Gelişmiş Arama
Ziyaret
13089
Güncellenme Tarihi: 2010/06/19
Soru Özeti
Kimler İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat halindedirler?
Soru
Kimler İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat halindedirler?
Kısa Cevap

İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibat halinde olmanın teorik temelleri ve bunun değişik türleri kendi yerinde incelenmelidir. Bununla birlikte Şia ulemasının bazı muteber kitaplarında Mukaddes-i Erdebili, Seyit Bahru’l-Ulum, Seyit b. Tavus ve başka birçok büyük şahsiyetin görüşmeleri belirtilmiştir. Aynı şekilde birçok birey de İmam-ı Zaman (a.c.f) ile özel bir irtibat içinde olan ve bu bireylere yardım etmek için ortaya çıkan kimseler ile görüşme başarısını elde etmiştir. Bir bakışa göre İmam-ı Zaman (a.c.f) ile özel bir irtibatı olan fertler pir, abdal ve gayp erleri olarak adlandırılırlar. Pir, abdaldan bir mertebe daha üstte yer alır ve bunların Hz. İsa (a.s), Hızır, İlyas ve İdris (a.s) gibi İmam-ı Zamana (a.c.f) en yakın sayılan bireyler olduğu belirtilmiştir. Abdal ve arifler silsilesi bunlardan sonra gelir. Bu bireyler genel olarak insanlar tarafından tanınmazlar ve kendilerinin sayısı hakkında da özel bir görüş birliği mevcut değildir. Bununla birlikte rivayetlerde kendilerinin bazı karakteristik özelliklerine işaretlerde bulunulmuştur.

Ayrıntılı Cevap

Gıyap döneminde İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibata geçmenin imkânı hakkında her zaman iki genel düşünce var olmuştur: Bir grup gıyap döneminde İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibatın mümkün olmadığına inanmakta, diğer grup ise böyle bir irtibatın imkân dâhilinde olduğuna, reel âlemde de bunun gerçekleştiğine,  bireylerin İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile bir tür irtibata geçmek için çalışmaları ve bu husustan gaflet etmemeleri gerektiğine inanır. Elbette bu irtibattan kastedilen şey, bunun mümkün olduğunu iddia edenler ile bunun imkânsızlığına inananlar arasında ortak bir husus değildir. Eğer irtibat bağlamında bir takım özel manaları göz önünde bulundurursak ve bu cümleden olmak üzere halkın açıkça ve ihtiyari olarak İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibat kurması kastedilirse -ki bu gıyap meselesi ile çelişir- tüm âlimlerin görüş birliğiyle imkânsız sayılır. Gıyapta olma ve görünmeme ile birlikte manevi irtibat kurmak gibi başka irtibat anlamları ise imkân dâhilîde değerlendirilmiştir. Mülakat olarak da tabir edilen İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat türleri arasında aşağıdaki hususlara işaret edilebilir:

1. İmam-ı Zamanı (a.c.f) görüp ama tanımamak (bazı rivayetlerde buna işaret edilmiştir[1]).

2. Mülakat ederek veya İmam-ı Zamanı (a.c.f) tanıyarak hissi ve zahiri bir şekilde görmek.

3. İmam-ı Zaman (a.c.f) ile şuhudi bir hal ve durumda mülakatta bulunmak (bu irfani yolculuğun hâsılıdır).

Mahiyetinin ipham taşıması nedeniyle İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurmanın üçüncü anlamı hakkında reddedilme veya kabul edilme noktasında âlimler az görüş bildirmiştir. İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurma hakkında bulunan görüş ayrılığı daha çok fiziki ve zahiri (ikinci anlamıyla) irtibat ve mülakata matuftur. Bununla birlikte İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurma hakkında bazı büyük şahsiyetlerin sözleri irfani ve şuhudi manaları çağrıştırmaktadır. Ayetullah Seyit Ali Ağa Kazım ve Ayetullah Ensari Hemadani’den İmam-ı Zaman (a.c.f) ile irtibat kurmak hakkında nakledilen sözler, daha çok batıni irtibata işaret etmektedir.[2] Genel olarak birçok arifin sözlerinde az veya çok bu tür sözler dile getirilmiştir. Merhum Muhaddis Nuri[3] “en-Necmu’s-Sakıp” kitabında bazı Şia büyüklerinin İmam-ı Zaman (a.c.f) ile kurdukları irtibata değinmiştir. Bu kitap bu alanda en kapsamlı ve en muteber eser sayılabilir. Bu kitapta bu konunun nazari ve ilmi temelleri yazılmıştır. Aynı şekilde İmam-ı Zaman (a.c.f) ile mülakat etme imkânını reddeden bazı âlimlerin delilleri incelenmiştir. Kendi, İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile irtibatın gerçekleşmesi ve güvenilirlikleri hususunda bir şüphe bulunmayan birçok büyük şahsiyet tarafından bunun nakledilmesinin böyle bir hadisenin gerçekleşme olasılığına en önemli delil teşkil ettiğine inanmaktadır. Mukaddesi Erdebili, Seyit Bahru’l-Ulum, Seyit b. Tavus ve aynı şekilde özel bir yer taşımakla birlikte büyük şöhreti olmayan birçok başka bireyin görüşme detayları bu kitapta ayrıntılı bir şekilde beyan edilmiştir. Aynı şekilde birçok birey de İmam-ı Zaman (a.c.f)   ile özel bir irtibat halinde olan ve bu bireylere yardım etmek için ortaya çıkan kimselerle görüşme başarısını elde etmiştir.[4]

Pir ve Abdal

İmam-ı Zaman (a.c.f) ile beraber olan bireyler hakkında bir takım rivayetler nakledilmiştir ve bu rivayetlerden bazı bireylerin İmam-ı Zaman (a.c.f) ile yakın bir ilişki içinde oldukları anlaşılabilir. Lakin bu bireyler her zaman halktan gizli kalmışlardır. İmam Bakır’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “İmam Mehdi (a.c.f) zorunlu olarak uzlette olacaktır ve uzlet zamanında güç taşıyacaktır. O, yanında bulunan otuz kişi ile dehşet ve yalnızlıktan kurtulmuş olacak ve kendisinin hiçbir korkusu olmayacaktır.”[5] Bir bakışa göre İmam-ı Zaman (a.c.f)  ile beraber olan bu grup abdallardan ibarettir; bu bireylerden her biri dünyadan göçünce yerini başkası alır. Abdal ve pir konusu irfanda geniş bir bahsi teşkil eder ve bazı rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Abdalın varlığının esası, böyle bireylerin yaratılış âlemindeki özel konumu ve aynı şekilde onların İmam-ı Zaman (a.c.f) ve zuhur meselesi ile olan irtibatı, ilgili rivayetler mecmuasından anlaşılabilir. Lakin onların sayısı hakkında her zaman âlimler arasında görüş ayrılığı bulunmuştur. Rivayetlerde de kesin bir görüşe rastlamak olanaksızdır. Bazı rivayetlerde kırk kişiye işaret edilmiş[6] ve bazı rivayetler ise İmam-ı Zaman (a.c.f) ile birlikte olan kimseleri otuz kişi olarak belirtilmiştir. Nitekim İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen mezkûr rivayette buna işaret edilmiştir. Hz. Ali’den (a.s) nakledilen bazı rivayetlerde de Şam’da bulunan abdallar açıkça belirtilmiştir.[7] Son olarak pirin abdaldan bir mertebe daha üstte yer aldığı ve bir görüş esasınca pirlerin İmam-ı Zamana (a.c.f) en yakın bireyler olan Hz. İsa (a.s), Hızır (a.s), İlyas (a.s) ve İdris’in (a.s) olduğu ve arifler silsilesinin ise bunlardan sonra geldiğini belirtmek gerekir.

Abdalların Bazı Sıfatları

İslam Peygamberinden (s.a.a) nakledilen bazı rivayetlerde abdalların özelliklerine işaret edilmiştir ve aşağıda onlardan bazılarına işaret edilecektir:

1. Abdal İbrahim’in (a.s) kalbi gibi bir kalbe sahiptir.[8] (Bu benzerlikten kastedilen şey onların Allah’ın dininde kararlılık, mertlik, tevazu ve direniş konularında Hz. İbrahim (a.s) gibi oldukları olabilir.)

2. Abdal insanları beladan koruyan ve Allah’ın aracılıklarıyla belaları insanlardan uzaklaştırdığı kimselerdir.[9]

3. Onlar, kendilerine zulüm edenlere iyilik ve ihsan eder, kendilerine kötülük edenlere fedakârlıkta bulunur.

Onlar, her zaman ilahi kazaya razı olup her türlü haramdan kendilerini temiz tutar ve Allah için gazaplanırlar.[10]4.İbn. Mesud İslam Peygamberinden (s.a.a) şöyle nakletmiştir: Biliniz ki bunlar (abdal) asla bu makamı namaz kılmak, oruç tutmak ve sadaka vermekle kazanmamışlardır. Sahabeler, ey Allah’ın Resulü o halde hangi vesile ile onlar bu makama ermiştir diye sormuş ve Hz. Peygamber de (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Müslümanlar için cömertlik, bağışta bulunmak ve hayır istemek vesilesi ile bu makama ermişlerdir.”[11] Bir başka rivayette de şöyle nakledilmiştir: “Benim ümmetimin abdalları ameller vasıtası ile cennete girmezler, onlar Allah’ın rahmeti, cömertlik, kalp arılığı ve tüm Müslümanlara yönelik şefkat beslemeleri sayesinde cennete girerler.”[12]

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki cevaplara müracaat edebilirsiniz:

7795 (Site: 7901).

1405 (Site: 1425).

8544 (Site: 8550).

15344 (Site: 15057).

 


[1] Bazı rivayetler bu konuya delalet etmekte ve göründüğü kadarıyla bu hususta alimler arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Hz. Ali’den nakledilen şu rivayet bunlardan biridir: “Hakkın hücceti yeryüzünde bulunur. Caddelerde hareket eder, evlere girer, dünyanın doğu ve batısına gider, halkın konuşmalarını duyar, halk topluluğuna selam verir, görür ama görünmez.” El-Ğıybe en-Numani, s. 144.

[2] Ağa Seyid Haşim Haddad şöyle demiştir: “Hz. Ağa Ayetullah Kazi sözlerinde, oturup kalkmalarında ve genel olarak bir halden başka bir hale geçişte özellikle “ya Zamanın Sahibi” kelimesini çok dile getirirdi. Bir gün bir şahıs kendisinden asrın velisi (ruhumuz ona feda olsun) ile gürüştünüz mü diye sorar ve kendisi “her sabah kalktığında ilk bakışta zamanın imamını görmeyen göz kör olsun” der. Usve-i Arifha (Gofte Ve Ne Gofteha Der Bare-i Merhum Kazi (r.a)), s. 109, Sadık Hasan Zade, Muhammed Tayyar Muraği. Aynı şekilde Ayetullah Şeyh Mahammed Cevad Ensari Hemedani, İmam-ı Zamanı gıyap devrinde görmek mümkün müdür sorusuna şöyle cevap vermiştir: Allah’ı görmenin mümkün olduğu bir yerde O’nun mahluku olan imam nasıl görülmez. Bir başka yerde İmam-ı Zaman ile görüştünüz mü sorusuna yakinim artmadı, cevabını vermiştir. (Kuyi Bi Nişanha, Seyri Der Zınddegi Arif-i Billah Ve Salik.)

[3] Allame Hacı Mirza Hüseyin Muhaddis Nuri, alimler arasında “hatemü’l-muhaddisin” lakabını kazanmıştır. Ayetullah Mirza Bozorg-i Şirazi, “Maş’aş Merhum Muhaddis Nuri” kitabına düştüğü notta onu zamanın allamesi ve devrin nadir şahsı olarak adlandırmıştır. O, alimler arasında Allame Nuri, Muhaddis Nuri, Mirza Nuri ve Haci Nuri olarak adlandırılmıştır.

[4] Muhaddis-i Nuri’nin “Necmu’s-Sagıb” kitabına müracaat edilsin.

[5] Muhammed b. Yakup el-Kâfi, c. 1, s. 340, Şeyh Tusi, Kitabu’l-Giybe, s. 102; Muhammed Bakır Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 52, s. 153, hadis 6.

[6] İbn. Asakir, 1/60.

[7]« الْأَبْدَالُ يَكُونُونَ بِالشَّامِ وَهُمْ أَرْبَعُونَ رَجُلًا كُلَّمَا مَاتَ رَجُلٌ أَبْدَلَ اللَّهُ مَكَانَهُ رَجُلًا ...», İbn. Asakir, 1/60; İbn. Esir, 107; İbn. Hanbel, 112.

[8] Müsned-i Ahmed, c. 5, s. 322.

[9] Taberani, el-Mucemu’l-Kebir, c. 10, s. 324.

[10] Hilyetu’l-Evliya, c. 1, s. 8.

[11] Taberani, a.g.e, c. 1, s. 224.

[12]« إن أبدال أمتي لم يدخلوا الجنة بالأعمال ، ولكن إنما دخلوها برحمة الله ، وسخاوة الأنفس ، وسلامة الصدور ، ورحمة لجميع المسلمين»

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar