Gelişmiş Arama
Ziyaret
33494
Güncellenme Tarihi: 2011/12/20
Soru Özeti
Acaba İmam Hüseyn’in (a.s.) Şehribanu imindeki hanım efendiyle evlendiği iddiası doğru mudur?
Soru
Acaba İmam Hüseyin’in (a.s.) Şehribanu denen hanımla evlendiği iddiası doğru mudur? Lütfen vereceğiniz kaynaklar “Tarihi Belami”tarihi gibileri tarihler olsun.
Kısa Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s.) İslam ordusu tarafından esir alınan Şehribanu ismindeki hanım ile evlendiği konusuyla alakalı birkaç muhtelif rivayet var olmaktadır. Zira bazı rivayetlere göre bu hanım efendi ikinci Halife Ömer döneminde İslam ordusu tarafından esir alınmış, bazılarına gör de üçüncü halife Osman döneminde İslam ordusu tarafından esir alınmıştır. Yani bu bağlamda var olan rivayetler farklı görüşler içermektedir. Kendisi ve babasının hakkında da çok farklı isimler yazan nakiller var olmaktadır. Bu farklılıkları (noktaları) göz önünde bulundurduğumuzda Onun İranlı birisinin, (böyle bir isimle bir kadının var olup), İmam Hüseyin’in (a.s.) eşi ve İmam Seccad’ın da Annesi olduğunu kabul etmek çok zordur.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin’in (a.s.) üçüncü Yazdgerd isminde birisinin kızı Şehribanu’yla evlendiğini tarihçiler ve muhaddisler arasında birçok söz ve söylenti bulunmaktadır:

1-   Şeyh-i Saduk (r.a) İmam Seccadın Annesi hakkında şöyle bir hadis nakletmektedir: “Sehl b. Kasım Nuşcani İmam Seccad’ın (a.s.) Annesi Hakkında şöyle diyor: “imam Rıza (a.s.) Horasanda bana Şöyle buyurdu: Aramızda akrabalık bağı var. Aramızda nasıl bir akrabalık vardır diye sordum? Şöyle dedi: Abdullah b. Amir b. Koriz, Horasan’ı fethettiği zaman İran’ın padişahî olan Yazdgerdin kızlarından ikisini buldu ve onları Osman’ın yanına gönderdi. Osman onlardan birisini İmam Hasan’a diğerini İmam Hüseyin’e hediye etti”. Bu iki bayan doğum yaptıktan sonra vefat ettiler. İmam Hüseyin’in hanımı imam Seccad’ı dünyaya getirdi ve Onun Hanımı vefat ettikten sonra İmam Hüseyin’in bir (başka) cariyesi imam Seccad’a bakma mesuliyetini üstlendi”.[1] Görüldüğü gibi bu rivayete göre Yazdgerd’in kızı ikinci Halife döneminde değil, bilakis üçüncü halife Osman döneminde Medine’ye götürülmüştür.

Şeyh Abbas Kumi bu rivayet Hakkında şöyle diyor: “bu rivayet Yazdgerd’in kızı ikinci halife döneminde getirildiğini söyleyen rivayetlere muhaliftir. Oysaki bu rivayetler daha meşhur ve daha güçlüdür.[2]

2-   Küleyni İmam Seccad’ın (a.s.) Annesinin kimliği hakkında şu hadisi zikrediyor: “Yazdgerd’in kızını Ömer’in yanına getirdikleri vakit Medine bayanları onu seyir etmek için sabırsızlanmışlardı. Mescide girdiği vakit, Mescit onun nurundan aydınlandı. Ömer ona bakınca bayan kendi yüzünü kapattı ve şöyle dedi: “vay, Hurmuzu zamanı kara olsun) (“of, biruc bada hermuz”). İkinci halife; bu bayan bana kötü söz söylüyor ve bana sövüyor diyerek onu cezalandırmak için ona yöneldi. Emirulmüminin hz. Ali (a.s.) Ömer’e şöyle buyurdu: Sen ona zarar kavuşturma hakkına sahip değilsin. Onu rahat ve serbest bırak kendisi Müslüman erkeklerden birisini seçsin ve o Müslümanlardan hangisini seçerse onu o şahsın ganimet payından hesaplayacaksın. İkinci halife Ömer Onu serbest bıraktı ve kendisi Hz. Hüseyin’in  (a.s.) başına elini vurarak onu kendisi için seçti. Hz. Ali (a.s.) ona; “senin ismin ne? Diye sordu. O, “Cihan şah” diye cevap verdi. Hz. Ali; “Senin ismin Şehribanu’dur” diyerek Hz. Hüseyin’e yönelerek şöyle buyurdu: Ey Aba Abdullah! Bu hanımdan yeryüzünün en hayırlı insanı dünyaya gelecektir”. Ali İbn. Hüseyin (a.s.) (yani imam Zeynelabidin (a.s)) ondan doğdu. Bu kadından doğan bu çocuğa ibnul-hayreteyn (yani iki seçkinin çocuğu) diyorlardı. Zira o Araplar içinde en seçkin kabile olan Haşim kabilesinden ve acemler içinde de Allahın en seçkini olan toplumu olan “farıslılardan”dir.[3]

Bu rivayet senet ve metin bakımından bazı araştırmacıların eleştirisine maruz kalmıştır. Örneğin şöyle denilmiş: Bu rivayetin senedinde Amr bini Şimr gibi kişiler var olmakta. Bu kişi rical ilminin âlimlerine göre zayıf ve güvenilmeyen bir kimsedir.[4]   Metin açısından da bu rivayet birçok eleştiriye tabi tutulmuş. Örneğin:

a)   Yazdgerd’in kızının esir düştüğü çok şiddetli bir şekilde şüphe konusu olmuştur.

b)   İmam Hüseyin’in (a.s.) böyle bir kadınla evlendiği günümüzde de şüphe konusudur. Zira birinci rivayete göre bu bayanın esir düşmesi Horasanın fethinde yani hicretin 22. Senesinde ve üçüncü halife Osman döneminde gerçekleşmiş. İkinci rivayete göre ise bu ikinci halife döneminde gerçekleşmiş. Eğer bu ölçü olursa bu dönemde İmam Hüseyin (a.s.) 10 ile 11 yaşında idi. Zira İran’ın fethi ikinci halifenin ikinci senesinde gerçekleşmiştir. Buna binaen imam Hüseyin (a.s.) bu yaşta evlenmiş olması uzak görünmektedir.

c)   İmam Secadd’ın (a.s.) annesinin nesebi konusunda da eski tarihi ve rivayi kaynaklar ihtilafa duçar olmuşlar. “Tarihi Yakubi” (ö. 284 k.),[5]Muhammed b. Hasan-Kumi,[6]Küleyni[7] (ö. 329 k.),[8]Muhammed b. Saffar Kumi” (ö. 290 k.), “Allame Meclisi”,[9]Şeyh-i Saduk” (ö. 381 k.), Şeyhi Müfit (ö 413 k.)[10] gibileri hanımın ismi üzerinde ittifak etmeseler bile onu Yazdgerd’in kızı olarak bilmişlerdir.

Bu görüş karşısında eski ve yeni bazı kaynaklar kadının babasını Sistani, Seyyidi, Kabulli olduğunu hatırlatmışlardır. Birçok kaynak da onun esir düştüğü yerin ismini zikretmemiş sadece “ümmü veled” (yani çocuk sahibi cariye) şeklinde ondan bahis etmişler.[11] İranlı bazı büyük şahsiyetler ise Subhan’ı, Sencan, Nuşcan ve Şiruye’yi onun babası olduğunu zikretmişlerdir.

Bu rivayetleri incelemek ve eleştirmek için bu haberlerin senetsel konularına dayanarak yapamayız. Zira bu nakillerin hiçbirisi güçlü ve güvenilir bir senedi yoktur. Bunun yanı sıra Yakubi gibi tarihi kitapların birçoğu kendi konularını isnatsız naklediyorlar. Buna binaen bu nakilleri incelemek için muhtevasını ve içeriğini göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu bağlamda bu nakillere baktığımızda aşağıdaki işkâllar söz konusudurlar:

1-   Bu haberlerde göze çarpan en önemli işkâl, onun ve babasının ismi hakkında yaptıkları ihtilaftır. Bu kaynaklar hanımın kendisi için çok farklı isimler; “Şehribanu, Selahe, Gazale” gibi isiler zikretmişlerdir.

2-   Onun esir düştüğü zaman hakkında düşmüş oldukları ihtilaf bir diğer işkâldır ki bunlara varittir. Bazıları onu ikinci halife Ömer döneminde esir düştüğünü söylerken bazıları da üçüncü halife Osman döneminde esir düştüğünü söylemiş Şeh-i Müfit gibi bir diğer kısımda hz. Ali döneminde esir düştüğünü söylemişler.[12]

3-   Tarihi Tabari ve İbnu Esir gibi tarih kitapları Müslümanların İran’la savaştıkları savaşları “senenin olayları” unvanıyla yazmışlar. Bunlar kendi kitaplarında Yazdgerd’in kaçıp İran’ın farklı şehirlerine ve yerlerine gittiğini bir bir yazmışlar ama çocuklarının esir alındığı konusunda hiçbir şey söylememişlerdir. Usulen bu mesele çok önemli meselelerdendir. Normalde buna işaret edilmesi gerekirdi ama buna hiçbir şekilde işaret edilmemiştir. Ama bundan daha cüzi ve önemsiz olan meselelere değinmiş ve hakkında konuşmuşlardır. Bunun kendisi bu padişahın çocuklarının esir alınmadığına dair bir argumandır.

4-   Mes’udi gibi eski yazarlardan bazıları üçüncü Yazdgerd’in çocuklarını zikrederlerken onun için Adrek, Şahin, Merdavend isminde üç kızı zikrediyor. Bunlardan hiçbirisi imam Secad’ın (a.s.) Annesi için zikredilen isimle uyuşmuyor. Bu bir taraftan, diğer taraftan yazılan yazılarının hiçbirinde kızlarının esir alındığını yazmıyor.[13]

Her halükarda bu karinelerin hepsini ve İmam Seccad’ın (a.s.) annesi hakkında var olan daha başka görüşleri bir araya getirdiğimizde ve bunun yanı sıra üçüncü asrın son dönemine kadar birçok tarihçi yazar onu Sined ya Kabul cariyelerinden saymış[14] olmalarını dikkate aldığımızda İmam Secad’ın (a.s.) annesinin kim olduğu hakkında kesin ve net bir şey söylememiz çok zordur.[15]

 



[1]Uyunul- Ahbari-Rıza”, Tashih ve Tahkik: Seyit Mehdi, Hüseyni Lacurdi,baskı, 1, h.k., intş. Mirza Muhammed Rıza Mehdi, (noor cd. Sinden anlıntı yapılmış), c. 2, s. 128.

[2] Kumi Şeyh Abass, “Müntehal Amal”, çap’i hicret, c. 2, s. 30.

[3]Usuli Kafi”, intş. Ahundi, c, 1, s. 467.

[4]Hulasetul Akval Fi Marifetir-Rical”, bahşi duvum, s, 241, bab 7, kemle Amru; bkz. Şehr banu hemseri İmam Hüseyin.

[5]Tarihi Yakubi”, c. 2, s. 303.

[6]. “Tarihi Kum”, s. 195.

[7]Usulu’l-Kafi”, c. 2, s. 369.

[8]Biharul Envar”, c. 46, s. 9.

[9]Uyunil-Ahbarir-Rıza” c. 2, s. 128

[10]El-İrşad”, s. 492.

[11]Biharul Envar“, c. 46, s. 9.

[12]El-İrşad”, s. 492.

[13]Zendagani Ali Bini Hüseyin” (a.s.), s. 12.

[14]Şuubiye”, s. 305.

[15] Bakz. “Mader İmam Secad”.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar