Gelişmiş Arama
Ziyaret
8160
Güncellenme Tarihi: 2010/06/02
Soru Özeti
İslam’a göre canlıları kopyalamanın hükmü nedir?
Soru
Canlı varlıkları kopyalamayı caiz bilen bir taklit mercii var mı?
Kısa Cevap

Canlıları özellikle insanları kopyalama yoluyla çoğaltmak yeni ortaya çıkan konular arasındadır. Bu yüzden bu konun hükmü ayetlerde ve hadislerde geçmemektedir. Ancak Şia’nın fakihleri ayet ve hadisler üzerinde içtihat yöntemini kullanarak bu konu hakkında birkaç görüş ortaya atmışlardır.

1-             Bazıları bu işi kendiliğinde caiz bilmişlerdir.

2-             Bazıları bunu sadece ferdi düzeyde ve sınırlı bir şekilde yapılması halinde caiz bilmişlerdir.

3-             Bazıları da bu işi kendiliğinde haram bilmişlerdir.

Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabının aydınlık kazanması için giriş olarak bazı noktalara değinelim:

A.            Canlı kopyalamanın aşamaları şöyledir:

1- döllenmemiş bir yumurtayı memeli dişi bir canlıdan almak

2. o yumurtanın çekirdeğini çıkarıp çekirdeği (nükleusu) olmayan bir yumurta elde etmek.

(Yumurta 23 kromozomu olmayan ve canlı hakkındaki genetik bilgileri taşımaz, sadece sitoplazma genetik bilgilerden az bir miktarını kendinde taşımaktadır.

3. Canlı varlığın gövdesinden bir hücre alıp onun merkezini çıkarmak ve onu merkezsiz olan o yumurtanın merkezine yerleştirmek (yumurtanın yeniden oluşturulması) Böylece yumurta gerekli olan bütün kromozomları (46 kromozomu) sahip olur. Bütün bunları gövdeden alınan bir hücreden elde eder.

4- Yumurtayı kimyasal veya elektrik akımlarıyla uyandırmak ve çoğalması için faaliyetini sağlamak.

5. Yumurtanın laboratuarda çoğalması sağlandıktan sonra onu yumurtanın sahibinin veya kiralık bir rahme yerleştirmek.

6- Gebelik dönemini geçirdikten sonra o yumurta diri ve kamil bir cenine dönüşür ve belli süreden sonra dünyaya gelir. Meydana gelen yavru, yumurtanın Mitokondurlarında olan DNA’in etkileri dışında %97 oranında kendisinde gövdesel hücre alınan canlıya veya kimseye benzer.[1]

B.            Kopyalama için çeşitli farzlar söz konusudur:

1.             Canlıları kopyalama ister cinsiyet yönünden eşit olsunlar ister olmasınlar

2.             Hayvanlar ve bitkiler arasında kopyalama

3.             Hayvan ve insan arasında kopyalama

4.             İnsanlar arasında kopyalama Bunun da çeşitli farzları bulunmaktadır. Örneğin eşler arasında kopyalama, eşlerin dışındaki kimseler arasında kopyalama, öte yandan rahim sahibi bekar veya evli bir kadın olabilir. Ve… Bu durumlardan her birisinin kendine has hükmü olabilir.[2]

Unutulmaması gereken bir nokta şu ki insan kopyalamasının doğurabileceği kötü sonuçlardır. Bunlardan bazıları şunlardan ibarettir:

1.             Soy karışımı

2.             Akrabalık ilişkilerinde belirsizlik

3.             Bazı durumlarda baba veya annenin olmayışı

4.             Nafaka ve miras yönünden belirsizlik

5.             Yaratışı eksik olan insanların meydana gelebilme ihtimali

6.             Kestirilmesi imkansız hastalıkların insanlarda meydana gelmesi

7.             İnsanlar arasındaki farklılığa esas olan hikmetin kaybolması

8.             Evlilik kurumunun ve ailenin yok olması

9.             Annelik kavramının anlamını yitirmesi

10.          Gayr-i meşru ilişkilerin meydana gelmesi

11.          Eşcinselliğin yayılması

12.          Suçluların bunu kötüye kullanması ve diğer itikadi ve fıkhi bozukluklar[3]

Bu gibi sonuçlar Hıristiyanlık ve Eh-i Sünnet merkezlerinin bu sahada endişe duymalarına sebep olmuştur. Papa bir bildiri yayınlayarak bu işi insanlık değeriyle çeliştiği için haram ilan etmiştir. Ehl-i Sünnet de şimdiye kadar yaklaşık ona yakın konferansta bu işin haram olduğunda ittifak etmiş durumdadır.[4] Sadece Ehl-i sünnet camiasından olan Iraklı Hanefi Mezhebine mensup bulunan Dr. Mahrus bunu helal bilmiştir.[5]

Bazı Şia fakihleri bu eleştirilere cevap vermiş ve muhtemel sonuçlardan dolayı bir işin haram ilan edilemeyeceğini açıklamışlardır[6].

Her halükarda Şia alimleri arasında kopyalamanın caiz olup olmadığı konusunda şu üç görüş vardır:

1-             Kendiliğinde bu işin caiz oluşı

2-             Ferdi ve sınırlı bir çerçevede helal oluşu

3-             Kendiliğinde bu işin haram oluşu[7]

A.            Kendiliğinde caiz oluşu

Bazı fakihler bu işin haram olduğu konusunda özel bir delilin olmadığı için her şeyin aslında helal olduğu kaidesine istinat etmiş ve insan kopyalamanın caiz olduğunu açıklamışlardır.

Ayetullah Sistani, Musevi Erdebili, Fazıl Lenkerani, Muhammed Mumin ve… bu görüşü savunanlar arasındadırlar.[8]

Bu fakihler “Gelişmiş bilimsel yöntemlerle laboratuarlarda insan kopyalamak caiz midir? Sorusuna karşı şöyle cevap vermişlerdir: Bu işin kendiliğinde bir sakıncası yoktur.

Diğer bazı fakihler[9] bu konuda cevaz fetvasını vermenin yanı sıra konuyla ilgili eleştirilere de cevap vermişlerdir.[10]

Bazı fakihler de insan kopyalamanın beraberinde bir takım fesat ve haramları getirdiği için unvan-i sanevi olarak haram olduğuna fetva vermişlerdir. Ayetullah Mekarim Şirazi ve Ayetullah Seyyid Kazim Hairi bu fakihler arasındadırlar.[11]

B.            Sınırlı Cevaz: Bazıları genel kaideler çerçevesinde bu işin haram olmadığını açıklamanın yanı sıra bu işin yaygın şekilde uygulanmasının çeşitli bozukluklara yol açacağı için insan kopyalamanın sınırlı ve ferdi düzeyde caiz olduğu görüşündedirler. Şeyh Hasan Cevahiri bu görüşü savunmaktadır.[12]

C.            İnsan kopyalamanın kendiliğinde haram oluşu görüşünü savunanlar. Ayetullah Tebrizi bu görüşü savunur. Lübnan alimlerinden olan Ayetullah Mehdi Şemsuddin’e göre bu iş insanlarda haram olduğu gibi hayvanlar da haramdır.[13]



[1] Defter-i Tebligat-i İslami Kavuşi nov der fikh Şebihsazi insan ez didgahi fukahay-i Şia s. 6

[2] Seyyid Ali Musevi Sebzevari, El-İstinsah Beyn Tekniye vet-teşrii s. 42

[3] Haftename- ufuk Havza, 94 Şebihsazi insan ez didgah-i Fukahi şia

[4] Ade

[5] Ade

[6] El-istinsah elbeşeri Seyyid Muhammed Hakim

[7] Defter-i Tebligat-i İslami Kavuşi nov der fikh Şebihsazi insan ez didgahi fukahay-i Şia s. 32

[8] Ade

[9] Ayetullah Seyyid Muhammed Said Hakim

[10] Defter-i Tebligat-i İslami Kavuşi nov der fikh Şebihsazi insan ez didgahi fukahay-i Şia s. 32

[11] Ade

[12] Ade

[13] Ade

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar