Gelişmiş Arama
Ziyaret
9196
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Münafıklar açısından namaz ve infak nasıldır?
Soru
Münafıklara göre namaz ve infak nasıldır?
Kısa Cevap

 Münafıklar, kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmeyen, ama görünüşte kendilerini Müslümanların yanında imanlıymış gibi gösteren bir guruptur. Kur’an’ı Kerim’deki münafıkların sıfatlarını dikkate alarak, onlar namaz ve zekâtı kabul etmezler ve eğer namaz kılıp iyi işler yapsalar da, temiz niyetle ve ihlâsla yapmaz aksine, riya ve dindar görünmek için yaparlar.

Münafıklar, kendi mallarını toplumsal işlerde harcama yapmaktan kaçınmalarının yanında, başkalarını da bundan sakındırırlar. Nitekim Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuşlardır: Münafıkların üç alameti vardır: Konuştukları zaman yalan söylerler, verdikleri söze amel etmezler ve kendilerine güvenildiği zaman hıyanet ederler.

Ayrıntılı Cevap

Nifak; iki yüzlülük, batın ile zahir’ın muhalefet içinde olmasıdır. Münafık; küfrünü gizleyen ve küfrün hilafını aşikâr eden kimsedir.[1] Münafıklar, kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmeyen, ama görünürde Müslümanların yanında kendilerini iman etmiş gibi gösteren guruptur.[2]

İslam özel bir zaman diliminde, ne ihlâsı olan ve ne iman etme cesaretine sahip olan ve ne de bunlara muhalefet etme cüretini gösteren bir gurupla yüz yüze gelmiştir. Kur’an, bu gurubu “Münafıklar” olarak anar. Bu gurup, hakiki Müslümanların safına nüfuz etmişti ve Müslümanlar için büyük bir tehlike sayılıyordu. Görünüşte Müslüman olmalarından dolayı onların tanınması genellikle zordu, ama Kur’an onların ince ve canlı alametlerini açıklayarak batini çizgilerini belirlemiştir.[3] Peygamber (s.a.a)’in Medine’ye hicretinden sonra kurulan bu gurubun başkanı “Abdullah b. Ubey”dir.[4]

 

Münafıkların vasıfları:

Kur’an’ı Kerim ve rivayetlerde münafıklar için özel vasıflar açıklanmıştır ve bu vasıfların en önemlileri şunlardır:

1. Kalben Allah’ı ve ahireti kabul etmezler ama taharet, evlilik, miras vb. gibi İslami hükümlerin kendi lehlerine tamamlanması için görünürde kendilerini Müslümanların yanında iman etmiş gibi gösterirler: İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler vardır.”[5]

2. Islah edici olduklarını iddia ederler, hâlbuki hakiki müfsit kendileridirler: Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ısalah edicileriz!” derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.”[6]

3. Çirkin hedeflerine ulaşmak için hile yolunu kullanarak yaklaşırlar: Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başına geçirir.”[7]

4. Onlar Allah tan uzaktırlar ve Allah’a yakarmaktan da tat almazlar: Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”[8]

Peygamber Ekrem (s.a.a) şöyle buyurur: “Münafığın üç alameti vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözüne amel etmez ve kendine güvenildiği zaman hıyanet eder”.[9]

İmam Hüseyin (a.s), münafıkların vasıfları hakkında şöyle buyurur: “Özür dileyeceğin her şeyden sakın; zira mümin kötülük yapmaz ve özür de dilemez ama münafık, her kötülüğü yapar ve özür diler.[10]

Elbette diğer ahlaki kötülüklerde olduğu gibi nifakında mertebeleri vardır ve rivayetlerde nifak olarak zikredilen şeyler, nifakın şiddetli ve zayıf mertebeleridir.

Münafıkların İtikat Ve Bakış Açıları:

Münafıkların nifakı ve ikiyüzlülüğü, inanç ve söylemleri üzerinde etki bırakarak kendilerine has görüş açısı oluşturmalarını sağlar. Buna binaen nifakın şekilleri (suretleri) şunlardan ibarettir:

1. İnançta nifak: Diliyle İslam ve Müslümanlığı savunan ama Müslüman olarak tanınmayan veya iman ediyormuş gibi gözüken ama mümin olarak bilinmeyen kimse.

2. Söylemde nifak: Konuşan ama konuştuğuna kalben iman etmeyen kimse. Bu açıklama gereğince yalancı, münafıktır zira söylemiyle kalbi bir değildir. Peygamber Ekrem(s.a.a)’den gelen bir rivayette, yalan söylemek nifakın alametlerinden sayılmıştır.[11]

3. Davranışta nifak: Zahiri ameliyle batını çelişen kimseler bunun örneğidir. Aynı şekilde görünürde kendisini namaz ehli veya emanet ehli gibi gösteren ama gerçekte beynamaz ve hain kimse de bunun örneğini teşkil eder.[12]

Münafıkların itikatları, öğretileri ve sıfatları Kur’an’ı Kerim’de tanıtılmıştır ve biz, bunların bazılarına işaret edeceğiz:

a)   Münafıklar Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları için, namaz kılsalar veya iyi ameller işleseler bile ihlâs ve temiz niyet üzere değil, riya ve gösteriş içindir. Yani onların, bu amellerdeki hedef ve hareketlerinin tamamı, şeref ve konum kazanmak uğruna halk içinde dindar gözükmek doğrultusundadır. Nitekim Kur’an’ı Kerim bu hususta şöyle buyurur: Onlar namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.[13]Bu Allah’a yapılan ibadetlerdeki nifaktır.[14] O halde bu ayet gereğince münafıklar gerçekte namazı kabul etmezler ve bu da davranışlardaki nifaktır.

b)   Kendilerini halk ve müminlerin tamamından daha akıllı, daha bilgili ve daha zeki bilirler.[15] Nitekim bu konuda Kur’an’ı Kerim şöyle buyurur: Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.”[16] Bu, inançtaki nifaktır ve dini ve toplumsal meselelerde kendilerini daha akıllı biliyor olmaları da inançtaki nifaklarının delilidir.

c)   Mallarının zekâtlarını vermez ve kalben de buna inanmazlar. Nitekim Tevbe Suresi’nde şöyle buyrulmuştur: Fakat Allah, lütuf ve kereminden onlara verince, onlar cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler. Allah’a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.”[17] Bu da davranışlardaki nifaka örnektir.

Münafıklar, kendi mallarından toplumsal işlerde harcamadıkları gibi başkalarını da alıkoyarlar, nitekim Kur’an’ı Kerim, onların bu işlerini şöyle açıklar: Onlar, “Allah Resulü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar.”[18]

Buna binaen münafıkların namaz ve zekât konusuna bakışları şöyledir: Namaz kılarlar ama kalben namazı kabul etmez, gösteriş yaparlar bu ise, ibadetleri batıl eder. Zekât vermedikleri gibi, başkalarını da zekât vermekten alı korlar. Nifakın bu iki bölümü de davranıştaki nifak şeklidir.



[1] Mekarim Şirazi, NASIR, Tefsiri Numune, çapı bist yekum, Daru’l Kütübü’l İslamiye, çaphane’i Mervi, 1365, c. 1, s. 93 ve 94; Destğayp Şirazi, Seyit ABDULHÜSEYN, Kalbi Selim, çapı pencum, Kum: intişarat-i islamiye, vabeste bi camiayı müdderisin hawzayi ilmiye 1387, s. 69; Hüsyni Deşti, Seyit MUSTAFA, Mearif ve Meariif (Danistenihayi İslami), harfi mim, kelimei münafık; Mecdu’d-Din Ebu’s-Sa’adat MÜBAREK b. Muhammed, (İbni Esir), “Ennihaye”, çapı çaharum, Kum: bi, ta, (tarihsiz), c. 5, s. 98.

[2] Tefsiri Numune, c. 1, s. 93 ve 97; “Kalbi Selim”, s. 69; Maarif ve Maariif, kelime’i münafık.

[3]Tefsiri Numune”, c. 1, s. 93.

[4] Sübhani, CAFER, “tefsir-i sure’i münafıkun (Dust nemaha)”, çapı çaharum, Kum: merkezi çap ve neşri defteri tebliğat-i İslami hawzeyi ilmiye, 1386, s. 13-18. (ba tahlis).

[5] Bakara, 8.

[6] Bakara, 11-12.

[7] Nisa, 142.

[8] Nisa, 142.

[9] Şey Abdulali b. Cuma, “Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn”, Kum: Çaphanei Hawzayi ilmiye, c. 2, s. 246.

[10] Harrani, Ebu Muhammed HASAN, “Tuhafu’l-Ukul”, s. 177; Musevi, Seyit MUSTAFA (Âli İ’timad), “Lem’atü min belağati’l Hüseyin”, Kerbela: Çapı A’alemi, s. 122.

[11]Tefsiri Nuru’s-Sakaleyn”, c. 2, s. 246.

[12] Mekarim Şirazi, NASIREmsalu’l-Kur’an (Misalhayi zibayi Kur’an)”, hazırlayıp düzenleyen Aliyyan Nejadi, Ebu’l Kasım, Medresetu’l İmami Emirilmüminin (a.s), çapı evel: İntişaratı Nesli Cevan Basım Evi, s. 32.

[13] Nisa, 142.

[14] Kalbi Selim, s. 73.

[15] Tefsiri Numune, c. 1, s. 95.

[16] Bakara, 13.

[17] Tevbe, 76,77.

[18] Münafikun, 7.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar