik, tevazu ve direniş konularında Hz. İbrahim (a.s) gibi oldukları olabilir.)

2. Abdal insanları beladan koruyan ve Allah’ın aracılıklarıyla belaları insanlardan uzaklaştırdığı kimselerdir.[9]

3. Onlar, kendilerine zulüm edenlere iyilik ve ihsan eder, kendilerine kötülük edenlere fedakârlıkta bulunur.

Onlar, her zaman ilahi kazaya razı olup her türlü haramdan kendilerini temiz tutar ve Allah için gazaplanırlar.[10]4.İbn. Mesud İslam Peygamberinden (s.a.a) şöyle nakletmiştir: Biliniz ki bunlar (abdal) asla bu makamı namaz kılmak, oruç tutmak ve sadaka vermekle kazanmamışlardır. Sahabeler, ey Allah’ın Resulü o halde hangi vesile ile onlar bu makama ermiştir diye sormuş ve Hz. Peygamber de (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Müslümanlar için cömertlik, bağışta bulunmak ve hayır istemek vesilesi ile bu makama ermişlerdir.”[11] Bir başka rivayette de şöyle nakledilmiştir: “Benim ümmetimin abdalları ameller vasıtası ile cennete girmezler, onlar Allah’ın rahmeti, cömertlik, kalp arılığı ve tüm Müslümanlara yönelik şefkat beslemeleri sayesinde cennete girerler.”[12]

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki cevaplara müracaat edebilirsiniz:

7795 (Site: 7901).

1405 (Site: 1425).

8544 (Site: 8550).

15344 (Site: 15057).

 


[1] Bazı rivayetler bu konuya delalet etmekte ve göründüğü kadarıyla bu hususta alimler arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Hz. Ali’den nakledilen şu rivayet bunlardan biridir: “Hakkın hücceti yeryüzünde bulunur. Caddelerde hareket eder, evlere girer, dünyanın doğu ve batısına gider, halkın konuşmalarını duyar, halk topluluğuna selam verir, görür ama görünmez.” El-Ğıybe en-Numani, s. 144.

[2] Ağa Seyid Haşim Haddad şöyle demiştir: “Hz. Ağa Ayetullah Kazi sözlerinde, oturup kalkmalarında ve genel olarak bir halden başka bir hale geçişte özellikle “ya Zamanın Sahibi” kelimesini çok dile getirirdi. Bir gün bir şahıs kendisinden asrın velisi (ruhumuz ona feda olsun) ile gürüştünüz mü diye sorar ve kendisi “her sabah kalktığında ilk bakışta zamanın imamını görmeyen göz kör olsun” der. Usve-i Arifha (Gofte Ve Ne Gofteha Der Bare-i Merhum Kazi (r.a)), s. 109, Sadık Hasan Zade, Muhammed Tayyar Muraği. Aynı şekilde Ayetullah Şeyh Mahammed Cevad Ensari Hemedani, İmam-ı Zamanı gıyap devrinde görmek mümkün müdür sorusuna şöyle cevap vermiştir: Allah’ı görmenin mümkün olduğu bir yerde O’nun mahluku olan imam nasıl görülmez. Bir başka yerde İmam-ı Zaman ile görüştünüz mü sorusuna yakinim artmadı, cevabını vermiştir. (Kuyi Bi Nişanha, Seyri Der Zınddegi Arif-i Billah Ve Salik.)

[3] Allame Hacı Mirza Hüseyin Muhaddis Nuri, alimler arasında “hatemü’l-muhaddisin” lakabını kazanmıştır. Ayetullah Mirza Bozorg-i Şirazi, “Maş’aş Merhum Muhaddis Nuri” kitabına düştüğü notta onu zamanın allamesi ve devrin nadir şahsı olarak adlandırmıştır. O, alimler arasında Allame Nuri, Muhaddis Nuri, Mirza Nuri ve Haci Nuri olarak adlandırılmıştır.

[4] Muhaddis-i Nuri’nin “Necmu’s-Sagıb” kitabına müracaat edilsin.

[5] Muhammed b. Yakup el-Kâfi, c. 1, s. 340, Şeyh Tusi, Kitabu’l-Giybe, s. 102; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 52, s. 153, hadis 6.

[6] İbn. Asakir, 1/60.

[7]« الْأَبْدَالُ يَكُونُونَ بِالشَّامِ وَهُمْ أَرْبَعُونَ رَجُلًا كُلَّمَا مَاتَ رَجُلٌ أَبْدَلَ اللَّهُ مَكَانَهُ رَجُلًا ...», İbn. Asakir, 1/60; İbn. Esir, 107; İbn. Hanbel, 112.

[8] Müsned-i Ahmed, c. 5, s. 322.

[9] Taberani, el-Mucemu’l-Kebir, c. 10, s. 324.

[10] Hilyetu’l-Evliya, c. 1, s. 8.

[11] Taberani, a.g.e, c. 1, s. 224.

[12]« إن أبدال أمتي لم يدخلوا الجنة بالأعمال ، ولكن إنما دخلوها برحمة الله ، وسخاوة الأنفس ، وسلامة الصدور ، ورحمة لجميع المسلمين»

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9675 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Ehlisünnetin ve özellikle Vahabilerin hangi delil esasınca peygamberlerin salt vahiy almada masum olduğunu ve başka durumlarda masum olmadığını belirttiklerini bilmek istiyorum?
    9556 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Ehlisünnetin bazı grupları (Haşevilik ve Selefilik gibi) Hz. Âdem (a.s) ve onun cennetten çıkarılması gibi bir takım Kur’an ayetlerine istinatta bulunarak peygamberlerin sadece vahiy almada ve peygamberliği tebliğ etmede masum olduğunu ve diğer hallerde günah ve hata işleyebileceklerini belirtmişlerdir. Peygamberlerin ve ardınca temiz imamların masum olmadığına inanan ...
  • Teorik İrfan ile Pratik İrfanın farkı nedir?
    10309 Teorik İrfan 2008/05/04
    Pratik irfanın iki manası söz konusudur:1- Sulûkun bizzat kendisi ve davranış.2-Sulûk yöntemini içeren öğretiler.Pratik irfan bazen birinci anlamın karşısında kullanılırken bazen de ikinci anlamın karşısında; yani pratik irfan, salikin bulgularını veya varlık felsefesi ve bilgi felsefesi konularını araştırmaktadır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    16033 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Bağışlamayla, zulme boyun eğmeyi birbirinden ayıran çizgi nedir?
    2585 معیار شناسی (دین و اخلاق) 2020/01/19
  • Rüya görmenin hedefi nedir? Niçin Allah-u Teâlâ rüyayı yarattı?
    24804 Pratik İrfan 2012/09/09
    İlahi nişanelerden[i] ve gayb âlemine açılan kapılardan birisi olan rüya, insanın ruh ve cisimsel yaratılışında doğal bir özellik olarak kararlaştırılmıştır. [i] -“Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39855 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • Peygamberin döneminde gece yarısı nasıl hesaplanırdı?
    34732 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/02/14
    Kur’an’da ve rivayetlerde ‘Gasaku’l-Leyl’ ve Nisfu’l-Leyl’ ifadeleriyle gece yarısına işaret edilmiştir. Allah Teala Kur’an da şöyle buyuruyor: ‘Güneşin zeval vaktinde, geceleyin karanlık basınca ve fecir çağında namaz kıl; şüphe yok ki sabah namazı, (meleklerden taraf) tanık olunandır.’ İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Güneş battıktan sonra gökteki kızıllığın çekilmesi ...
  • Acaba Peygamber Efendimiz (s.a.a), Hz. Mehdi’nin (a.f.) gaybet ve kıyamı konusunu açıklamış mıdır?
    14360 Eski Kelam İlmi 2009/05/17
    İslam dininin ortaya çıkışından beri, mehdeviyet konusu, Müslümanların şek ve şüphe etmeyecekleri bir şekilde açık ve netti. Peygamber Ekrem (s.a.a), Hz. Mehdi (a.f.)’nin varlığını, onun bazı sıfatlarını, tevhit ve adalet hükümeti kurmasını, zulmün kökünü kazımasını, İslam dininin bütün dinlere üstün geleceğini ve Hz. Mehdi (a.f.)’nin eliyle yapılacak olan bazı düzeltmeleri ...
  • İmam Cafer Sadık (a.s)’ın kısa biyografisini beyan eder misiniz?
    2850 امام صادق ع 2020/01/19

En Çok Okunanlar