Gelişmiş Arama
Ziyaret
20106
Güncellenme Tarihi: 2012/05/17
Soru Özeti
Hz. Musa’nın (a.s.) Mucizesi olarak ilan edilen yılan bağlamında kuranı kerimde iki tabir; “su’ban” büyük yılan ve “can” küçük yılan kullanılmıştır. Acaba bu iki tabir arasında çelişki yok mudur?
Soru
Hz. Musa’nın (a.s.) kıssasıyla alakalı olan Araf suresinin 107 ve Şuara suresinin 32. ayetlerinde şöyle bir açıklama var olmaktadır. Musa’nın (a.s.) asası büyük bir ejderhaya (su’banun mubin) dönüştü ama Neml suresinin 10 ve Kasas suresinin 31. ayetinde ise asasının küçük bir yılana dönüştüğünü ilan etmektedir, (ke enneha canun)! Bu çelişkinin çözülmesi nasıl mümkündür?
Kısa Cevap

Bu iki ayet arasında çelişki yoktur. Zira bazı müfessirlere göre Musa’nın (a.s) asasını “can” ile tabir eden ayetler Hz. Musa’nın (a.s) nübüvvetinin ilk dönemine aittir ki Hz. Musa daha bu mucizeye hazırlığı yok idi. Hata kuranın açık söylemine göre hz. Musa dehşete kapılmış ve yılandan korkmuş. Ama asayı “su’ban” olarak tanıttığı yer ise risaleti tebliğ etmekle görevlendirilip Firavunla karşılaştığı döneme aittir. Bu ayetler bir celseyle alakalı değildir ki yılandan iki farklı tabir etmiş olsun. Hata eğer iki tabir bir zamanla alakalı olsa bile ayetler arasında çelişkinin olmadığı bilinmelidir. Zira bir ayette asa ejderhaya dönüştüğünü diyor; (fe iza hiye subanun) ve diğer ayette ise adeta küçük bir yılanın olduğuna işaret ediyor; (ke enneha canun). Arap edebiyatıyla aşına olan kimseler bu ikisinin arasında çelişkinin olmadığını kâmil bir şekilde bilgileri vardır.

Ayrıntılı Cevap

“Can” kelimesi lügatte ince ve çok seri hareket eden yılanlara deniliyor. Başka bir yerde “can” varlıkları gizli olan varlıklara denilmektedir. Dolayısıyla küçük yılanlara can diyorlar. Küçük yılana “can” denilmesinin nedeni gizlice otlar ve yerdeki çatlakların arasından hareket ederek geçtiği içindir. “Su’ban” de cüssesi büyük olan yılanlar için kullanılıyor. Kuranı kerimde Hz. Musa’nın (a.s.) mucizesi bağlamında her iki kelimeden de istifade edilmiştir.

İlk bakışta söz konusu yılanın “Su’ban” ve “can” ile vasıflandırılması çelişki içinde olduğu göze çarpacaktır. Bu nedenle müfessirler bu vehmi bertaraf etmek için bazı çözümler sunmuşladır. Örneğin bir tefsirde şöyle okuyoruz:  Musa’nın (a.s.) asasını can ile tabir eden “Neml” suresinin 10 ve Kasas suresinin 31. Ayetleri bi’setinin ilk merhalesiyle irtibatlıdır. Ama “su’ban” olarak tabir ettiği yerler ise Musa’nın Firavunla karşılaştığı döneme aittir. Adeta Allah u Teâlâ Hz. Musa’yı tedrici olarak bu büyük mucizeye alıştırıyor ki birinci merhalede onun mucizesi küçük ikinci merhalede ise daha büyük zahir oluyor.[1]   Buna binaen bu tahlil ve tevcihe göre Hz. Musa’nın mucizesi iki farklı yerde iki farklı tabir ile tabir edilmiştir.

Ama böyle bir tevcih ve tahlile gerek olmadığı bile akla gelmektedir. Hata eğer bütün ayetler tek bir olayla alakalı olsa bile ayetler arasında çelişki oluşmayacaktır. Şöyle ki:

“Su’ban” şeklinde tabir eden Araf ve şuara surelerinde “fe izen hiye” şeklinde tabir edilmiştir. Yani Musanın asası aniden ejderha ve büyük yılana dönüştü. Ama “can” tabirini istifade eden Neml ve Kısas surelerinde “fe izen hiye” tabiri de istifade edilmiştir. Musa’nın asası küçük ve hızlı hareket eden yılana dönüştüğünü demiyor. Bilakis “ke enneha” ibaresinden istifade ediyor. Yani o yılan mucizevarane ve ejderha gibi vücuda geldi ve hareket etmeye başlayınca (felema re eha tehtezzü), onun hareketi küçük ve hızlı yılan gibi idi. Oysaki ağır cüsseli olan şeyler, ağırlıkları gereğince yavaş hareket etmeleri lazım. Ama büyük olmasına rağmen küçük olan yılan niteliğini taşıyıp hızlı hareket etmesi mucize bakımından daha önemlilik arz etmektedir.[2]

 


[1] MEKARİMİ ŞİRAZİ, Nasır, “Tefsir-i Nümüne”, darul kutubul islamiye, c. 6, s. 283.

[2] TABERİSİ, Fazl b. el- Hüseyin, “Mecmeul Beyan”, darul marife, c. 3 ve 4, s. 705-706.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kur’an-ı Kerim’de bir canlının canını almanın günah olduğu belirtilmiştir. O halde İslam neden savaşlar ve insanların canını almayla yayılmıştır?
    8913 Tarih 2012/10/09
    Hz. Peygamberin (s.a.a) hayat tarzını incelediğimizde onun İslam dininin yayılması için gösterdiği birçok teşebbüsün kültürel olduğunu kavrarız. İslami konular uzmanı tarihçiler ve analistler yüce İslam dininin Arap yarımadasında ve sonra da diğer ülkelerde hızlı bir şekilde yayılması hakkında bazı etkenleri dile getirmişlerdir: 1. İslam dininin ...
  • Acaba ruh ve Cin’in insana eziyet etme gücü varmı?
    5117 Tefsir 2019/01/22
    Bizlerin Cin hakkında sahip olduğu bilgi oldukca kısıtlıdır. Buna rağmen hadislerden anlaşılan Cinlerinde insanlar gibi mesuliyetleri ve görevleri olduğudur. Onlarda çeşitli inançlara sahiptir. Bazıları itaat ehli bazıları ise isyankardırlar. Cinler düşünce güçü açısından zayıf olmakla birlikte birçok işi süratle yerine getirecek kayde değer harikulade güçe sahiptir. Aynı ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mübarek bedenini kim defnetti?
    11122 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Alimlerin bu konudaki görüşleri farklıdır. Bazı rivayet ve tarih kitaplarına dayanarak ileri sürülen görüşlerden bir şudur: İmam Hüseyin’in (a.s) mübarek bedenini, değerli oğlu İmam Zeynulabidin (a.s) Kerbela’da toprağa vermiştir. Yani İmam Seccad (a.s), ‘İmam’ı imamdan başkası gusledemez, kefenleyemez ve defnedemez’ hükmü gereği Kerbela şehidlerini özellikle masum babası ...
  • Günah işlenmeden özelliklede gıybetten önce kötülükten sakındırmak vacip midir?
    2721 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2020/01/20
  • Ahid duası ne zaman okunmalıdır?
    9374 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/12/04
    Duay-ı ahd hakkında rivayetlerde şöyle gelmiştir: ‘Kim bu duayı kırk sabah okursa İmam Mehdi’nin (a.s) yaranından sayılır...’[1] Bu dua sabahları okunmalıdır ve onun en iyi zamanı sabah namazından sonradır. Sabah ise fıkıha göre fecr-i sadıktan, güneşin doğuşuna kadardır. Ama örfte ...
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    5669 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • mudarebe nedir?
    14231 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/15
    İslam fıkhı ıstılahında mudarebe: taraflardan birinin sermeye diğerinin ise iş gücü koyarak ve her iki kesiminde karda ortak oldukları ticari akit ve sözleşmedir. Daha açık bir tabirle: mudarebe iki taraf arasında gerçekleştirilen taraflardan birinin diğerini sermaye vermesi ve sermaye verilen şahsında bu sermaye ile ticaret yapmasıdır. Elde edilen ...
  • İmam Humeyni’nin (r.a) inancına göre velayet-i fakih taabbudi bir esas mıdır?
    6895 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/24
    Taabbud, yüce Allah’a kulluk ifadesi ve O’nun emirlerini sorgulamaksızın kabul etmektir. Bu anlamıyla Yüce Allah’ın rızasını kazanma doğrultusunda atılan her adım bir tür taabbud sayılır ve eğer velayet-i fakih de bu hedef doğrultusunda kabul edilirse taabbudun bir örneği haline gelir. Lakin din âlimleri “taabbud” ve “taabbudi” kavramları ...
  • Keramet (Değerlilik ve onurluluk) nedir? Onurluluk nasıl kazanılır? Değerli ve onurlu insanların Allah katındaki makamı nedir?
    16722 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Keramet (onurlu olmak) aşağılık ve alçaklıktan uzak olmak ve her türlü zillet ve aşağılıktan uzak olan temiz ve değerli ruha kerim (onurlu) insan denir. Kerim (onurlu) sözcüğünün karşıtı seciyesiz anlamında leim’dir. Onurluluk ve saygınlığın zirvesine varmak için insanın takvayla donanması gerekir. Takva kişinin ...
  • Hikaye, tatmin, mizac ve sadık rüyalar hangi tür rüyalardır? Bu konuda rivayet var mıdır?
    6566 Teorik İrfan 2012/04/11
    Rüyalarda hikaye, tatmin ve mizac deyimleri[1] bizim (Şia) rivayetlerde gelmemiştir. Ama yalan rüya veya perişan rüyanın tersi olan sadık rüya rivayetlerde görülmektedir. Konunun anlaşılması için belirtelim ki uyku sırasında insanın nefsi dış dünyayla meşgul olmadığı için kendi alemine yönelmektedir; ve nefs, maddi ...

En Çok Okunanlar