Gelişmiş Arama
Ziyaret
11657
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
Soru
Şu içerikte bir hadis duydum: “Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Sonra Cebrail göklere ve yere Allah filan kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye haykırır. Neticede tüm varlıklar o kulu sever.” Bu hadis Şia’nın hadis kaynaklarında mevcut mudur? Lütfen hadisin adresini belirtir misiniz? Aynı şekilde senet ve itibar olarak hangi mertebede olduğunu da açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah Kur’an-ı “Kerim’in bir ayetinde şöyle buyuruyor: [1]اِنَّ الَّذینَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَیَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّاİnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle bir hadis nakledilmiştir: [2]"إن الله إذا أحب عبدا قال لجبرائیل إنی أحب فلانا فأحبوه و یوضع له القبول فی الأرض"

Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Bu şekilde o yeryüzünde halkın sevgisine mazhar olur. Buna benzer bir başka hadis de aynı konuyu ifade etmektedir.[3] Bu grup rivayetlerin pek senet incelemesine ihtiyacı yoktur, zira başta işaret edilen ayet doğrultusunda oldukları gözlemlenmektedir. Ama önemli olan, ayetin ve rivayetlerin manasını tam olarak öğrenmektir. Onların manası, halkın genelinin sevgisini kazanan ve toplumdaki bireylerin ekseriyetinin bir tür desteğini alan her ferdin Allah’ın dostu ve halkın yüz göstermediği ve kendisiyle yoldaşlık etmediği her ferdin de Allah’ın düşmanı olduğu anlamına mı gelmektedir?! Kesinlikle böyle bir mana kastedilmemektedir; zira Kur’an-ı Kerim’deki birçok ayetin açıkça bildirdiği üzere Allah ile dostluklarında hiçbir şüphe bulunmayan, ama halkın genelinin desteğini almayan birçok peygamber tarihte mevcuttur. Hz. Nuh’u hatırlayın! O şükreden[4], Allah’ın seçtiği[5], Allah’ın hidayet ettiği[6] ve kendisine vahyettiği bir kuldu[7]. Ama yaklaşık bin yıllık tebliğine rağmen[8] sadece az bir taraftar kitlesi bulabildi.[9] Salt bu nedenden ötürü haşa Hz. Nuh’u Allah’ın düşmanı bilmek mümkün müdür?! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir. Kur’an ayetlerine dikkat etmeyle, Allah’ın kendi dostlarının sevgisini halkın kalbine aktarmasının, onların ekseriyetinin söz konusu ferdi desteklemesi anlamına gelmediğini anladıktan sonra, şimdi dikkatinizi şu noktaya çekiyoruz: İslam Peygamberinden (s.a.a) sonra ve masum önderlerin (a.s) hayatları boyunca bazıları haksızca, zorla ve hileyle devleti ele geçirmiş, zahiri olarak masum imamları kenara itmiş, istikrarlı az bir grup mümin dışında herkesle ilişkilerini kesmiş ve zalim devletlerinin temellerini inançsal ve dinî esaslar ile pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu nedenle dinî öğretilerin bir kısmından yararlanarak ve diğer kısmını unutturarak sahtekarca, halkın genelinin desteğini almaya ve masum imamları azınlıkta bırakarak bunu kendi haklılıklarının ve Şia yolunun yanlışlığının göstergesi olarak yansıtmaya çalışmıştır. Bu aldatıcı çaba bazı Şiilerin içinde bile şüphe yaratacak kadar etkili oldu. Bu bağlamda Şiilerinden biri, İmam Sadık’a (a.s) şöyle demiştir: Bizim aramızda bazı şahıslar, Allah’ın bir kulu sevmesi durumunda, gökten bir sözcünün Allah bu kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye feryat ettiğine ve bu şekilde Allah’ın kendi dostu olan bu şahsın sevgisini diğer kullarının kalbine aktırdığına, ama Allah’ın bir kula gazap duyması durumunda da gökten bir sözcünün Allah bu kula düşmandır ve o halde siz de onu düşman edinin diye haykırdığına ve bu şekilde Allah’ın kendi düşmanı olan bu şahsın düşmanlığını diğer kullarının kalbine aktardığına inanmaktadır! Duvara yaslanmış İmam bu sözleri duyunca öne çıktı, ciddi bir şekilde oturdu ve kollarını sallayarak (bu haberi açıkça tekzip etmeksizin) şöyle buyurdu: Böyle değildir, bilakis (bazen) Allah bir kulu sever, ama insanların onun aleyhine sözler söyleyip kendisi için sevap ve düşmanları için de günah yazılması gayesiyle halkı ona düşman kılar. Bazen de bir kulu düşman edinir, ama onun taraftarlığını yapması, yalan sözler söylemesi ve böylece hem söz sahibinin ve hem de Allah düşmanının günahının artması için halkın kalbine onun sevgisini aktarır. İmam bu tespitinin delillerini belirtir ve devam eder: Allah nezdinde Hz Allah’ın düşmanlığını halkın kalbine aktardığı ve bildiğiniz şekilde halkın kendisine davrandığı Hz. Yahya’dan (a.s) daha sevimli kim vardı Allah nezdinde?! Allah, Hüseyin b. Ali’den (a.s) çok kimi sevdi? Halk ona düşman olmadı mı ve onu şehid etmedi mi?! Ve …[10] İmam bu sözleriyle şu noktayı vurgulamıştır: Zalim yöneticilerin aksine, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Elbette tarihin kısa devrelerinde bir bölge halkının ekseriyeti, hak ve hakikatin destekçisi olmuştur. Bunun örneklerini Hz. Süleyman (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali’nin (a.s) hakimiyetlerinde görmek mümkündür. Şu noktaya da dikkat etmek zorunludur: Birçok durumda Allah erlerinin büyüklüğü hatta düşmanlar ve münafıkların kalbine galip gelmektedir. Hz. Peygamberin (s.a.a),Hz. Ali (a.s) için ettiği dualardan biri şuydu: Ey Allahım! Ali’nin sevgisini müminlerin kalbinde pekiştir ve onun heybet ve azametini münafıkların kalbine yerleştir![11] Peygamberin Ali ve evlatları hakkındaki bu duasının ne güzel şekilde kabul edildiğini iyice gözlemlemekteyiz. Bu önderler hatta salt azınlık olduklarında bile dost ve düşmanın kalbinde yer edinmiştir. Öyle ki şair Ferezdak, İmam Hüseyin (a.s) kendisinden Kufe halkını nasıl gördün diye sorduğunda şöyle demiştir: [12]"قلوبهم معک و سیوفهم علیک" onların kalbi seninle, ama kılıçları aleyhinedir!



[1] Meryem, 96.

[2] El-Hasan b. Ebi’l-Hasan, İrşadü’l-Kulüb, c 1, s. 170, Daru’ş-Şerif er-Rezi lin-Neşr, Kum, 1412 h.k.

[3] Numune olarak: el-Kufi, Muhammed b. Muhammed el-Aşas, el-Caferyat, s. 11, Mektebet-ü Neynevi el-Hadise, Tahran, Bi Ta.

[4] İsra, 3.

[5] Âli İmran, 33.

[6] En’am, 84.

[7] Nisa, 163.

[8] Ankebut, 14.

[9] Hud, 40.

[10] ed-Deylemi, el-Hasan b. Ebi’ l-Hasan, İlamu’d-Din, s. 434, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[11] El-Ayaşi, Muhammed b. Mesud, Tefsirü’l-Ayyaşi, c. 2, s. 141, el-Matbaatu’l-İlmiye, Tahran, 1380 h.k.

[12] et-Taberi, Muhammed b. Cerir, Delailu’l-İmamet, s. 75, Daru’z-Zahair lil-Metbuat, Kum, Bi Ta.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar