Gelişmiş Arama
Ziyaret
8546
Güncellenme Tarihi: 2010/06/10
Soru Özeti
Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
Soru
Ehlisünnet kaynaklarında kadınların kabirleri ziyaret etmekten men edilmesi hakkında ne söylemeliyiz? İlgili hadisler zayıf mıdır yoksa onların bir açıklaması mı vardır? Kabir ziyaretlerine muhalif olanların görüşünü göz önünde bulundurarak tam bir cevap verir misiniz? Ben Kur’an, Şii ve Sünni hadisleri açısından kabirleri ziyaret etmenin ispatlanması ve Vahabiliğin şüphesinin reddedilmesine çalışmaktayım. Lütfen cevaba ulaşmada bana yardımcı olur musunuz?
Kısa Cevap

Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi mezarlığa gidebileceği neticesine ulaştırmıştır. Şiiler de hadis toplama ve tahlil etmedeki farklı kıstaslarına dayanarak, kâmil anlamda bunun yasak olduğuna dair bir delil görmemektedir. Elbette mezarlıklarda bulunmadan muhtemelen kaynaklanacak olumsuzluklardan sakınılması gerektiğine dikkat etmek gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Ehlisünnetin hadis kaynaklarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasını bir tür yasaklayan birtakım hadisler mevcuttur. Amr b. As’ın oğlu Abdullah’ın naklettiği bu hadislerden birinin içeriği şudur: Biz, Hz. Peygamber (s.a.a) ile birlikte bir yolda hareket ediyorduk, aniden Hz. Peygamber (s.a.a) bizim yabancı sandığımız bir kadını gördü. Lakin kendisi onun tarafına gidince biz o kadının Fatıma Zehra (s.a) olduğunu anladık. Hz. Peygamber (s.a.a) ey Fatıma (s.a) neden evinden dışarı çıktın diye kızından sordu. Fatıma Zehra (s.a), bir aileden bir şahıs vefat etmiş idi ve ben onlar için üzüldüm ve kendilerine başsağlığı dilemek için onlar ile birlikte hareket ettim diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) mezarlığa kadar onlar ile birlikte miydin diye sordu! Fatıma (s.a), ben bu işin kötülüğü hakkında sizden duyduklarım tüm şeyler ile birlikte nasıl mezarlığa gidebilirdim diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) bu yanıtı duyunca şöyle buyurdu: Eğer oraya gitmiş olsaydın asla cennete giremezdin![1] Bir başka rivayette de Ebu Hüreyre şöyle nakletmektedir: Peygamber (s.a.a) sürekli mezarlıklarda bulunan kadınlara[2] lanet etmiştir.[3] Şii mezhebinde hadis mefhumunu (diraye) ve hadisi nakleden bireyleri (rical) tanımaya dönük bulunan tümel kaideler esasınca, belirtilen rivayetler her iki açıdan da yani rical ve diraye bakımında kabul edilir değildir. Ehlisünnetin bakışında da altı sahih kitabın yazarlarından biri olan Tirmizi, ikinci hadisin altına şöyle bir not düşmüştür: Bazı âlimler, Hz. Peygamberin (s.a.a) sonları kabir ziyaretini caiz kıldığına ve onun onayının erkek ve kadınları içerdiğine inanmaktadırlar.[4] Ehlisünnetin birçok fakih ve âlimleri açısından ilk hadis de zayıf sayılmaktadır.[5] Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretlerinden men edilişleri hakkında bulunan diğer rivayetler, senet açısından bu iki rivayetten daha güçlü sayılamaz. Bu hususta sözü edilen konuların bir bölümünü Ehlisünnete eğilimli Zeydi düşünürlerden biri olan Şevkani’nin nakliyle aktarıyoruz. Şevkani Ehlisünnet kitaplarında nakledilmiş hadisleri ve kadınlar tarafından kabirlerin ziyaret edilmesi ile ilgili konuyu inceleyerek şöyle demiştir: Âlimlerin çoğunluğu, fitne ve başka bir sorunun çıkmamasından emin olunduğu takdirde kabirlerin ziyaret edilebileceğinin caiz olduğuna fetva vermişlerdir. Çünkü Sahih-i Müslim’de Ayşe’den nakledilen bir hadis mevcuttur. Bu hadiste Ayşe, Hz. Peygamberden (s.a.a) kabirleri ziyaret ederken hangi duayı okuyayım diye sorar ve Hz. Peygamber de (s.a.a) ona bir dua öğretir (ve onu kabirleri ziyaret etmekten men etmez.).[6] Başka bir yerde de Sahih-i Buhari’nin nakliyle Hz. Peygamber (s.a.a) bir kabir kenarında oturan ve ağlayan bir kadına hitap etmiş ve onu kabirleri ziyaret etmekten men etmeksizin kedisine sabır ve takva tavsiye etmiştir.[7] Buna ek olarak Hâkim Nişaburi, Fatıma Zehra’nın (s.a) her hafta amcası Hz. Hamza’nın kabrini ziyaret ettiğini, orda namaz kıldığını ve ağladığını nakletmektedir.[8]  Ardından Ehlisünnetin meşhur müfessiri Kurtubi’den şöyle bir söz nakleder: Bu hadisler, kabir ziyaretlerinin ölümü hatırlatması ve bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark bulunmaması gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, fitneye sebep olacak etkenlerin olmaması durumunda kadınların kabirleri ziyaret etmesinin önünde herhangi bir engelin olmadığı gözükmektedir. Şevkani, en sonda bu görüşü mevcut en güçlü inanç olarak değerlendirmekte ve kabullenmektedir.[9] Ehlisünnet düşünürlerinin kitaplarına müracaat etmeyle onlardan çoğunun da Şevkani’nin kitabında bulunan görüşe yatkın olduklarını gözlemlemekteyiz.[10] Elbette bunun karşısında Ehlisünnetten bir grup ve bu cümleden olmak üzere Vahabiler kadınlar için kabir ziyaretini men eden başka görüşlere inanır. Bu görüşler, onların bir numunesi cevabın başında belirtilen, senet ve yapı açısından zayıflığı belli olan ve daha güçlü hadisler ile çelişen hadislere inanmalarından kaynaklanır. Son olarak şu noktaya dikkat etmek gerekir: Şia rivayetleri esasınca, toplum bireylerine yönelik insani vazifeyi eda etme gayesiyle kadınların cenazelerin defnedilmesinde, kabirlerde ve hastaları ziyaret etmede yer almaları sakınca taşımaz, hatta bu masum önderler tarafından vurgulanmıştır. Aşağıdaki rivayete dikkat ediniz:

Abdullah Kahili İmam Kazım’a (a.s) şöyle dediğini aktarır: Eşim arkadaşlarımdan birinin eşiyle matemlere katılmaktadır ve ben her zaman o ikisini bu işten sakındırmaktayım. Bir gün eşim bana eğer bu iş haram ise ve meşru değil ise bu merasimlere bundan sonra katılmamamız için bize söyle, lakin haram değilse neden bizim matemlere katılmamıza engel oluyorsun diye söyledi. Eğer biz başkalarının taziyelerine gitmezsek, onlar da bizim taziyelerimize gelmez! İmam bu sözleri duyunca yanıt olarak şöyle buyurdu: Senin sorun toplumsal gerekler ile irtibatlıdır. Babam (İmam Sadık (a.s)) annem ve Ümmü Ferve’yi (İmamın diğer bir eşi) her zaman Medine halkına yönelik kendi toplumsal görevlerini yerine getirmeleri için değişik yerlere yollardı![11] Elbette hanımlar bu yer ve merasimlerdeki varlıklarının tam bir metinlik ile gerçekleşmesine ve sağlıklı toplumsal aktiviteler ile pek uyuşmayan girişimlerden sakınmaya özen göstermelidirler. Bu doğrultuda Ehlisünnet hadis kitaplarında bulunduğu gibi Şia hadis kitaplarında da kadınları cenaze defin merasimine katılmaktan ve kabirlerde bulunmaktan men eden hadislerin[12] bulunduğu bilinmelidir. Lakin Hz. Fatıma Zehra (s.a) gibi bireylerin ameli yaşam tarzı ve de bu tür hususları caiz sayan hadislerin varlığına binaen, men edici rivayetlerin İslami edebe yeterli derecede riayet etmeyen veya kabirleri kendilerine yer edinen bazı kadınlar hakkında olduğu söylenebilir.[13]Bu esas uyarınca Şiiler ve birçok Ehlisünnet mensubunun otak görüşü şudur: Bayanlar cenazeler defnedilirken ve de kabir ziyaretleri yapılırken şer’i sınırlara riayet etmekten gafil olmamalı veya doğal hayattan fasıla alıp kabirlerde yaşamamalıdırlar. Lakin kabir ziyaretlerinde bulunan olumlu faydalar kadınları da içerir ve bu yüzden onlar kabir ziyaretinden mahrum kılınmamalıdır.

 


[1] Müsned-i Ahmet bin Hanbel, c. 2, s. 168 – 169, Darı Sadır, Beyrut.

[2] “Zıvarat” tabirinin “zairat” yerine kullanılması, mezarlıkta daimi bir şekilde bulunma anlamına işaret eder, mezarlığı normal bir şekilde ziyaret etmeyi ifade etmez.

[3] Süneni Tirmizi, c. 2, s. 259, Daru’l Fikir, Beyrut, 1403 h.k.

[4] a.g.e.

[5] Muhyi’d Din En- Nevevi, El- Mecmu fi şerhi’l-Mühezzeb, c. 5, s. 278, Daru’l Fikir, Beyrut.

[6] Sahih-i Müslim, c. 3, s. 64, Daru’l-Fikr, Beyrut.

[7] Sahih-i Buhari, c. 2, s. 73, Darul-Fikr, Beyrut.

[8] Niaşburi, Hakim, Müstedrek, c. 1, s. 377, Daru’l-Marifet, Beyrut, h.k. 1406.

[9] Eş- Şevkani, Muhammed bin Ali bin Muhammed, Neyli’lEvtarminEhadisiSeyyidi’lEhyar, c. 4, s. 165-166, Daru’l Celil, Beyrut.

[10] El- Gazi ebi’lFazl Ayaz El- Yahsibi, Eş- Şifa bi tarifi Hukuku’l Mustafa, c. 2, s. 84, Daru’l Fikir, Beyrut.

[11] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 3, s. 217, hadis 5, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[12] Hürr’üAmuli, Vesailu’ş Şia, c. 3, s. 239-240, hadis 3512, 3513, 3514, MüessesetuA’lu’lBeyt, Kum, 1409 h.k.

[13] a.g.e, c. 20, s. 210, hadis 25452.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar