Gelişmiş Arama
Ziyaret
7489
Güncellenme Tarihi: 2011/11/21
Soru Özeti
İhtiyat esasınca fetva vermek ne demektir ve bunda başka bir müçtehide müracaat etme hakkı var mıdır?
Soru
İhtiyat esasınca fetva vermek ne demektir ve bunda başka bir müçtehide müracaat etme hakkı var mıdır? Müstehap ve farz türleri dışında başka ihtiyat çeşitleri var mıdır?
Kısa Cevap

İhtiyat hadis metinlerinden alınan bir kavramdır. Bu kavram hem mukallidin ameli ve hem de müçtehidin fetvası hakkında kullanılmaktadır. Her yükümlü ya müçtehit olmalı ya da bir müçtehidin mukallidi olmalı veyahut (müçtehitlerin görüşlerini yeterli derecede biliyor ve onlara hâkimse) ihtiyat etmelidir. Bu kavramın müçtehit hakkındaki kullanımı üç konudadır:

1. Farz ihtiyat.

2. Müstehap ihtiyat.

3. İhtiyat esaslı fetva vermek.

Eğer taklit merciinin bir takım nedenlerden ötürü bir meselede fetvası yoksa ve farz ihtiyat belirlemişse, mukallit onu terk edemez; bilakis farz ihtiyata göre amel edebilir veya bu meselede “el-a’lem fel’a’lem” [1] kaidesine riayet ederek başka bir taklit merciine müracaat edebilir. Bu ihtiyat “en ihtiyatlı olan”, “sorun vardır”, “sorun taşımaktadır” ve “düşündürücüdür” gibi tabirlerle ifade edilir. Ama ilkönce kendi fetvasını beyan eder ve ondan sonra meselede ihtiyat ederse, bu müstehap ihtiyat olarak adlandırılır. Bu ihtiyatta ameli terk etmek mukallit için caizdir. Elbette onu yerine getirmek sevap ve ecir taşımaktadır. Bu esasla farz ihtiyatta mukallit kendi merciinin ihtiyatına göre amel etmek ile başka bir merciinin görüşüne başvurmak arasında özgürdür, ama müstehap ihtiyatta mukallit müstehap ihtiyata göre amel etme ile onunla beraber olan fetvaya göre amel arasında muhayyerdir. Mesela bir müçtehit namazın üç ve dördüncü rekâtında ayaktayken dörtlü tesbihi ( «سُبْحانَ اللَّهِ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ وَ لا إِلهَ إِلّا اللَّهُ وَ اللَّهُ اکْبَرُ» ) bir defa söylemenin farz ama ihtiyatın üç defa söylemek olduğunu belirtebilir. Burada mukallit ihtiyata göre (üç defa dörtlü tesbihi söylemek) amel etmek ile onunla birlikte olan fetvaya (bir defa dörtlü tesbihi söylemek) göre amel etme arasında muhayyerdir. Bazen müçtehit ihtiyat edilmesi gereken yerlerde, ihtiyat esasınca fetva verir; örneğin abdest konusunda kollar dirseklerden aşağıya doru yıkanmalıdır denmektedir. Ama dirseklerin de tam bir şekilde yıkandığından emin olmak için müçtehit ihtiyat açısından onun biraz yukarısından yıkanmalıdır diye söyler. Müçtehit bu ihtiyatı gerekli görmekte ve ona göre fetva vermektedir. Mukallidin bu ihtiyatta başka bir müçtehide müracaat etmeye hakkı yoktur. Farz ihtiyatın tersinedir bu durum; zira bu husus ihtiyat esasınca fetvadır ve bir başkasına müracaat edilebildiği fetvada ihtiyat değildir. Müçtehidin bir meselede ihtiyat etmesi, onun çıkarımda bilgisiz ve yetersiz olduğunun delili değildir; bilakis onun takva, sakınma ve derin bilincinin göstergesidir. Müçtehit zahir esasınca ve ilmî açıdan ve de fıkhî ve dinî konularda derinleşmek suretiyle Allah’ın hükmünü elde etmekte, ama kanıtsal kitaplarda beyan edilen bir takım nedenlerden ötürü fetva vermekten sakınmaktadır. Bu nedenlerden bir tanesi şudur: Bir meselede tüm fakihler veya meşhur, ıstılahta icma olarak adlandırılan ortak bir görüş bildirmiştir veya onların ekseriyeti meşhur olarak adlandırılan ortak bir görüş taşımaktadır. Müçtehit ise mesela onların görüşüne ters düşen bir anlayış ve çıkarıma ulaşmıştır, ama takva ve ihtiyat açısından onların görüşleri karşısında kendilerine duyduğu saygı ve biçtiği değer sebebiyle fetva vermekten çekinmektedir. Çünkü onların görüşü doğru olabilir. Bu fetva vermeden çekinme “farz ihtiyat” kalıbında beyan edilmektedir ve çok açık olduğu üzere müçtehide fetva vermek de farz değildir. [2]

İlgili başlıklar:

Taklit Merciinin Değiştirilmesi, Soru: 3309 (Site: 3867).

Yaşayan Taklit Merciden Başka Bir Müçtehide Geçmenin Caiz Oluşu, Soru: 2282 (Site: 2390).

En Bilgili Müçtehit Ve En Bilgili Olmayandan Geçişin Niteliği, Soru: 2077 (Site: 2024).

Taklit Merciinin Seçimi, Soru: 2820 (Site: 3024).

Taklitte Ayrıcalık, Soru: 13230 (Site: 12984) .



[1] Bu iki kavram (Arapçada) ilim kelimesinden türemiş üstünlük kipidir. Bu ıstılah en çok taklit merciinin bir meselede farz ihtiyat ilan ettiği yerde kullanılır. Bunun manası mukallidin ilmi kendi taklit merciinden daha az ve diğer mercilerden fazla olan bir başka müçtehidin fetvasına göre amel edebilmesidir. Eğer ikinci merci de aynı meselede farz ihtiyat görüşündeyse, aynı şekilde ilmi ikinci merciden az ve diğer mercilerden çok olan üçüncü bir mercie müracaat edebilir.

[2] İktibas ez payıgay-ı Hovze Net.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6140 Hadler, Kısas Ve Diyetler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    13804 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9032 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    5246 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Allah’ın sözlerinin O’nun resul ve elçisi dışında başka biri tarafından tefsir edilmesi caiz midir?
    6914 Tefsir 2011/10/22
    Tahrif olan diğer semavi kitapların aksine, şimdi biz gerçek dışı hiçbir hususu Kur’an’da gözlemlememekteyiz. Hatta tahrifin belirli bir anlamına inanan kimseler bile bu noktadan gafil kalmamıştır. Yüce Allak Kur’an’ı kolay ve tüm muhatapların istifade edebileceği bir tarzda nazil etmiştir. Herkes istediği takdirde onun öğreti ve bilgilerinden yararlanabilir ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    8980 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    4868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    9862 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • İslam neden Avrupaya göre Asya’da daha çok yayılmıştır?
    9718 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    İslam Asya’da ortaya çıktığı için orada daha fazla yayılmıştır. İslam dininin Avrupa’da daha az yayılmasının, Müslümanların arasındaki ihtilaflar, Öz Muhammedi İslamın güzel çehresinin anlatılamaması vb. gibi nedenleri vardır.Hz. Peygamberin vefatından sonra, İslam dinin yayılması için çabalar gösterilmeye başlandı. Ama Müslümanların arasındaki ihtilaflardan dolayı ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    118627 پیامبران و کتابهای آسمانی 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...

En Çok Okunanlar