Gelişmiş Arama
Ziyaret
5296
Güncellenme Tarihi: 2010/09/06
Soru Özeti
Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
Soru
dini ve güzel duygulara sahip olmayan bir Alevi ailesindenim. On beş yaşından yirmi dört yaşına kadar; yani sekiz sene oruç tutmadım, yirmi dört yaşına girdiğimden beri vacipler ve ahkâmlarla tanıştım ve (bundan sonra) oruçlarımı kâmil bir şekilde tutum. Acaba tutmadığım bu sekiz senenin orucunun kefareti üzerimde vacip midir? Yeterli açıklama yapacağınızı ümit ederim. Şimdiden şukranlarımı sunuyorum.
Kısa Cevap

Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:

Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.

Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:

Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki açıklamaya uygun amel ediniz. Gücünüzü açan hiçbir şey üzerinizde vacip değildir.

Hz. Ayetullahi’l-uzma Safi Gülpayganinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:

Ramazan ayında bulug çağından sonra üzerinde vacip olduğunu ve bulug çağına erdiğini de bildiğin için üzerinde kefaret vacip olmuştur.

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahraninin (Allah bereketini artırsın) soruya vermiş olduğu cevabın detayı şöyledir:

Evet, kasti olarak ramazan ayında yapılan iftarların kefareti altmış gün oruç tutmak veya her gün karşılınğında altmış fakire itam (yiyecek) vermektir. Elbette oruç tutulursa altmış günün 31 gününü hiç ara vermeden ve aralıksız bir şekilde tutulması gerekiyor.[1]



[1] Bilerek ve kasti olarak yeyilmiş olan orucun kefaretinin muhasebesi Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani'nin defteri tarafından yapılmış ve neticesi şöyledir: her fakire bir mud taam verilmesi gerekir. Her mud yaklaşık yedi yüz elli (750) gramdır. Buna binaen yeyilen orucun bir günlük kefaretinin tutarı ; 6× 0/75× itam(yiyece)dır.

Hali hazırda İranda ki, bir kilo gram boğday en az 500 tümendir. Boğdala ilgili olarak bu kımet göz önünde tutulması gerekyor ve yeyilen orucun kefareti buna göre verilmesi lazım. Dolayısıyla bir ramazan ayının; yani 30 günün kefareti açağıdaki hisaba denk geliyor. 60×0/75×500×30.

Netice itibariyle kasti olarak orucu yeyilmiş sekiz senenin kefaretinin tüm miktarı şudur: 60×0/75×500×30×8=5,400,000 tümendir.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuran’da hangi ayet kurtuluş yolunu açıklamaktadır?
    2880 Tefsir 2020/01/20
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10266 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Kuran’ın kaç suresi peygamberlerin adını taşımaktadır?
    36343 Tefsir 2012/08/11
    Kuranı kerim’in altı tane suresi peygamberlerin adını taşımaktadır. Bu sureler şunlardan ibarettir: Nuh, İbrahim, Yunus, Yusuf, Hud ve Muhammed. Elbette müfessirler bazı rivayetleri göz önünde bulundurarak Taha[1], Yasin[2], Muddessir[3], Müzzemmil[4] gibi surelerin Peygamberimize delalet ettiği ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    7409 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9341 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    15779 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
    17234 Teorik Ahlak 2010/01/14
    Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok ...
  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • SMS kanalıyla okunan talakın hükmü nedir?
    7708 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar