Gelişmiş Arama
Ziyaret
12433
Güncellenme Tarihi: 2011/10/30
Soru Özeti
Allah’ın ilim, kudret, adalet ve hayat sıfatları ile insanın aynı sıfatları arasında ne gibi bir fark vardır?
Soru
Allah’ın ilim, kudret, adalet ve hayat sıfatları ile insanın aynı sıfatları arasında ne gibi bir fark vardır?
Kısa Cevap

Yüce Allah, zatında kemali yansıtan sıfatlar ile nitelenir. İlim, kudret ve hayat bu kabildendir. İnsan da bu sıfatlarla nitelenir ve o Allah’ın izniyle bilen, güçlü ve diridir. Ama Allah’ın bu sıfatlarla nitelenmesi ile diğer varlıkların bu sıfatlarla nitelenmesi arasında iki açıdan fark vardır:

1. Bu sıfatlar (ilim, kudret ve hayat) değişik mefhumlara sahiptir, ama varlık ve gerçekleşme açısından Yüce Allah’ta birdirler. Allah’ın zatında ilim özelliği kudret özelliğinden ve bu ikisi de hayat özelliğinden ayrı değildir. Yüce Allah’ın zatının tümü ilim, kudret ve hayattır. İnsanda ise bunun tersine bu sıfatların mefhumları farklıdır. İnsandaki ilim ve şuur gerçekliği, kudret gerçekliğinden farklıdır ve insanın bilgi ve gücü de diri olmasından başka bir şeydir.

2. Allah’ın sıfatlarının gerçekliği birbiriyle farklı olmadığı gibi, O’nun sıfatları ve zatı da birbirinden ayrı değildir. Allah’ın sıfatları, O’nun zatının aynısıdır, Hak Teâlâ’nın zatına bir ek ve ilave değildir. Oysaki insanın sıfatları zatına eklenmiştir; zira insan başta insandır, ama âlim ve kadir değildir. Bilakis ilim ve kudreti sonradan elde etmiştir. Artı, insan mümkün bir varlık olduğundan ve mümkün varlıklar da varlık açısından sınırlı olduklarından, insanın sıfatları da zatı gibi sınırlıdır. Bunun tersine Yüce Allah salt ve sınırsız varlık olduğundan, sıfatları da sınırsızdır. Örneğin Yüce Allah’ın kudret ve iradesinin sonsuz olması ve yarattığı düzenin esiri olmamasıyla birlikte, kendisi hikmet ve maslahat sahibidir de. Hak Teâlâ’nın hikmetinin manası, eşyayı varlık gaye ve kemaline ulaştırmasıdır. İnsanın işlerindeki hikmetin manası ise onun bir işi bir gaye ve kemale ulaşmak için yapmasıdır; çünkü müsebbibin varlığı ve onun sebebe isnadı ve onunla irtibatı bir şey olduğundan ve onda ayrı olduğunu düşündürmeye neden olacak iki şey olmadığından, Yüce Allah’ın onu irade etmesi, onun özel sebebiyle irtibat kurmayı irade etmesinden ibarettir ve o sebebi irade etmek de onun kendi özel sebebiyle irtibat kurmasını irade etmekle eşittir. Böylece bu, Zat-ı Hak ile irtibat kurmakla eşit olan bir sebebi irade etmeye ulaşır. Hakk’ın onu irade etmesi de tüm eşyayı, irtibatları ve düzenleri irade etmesiyle eşittir. Hikmet sahibi olmak anlamındaki hikmet sıfatı, Yüce Allah hakkında ve insan hakkında olmak üzere iki şekilde tezahür eder. İnsanın hikmet sahibi olması, onun her işte makul bir gaye taşıması ve işlerinde en üstün ve yüce hedefleri ve de hedefe ulaşmak için en üstün ve en yüce araçları seçmesi manasındadır. Oysaki Yüce Allah mutlak olarak ganidir. O, bir gayenin peşinden gitmez ve O’nun yoksun olup kavuşmak isteyebileceği bir yetkinlik düşünülemez. O’nun hikmet sahibi olması, varlıkları mümkün olan kapasitelerine göre yetkinliklerine ulaştırmak veya eşyayı ikincil yetkinliklerine doğru yönetmek, mükemmelleştirmek ve yönlendirmek anlamındadır. Bu da eşyayı yetkinliklerine ulaştırmanın bir başka türüdür.

Bu hususta aşağıdaki kaynaklara benzer kelam ve felsefe kitaplarına müracaat edebilirisiniz.

1. Akaid-i İslamî, Cafer Sübhani

2. Amezeş-i Akaid, Muhammed Taki Misbah.      

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar