Gelişmiş Arama
Ziyaret
13966
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Utanmanın kökü nedir?
Soru
Utanmanın kökü nedir?
Kısa Cevap

Utanmak “çekingenlik” anlamındadır. Çekingenlik ise olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır. Çekingenlik hayâ ile eşdeğer değildir. Hayâ kendini kontrol etme gücü olup iradî ve değerli bir fiildir. Ayet ve rivayetlerde ondan olumlu bir şekilde söz edilmiştir. Çekingenlik ise tamamıyla gayri tabii, hoş olmayan ve insanın ruhsal güçsüzlüğünü yansıtan bir fenomendir. İnsanın kendini başkalarıyla mukayese etmesi, kendini küçük görmesi, yalnızlık hissi, dışlanmak ve alaya alınmak ve de kabul görmeme korkusu, cismanî ve derunî kusurları büyük görmek, alçakgönüllülüğü çekingenlik ile eşdeğer görme yanılgısı ve öz güvenin olmayışı vb. hususlar utanmanın kökleridir.

Ayrıntılı Cevap

Yanıttan önce utanmanın mefhum ve manasına aşina olmamız ve sonra utanmanın köklerini değerlendirmeye tabi tutmamız lazımdır. Kur’an’da (Arapçada utanmanın kökü olan) “hacel” kökünden türemiş bir kelime mevcut değildir. Bundan dolayı, onun gerçek manasını bulmak için sözlük ve psikoloji kitaplarından yardım almak gerekir. Utanma için yapılan değişik tanımlar bir yana, “çekingenlik” tabirinin onun yerine kullanılması daha isabetli gözükmektedir. Nitekim birçok psikoloji kitabı bu perspektiften bu hususa bakmıştır. Bu yüzden biz de bu yanıtta bu perspektifle konuya yaklaşacağız. Çekingenlik insanın toplumsal bir konumda kendine yönelik anormal ve mustarip bir bakışından ibarettir. Bunun neticesinde birey bir tür ruh ve kas gerilmesine duçar olur, bilgisel ve duygusal şartları etki altında kalır ve kendisinde ham ve ölçülmemiş davranışlar ve de uygun olmayan reaksiyonların altyapısı hazırlanır. Sade bir ifadeyle, çekingenlik olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır.

“Hayâ” İle “Çekingenlik” Arasındaki Farkı

Bazıları çekingenliği hayâ ile eşdeğer bilmekte, bayanlar nezdinde onu onaylamakta, savunmakta ve teşvik etmektedir. Bu algı doğruluktan uzaktır ve bu ikisi eşdeğer değildir. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bir hadiste akıldan kaynaklanan hayâ ve budalalıktan kaynaklanan hayâ diye hayâyı iki kısma ayırmıştır. Bu esas uyarınca Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur: Bir kimse hakkı söylemekten utanırsa, bu onun budalalığındandır. Bunun mukabilinde bir çirkinlik nedeniyle insanlardan hayâ etmek ise güzel ve gerekli bir eylemdir.[1] Bundan dolayı akıldan kaynaklanan hayâ insanî sıfatların en güzellerinden biri, imanın alameti ve karakter gelişiminin göstergesidir. Başka bir ifadeyle kendini kontrol etme gücü iradî ve değerli bir haslettir ve rivayet ve ayetlerde[2] ondan iyi bir şekilde söz edilmiştir. Bunun karşısında çekingenlik ise tamamıyla gayri iradî, hoş olmayan ve toplumsal güçsüzlük ve özürlülüğün göstergesidir. Çocuklardaki utanmanın manası da çocuğun başkaları karşısında hazır olma ve konuşmadan kaçınmasıdır. Ama hayâ ise çocuğun değerli huylara ve İslam adaplarına bağlı olması anlamındadır. Bir çocuk men edilmiş şeylere bulaşmaktan, günah işlemekten ve yaramazlık yapmaktan kaçınırsa, utangaç sayılmaz. Bir çocuk büyüklere saygı duymayı adet edinir, haramlardan sakınır ve sırları duymaktan kulağını alıkoyarsa, utangaç addedilmez. Bunlar ilahî ve semavî dinlerin tavsiye ettiği hayânın örnekleridir.[3]

İslam’ın “Utanma ve Çekingenlik” Hakkındaki Görüşü

İslam çekingenliğe muhaliftir. Bu, İslam’ın bireysel ve toplumsal sorumluluk ve görev türleri hakkında yaptığı tavsiyelerden anlaşılmaktadır. Cesaret mayası olmaksızın toplumsal sorumlulukların kabul edilmesinin ve İnsanî ve İslamî görevlerin yapılmasının mümkün olmadığı çok açıktır. Mesela Kur’an’da çok vurgulanan iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak farzı[4] ahlakî cesaret ile faydalı ve etkili bir ilişki kurma gücüne ihtiyaç duyar.[5]

“Utanma ve Çekingenliğin” Etken ve Kökleri

Çekingenlik gelişim dönemi sürecinde tedricen ortaya çıkar. Çocuklarda ilk utanma alametleri dört aylıkken zahir olur ve bir yaşındayken tamamıyla beliriverir; zira bu yaşta çocuk yabancı şahıslardan yüzünü çevirir veya gözlerini veyahut yüzünü kapatır. Çocukların utangaç olmasında verasetin rolü vardır. Aynı şekilde utanmayı artırma veya dengelemede ortam da tamamıyla etkilidir; başka çocuklarla irtibatı olan çocuklar daha az utangaçtırlar. Çocukların utangaç olma nedenlerinden biri de büyüklerin sürekli onları dost, arkadaş, tanış ve yabancılar karşısında bir söz söyleme ve harekette bulunmadan alıkoymaları ve göz, dudak ve parmaklar ile tehdit edici bir şekilde işaret ederek onları susmaya zorlamaları ve de bir söz söylemeleri halinde bir şekilde bastırmalarıdır. Neticede çocuklar kınama ve dalga geçme tehlikesinden korunmak ve büyüklerin rızasını kazanmak için susmak ve başı öne eğmekten başka bir yol olmadığını teşhis etmektedir. Elbette gençlik döneminde de bu meselenin baş göstermesi muhtemeldir. Bunun etkenleri aşağıdaki maddelerle özetlenebilir:

1- Çekingen şahıs kendine ve yeteneklerine yönelik kuşku duyar. Bu yüzden hiç kimsenin kendisine bir değer vermediğini zanneder (kendini yersiz tahkir etmek).

2- Çekingen şahıs cesaretten yoksundur (bu nedenle çekingen şahıs tanımında bunun cesaretten yoksun olan kimse olduğunu söylemişlerdir) ve başkaları tarafından alaya alınmaktan kaygılanır. Birçok araştırmacı çekingenliğin asıl kökünün toplumsal korku ve ıstırap olduğu kanısındadır.[6]

3- Bazı cismanî ve derunî kusurlar büyütülür.

4- Bazı bireyler alçakgönüllülüğü yanlışlıkla çekingenlik ile eşdeğer saymakta ve onu bir değer görmektedir. Onlar kendilerini çekingen göstermekle alçakgönüllü görünmek istemektedir. Oysaki tevazu ve alçakgönüllülük tıpkı hayâ gibi erdemdir ama yersiz utanma ise bir tür kusur ve noksanlıktır. Alçakgönüllü şahıs kendinden haberdardır ama çekingen birey ise vehme dayalı hayallerin tutsağı olup kendini yanlış değerlendirmelerin kurbanı yapmaktadır.

5- Yersiz telkinde bulunmak; bir şahsın tip ve şeklinin itici ve çirkin olduğunu, kusur ve noksanlık taşıdığını kendine telkin etmesi ve bu yüzden kendini gözlerden uzak tutması, toplumda yer almaktan sakınması, başkalarının kendine baktığında kaygılanması ve hızla topluluktan çıkması buna bir örnektir.

6- Köşeye çekilmeye ve toplumdan uzak kalmaya neden teşkil eden şahsın öz güven ve ümidinin olmaması.

7- Bazen utanmanın nedeni kendini büyük görme olabilir. İnsan bazen kendi için sahte bir şahsiyet üretir ve bunun neticesinde kendinden yersiz beklentiler içine girer.

Son nokta: Utanma ve çekingenlik hiçbir zaman insanın güçsüzlüğüyle eşdeğer değildir. Genellikle bireyler güçsüz olduklarını düşünürler. Oysaki bu gerçekte böyle değildir. İnsan kabiliyet ve yeteneklerini tanımalı ve kendi davranış ve hareketlerini aşırı ve olağanüstü bir şekilde kontrol etme, kendini başkalarıyla kıyaslama, kendini büyük veya küçük görme, yalnızlık hissi ve dışlanmak, alaya alınmak ve kabul görmemek korkusu gibi utanmanın ortaya çıkmasındaki etkili nedenleri öğrenmeli ve onları yaşam sahnesi ve zihin atmosferinden silmelidir.      


[1] Mizanu’l-Hikme, c. 2, s. 718.

[2] Kısas, 25.

[3] İslam ve Terbiyet-ı Kudekan, s. 216-221.

[4] Âli İmran, 104.

[5] Bkn: Efruğ, Ğulam Ali, Revanşinasi-i Kemruyi, Defter-i Neşr-ı Ferheng-ı İslamî; Hakcu, Muhammed Hasan, Necat Ez Kemruyi, Merkez-ı Ferheng-ı Ensaru’l-Mehdi.

[6] Efruğ, Ğulam Ali, Revanşinasi-i Kemruyi, s.15.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar