Gelişmiş Arama
Ziyaret
7353
Güncellenme Tarihi: 2009/12/03
Soru Özeti
Acaba irfan bağlamında Nehcü’l Belağa’da numuneler mevcut mudur?
Soru
Acaba irfan bağlamında Nehcü’l Belağa’da numuneler mevcut mudur? Eğer mevcut ise bunlar teorik irfanla alakalı mıdır yoksa pratik irfanla alakalı mıdır?
Kısa Cevap

İrfan, imamların nazarında pratik ve teorik irfan olmak üzere iki kısma ayrılmamaktadır ve onların sire ve lisanlarında pratik irfan teorik irfandan ayrı değildir; zira onlar pratik irfanla hakikatlerin tanımını elde ettiler ve sonra elde etikleri hakikatlerin tanımını kelam kalıbına dökerek insanlara sundular. Ayriyeten irfanın teorik ve pratik irfan olarak kısımlandırılmasının üzerinden bin yıl geçmemiş, belki bu kısımlandırma son yüzyıllar içinde gerçekleştirilmiştir. Ama yinede Nehcü’l Belağa sonsuz irfan denizidir. Bu büyük ve değerli kitap, hem teorik irfan ve hem de pratik irfanda kamil arif ve ariflerin imamı olan insanı kamilin sözlerinin bir kısmıdır. Nehcü’l Belağa teorik ve pratik olmak üzere irfan ve ilahi maariflerle doludur ve ayrıntılı cevapta örnekler vererek onlara değineceğiz. 

Ayrıntılı Cevap

İrfanın tanımı belirtildiği gibi hakkın taliplerinin matluplarına ve hakkı tanımak için seçtikleri yol ve yöntemdir.  İrfan iki kısma ayrılmaktadır: Pratik irfan; yani seyri suluk, vusul ve fena ve teorik irfan; yani keşf ve şuhudun kural ve yöntemleri.[1]  Başka bir tabirle; teorik irfan varlığın tefsirini yapmaktadır; yani Allah, insan ve dünyanın tefsiri. Pratik irfan ise insanı kâmil bir şekilde terbiye etmesini üstlenmiştir.

Söze başlamadan önce birkaç noktanın hatırlatılması gerekli görülmektedir: Evvela: İrfan, imamların nazarında pratik ve teorik irfan olmak üzere iki kısma ayrılmamaktadır ve onların sire ve lisanlarında pratik irfan teorik irfandan ayrı değildir. Zira onlar pratik irfanla hakikatlerin tanımını elde ettiler ve sonra hakikat ve elde ettikleri tanımı kelam kalıbına sokarak insanlara beyan ettiler. 

Saniyen; İrfanın teorik ve pratik irfan olarak kısımlandırılmasının geçmişi bin yıla sahip değildir, belki bu kısımlandırma İbn-i Arabi zamanında başlamış ve bariz örneği Hikmet’i Mutaaliye de olduğu gibi sonraları felsefeye de girmiştir.

Ama yinede Nehcü’l Belağa sonsuz irfan denizidir. Bu büyük ve değerli kitap, hem teorik irfan ve hem de pratik irfanda kamil arif ve ariflerin imamı olan insanı kamilin sözlerinin bir kısmıdır. Gerçi imam Ali’nin irfani öğretilerinin tamamı nehcü’l-belağada toplatılmamıştır.

Ariflerin imamı Hz. Ali (a.s.) bu bağlamda şöyle buyurmaktadır: “Bizler peygamberlik ağacı, risaletin indiği mekân ve meleklerin inip çıktığı yeriz; ilmin madeni, hükmün kaynağıyız.”[2] Bu nedenle eğer ilim ve bilgi varsa ve eğer irfan varsa vahiy ve risalet hanedanında yani Ali (a.s) ve evlatlarında bulunur.

Büyük arif İmam Humeyni (r.a) Nehcü’l Belağa hakkında şöyle diyor: “O’nun [İmam Ali] ruhunun nazilesi olan Nehcü’l Belağa kitabı, benlik ve bencillik hicabı yatağında uyuyan bizler için talim ve terbiye kitabıdır…,Bir insan veya büyük insanlık toplumu kadar farklı boyutları olan bir külliyat…, Her ne kadar toplumlar meydana gelse, devletler ve milletler oluşsa ve her ne kadar düşünür, filozof ve araştırmacı gelse ve onun derinliklerine inip düşüncelere dalsınlar. Filozoflar ve hikmet öğrenenler gelsinler ve bu ilahi kitabın ilk hutbesinin cümlelerinde araştırmaya otursunlar ve marifet ashabı ve irfan erbaplarının yardımıyla kendi yüksek düşüncelerini işleterek onun kısa bir cümlesini tefsir etmeye çalışsınlar ve hakiki bir şekilde onu derk etmede vicdanları razı etmeyi istesinler…,  vahiy evladının gördüğü alanının ne kadar olduğunu görseler kendi ve diğerlerinin kusurunu itiraf ederler;  kısa cümlelerinden bir tanesi şudur: “mea külli şeyin la bi mufareketin ve gayre külli şeyin la bi müzayeleti” O, hiçbir şeyin kenarında olmaksızın her şeyle birliktedir ve ayrı olmaksızın her şey dışındadır.[3] Bu açıklama irfanda değinilen vahdeti vücut konusuna işaret etmektedir.

Nehcü’l Belağa sonsuz irfan deryasıdır. Teorik irfan; Mebde ve mead, yaratılış, vahiy, melekler, mücerret dünya, alemi melekut ve… pratik irfan ise; ahlak, nefsani faziletler, adalet, takva, zühd, seyri suluk, cihat ve yakarış ve… hakkındadır.

Bu yazıda kısa olarak İmam Ali’nin (a.s) teorik ve pratik irfan hakkındaki sözlerinden bahsedeceğiz:

  1. Teorik İrfan

Nehcü’l Belağa’nın ilk hutbesi maarif deryasıdır. Allah’ın azameti hakkında şöyle buyurmaktadır:

1. "Hamd Allah'a mahsustur ki övenler onu hakkıyla övemezler, sayıcılar nimetlerini sayamazlar, çalışıp çabala¬yanlar hakkını eda edemezler. Yüce himmetler O'nu derk edemez, akıl-zekâ denizine dalanlar O'na erişemez. O'nun sıfatlarının belli bir sınırı yoktur. Bir vasfı mevcut değildir.”

2. “Dinin evveli O'nu tanımak, O'nu tanımanın kemali O'nu tasdik etmek, O'nu tasdik etmenin kemali O'nu bir bilmek, O'nu bir bilmenin kemali, O'na karşı ihlâslı olmaktır. O'na karşı ihlâslı olmanın kemali, O'ndan sıfatları nefyetmektir….”

3. “Allahın varlığı için bir başlangıç yoktur. Vücudu için  ademlik sabıkası olmadığı gibi. O, hiçbir şeyin kenarında olmaksızın her şeyle birliktedir ve ayrı olmaksızın her şey dışındadır.”[4]

4. Başka bir örnekte; varlık aleminin yaratıcı olan Allahın yarattıklarını tevsif ederken şöyle buyuruyor: “"Hamd, daha önceden olgu/örneği ve kendinden önce bir yaratıcıya (olmadığı için) tabi olmaksızın yaratıkları yaratana…bütün yaratıklarını eksikliği ve haleli kabul etmez şekilde muhkem ve sağlam takdir edip kamil bir lütuf ile düzene sokan ve kamala doğru hareket edebilecek konuma getirip o yöne sevk eden Allaha mahsustur”.[5]  

Bu sözler Nehcü’l Belaga’da bulunan teorik irfan deryasından bir katredir. Dikiş yüzüğü kelimelerle okyanus nasıl ölçülür?

b) Pratik İrfan

1. İmam Ali (a.s) seyri sülükte atılacak ilk adım hakkında şöyle buyurmaktadır: "Gerçek arif (seyr-u sülük ehli ilim ve fikirle donarak) aklını ihya etmiş ve şehvetlerini öldürmüştür. O denli ki büyük ve şişmanlığı küçülmüş, sertlikleri yumuşamıştır. Kendisi için çok aydınlatıcı bir nur tutuşmuştur. Bununla tevhidin ana caddesini aydınlanmış ve bunun aydınlığında yolunu devam ediyor…"[6]

2. “"Ey Allah'ın kulları! Allah katında en sevgili kul, nefsine karşı savaşta Allah'ın kendisine yardım ettiği kişidir. O kimse ki iç elbisesi ilahi hüzün ve dış elbisesi ise Allah’tan korkmaktır. Derken, hidayet ışığı gönlünü aydınlatmış, orada kalacağı gün için azığını hazırlamış, uzağı kendine yakınlaştırmış, zorluğu kolaylaştırmıştır.”

3. O hazretin (a.s) bakışında takvalıların nitelikleri şöyle şekillenmiştir:  “Ruhlarının derinliklerinde yaratıcı büyük ve bundan dolayı da onun dışındakiler gözlerinde küçüktür…. Cennete oranla orayı görüp nimetler içinde yaşayan ve cehenneme oranla da orayı görüp azap çeken kimse gibidirler...”[7]

4. Başka bir yerde de şöyle buyurmaktadır: “"Nimetini tamamlamak, izzetine teslim olmak ve günahlarından korunmak için Allah'a hamd ederim. Yeterliliğine (kifayetine) olan ihtiyacımdan dolayı O'ndan yardım dilerim. Allah'ım hidayet ettiği sapmaz...”[8]

5. “İlahi! Sana ibadet ediyorum; azabından korktuğum veya cennetine erişmek için değil, belki kulluk edilmeye layık olduğun için sana kulluk ediyorum.”[9]

6. Ölüme karşı arifane ve aşıkane bir yönelişle şöyle buyurmaktadır: “Allah'a kasem ederim ki Ebu Talip'in oğlu Ali'nin ölüme olan ünsiyet ve dostluğu, bir çocuğun anne memelerine olan ünsiyet ve dostluğundan daha fazldır...”[10]

7. Takva sahiplerine gece uyanık geçirme, az uyuma ve zayıflık hakkındaki tavsiyelerinde şöyle buyurmaktadır: “Gözlerinizi gecele­ri ayık tutarak ve karınlarınızı zayıflatarak Allah’a itaate yönelin.”[11]

8. Hak ve adalet yolunda mücadele edenler için tersim ettiği cihat hakkında şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki cihat cennet kapılarından bir kapıdır ki Allah-u Teâlâ sadece özel dostlarına açmıştır”.[12]

 


[1] Seccadi, Seyyid Cafer, “Ferhengi Istılahatı İrfani”, baskı, 4, irfan kelimesi, Tahran: Kitabhanei Tahuri, çapı çaharum, 1378.

[2]Nehcü’l Belaga”, 109. hutbe.

[3]Sahife-i Nur”, Peyamı İmam bi şirket konendegani der kongreyi hezare-i “Nehcü’l Belağa”, c. 14, s. 224 – 225, 27/02/1360.

[4]Nehcü’l Belaga”, 1. hutbe.

[5] A.g.e, 90. hutbe.

[6] A.g.e, 220. hutbe.

[7]Nehcü’l Belaga”, 193. hutbe.; Muttakin hutbesi adıyla meşhur olan bu hutbenin her sözü pratik irfanın makamlarından bir makamdır.

[8]Nehcü’l Belaga”, 2. hutbe.

[9] İhsai, İbni ebi Cumhur, “Avaliu’l Lali”, Kum: İntişaratı Seyyidu’i Şüheda, c. 1, s. 44, 1405 h.k.

[10]Nehcü’l Belaga”, 2. hutbe.

[11] A.g.e, 183. hutbe.

[12] A.g.e, 27. hutbe.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12632 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Senetleri sahih olan Mütevatir-i Lafzi, Mütevatir-i Manevi ve Mütevatir-i İcmali hadis çeşitlerinin kuralı nedir?
    15900 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Şii alimleri, bir haberin her tabakasında ki senet silsilesinde ravilerin sayısı ilime neden olacak ve rivayetin Masum’un (a.s) söylediğine yakin haddine ulaştıracak habere mütevatir hadis demekteler. Her tabakada yerine göre kişilerin sayısını farklı saymış ve ravilerin sayısı hakkında belli bir sayı belirtmemişlerdir. Onlara göre ölçü sözün Masumdan çıktığını ...
  • Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
    7258 Teorik Ahlak 2012/05/12
    İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” ...
  • Acaba Mütalaada başarılı olmak ve daha iyi öğrenmek için Kur’an-ı Kerimden bir ayet veya bir dua var mıdır?
    11238 Pratik Ahlak 2010/01/16
    Mütalaa etmek, bir şey üzerinde onu anlamak ve öğrenmek için yoğunlaşmak ve düşünmektir. Bu yüzden bu özelliği taşımayan her okuma mütalaa değildir. Bir Mütalaanın faydalı ve verimli olması için diğer işler gibi özel şartların hazırlanmasına ihtiyacı vardır.
  • Şia mezhebinde namazın sırları ve felsefesi nedir?
    10034 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    Şüphesiz ilahi hükümlerin tümünün felsefe ve delili vardır, ama ilahi hüküm ve buyrukların tümünün delillerini bulmamız gerekli değildir. Müslümanlar vahiy mesajı karşısında teslim olmalıdır. Bu teslim ve kabul etme psikolojisi insanın kemalidir ve esasen bazı buyruklar teslim ve kulluk ruhunu sınamak içindir. Ama bununla birlikte Kur’an defalarca ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    10594 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Neden İmam Hüseyin (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmedi?
    13678 Masumların Siresi 2010/04/07
    İmam Hüseyin’in (a.s) Muaviye’nin döneminde kıyam etmemesinin sebebi hakkında şunları söyleyebiliriz:1- İmam (a.s) kardeşi ve imamı olan İmam Hasan’ın (a.s) hayatı döneminde Muaviye’yle yaptığı anlaşmaya gösterdiği saygı ve Muaviye’nin de böyle bir anlaşmaya göstermelik olarak yaptığı saygıdan dolayı.2- ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6333 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Bütün peygamberlerin kitabı var mıydı? Vardıysa Hz. Nuh’un kitabının adı nedir?
    29340 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde Hz. Nuh’un kitabının olduğuna dair bir şey gelmemiştir. Ama ‘Andolsun ki biz, peygamberlerimizi, apaçık delillerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber kitap ve terazi de indirdik...’ ayetinden bütün peygamberlerin kitap sahibi olduğu anlaşılsa da bazı rivayetlerde bu ayet değişik şekillerde ...
  • Farz namazların kazaları yerine sünnet namazları kılınabilir mi?
    7489 Kaza Namazı Ve Kiralık Namaz 2012/10/01
    İmam Humeyni (r.a) benzeri bir soruya yanıtta şöyle buyurmuştur: Geçmiş farz namazların kazası farzdır ve sünnet namazlarını kılmayla bir çelişki arz etmez. Lakin sünnet namazı, farz namazın kazasının yerini almaz.[1] Bundan dolayı her ne kadar sünnet namazları birçok fazilete sahip olsa da sizin kaza ...

En Çok Okunanlar