Gelişmiş Arama
Ziyaret
65598
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
Soru
Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
Kısa Cevap

İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır.

Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu husus ile ilgili bir rivayette şöyle buyuruyor: Gece namazı yüzü nuranî kılar.” Yüzün güzelliği manevî hususlardan olup gece namazı gibi manevî vesilelerle elde edilir.

Maddî Güzellik: Rivayetler perspektifinde yüzün maddî güzelliğinde değişik etkenler etkilidir; burun kıllarını almak, armut yemek ve oburluk etmemek bu etkenlerden sayılır. Bundan dolayı, zikir hakkında sorduğunuz soru manevî hususlar ile ilgilidir ve zikir ile insanın fizikî yüzünü güzelleştirmek ve değiştirmek söz konusu olamaz. Biz insanların maddî güzelliği için bir takım maddî etkenler önerilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Daha çok manevî güzellik elde etmek vurgulanmıştır. Elbette maddî güzellik kazanmak da teşvik edilmiştir. Ama dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Bu esas uyarınca sorunun yanıtı birkaç bölüm halinde verilebilir:

Güzellik Mefhumu

Kur’an-ı Kerim ve hadislerde “güzel ve güzellik” mefhumuyla ilgili olarak “hüsün” ve “cemal ve cemil” tabirleri kullanılmıştır. “Hüsün”; güzellik, iyilik ve mutlu ve hoş kılıcı her şey anlamındadır.[1] Hüsün ve cemal bir manadadır.[2] Ama “cemal ve cemil” çok ve fazla güzellik anlamındadır.[3] Bu kelimeler Kur’an-ı Kerim’de değişik suretlerde (mastar ve isim olarak) kullanılmış ve bu manasıyla güzellik övülüp methedilmiştir. Mesela:

 «... قُولُوا لِلنَّاسِ حُسْناً...»[4] İnsanlara güzel söz söyleyin.”

«إِنْ تَمْسَسْکُمْ حَسَنَة...»[5] “Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer.”

«فیهِنَّ خَیْراتٌ حِسان»[6] “Onlarda huyları güzel, yüzleri güzel dilberler vardır.”

«فَاصْبِرْ صَبْراً جَمیلاً»[7] (Ey Muhammed!) Sen güzel bir şekilde sabret. (Güzel sabır, güzel ve göz alan bir bekleyiştir. Bu, süreklilik gösteren, mutsuzluk ve karamsarlığa yol vermeyen ve de tahammülsüzlük, kınama, şikâyet, veryansın ve sitem ile bir arada olmayan bir sabır ve direniştir).[8]

Özetle, bu kelimeler müspet ve iyi anlamda kullanılmış olup Yüce Allah’ın kulları için sevindirici ve hoşnut kılıcı mesajlar taşımaktadır. Maddî ve manevî iyilik ve güzellik hakkında yapılan kısa ve özet bir açıklamadan sonra, sorulan sorunun yanıtını iki yönden incelemeye başlıyoruz:

Manevî Güzellik

Zahirî ve maddî güzelliğe (yüz güzelliği gibi) değinmeden önce manevî ve batıni güzellik ve bu güzelliğin kendimizde nasıl icat edileceği hakkında Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve masum imamların sözlerinden istifade etmememiz gerekir. Burada bu husustaki bir takım rivayetlere işaret edilecektir:

1. İmam Ali (a.s): “İnsanın güzelliği onun sabrındadır.”[9] Çünkü sabır insana verdiği huzur ile insan ahlak ve davranışını sorun ve belalar karşısında güzel ve iyiye çevirir.

2. İmam Ali (a.s): “Müminin güzelliği onun takva ve sakınmasıdır.”[10]

İmam Hasan Askerî (a.s): “Aklın güzelliği, insanın batıni (manevî) güzelliğidir.”[11]

4. Peygamber-i Ekrem (s.a.a): Her kim gece namazı kılarsa, yüzü gündüz güzel olur.”[12]

5. İmam Ali (a.s): “Namaz, yüzün nuraniyetidir…”[13]

6. İmam Sadık (a.s): Gece namazı yüzü nuranî kılar.”[14]

İnsanın nuranî ve güzel olmasına neden olan amel ve işler hakkında başka rivayetler de nakledilmiştir.

Maddî Güzellik

Hadislerde manevî güzelliklere ek olarak, maddî yollardan elde edilen zahirî ve maddî güzelliğe de önem verilmiştir. Rivayetler açısından yüzün maddî güzelliği için değişik amiller etkilidir. Aşağıda zahirî ve maddî güzellik ve de insanın yüzünü çirkin kılan şeyler hakkında nakledilmiş bazı rivayetlere işaret edilmektedir:

1. İmam Sadık (a.s): “Burun kıllarını almak yüzün güzelleşmesine neden olur.”[15]

2. İmam Ali (a.s) Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Kardeşim İsa (a.s) bir şehirden geçiyordu ve orada bir erkek ve kadın feryat ediyordu. İsa (a.s) size ne oluyor ve neden feryat ediyorsunuz diye sorar. Erkek şöyle der: Ey Peygamber bu benim eşimdir, hiçbir kötülüğü de yoktur ve aksine salih bir kadındır. Ama bununla beraber kendisinden boşanmak istiyorum. Hz. İsa (a.s) şöyle buyurur: O halde söyle onda ne gibi bir eksiklik vardır ki kendisinden boşanmak istiyorsun? Erkek şöyle cevap verir: Henüz yaşlanmadığı halde yüzü yarılmış ve çürümüştür. İsa (a.s) o kadına şöyle buyurur: Ey kadın yüzünün yeniliğinin sana geri dönmesini ister misin? Kadın evet der. İsa (a.s), her ne zaman yemek yersen doymadan önce ondan el çek; yemek karın ve midede çok olduğunda yüzün yeniliği ve sevincini götürür. Kadın bu tavsiyeye uyar ve yüzünün yeniliği geri döner.”[16]

3. İmam Sadık (a.s): Hına kötü kokuyu yok eder, yüzü sevinçli ve taravetli kılar, ağzı güzel kokturur ve insanın evlatlarını güzel ve hoş yüzlü kılar.[17]

4. İmam Kazım’dan (a.s) nakledilen bir rivayette serşur[18] çamuruyla başı yıkamak yüzü güzelleştireceği belirtilmiştir.[19]

5. İmam Sadık (a.s): “Armut yüzü güzelleştirir.”[20]

6. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir rivayette hindiba otunun yüzü güzelleştirdiği belirtilmiştir.[21]

Yüzün maddî güzelliği hakkında başka rivayetler de nakledilmiştir. Bundan dolayı, zikir hakkında sorduğunuz soru manevî hususlar ile ilgilidir ve zikir ile insanın fizikî yüzünü güzelleştirmek ve değiştirmek söz konusu olamaz. Biz insanların maddî güzelliği için bir takım maddî etkenler önerilmiştir.



[1] Daver Penah, Ebu’l-Fazl, Envaru’l-İrfan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 6, s. 412-413, İntişarat-ı Sadr, Tahran, çap-ı evvel, 1375 ş; Kareşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-i Kur’an, c. 2, s. 134, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı şeşom, 1371 ş, Rağıb İsfahanî, Hüseyin b. Muhammed, el-Müfredat Fi Ğaribi’l-Kur’an, s. 235, Daru’l-İlim ed-Dari’l-Şamiye, Demeşk, Beyrut, çap-ı evvel, 1412 k.

[2] Et-Tahkik Fi Kelimati’l-Kur’ani’l-Kerim, c. 2, s. 109; el-Müfredat Fi Ğaribi’l-Kur’an, s. 202.

[3] Kamus-i Kur’an, c. 2, s. 52; el-Müfredat Fi Ğaribi’l-Kur’an, s. 202.

[4] Bakara, 83.

[5] Ali İmran, 120.

[6] er-Rahman, 70.

[7] Mearic, 5.

[8] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 25, s. 17, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[9] Temimi Amedî, Andülvahid b. Muhammed, Ğurerü’l-Hikem, s. 285, h. 6392, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat, Kum, 1366 ş:

[10] Ğureru’l-Hikem, s. 269, h. 5862: «جمال المؤمن ورعه»

[11] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 1, s. 95, h. 37, Müessese-i el-Vefa, Beyrut Lübnan: «وَ حُسْنُ الْعَقْلِ جَمَالٌ بَاطِنٌ»

[12] Tusi, Ebu Cafer Muhammed b. Hasan, Tehzibu’l-Ahkam, c. 2, s. 119, h. 217, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı çarom, 1407 k: «مَنْ صَلَّى بِاللَّیْلِ حَسُنَ وَجْهُهُ بِالنَّهَارِ»

[13] Şairi, Tacuddin, Camiu’l-Ahbar, s. 72, İntişarat-ı Rezi, Kum, 1363 ş.

[14] Hür Amıli, Muhammed b. Hasan, Vesailu’ş-Şia, c. 8, s. 151-152, h. 10278, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, çap-ı evvel, 1409 k: «صَلَاةُ اللَّیْلِ تُحَسِّنُ الْوَجْه‏»

[15] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, el-Kafi, c. 6, s. 488, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1365 ş:

«أَخْذُ الشَّعْرِ مِنَ الْأَنْفِ یُحَسِّنُ الْوَجْهَ»

[16] Şeyh Saduk, İlelu’ş-Şerayi’, Tercüme-i Zihnî, Tahrani, Seyid Muhammed Bakır Cevad, c. 2, s. 590-591, İntişarat-ı Müminin, Kum, çap-ı evvel, 1380 ş.

[17] el-Kafi, c. 6, s. 484: «الْحِنَّاءُ یَذْهَبُ بِالسَّهَکِ وَ یَزِیدُ فِی مَاءِ الْوَجْهِ وَ یُطَیِّبُ النَّکْهَةَ وَ یُحَسِّنُ الْوَلَدَ»

[18] Yapraklarıyla banyo yapılan beyaz bir çiçek.

[19] Şeyh Saduk, İlelu’ş-Şerayi’, c. 1, s. 292, Neşr-i Daveri, Kum, çap-ı evvel.

[20] Biharu’l-Envar, c. 63, s. 170: «السَّفَرْجَلُ یُحَسِّنُ الْوَجْه»

[21] Biharu’l-Envar, c. 63, s. 208.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar