Gelişmiş Arama

İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:

1. Üstün, Yüce ve Seçilmiş İnsanların Erdem ve Ulvi Sıfatlarına Dikkat Etmek:

Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde vurgulanan temel konulardan biri de ilahi erlerin ve tarihin yüce ve seçkin şahsiyetlerinin ve de onların ibret verici hayatlarının anı ve hatırasını diri tutmaktır. Meryem suresinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi.”[i] Sonra da onun putlara ve putperestlere karşı şiddetli tutumunu beyan etmektedir. Bir diğer ayette de şöyle buyurmaktadır: “Kitap’ta İdris’i de an. Şüphesiz o, doğru sözlü bir kimse, bir nebi idi. Onu yüce bir makama yükselttik.”[ii] Ardından da Allah’ın nimetlerine sahip peygamberlere işaret edilmektedir. Bir başka surede de şöyle buyurmaktadır: “Ey Muhammed! Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti. Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik. Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.”[iii] Bu ayetlerde ve benzerlerinde büyük şahsiyetlerin şahsi ve ailevi yönleri ve yaşamlarındaki normal işlere işaret edilmediği açıktır. Sadece onların salahiyetleri, ahlaki erdemleri ve yapıcı programlarından söz edilmiştir. Bu mevzu, insanlık tarihinin belirgin ve seçkin şahsiyetlerinin anı ve hatırasının diri kalması ve onların beğenilmiş sıfat ve hallerine dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu yüzden masum imamların (a.s), başta şehitler efendisi Hz. İmam Hüseyin (a.s) olmak üzere Kerbela şehitlerinin anı ve adlarını diri tutmak için değişik yöntemlerden yararlandıklarını görmekteyiz.

2. Büyük Şii İmamları (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) Matemini Tutmanın Değişik Yöntemleri:

A) Matem merasimleri düzenlemek:

Masum imamların (a.s) Hüseyni (a.s) hareketi diri tutmak için kullandıkları yöntemlerden biri de matem merasimleri düzenlemek ve Kerbela’daki yürek yandıran musibetler için ağlatmak ve o hadiseyi uygun zamanlarda hatırlatmak olmuştur. İmam Seccad (a.s) imamet dönemi boyunca sürekli Aşura kıssasının matemini tutmuştur. Bu musibetten dolayı “bekain” çok ağlayanlardan sayılacak ve lakap alacak kadar ağlamıştır.[iv] Alkame Hazrami şöyle nakletmektedir: İmam Bakır (a.s) Aşura gününde İmam Hüseyin için (a.s) evinde aza merasimi düzenlerdi ve kendisi atası için ağlardı. O, gizlilik göstermeyip evde olanlara İmam Hüseyin (a.s) için matem tutmalarını ve onun musibetinden dolayı birbirlerine başsağlığı dilemelerini buyururdu.[v] İmam Sadık (a.s), Davud Raki’ye şöyle buyurdu: Ben, İmam Hüseyin’i (a.s) hatırlamadan asla soğuk su içmedim.[vi] İmam Rıza’dan şöyle rivayet edilmiştir: Muharrem ayı olduğunda hiç kimse babamı (İmam Kazım (a.s)) gülerken görmezdi ve onuncu güne kadar ona üzüntü ve hüzün egemen olurdu. Aşura gününe gelindiğinde ise o gün onun musibet, hüzün ve ağlama günü olurdu ve şöyle buyururdu: Bugün Hüseyin’in (a.s) şehit olduğu gündür.[vii] Temiz imamların (a.s) kendisi şehitlerin efendisinin mateminde ağlamakla kalmaz, halkı da İmam Hüseyin (a.s) için ağlamaya yöneltir ve teşvik ederlerdi. Bir rivayette şöyle nakledilmiştir: Kim Hüseyin’e (a.s) ağlarsa veya (hatta) birini onun için ağlatırsa, onun ödülü cennettir. Aynı şekilde hüzün ve ağlama haline bürünen herkesin de ödülü cennettir.[viii] Kerbela musibetini şiire döken ve merasimlerde okuyan şairleri mersiye okumaya teşvik etmek de her zaman masum imamların (a.s) dikkat ve özenlerine mazhar olmuştur. Kumeyt Esedi, Dabal Hazai, Seyid Hamiri vb.

B) İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmeyi teşvik etmek:

Büyük şahsiyetleri anmak ve kahramanların kabirlerini ziyaret etmek dünyadaki milletler ve değişik halklar arasında önem verilmiş ve henüz de önem verilen güzel bir adettir. Bütün bunlar arasında şehitlerin efendisi, seyidi ve özgürlerin önderi İmam Hüseyin (a.s) başka bir güneştir. Adı ve hatırası tam bir güzellikle anılması gereken bir yüceliğe ve büyüklüğe sahiptir. Temiz ve masum önderlerin (a.s), Hüseyin’in (a.s) Kerbela’sını ziyaret etmenin fazileti hakkındaki sözleri o kadar çoktur ki Allah tarafından seçilmiş bu insanların her fırsat ve münasebette halkı şehitlerin efendisinin (a.s) kabrini ziyaret etmeye yönlendirdikleri ve teşvik ettikleri söylenebilir. Bu, sanki onların kendilerini bağlı bildikleri bir programdı. Bu husus, Müslümanların o yüce imama ruhsal ve düşünsel olarak bağlanmasına neden olmakla birlikte zalimler ve zorbalar ile en üstün mücadele etme türü sayılmaktaydı. Nitekim her zaman böyle olmuştur ve bugün de böyledir. İmam Hüseyin’i ziyaret etmek hakkında birçok hadis vardır ve biz birini nakletmekle yetiniyoruz: İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Kıyamet günü nur sofralarına oturmak isteyen herkes İmam Hüseyin’in (a.s) ziyaretine gitsin.[ix]

3. Muharrem Ayının Özelliği ve Kanın Kılıca Galip Olması

Muharrem ayı çok değerli bir kitaptır. Gündüz ve geceleri, saat ve anları Allah’ı tanıma, insaniyet, şeref, izzet ve özgürlük dersinin sayfalarıdır. Evet hem nasıl yaşamak gerektiğini ve hem de nasıl ölmek gerektiğini insana öğretmektedir. Bu değerli hazine, Hüseyin’in (a.s) “zillet bizden uzaktır” diyerek tüm nesil ve asırlara ve tüm zaman ve mekanlara ey Adem’in evlatları, ey hak talipleri ve adalet isteyenler ayağa kalkın ve şeytani devletler, zorbalar ve zalimler karşısında teslim olmayınız, mesajını vermesinden ibarettir… . Artı, Hüseyin (a.s) tek ve yalnız olarak her tarafı silahlar ile donatılmış binlerce cellat karşısında kaldığı ömrünün sonlarında “bana yardım edecek kimse yok mu…” diyerek yardım istedi. Sanki o her nesil ve her zamandaki tüm şuurlu insanlardan yardım istiyordu. Önceki saat ve dakikalarda yaren ve azizlerini biri diğeri ardınca elden veren, aşığı olduğu gencin, Ali Ekber’in cenazesini çeke çeke çadıra götüren ve birkaç dakika önce vefakâr kardeşi ve sancaktarı Haşim oğullarının ayını (Hz. Abbas) (a.s) kan içinde kıvranarak gören ve hiç kimsesi kalmayan ve yaşamaya bir ümidi olmayan ve biraz sonra susuz bir şekilde ceddi Allah Resulü’nün (s.a.a) mülakatına gideceğini bilen İmam Hüseyin (a.s) niçin yardım istemekte ve kimden bunu talep etmektedir? O, ölümden kurtulmak için “bana yardım eden kimse yok mu” diye sesini yükseltmedi. O, kurumaya yüz tutmuş tevhit ve bir ilaha tapma ağacını unutmamaları, bu ağacı sulamak gayesiyle kendisi ve yarenlerinin akıttığı kanı korumaları, Aşura hareketinin ebedi kalması ve Kerbela şehitlerinin yiğitliklerinin sürmesi ve İslam’ı sigortalaması için gelecek nesillerden yardım dilemektedir.

4. Birliğin Nedeni ve Başarının Sırrı Olarak Matem  

Her millet kendi beka ve başarısı için birlik ve bir araya gelmeyi sağlayan bir etkene ihtiyaç duyar. Şüphesiz Peygamberin (s.a.a) ehli beytinin takipçileri arasında en küçük bir zahmet ve masrafla milyonları bir eksen etrafında toplayabilen birliğin en önemli etkeni şehitlerin efendisinin ve onun vefakâr yarenlerinin matem merasimidir. İnsanları despotluk ve sömürgecilik pençesinden kurtarabilecek olan bu etkendir. Tarih boyunca Kerbela şehitlerine matem tutma hareketi küçük ve büyük devrim ve kıyamların altyapısını oluşturmuştur. Yezidiler karşısındaki Tavvabin kıyamı ve Kerbela canilerinin çoğunu cezalandıran ve Emevi ordusuna büyük bir yenilgi tattıran Muhtar’ın kıyamı bunun örnekledir. Genel olarak bazı görüş sahiplerinin söylediği üzere dünyadaki birçok devrim Kerbela destanını yazanların kıyamından esinlenmiştir. Bunun açık bir örneği Hint yarı kıtasının İngiliz sömürgeciliğinden kurtulmasıdır. Bu devrimin önderi Gandi şöyle demektedir: Ben Hint halkı için yeni bir şey getirmedim ve sadece Kerbela kahramanlarının hayatlarının tarihi hakkında yaptığım araştırma ve incelemelerden elde ettiğim armağanı Hint halkına takdim ettim. Eğer Hint halkını kurtarmak istiyorsak, Hüseyin b. Ali’nin (a.s) kat ettiği yolu kat etmeliyiz.[x] Diğer bir örnek de dünyayı titreten İmam Humeyni’nin (r.a) önderliğindeki azametli İslam devriminin meydana gelmesinde Kerbela ve Aşura’nın büyük rolüdür. Son örneği de ağzına kadar silahlı Siyonist İsrail karşısında Hüseyin’in (a.s) mektebine bağlı Lübnan Hizbullah’ının direnişidir. Onlar Hizbullah’ın güç, iman ve fedakârlığı karşısında sersemleyip şaşkına döndüler ve fiyaskoyla yenilgiye uğradılar. Eba Abdullah Hüseyin (a.s) ve onun gerçek takipçilerinin sevenleri ve onun bakışına muhatap olmamız

 


[i] Meryem, 41.

[ii] Meryem 56 ve 57.

[iii] Sad, 41-43.

[iv] Vesailu’ş-Şia, c. 2, s. 922.

[v] Vesailu’ş-Şia, c. 10, s. 398.

[vi] Amali Saduk, s. 142.

[vii] Mefatihu’l-Cenan, Şeyh Abbas Kumi, A’mal-i Muharrem kısmı.

[viii] Biharu’l-Envar, c. 24, s. 284. 

[ix] Kamilu’z-Ziyarat, s. 135.

[x] Nigah-i Be Zindegi İmam Hüseyin (a.s), Muhammed Muhammedi İştihardi, s. 109.

 

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fakirlere infak etmenin felsefesi nedir?
    7541 Tefsir 2012/06/11
    Bazen falankes fakirdir ve mutlaka bir şey yaptığı için Allah onun fakir kalmasını istiyor; biz zenginiz ve mutlaka işlediğimiz bir amelden dolayı Allah’ın lütfü kapsamına girmişiz, o halde ne onların fakirlikleri ve ne de bizim zenginliğimiz hikmetsiz değildir!! Denilir. Hâlbuki infak emrinin çeşitli hikmet ve felsefeleri vardır. ...
  • İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı suları az olmasına rağmen Aşura günü nasıl gusül aldılar?
    7925 Masumların Siresi 2010/02/06
    İmam Hüseyin (a.s)'ın Ehl-i Beyt'i ve ashabının susuzluğuna ait rivayetlerle İmam (a.s) ve ashabının Aşura sabahı gusül, abdest ve temizlik yaptıklarına dair olan rivayetler hakkında söylemek gerekir ki, İmam (a.s)'ın kafilesinin suya ulaşmaması için muhasaraya alındığı ve İmam Hüseyin (a.s)'ın şehadet anında susuz ...
  • Bir süredir tüm inançlarımı elden vermişim ve akıbetimden korkuyorum. Ne yapmalıyım?
    5362 Pratik Ahlak 2011/10/29
    Genel itibariyle gençler eleştirme ve şüphecilik ruhiyesine sahiptirler. İnançlar bazında gençler arasında şüpheciliğin var olması doğal bir durumdur. Ama sonuçta bu sorulara cevap bulunmasının gerekli olduğuna teveccüh edilmesi gereklidir. Bu dönemlerde insanı kendi istediği hedefler doğrultusunda yönlendirmek şeytan ve şeytanın vesveseleri çok çok fazlalaşır.
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    6873 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Dünyayı sevmekten kurtulmanın yolu nedir?
    15686 Pratik Ahlak 2010/08/08
    Dünya “edna”nın müennesi olup (ahret hayatı karşısında) daha aşağı ve daha değersiz şey anlamındaki “deni” ve “denaet”ten veya (ahret hayatı karşısında) daha yakın anlamındaki “denev”den türemiştir. Kur’an ve rivayetlerin açıklamasında dünya yerilen dünya ve övülen dünya diye iki kısma ayrılır. Dünyadan söz eden ve insanları onun ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5270 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    7255 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Ayetleri birbirini nefyeden ve düzelten Kur’an nasıl insana daima yol gösterebilir?
    10397 Kur’anî İlimler 2010/03/13
    Kur’an kendi tanıklığıyla evrensel bir kitaptır: ‘Bu ancak alemlere bir öğüttür.’Belli bir zaman, mekan ve millete ait değildir: ‘Korkutucudur insanları.’Allah’ın nazil ettiği ...
  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23184 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Nehc’ül Belağa’nın altıncı mektubuna göre üç halifenin hilafeti resmilik kazanaz mı?
    11346 Eski Kelam İlmi 2008/08/18
    Continue... ...

En Çok Okunanlar