Gelişmiş Arama
Ziyaret
8810
Güncellenme Tarihi: 2009/03/27
Soru Özeti
Bebeğin özürlü ve hasta olması yüzünden düşürülmesi caiz midir? Bu durumda kim sorumludur?
Soru
slmunaleykm bebek bekliyorum ve doktorum riskli bir durum olduğunu yapılacak testten sonra bebeğin down sendromlu olup olmayacağının kesinleşeceğini söyledi % 99 kesin bir sonuç. bebeğin özürlü olması durumunda aldırmanın hükmü nedir? ve yapılacak test sonucu bebek düşebilir bu durumda sorumlu kimdir? doktor öneriyor kabul ederseniz test yapılıyor. yalnız müdahale açısından sorumun yanıtını kısa sürede alabilirsem çok mutlu olurum . şimdiden çok teşekkür ederim iyi çalışmalar.
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Yukarıdaki soruya taklid mercii müctehitlerin özel kalemlerinin verdiği cevap:

Ayetullah Uzma Hamenei:

Cenin ve bebeğin özürlü oluşu ruh üflenmeden önce bile onun düşürülmesi için şer’i bir cevaz vesilesi oluşturmaz.

 Ayetullah Uzma Sistani:

Ruh verilmeden önce bile bebeği düşürmek caiz değildir. Elbette bir bebeğin varlığı annesi için can tehlikesi oluşturduğu teşhisi konulursa ruh verilmeden onu düşürmenin sakıncası yoktur; ancak ruh verildikten sonra - ki bu üç buçuk aylık olduğunda gerçekleşir-  bebeği düşürmek mutlak surette caiz değildir. Bu işten sorumlu olan onu düşürmek işini doğrudan üstlenen kişidir. Elbette baba ve annesi bu işi yapan kimseden diyet (tazminat) almaktan vazgeçebilirler.

Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi:

Bebeği düşürmek haramdır, ancak bebek ilk aşamalarda olur ve henüz tam bir insan şekline girmiş olmazsa ve o bebek kaldığı takdirde özürlü olacağı dindar uzmanlar tarafından belirlenir ve bu durumun onun anne ve babasının büyük sıkıntıya düşüreceğini teşhis ederlerse o bebeği düşürmeleri bu şartlar altında caizdir. İhtiyat gereği diyetini de ödemeleri gerekir.

Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani

Sorudaki varsayımda bebeği düşürmek caiz değildir ve bu durumda düşürme işini üstlenen kimse diyetinden sorumlu sayılır. Ruhun bebeğe verilmiş olup olmaması da bu hükmü değiştirmez. Eğer tahlil sonucu çocuğun düşeceğini bilseniz bu tahlili yaptırmanız caiz değildir.

Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani:

Bebeğin down sendorumuna yakalandığı bilindiği takdirde bile düşürmek caiz değildir. Eğer tahlil sonucu bebeğin düşeceği ihtimali itibar edilir derecede ciddi olursa böyle bir tahlili yaptırmak da caiz değildir. Bu işin sorumluluğu da ilk derecede bu tahlili yaptırmaya ön ayak olan baba ve anneye ve ikinci derecede tahlili yapan doktora aittir. Eğer bebek düşürse diyeti bu işi gerçekleştiren kişinin üzerine olur. Elbette baba ve anne diyeti bağışlayabilirler. Ancak baba ve annenin bu düşürmeye izin vermeleri bu diyeti bağışlamak anlamına geleceği de güçlü bir görüştür.

Bkz. 1- Dizin: Ruh verilmeden önce bebeği düşürmenin hükmü soru: 3734 (site: 4544)

2- Dizin: İslam ve cenini düşürmek konusu soru: 4514 (site: 4961)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar