Gelişmiş Arama
Ziyaret
71714
Güncellenme Tarihi: 2013/08/26
Soru Özeti
İki kız kardeşle bir arada evlenmenin haram oluşunun felsefesi nedir?
Soru
İki kız kardeşle bir arada evlenmenin haram oluşunun ilmi delili ve felsefesi nedir?
Kısa Cevap

İslam dininde aynı zamanda iki kız kardeşle evlenmek caiz değildir. Elbette iki kız kardeşle bir arada evlenmez örneğin birinin ölümünden sonra diğeriyle evlenirse bunun bir sakıncası yoktur. Başka bir ifade ile bir kişi bir kadınla evlenirse bu evliliği devam ettiği sürece onun kız kardeşiyle evlenemez ister sürekli evlilik olsun ister geçici evlilik.

 

Hatta karısını boşadıktan sonra bile o kadın iddet süresi dolmayıncaya kadar onun kız kardeşiyle evlenemez. Ancak karısını boşadıktan ve iddet süresi dolduktan sonra veya karısı ölürse onun kız kardeşiyle evlilik yapabilir.[1]

 

Şayet İslam’ın iki kız kardeşle birlikte evlenmeyi yasaklamasının sebebi şundan ibarettir: 1- Kadının saygınlık ve şahsiyetini korumak. Nitekim karısının kardeşinin kızı (yeğeni) ile evlenmede de karının razı olması şart bilinmiştir.

 

2- İki kız kardeş soy bağlığının doğurduğu his ve duygular yüzünden şiddetle birbirlerine bağlıdırlar. Birbirlerine rakip olunca bu duygusal bağı korumaları mümkün olmaz. Böylece duygusal ve hissi tezat meydana gelir. Bu da yaşantı için çok tehlikeli bir olgudur. Çünkü böyle bir durumda onların içinde sürekli muhabbet ve rekabet duyguları arasında çelişki ve çatışma oluşur.[2]

 

3- Kız kardeşin eşini kendilerinden bildikleri ve onlarla yakınlık hissettikleri için böyle bir evlilik kadınların tabiatıyla uyum sağlamaz.

 

Son olarak şu noktaya da işaret edelim ki ilahi hükümlerin bir takım maslahatlara dayandığında kuşku olmamakla beraber bu maslahatların her hükümde ne olduğunu bilmek çok zordur çünkü bu evvela geniş kapsamlı bilimsel bir güce sahip olmayı gerektirir oysaki insan ne kadar da bilimde ilerlese onun bildikleri bilmediklerine oranla bir denize oranla bir damla misalidir. Kur’an da şöyle buyurmaktadır: “Size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.”

 

Şayet bütün hükümlerin felsefesinin din büyükleri tarafından açıklanmayışının sebebi de şudur ki, bilimsel gerçeklerin birçoğunu keşfetmemiş olan insana bu gerçekleri açıklamak onlara muammalı konuşmak türünden sayılır ve çoğu zaman duyan kimselerde nefret uyanmasına yol açar. Hz. Ali (a.s) bu konuyu şöyle açıklamaktadır: “İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.”[3] Elbette din önderleri insanların düşünce kapasiteleri oranında bir takım hükümlerin felsefesini açıklamışlardır.

 

Din ve şeriattan maksat insanların amel ederek kötülüklerden korunup güzelliklere bürünmeleridir. Bu ise dini hükümlere amel etmekle sağlanır ve onların bu hükümlerin felsefesini bilmelerini gerektirmez. Örneğin bir hasta doktorun verdiği ilaçları kullanmakla sağlığına kavuşur o ilaçların vücuttaki etkisini bilmese bile.

 

Üstelik müminler bu hükümlerin her şeyi bilen Allah tarafında belirlendiğine inandıkları için onlar bu işlerin verimli ve faydalı olduğunda kuşku etmezler ve gönül rahatlığı ile bu emirlere amel ederler.

 

 

[1] Tevzihu’l-Mesail-i Meraci c. 2 s. 2390 ve 2391

[2] Tefsir-i Numune: c. 3 s. 318

[3] "الناس اعداء ماجهلوا"، Guzide- Mizanu’l-Hikme, c. 1 s. 214

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar