Gelişmiş Arama
Ziyaret
8483
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir?
Soru
Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir?
Kısa Cevap

Neml suresinin 8. Ayetinde konu edilen Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Bu ayetteki konuda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Bazıları şu görüştedirler: Ateşte olan kimseden maksat (men fin-nar) Allah'tır. Anlamı da şudur: Ateşte kudreti ve sultanlığı ateşte tecelli eden mübarektir. Ağaçtan bir diyalog sesinin yükseldiği gibi, kısas suresinin ayetlerinin yaptığı şahitliğine göre etrafını ateş sarmış olduğu ağaçtır. Bazıları da şöyle demişlerdir: buradaki ateşten maksat nurdur. Ateşte olandan maksat da Allahın nurudur. Ateşin etrafında olandan maksat Hz. Musa'dır. Müfessirlerden bir diğer kısım da şöyle diyor: Ateşte olandan (men fi nardan) maksat meleklerdir ki ateşte hazır idiler. Etrafındakilerden (men hevleha) maksat da Musa (a.s.) dır. Müfessirlerden bir diğer grup bunun tersine inanmaktadırlar. Yani birinci cümleden maksat Musa, ikinci cümleden maksat Meleklerdir diyorlar.

Ayrıntılı Cevap

"Felemma caeha nudiye em burike men fin nari ve men havleha ve sübhanellahi rabbil alemin" yani: "Ateşe varınca ona şöyle seslenildi: "Ateşin başındaki de çevresindeki de kutlu olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden uzaktır."  Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Konusunda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Müfessirlerin görüşlerini anlatmadan önce şu noktanın açıklanması gerekli görülmektedir: Ayetteki "burik" kelimesi fiili mazidir ve meçhül. Etimolojik olarak "b-r-k" kökünden ve mufaale babından olup mübareke anlamındadır. "mübareke" de çok hayır vermek anlamındadır. "Bareke" ve "bareke aleyhi" ve "bareke fihi" denilmektedir. Yani ona çok hayırda bulundun anlamındadır.[1]

Taha suresinde hz. Musa'nın (a.s.) hikâyesine varıldığında, ne gibi bir ses ateşten geldi cümlesinin yerinde şöyle buyuruyor: "Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ!" "Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ'dasın." "Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle."[2] Ateştekinden ve Ateşin Etrafındakinden Maksat nedir? Konusunda müfessirler arasında farklı görüşler var olmaktadır. Burada bir kaçına işaret edeceğiz. 

Bazıları şu görüştedirler: Ateşte olan kimseden maksat (men fin-nar) Allah'tır. Anlamı da şudur: Ateşte kudreti ve sultanlığı ateşte tecelli eden mübarektir. Ağaçtan bir diyalog sesinin yükseldiği gibi, kısas suresinin ayetlerinin yaptığı şahitliğine göre etrafını ateş sarmış olduğu ağaçtır. Buna binaen ayetin anlamı şöyle olur: kendi kelamıyla ateşten senin için tecelli eden ve sana çok hayırda bulunan o kimse mübarektir. Bu tefsir gereğince "subhanelleh-i rebi'l - alemine" cümlesinin anlamı şudur: Allah, cisim veya cismani olmaktan ve mekân onu ihate etmekten veya hadiselerin çerçevesinde karar almaktan münezzehtir.[3]   Bazıları da başka bir beyanla şöyle demişlerdir: Buradaki ateşten maksat nurdur. Ateşte olan kimseden maksat da Allahın kudretidir. Ateşin etrafında olandan maksat da Hz. Musa'dır. Bu görüşe göre ayetin anlamı şöyledir: Musa'nın ateş olarak sanmış olduğu şey nur idi ki Allah kendi kudretiyle onu icad etmişti. Onun etrafında durmuş olan Musa da mübarektir. Zira onu Allah kendi risaleti için yeryüzünde seçmiştir.[4] Müfessirlerden bir diğer kısım da şöyle diyor: Ateşte olandan (men fi nardan) maksat meleklerdir ki ateşte hazır idiler. Etrafındakilerden (men hevleha) maksat da Musa (a.s.) dır.[5] Başka bir beyanda da şöyle denilmektedir: Söz konusu olan ayette olan "men hevleha yani etrafında olanar" dan maksat ateşin etrafında olan kimsedir. Bu kimse ya Musanın kendisi ve tek başına idi ya eğer başkaları da olmuşlar ise Musa da onların içinde hazır idi. Mübarek olmaktan maksat ise onun takdisinden sonra onun seçilmesidir.[6] Müfessirlerden bir diğer grup üçüncü görüşün tersini savunmuşlardır. Yani şöyle demişlerdir: Birinci cümleden maksat Musa, ikinci cümleden maksat da Meleklerdir.[7] Daha açık bir beyanla ateşte olan kimseden maksat hazreti Musa idi. Yeşil ağacın arasından şuleleri zahir olmuş olan ateşe o kadar yaklaşmıştı ki güya onun ortasında yer almış gibiydi. Onun etrafında olan kimseden maksat da yüce rabbimize yakın meleklerdir. O has dakikada o mukaddes yerleri ihata etmişlerdi. Veya ateşte olan kimseden maksat Allahın melekleri idi ve onun etrafında olandan maksat da Hz. Musa'dır.[8]

 

[1] Ragibi İsfahani, Hüseyin b. Muhammed, "El-Müfredat Fi Garibil Kuran", Beyrut: Daru'l - İlm Eş-şamiye, c. 1, s. 119; Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "elmizanu fi tefsiri'l - kuran" tercüme: Musevi Hemedeni, Seyit Muhammed Bakır, baskı 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[2] Taha 11-13. Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "elmizanu fi tefsiri'l -  kuran" tercüme: Musevi hemedeni, seyit Muhammed Bakır, Baskı, 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[3] Taberisi, "mecmeulbeyan fi tefsiri'l - kuran", baskı, 3, Tahran: Nasır Husru, 1372, c. 7, s. 331.

[4] Müğniye, Muhammed Cevad, "Tefsiru'l - Kaşıf", baskı, 1, Tahran: Darulkutubi'l - İslamiye"1424, k., c. 6, s. 8.

[5] Mekarım Şirazi, Nasır, "Tefsiri Nümüne", baskı, 1, Taharan: Darulkutubi'l - İslamiye, 1374, c. 15, s. 407-408.

[6] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, "Elmizanu fi Tefsiri'l - kuran" tercüme: Musevi Hemedeni, Seyit Muhammed Bakır, baskı 5, Kum: Defteri İntişarati İslami, 1374, c. 15, s. 487.

[7] Alusi, seyit Mahmut, "ruhu'l - meani", Beyrut: Darulkutubul İlmiye", c. 19, s. 160.

[8] Mekarım Şirazi, Nasır, "Tefsiri Nümüne", baskı, 1, Taharan: Darulkutubi'l - İslamiye, 1374, c. 15, s. 407-408

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar