Gelişmiş Arama
Ziyaret
7723
Güncellenme Tarihi: 2012/09/01
Soru Özeti
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Soru
Acaba İslam’da, bir başkasının çocuğunun velayetini üstlenerek evlatlık noktasında bir sınırlılık var mıdır?
Kısa Cevap
Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla başkasına çocuğunu teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek şer’i olarak her hangi bir işkâlı yoktur. Ama ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumunu dikkate alarak konuyla ilgili (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) bazı kanunlar koymuşlardır.
İslam dini, öz evlat ile evlatlık edinmiş çocukların hüküm ve hukukları eşit ve aynı olduğunu kabul etmemiştir. Hatta kur’an’ı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”. Bu nedenle evlat edinmiş çocuklarla ilgili mesellerden birisi bu çocuğun, kendi etrafındakilerle ilişki ve irtibatı şeklidir. Şöyle ki; evlatlık çocuğun anneliğe ve babalığa oranla irtibatının mahreme dönüşme meselesidir ki bunların bir birine mahreme dönüşmesi için bazı yöntemler ortaya koymuşlardır.
 
Ayrıntılı Cevap
  1. Sorumlusu olmayan veya sorumlusu olup bakımından aciz ve tam rızasıyla çocuğunu başkasına teslim etmek isteyenlerin çocukların sorumluluğunu üstlenip terbiye etmek bağlamında şeran her hangi bir işkâlı yoktur. Belki İslam dininde bu iş çokta övülmüştür. Öyle ki İslam peygamberi (s.a.a) yetim olan bir kimsenin sorumluluğunu ve velayetini üstlenen kimseler için şöyle buyurmuşlardır: “bu tür insanlar cennette benimle birliktedirler”.[1]
  2. Ülkelerin kanunlarında yeterli ihtiyara sahip olmayan çocukların durumu dikkate alınarak konuyla alakalı has kanunlar koyulmuş. Bu kanunlardan bazısı, (kısır olup başka çocukların sorumluluğunu üstlenmek isteyen eşler için) için vaz edilmiştir. Yoksa şeran çocuk sahibi olan eşler bile -çocuk sahibi oldukları halde- başka çocukların sorumluluklarını alarak evlatlık edebilirler.
  3. Elbette İslam dini öz evlat ile evlatlık çocuklarının hüküm ve hukuklarını eşit ve aynı olduğunu kabul etmiyor. Hatta kuranı kerimde bu noktaya işaretle şöyle buyurmaktadır: “Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız (gibi) kılmamıştır”.[2] Şöyle ki; cahiliye döneminde evlatlık edinmek normal, toplum içinde oturmuş bir durum idi ve öz çocukları için var olan tüm hak ve hukuklar evlatlığa da veriliyordu. Onun, babalıktan ve babalığın da ondan irs götürme, annelik ve babalık olanlarla evlenememeleri gibi hükümler evlatlıkla devreye geçerdi. İslam dini mantıksız ve hurafe olan bu kuralları kabul etmedi ve kaldırdı. Hatta nebiyi ekremin (s.a.a) kendisi bu yanlış geleneği bastırıp yok etmek için evlatlığı olan Zeyd b. Harise’nin hanımıyla –Zeyd boşandıktan sonra- evlendi.[3]
  4. Evlatlık hakkında söz konusu meselelerden birisi evlatlık olarak alınmış çocuğun etrafındakilerle olan ilişki ve irtibat meselesidir. Bu bağlamda çok sorulan sorulardan birisi şudur: evlatlık olarak alınmış çocuk, sorumluluğunu üstlenmiş olan annelik ile babalık için mahremliği nasıl geçekleşebilir? Bazı fakihler bu bağlamda birkaç çözüm yolunu ortaya koymuşlardır:
  1. Eğer çocuk süt emiyor bir kız çocuksa aşağıda zikir edileceklerden birisinin (konuyla ilgili şartlar dâhilinde)[4] sütünü emerse onunla erkek (babalık) arasında mahremlik oluşuyor. Sütü, söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: babalığın eşi, annesi, bacısı, kız kardeşi, yeğeni (bacının veya erkek kardeş), kardeşinin hanımı. Bunlardan her hangi birsinden evlatlık olan kız çocuk (ilgili şartlar dâhilinde) süt emerse babalık için mahrem olur.
  2. Eğer kız çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yoksa babalık veya babalığın babasıyla geçici nikâh kıyarak bu mahremlik gerçekleşebilir. Bu durumda bu çocuk babalığın veya babasının eşi olmuş oluyor. Ama dikkat edilmesi gerekiyor ki eğer çocuk buluğ çağında değilse kıyılacak nikâh çocuğun şer’i velisi kimse onun izniyle olması lazım. Eğer şeri veli yoksa gerekli şartlara haiz olan müçtehitten izin alınmalıdır. Her halükarda mahremlik için okunan akıt kesinlikle çocuk için zarara ve fesada neden olacak bir muameleye neden olmamalı. Yapılacak her muamele tamamen çocuğun maslahatını içerecek şekilde olmalıdır.
  3. Eğer evlatlık süt emen erkek çocuksa (ilgili şartlar dahilinde) aşağıdakilerden birisinin sütünü içerse çocukla annelik arasında mahremlik hasıl olur. Sütü söz konusu mahremliğe neden olan kimseler şunlardır: annelik, kocası, bacısı, yeğeni (erkek kardeşten kız kardeşten), kardeşinin hanımı. Mezkur kişilerden herhangi birisinin sütünü emerse (ilgili şartlar dahilinde) çocuk annelik için mahrem oluyor.[5]
  4. Ama eğer erkek çocuk süt emecek birisi değil veya süt emecek birisi ama mezkûr kişilerden hiçbirisi yok ve annelik ve babalık olanların kız çocuğu varsa bu kız çocuğu evlatlık olan erkek çocuk için geçici nikâh yaparak anneliği çocuğun kaynanası duruma sokarak mahremlik sağlanılabilinir. Ama eğer evlatlık edilen çocuğun babası yaşıyorsa babalık kendi hanımını boşayarak iddesi dolduktan sonra çocuğun babası annelik olacak bayanla (duhul yapmama şartıyla da olsa)  geçici nikâh kıyar, müddeti (ve iddesi)  dolduktan sonra babalık kendi eski hanımını yeniden nikâh ederek anneliği çocuk için mahrem edebilirler. Ama bu yöntemle evlatlık çocuk, anneliğin kızı için mahrem olamıyor.[6] Evlatlık çocuğu, kızı için mahreme dönüştürecek başka hiçbir yöntem de yoktur.[7]
  1. Son olarak şu noktayı hatırlatmak gerekir ki her ne kadar evlatlık fıkhi ve hukuki açıdan insanın öz çocuğu olamıyor ama evlatlık edinmek ve onun sorumluluğunu üstlenmesi mahremlik veya çocuklara mahsus olan diğer hükümleri çözmeye bağlı değildir. Belki insan şer’i ve ahlaki olan has bir program ve müdüriyetle bu sorunları çözebiliyor. Hakeza, çocuğun kendisinin kişinin öz evladı olmadığından haberdar edilmeli. Elbette çocuk haberdar edilirken ruhiyesine zarar vermeyecek bir üslupla yapılması lazım. Dolayısıyla bu konuda kesinlikle ilkin psikologlarla istişare edilmesi gerekiyor.
 
[1] Humeyri, Abdullah b. Cafer; “Kurbul Esnad”, baskı, 1, Kum: müesesei Alulbeyt, (a.s), 1413, kemeri, s. 9, hadis no: 315.
[2] Ahzab, 4.
[3] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1374, şemsi, c. 17, s. 196.
[4] Bkz. Endeks: “şereyiti şir daden ve mehremiyet den nezer şia ve ehli sünnet”, soru 2293.
[5] Fazıl Lenkerani, Muhammed, “Camiul Mesail”, baskı, 11, Kum: intişarai emi kalem, baskı tarihi yok; c. 1, s. 408. 
[6] Tebrizi, Cevad, “İstiftaat-i Cedid”, baskı, 1, Kum: int. Yok, c. 1, s. 336; Mekarm-i Şirazi, Nasır, “Ehkam-i Banıvan”, baskı, 11, Kum: intişarati medrese-i İmam Ali, b. Ebi talip, (a.s.), 1428, kameri, s. 157.
[7] “Ehkami Banvan”, age. S. 157.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar