Gelişmiş Arama
Ziyaret
9035
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir?
Soru
Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir?
Kısa Cevap

Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Bu ayetteki konuda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Bazıları şu görüştedirler: Ateşte olan kimseden maksat (men fin-nar) Allah'tır. Anlamı da şudur: Ateşte kudreti ve sultanlığı ateşte tecelli eden mübarektir. Ağaçtan bir diyalog sesinin yükseldiği gibi, kısas suresinin ayetlerinin yaptığı şahitliğine göre etrafını ateş sarmış olduğu ağaçtır. Bazıları da şöyle demişlerdir: buradaki ateşten maksat nurdur. Ateşte olandan maksat da Allahın nurudur. Ateşin etrafında olandan maksat Hz. Musa'dır. Müfessirlerden bir diğer kısım da şöyle diyor: Ateşte olandan (men fi nardan) maksat meleklerdir ki ateşte hazır idiler. Etrafındakilerden (men hevleha) maksat da Musa (a.s.) dır. Müfessirlerden bir diğer grup bunun tersine inanmaktadırlar. Yani birinci cümleden maksat Musa, ikinci cümleden maksat Meleklerdir diyorlar.

Ayrıntılı Cevap

"Felemma caeha nudiye em burike men fin nari ve men havleha ve sübhanellahi rabbil alemin" yani: "Ateşe varınca ona şöyle seslenildi: "Ateşin başındaki de çevresindeki de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden uzaktır."  Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Konusunda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Müfessirlerin görüşlerini anlatmadan önce şu noktanın açıklanması gerekli görülmektedir: Ayetteki "burik" kelimesi fiili mazidir ve meçhül. Etimolojik olarak "b-r-k" kökünden ve mufaale babından olup mübareke anlamındadır. "mübareke" de çok hayır vermek anlamındadır. "Bareke" ve "bareke aleyhi" ve "bareke fihi" denilmektedir. Yani ona çok hayırda bulundun anlamındadır.[1]

Taha suresinde hz. Musa'nın (a.s.) hikâyesine varıldığında, ne gibi bir ses ateşten geldi cümlesinin yerinde şöyle buyuruyor: "Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ!" "Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ'dasın." "Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle."[2] Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Konusunda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Burada bir kaçına işaret edeceğiz. 

Bazıları şu görüştedirler: Ateşte olan kimseden maksat (men fin-nar) Allah'tır. Anlamı da şudur: Ateşte kudreti ve sultanlığı ateşte tecelli eden mübarektir. Ağaçtan bir diyalog sesinin yükseldiği gibi, kısas suresinin ayetlerinin yaptığı şahitliğine göre etrafını ateş sarmış olduğu ağaçtır. Buna binaen ayetin anlamı şöyle olur: kendi kelamıyla ateşten senin için tecelli eden ve sana çok hayırda bulunan o kimse mübarektir. Bu tefsir gereğince "subhanelleh-i rebi'l - alemine" cümlesinin anlamı şudur: Allah, cisim veya cismani olmaktan ve mekân onu ihate etmekten veya hadiselerin çerçevesinde karar almaktan münezzehtir.[3]   Bazıları da başka bir beyanla şöyle demişlerdir: Buradaki ateşten maksat nurdur. Ateşte olan kimseden maksat da Allahın kudretidir. Ateşin etrafında olandan maksat da Hz. Musa'dır. Bu görüşe göre ayetin anlamı şöyledir: Musa'nın ateş olarak sanmış olduğu şey nur idi ki Allah kendi kudretiyle onu icad etmişti. Onun etrafında durmuş olan Musa da mübarektir. Zira onu Allah kendi risaleti için yeryüzünde seçmiştir.[4] Müfessirlerden bir diğer kısım da şöyle diyor: Ateşte olandan (men fi nardan) maksat meleklerdir ki ateşte hazır idiler. Etrafındakilerden (men hevleha) maksat da Musa (a.s.) dır.[5] Başka bir beyanda da şöyle denilmektedir: Söz konusu olan ayette olan "men hevleha yani etrafında olanar" dan maksat ateşin etrafında olan kimsedir. Bu kimse ya Musanın kendisi ve tek başına idi ya eğer başkaları da olmuşlar ise Musa da onların içinde hazır idi. Mübarek olmaktan maksat ise onun takdisinden sonra onun seçilmesidir.[6] Müfessirlerden bir diğer grup üçüncü görüşün tersini savunmuşlardır. Yani şöyle demişlerdir: Birinci cümleden maksat Musa, ikinci cümleden maksat da Meleklerdir.[7] Daha açık bir beyanla ateşte olan kimseden maksat hazreti Musa idi. Yeşil ağacın arasından şuleleri zahir olmuş olan ateşe o kadar yaklaşmıştı ki güya onun ortasında yer almış gibiydi. Onun etrafında olan kimseden maksat da yüce rabbimize yakın meleklerdir. O has dakikada o mukaddes yerleri ihata etmişlerdi. Veya ateşte olan kimseden maksat Allahın melekleri idi ve onun etrafında olandan maksat da Hz. Musa'dır.[8]

 

[1] Ragibi İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, "El-Müfredat Fi Garibil Kuran", Beyrut: Daru'l - İlm Eş-şamiye, c. 1, s. 119; Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "elmizanu fi tefsiri'l - kuran" tercüme: Musevi Hemedeni, Seyit Muhammed Bakır, baskı 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[2] Taha 11-13. Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "elmizanu fi tefsiri'l -  kuran" tercüme: Musevi hemedeni, seyit Muhammed Bakır, Baskı, 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[3] Taberisi, "mecmeulbeyan fi tefsiri'l - kuran", baskı, 3, Tahran: Nasır Husru, 1372, c. 7, s. 331.

[4] Müğniye, Muhammed Cevad, "Tefsiru'l - Kaşıf", baskı, 1, Tahran: Darulkutubi'l - İslamiye"1424, k., c. 6, s. 8.

[5] Mekarım Şirazi, Nasır, "Tefsiri Nümüne", baskı, 1, Taharan: Darulkutubi'l - İslamiye, 1374, c. 15, s. 407-408.

[6] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "Elmizanu fi Tefsiri'l - kuran" tercüme: Musevi Hemedeni, Seyit Muhammed Bakır, baskı 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[7] Alusi, seyit Mahmut, "ruhu'l - meani", Beyrut: Darulkutubul İlmiye", c. 19, s. 160.

[8] Mekarım Şirazi, Nasır, "Tefsiri Nümüne", baskı, 1, Taharan: Darulkutubi'l - İslamiye, 1374, c. 15, s. 407-408

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar