Gelişmiş Arama
Ziyaret
6856
Güncellenme Tarihi: 2010/04/04
Soru Özeti
Kur’an’da kıyamet günündeki azap için farklı tabirler kullanmasının illet nedir?
Soru
Araf suresinin 78., Fusilet suresinin 13, 16 ve 17., Hud suresinin 67 ve 94., Hakke suresinin 5., Şuara suresinin 189., Zariyat suresinin 44., ve…ayetlerinde Ad, Samud kavmi ve meyden halkı için farklı azaplar zikredilmiş ve hangisinin doğru olduğu belli değildir. Örneğin; Samud kavmi için (tarihin) farklı bölümlerinde “recfe”, “tağiye”, “saike” ve “seyhe” ilan edilmiştir. Hata eğer azapların tümü gerçekleştiği farz edilse bile çelişki kokusunu veren böyleli farklı ayetlerde beyan edilmesine ne gerek var? Zimnen bilinmelidir ki eğer bir katlin şahidi mahkeme salonunda hazırda bulunsa ve her merhalede böyleli farklı şahitlik yaparsa mahkeme (sorumluları) tarafından kesinlikle kabul edilmeyecektir!
Kısa Cevap

Kuranı kerim kıssaları anlatırken takip ettiği yöntem şu esasa dayılıdır ki, kıssalardan hedeflenen hedefin tahakkuk edilmesini ifa etmekte müessir olan önemli noktalarla yetiniyor. Kıssanın detaylısına ve ayrıntılarına değinmiyor. Yani olayı baştan sona kadar açıklamıyor. Yerlere göre gerektiği ve uygun şekilde kıssalardan istifade ediyor.

İlgili ayetlere dikkat ve yeterince düşünülür ve detaylı cevapta azap için zikir edilen kavram, unvan ve tabirlere teveccüh edilirse çok kolaylıkla bu tabirler arasında çelişkinin var olmadığının yanı sıra bu tabirler bir diğerinin anlamlarını taşır ve bir diğerinin gereksinimleri konumunda olduğu kolayca anlaşılır.

Tabirlerin sayılı olması ise kuranın edebi, fesahat ve belagat iktizasıncadır.

Şahidin şahitliği hakkında da şunu söylemeliyiz: Şahitlik farkı merhalede bir biriyle çelişirse itibarsızdır. Ama eğer her bir merhalede olayın farklı boyutunu açıklarsa itibarsız olamaz. Bilakis bütün açıklamalar bir birini tamamlayarak daha kâmil esere sahip olur.

Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabına geçmeden önsüzü olarak bir açıklama yapmalıyız.

Kuranı kerimin hedefi tarihi, kıssaları, roman ve … öğretmek değildir. Ama kendi hedefine ulaşması için bunlardan istifade ediyor. Kuranı kerim hidayet ve eğitim kitabıdır. Bu bağlamda nasihat, vaiz, inzarı, tebşiri ve… içermektedir. Bu nedenledir ki tarihi olayları, kıssaları naklederken kuranı kerim olayların detaylı ve ayrıntılarına girmediğini müşahede ediyoruz. Destan ve kıssaları naklederken onlardaki ahlaki ve eğitici olan kısımları farklı ve uygun yerlerde istifade ediyor. Zira ilahi kitabin hedefi ve yöntemi kıssaları anlatırken şu esasa dayalıdır ki gözetlediği hedefi ifa etmekte etkili olan önemli ve meşhur noktalarıyla yetiniyor. Dolayısıyla olayı baştan sona kadar ele alarak detayına ve ayrıntısına değinmiyor.[1]

Örnek olarak hz. Yunusun kıssası Enbiya suresinin 87. Ayetinde hem Saffat suresinin 139 ve 148. Ayetlerinde zikredilmiştir. Bu noksanlık ve zayıflık sayılmamakla kalmıyor bilakis dikkatin, hikmetin ve gayeli olduğunu göstermektedir. Kendi kitabının farklı yerlerinde şiir mecmuasından yararlanmış ve şiirin her beytini ilgili konuyla alakalı zikir eden seçkin bir ilim adamı gibi. Bu önsüze dikkatle sorunun cevabına geçeceğiz.

Saike, “recfe”, “tağiye”, “seyhe” ve “yevmuz-zille” gibi ıstılahlar zahiri olarak farklıdırlar. Ama ayet ve tefsirlerde azap bağlamında zikredilen kavramların anlamlarında biraz dikkat edilir ve düşünürse aralarında hiçbir çelişkinin olmadığı anlaşılır. Mesela Araf suresinin 78. Ayetinde Samut kavmi hakkında “recfe”[2] (sarsıntı/sallantı) beyan edilmiştir. Ama Fusilet suresinin 13 ve 17. Ve Zariyat suresinin 44. Ayetinde “saike” (yok edici azap, bulutlara çarpma neticesinde alevlenen ve her neye çarparsa alevlendiren ateşten bir parça, korkunç ve ölümcül bir ses)[3] şeklinde tabir edilmiştir. Diğer taraftan “Hakke” suresinin 5. Ayetinde onların azabı, “tağiye” (o “saike”[4]  veya tabi haddini açan bir şey) gelmiştir. Hud suresinin 67. Ayetinde de “seyhe” (azap anlamında)[5] zikredilmiştir.

Meyden halkı için de hud suresinin 94. Ayetinde seyhe azabı ve Araf suresinin 91. Ayetinde “recfe” açıklanmıştır. Şuara suresinin 189. Ayetinde “azab-i yevme zille” (saike içerikli buluttan gölge) gelmiştir.

“Azab-i yevme zille” bağlamında tefsirlerde şöyle gelmiştir: yedi gün bölgelerini çok şiddetli, yakıcı sıcaklık kaptıktan ve bu süre içinde hiçbir rüzgâr esintisi esmedikten sonra aniden bölgelerindeki gökte bir bulut parçası göründü ve bir rüzgar esintisi esmeye başladı. Bu bulut parçasını görür görmez evlerinden hemen dışarı çıkıp o bulut parçasının bulunduğu yere yönelirken ölümcül bir saike korkunç bir sesle o buluttan yükseldi ve ardından da büyük ateş ondan üzerlerine yağdı ve nihayet olarak yeri sarsıntıya boğdu ve hepsini helak etti.[6]

“Tağiye” daha önce denildiği gibi bir taraftan “saike”nin kendisine denilmektedir. Bir diğer taraftan haddini açan varlığa da denilmiştir. Bu durumda “saike” ile aynı olmasının yanı sara sallantıyla da uymaktadır. “seyhe” de daha önce işaret edildiği gibi azap anlamındadır. Azapta saikede beyan edilmişti. Bunların yanı sıra sallantı (zelzele) ve tağiye kelimelerinin her birisi tabii ve şiddetli azabın reel örneğidir.[7]

Anlatılanlara dikkatle ve istifade edilen ıstılahlar için zikredilen anlamlarda dikkat edilirse her birisi farklı yerlerde “Samud” kavmi ve “meyde” halkı için azap amaçlı zikredilmiş olduğu anlaşılır. Aralarında var olan irtibata teveccühle aralarında hiçbir şekilde çelişki bulunmamaktadır. Bilakis bu kavramlar bir diğerinin anlamlarını taşıyor ve bir diğerinin gereksinimleridir.

Tabirlerin sayılı olması ise kuranın edebi, fesahat ve belagat iktizasınca ve insanların nefislerinde daha fazla etkili olmak içindir.

Şahitlik yapan şahitliği hakkında da şunu söylemeliyiz: Eğer bir şahit şahitlik merhalesinin birisinde bir şey söyler, bir sonraki merhalede önceki söylediklerinin zıddına bir şey söylerse veya başka bir şahit onun tersine bir şey söylerse onun daha önce söylediği bütün şeyler itibardan düşer. Ama eğer her bir merhalede olayın bir kısmını açıklar ve aralarında çelişki söz konusu olmazsa anlattıklarının tümünü yan yana koyarak onlardan yararlanabilinir. Bunun yanı sıra bu iki konuyu bir biriyle mukayese edilmesi “kıyası meal farıktır” yani aralarında benzerlik olmayan ve bir birinden farklı olan iki şeydir ki burada kıyas gerçekleşmez. Mahkemede şahitliğin kabulü için gerekli olan şartlar esas itibarıyla eğitmek ve insanı terbiye ve olgunlaştırmak için gelen kuranı kerim gibi bir kitap ile hiçbir irtibatı yoktur.

 

 


[1] TABATABAİ Muhammed Hüseyin, “el- mizan fi tefsiri’l – kruan”, tercüme: Seyit Muhammed Bakır MUSEVİ HEMEDANİ, baskı, 5, Kum: defter-i intişarat-i İslami camiayi müdderisin hevzeyi kum, 1374, hicri şemsi, c. 13, s. 403.

[2] İbni Manzur, “lisanü’l – arap”, baskı, 1, Beyrut: ihyai turasil – Arabi, 1408, hicri şemsi, c. 5, s. 153.

[3] İbni Menzur, Muhammed b. Mukrem, “lisanu’l – arap”, baskı, 3, Beyrut: naşır daru sadır, 1414, hicri kameri, c. 7, s. 348.

[4]lisanu’l – arap”, c 8, s. 170.

[5]lisanu’l – arap”, c. 7, s. 440.

[6] MEKARIM-İ ŞİRAZİ, Nasır, “Tefsir-i Numüne”, baskı, 13, Tahran: darul – kutubil – islamiye, 1374, c. 15, s. 339 – 240.

[7] “Tefsir-i Numüne”, c. 20, s. 343 – 344.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar