Gelişmiş Arama
Ziyaret
8430
Güncellenme Tarihi: 2010/06/10
Soru Özeti
Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
Soru
Ehlisünnet kaynaklarında kadınların kabirleri ziyaret etmekten men edilmesi hakkında ne söylemeliyiz? İlgili hadisler zayıf mıdır yoksa onların bir açıklaması mı vardır? Kabir ziyaretlerine muhalif olanların görüşünü göz önünde bulundurarak tam bir cevap verir misiniz? Ben Kur’an, Şii ve Sünni hadisleri açısından kabirleri ziyaret etmenin ispatlanması ve Vahabiliğin şüphesinin reddedilmesine çalışmaktayım. Lütfen cevaba ulaşmada bana yardımcı olur musunuz?
Kısa Cevap

Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi mezarlığa gidebileceği neticesine ulaştırmıştır. Şiiler de hadis toplama ve tahlil etmedeki farklı kıstaslarına dayanarak, kâmil anlamda bunun yasak olduğuna dair bir delil görmemektedir. Elbette mezarlıklarda bulunmadan muhtemelen kaynaklanacak olumsuzluklardan sakınılması gerektiğine dikkat etmek gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Ehlisünnetin hadis kaynaklarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasını bir tür yasaklayan birtakım hadisler mevcuttur. Amr b. As’ın oğlu Abdullah’ın naklettiği bu hadislerden birinin içeriği şudur: Biz, Hz. Peygamber (s.a.a) ile birlikte bir yolda hareket ediyorduk, aniden Hz. Peygamber (s.a.a) bizim yabancı sandığımız bir kadını gördü. Lakin kendisi onun tarafına gidince biz o kadının Fatıma Zehra (s.a) olduğunu anladık. Hz. Peygamber (s.a.a) ey Fatıma (s.a) neden evinden dışarı çıktın diye kızından sordu. Fatıma Zehra (s.a), bir aileden bir şahıs vefat etmiş idi ve ben onlar için üzüldüm ve kendilerine başsağlığı dilemek için onlar ile birlikte hareket ettim diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) mezarlığa kadar onlar ile birlikte miydin diye sordu! Fatıma (s.a), ben bu işin kötülüğü hakkında sizden duyduklarım tüm şeyler ile birlikte nasıl mezarlığa gidebilirdim diye söyledi. Hz. Peygamber (s.a.a) bu yanıtı duyunca şöyle buyurdu: Eğer oraya gitmiş olsaydın asla cennete giremezdin![1] Bir başka rivayette de Ebu Hüreyre şöyle nakletmektedir: Peygamber (s.a.a) sürekli mezarlıklarda bulunan kadınlara[2] lanet etmiştir.[3] Şii mezhebinde hadis mefhumunu (diraye) ve hadisi nakleden bireyleri (rical) tanımaya dönük bulunan tümel kaideler esasınca, belirtilen rivayetler her iki açıdan da yani rical ve diraye bakımında kabul edilir değildir. Ehlisünnetin bakışında da altı sahih kitabın yazarlarından biri olan Tirmizi, ikinci hadisin altına şöyle bir not düşmüştür: Bazı âlimler, Hz. Peygamberin (s.a.a) sonları kabir ziyaretini caiz kıldığına ve onun onayının erkek ve kadınları içerdiğine inanmaktadırlar.[4] Ehlisünnetin birçok fakih ve âlimleri açısından ilk hadis de zayıf sayılmaktadır.[5] Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretlerinden men edilişleri hakkında bulunan diğer rivayetler, senet açısından bu iki rivayetten daha güçlü sayılamaz. Bu hususta sözü edilen konuların bir bölümünü Ehlisünnete eğilimli Zeydi düşünürlerden biri olan Şevkani’nin nakliyle aktarıyoruz. Şevkani Ehlisünnet kitaplarında nakledilmiş hadisleri ve kadınlar tarafından kabirlerin ziyaret edilmesi ile ilgili konuyu inceleyerek şöyle demiştir: Âlimlerin çoğunluğu, fitne ve başka bir sorunun çıkmamasından emin olunduğu takdirde kabirlerin ziyaret edilebileceğinin caiz olduğuna fetva vermişlerdir. Çünkü Sahih-i Müslim’de Ayşe’den nakledilen bir hadis mevcuttur. Bu hadiste Ayşe, Hz. Peygamberden (s.a.a) kabirleri ziyaret ederken hangi duayı okuyayım diye sorar ve Hz. Peygamber de (s.a.a) ona bir dua öğretir (ve onu kabirleri ziyaret etmekten men etmez.).[6] Başka bir yerde de Sahih-i Buhari’nin nakliyle Hz. Peygamber (s.a.a) bir kabir kenarında oturan ve ağlayan bir kadına hitap etmiş ve onu kabirleri ziyaret etmekten men etmeksizin kedisine sabır ve takva tavsiye etmiştir.[7] Buna ek olarak Hâkim Nişaburi, Fatıma Zehra’nın (s.a) her hafta amcası Hz. Hamza’nın kabrini ziyaret ettiğini, orda namaz kıldığını ve ağladığını nakletmektedir.[8]  Ardından Ehlisünnetin meşhur müfessiri Kurtubi’den şöyle bir söz nakleder: Bu hadisler, kabir ziyaretlerinin ölümü hatırlatması ve bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark bulunmaması gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, fitneye sebep olacak etkenlerin olmaması durumunda kadınların kabirleri ziyaret etmesinin önünde herhangi bir engelin olmadığı gözükmektedir. Şevkani, en sonda bu görüşü mevcut en güçlü inanç olarak değerlendirmekte ve kabullenmektedir.[9] Ehlisünnet düşünürlerinin kitaplarına müracaat etmeyle onlardan çoğunun da Şevkani’nin kitabında bulunan görüşe yatkın olduklarını gözlemlemekteyiz.[10] Elbette bunun karşısında Ehlisünnetten bir grup ve bu cümleden olmak üzere Vahabiler kadınlar için kabir ziyaretini men eden başka görüşlere inanır. Bu görüşler, onların bir numunesi cevabın başında belirtilen, senet ve yapı açısından zayıflığı belli olan ve daha güçlü hadisler ile çelişen hadislere inanmalarından kaynaklanır. Son olarak şu noktaya dikkat etmek gerekir: Şia rivayetleri esasınca, toplum bireylerine yönelik insani vazifeyi eda etme gayesiyle kadınların cenazelerin defnedilmesinde, kabirlerde ve hastaları ziyaret etmede yer almaları sakınca taşımaz, hatta bu masum önderler tarafından vurgulanmıştır. Aşağıdaki rivayete dikkat ediniz:

Abdullah Kahili İmam Kazım’a (a.s) şöyle dediğini aktarır: Eşim arkadaşlarımdan birinin eşiyle matemlere katılmaktadır ve ben her zaman o ikisini bu işten sakındırmaktayım. Bir gün eşim bana eğer bu iş haram ise ve meşru değil ise bu merasimlere bundan sonra katılmamamız için bize söyle, lakin haram değilse neden bizim matemlere katılmamıza engel oluyorsun diye söyledi. Eğer biz başkalarının taziyelerine gitmezsek, onlar da bizim taziyelerimize gelmez! İmam bu sözleri duyunca yanıt olarak şöyle buyurdu: Senin sorun toplumsal gerekler ile irtibatlıdır. Babam (İmam Sadık (a.s)) annem ve Ümmü Ferve’yi (İmamın diğer bir eşi) her zaman Medine halkına yönelik kendi toplumsal görevlerini yerine getirmeleri için değişik yerlere yollardı![11] Elbette hanımlar bu yer ve merasimlerdeki varlıklarının tam bir metinlik ile gerçekleşmesine ve sağlıklı toplumsal aktiviteler ile pek uyuşmayan girişimlerden sakınmaya özen göstermelidirler. Bu doğrultuda Ehlisünnet hadis kitaplarında bulunduğu gibi Şia hadis kitaplarında da kadınları cenaze defin merasimine katılmaktan ve kabirlerde bulunmaktan men eden hadislerin[12] bulunduğu bilinmelidir. Lakin Hz. Fatıma Zehra (s.a) gibi bireylerin ameli yaşam tarzı ve de bu tür hususları caiz sayan hadislerin varlığına binaen, men edici rivayetlerin İslami edebe yeterli derecede riayet etmeyen veya kabirleri kendilerine yer edinen bazı kadınlar hakkında olduğu söylenebilir.[13]Bu esas uyarınca Şiiler ve birçok Ehlisünnet mensubunun otak görüşü şudur: Bayanlar cenazeler defnedilirken ve de kabir ziyaretleri yapılırken şer’i sınırlara riayet etmekten gafil olmamalı veya doğal hayattan fasıla alıp kabirlerde yaşamamalıdırlar. Lakin kabir ziyaretlerinde bulunan olumlu faydalar kadınları da içerir ve bu yüzden onlar kabir ziyaretinden mahrum kılınmamalıdır.

 


[1] Müsned-i Ahmet bin Hanbel, c. 2, s. 168 – 169, Darı Sadır, Beyrut.

[2] “Zıvarat” tabirinin “zairat” yerine kullanılması, mezarlıkta daimi bir şekilde bulunma anlamına işaret eder, mezarlığı normal bir şekilde ziyaret etmeyi ifade etmez.

[3] Süneni Tirmizi, c. 2, s. 259, Daru’l Fikir, Beyrut, 1403 h.k.

[4] a.g.e.

[5] Muhyi’d Din En- Nevevi, El- Mecmu fi şerhi’l-Mühezzeb, c. 5, s. 278, Daru’l Fikir, Beyrut.

[6] Sahih-i Müslim, c. 3, s. 64, Daru’l-Fikr, Beyrut.

[7] Sahih-i Buhari, c. 2, s. 73, Darul-Fikr, Beyrut.

[8] Niaşburi, Hakim, Müstedrek, c. 1, s. 377, Daru’l-Marifet, Beyrut, h.k. 1406.

[9] Eş- Şevkani, Muhammed bin Ali bin Muhammed, Neyli’lEvtarminEhadisiSeyyidi’lEhyar, c. 4, s. 165-166, Daru’l Celil, Beyrut.

[10] El- Gazi ebi’lFazl Ayaz El- Yahsibi, Eş- Şifa bi tarifi Hukuku’l Mustafa, c. 2, s. 84, Daru’l Fikir, Beyrut.

[11] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 3, s. 217, hadis 5, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[12] Hürr’üAmuli, Vesailu’ş Şia, c. 3, s. 239-240, hadis 3512, 3513, 3514, MüessesetuA’lu’lBeyt, Kum, 1409 h.k.

[13] a.g.e, c. 20, s. 210, hadis 25452.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar