Gelişmiş Arama
Ziyaret
7580
Güncellenme Tarihi: 2010/06/12
Soru Özeti
Amr b. As nasıl bir çehreye sahipti?
Soru
Amr b. As’ın nasıl bir kişilik ve geçmişe sahip olduğunu söyleyebilir misiniz?
Kısa Cevap

Asıl adı Amr b. As b. Vail Sehmi’dir. Fırsat düşkünü ve hilekardı. Nabiğa adlı bir kadından dünyaya geldi ve babasının As b. Vail’dir (ona oğlu olduğu söyleniyor). As b. Vail Sehmi, Peygamberimizin (s.a.a) oğlu Hz. Kasım vefat edince Ona (s.a.a) ebter (sonu kesik) diyen ve hakkında: ‘Şüphesiz asıl sonu kesik olan, sana kin besleyendir.’ ayeti nazil olan müşriktir.

 

Amr b. As hilekarlık ve sahtekarlığıyla tanınmış biriydi. Emir-ul Müminin Hz. Ali’nin (a.s) halifeliği zamanında Muaviye’nin güçlü bir yardımcısı olarak İmam Ali’nin (a.s) aleyhine Sıffin savaşını açtı. Savaş boyunca hilebazlığıyla bir çok Müslümanı aldattı. Hakemiyet olayında safdil biri olan Ebu Musa Eş’ari’yi kandırarak Muaviye’ye büyük hizmette bulundu. Bu olaydan sonra Mısır valiliğine atandı ve hicrî kamerî 43 yılında 90 yaşındayken öldü.

Ayrıntılı Cevap

Amr b. As b. Vail Sehmi, hilekar ve fırsat düşkünü biriydi. Nabiğa adlı bir kadından dünyaya geldi. Ancak bu iffetsiz ve bozuk kadın beş erkekle (Ebu Leheb, Ümeyye b. Halef, Hişam b. Muğire, Ebu Süfyan ve As b. Vail) yattığından, bu beş kişinin beşide Amr’ın babası olduğunu iddia ediyorlardı. Sonunda bu konuda karar vermeyi Nabiğa’ya bıraktılar. O da (Ebu Süfyan çocuğun kendisine ait olduğunu söylemesine ve çocuğunda ona benzemesine rağmen) As b. Vail’i seçti. Zira Nabiğa, Ebu Süfyan’ın cimri olduğunu, kendisine yardım etmeyeceğini, ama  As’ın ona yardım edeceğini biliyordu.[1] Böylece As. b. Vail bu şekilde Amr’ın babası oldu.

As b. Vail Sehmi, Peygamberimizin (s.a.a) oğlu Hz. Kasım vefat edince Ona (s.a.a) (Allah sığınırız) ebter (sonu kesik, yani neslinden soyunu ve yolunu sürdürecek kimsesi olmayan) diyerek yaralayıcı sözü söyleyen müşriktir. Onun bu acıtıcı sözünün ardından Kevser suresi nazil olmuş ve surenin son ayeti bu şahısı yani As b. Vail’i kınamaktadır.[2]

 

Resulullah’ın (s.a.a) Zamanında Amr b. As: Amr, Resulullah’ın (s.a.a) zamanında çok nefret edilen, kötü kişilikli biriydi. Çünkü o, Resulullah’a (s.a.a) eziyet etmek için yetmiş beyit şiir yazmıştı. Mekke’li çocuklar, Resulullah’ı (s.a.a) gördüklerinde o şiirleri yüksek sesle okuyarak Onu (s.a.a) rahatsız ediyorlardı. Allah Resulü’de (s.a.a) ona şöyle beddua etti: ‘Allahım! Amr beni hicvetti; bende şair olmadığım ve şairlikte bana yakışmadığı için onun cevabını veremiyorum; bu yüzden sen, onun şiirinin her harfine karşılık bin kere ona lanet et.’[3]

 

Müslümanlar müşriklerin işkencelerinden kurtulmak için Habeşistan’a hicret ettiklerinde Kureyş, Müalümanları geri getirmesi için onun önderliğinde bir grubu Habeşistan’a gönderdi. Ama Necaşi onların bu isteğini kabul etmeyince Amr b. As ve beraberindekiler eli boş olarak geri döndüler.[4]

 

Amr, sonunda hicrî 7 yılında müslüman oldu. Geçmiş borçlarının bağışlanması şartıyla Resulullah’a (s.a.a) biat etti.[5]

Bazı tarih kitaplarında, Amr Müslüman olduktan sonra Peygamberin (s.a.a) onun komutanlığında Zat-u Selasil seriyyesinin başına getirdiğini,[6] sonrada Umman’lıların zekatını toplaması için görevlendirdiğini yazmışlardır.[7]

 

Ebubekr, Ömer ve Osman’ın Döneminde Amr b. As:

Amr b. As, Ebubekr ve Ömer’in halifelik dönemlerinde onlara en yakın kişilerdendi. Şam’ın fethinde İslam ordusunun komutanlarındandı. Ömer’in döneminde bir süre Filistin’e valilik yaptı. Sonra Mısır’ı fethetmekle görevlendirildi ve fetihten sonra kendisi oraya vali oldu. Ömer’in ölümünden sonra birkaç yıl daha bu makamda kaldı. Daha sonra Osman onu azletti. O da Filistine geldi ve orada Osmanı eleştirenlerin safına katıldı.[8]

 

Emir-ul Müminin Hz. Ali’nin (a.s) Döneminde Amr b. As:

Osmanın öldürülmesinden sonra halifeliğe gelen Emir-ul Müminin Hz. Ali (a.s) Muaviye’yi Şam valiliğinden azletti. Muaviye, saltanatını tehlikede görünce Osmanın katlini bahane ederek, onun kanını alacağım diye Hz. Ali’nin (a.s) adil hükümetine karşı muhalefet etmeye başladı. O, bu işte Amr b. As’ın yardımına muhtaçtı. Bu yüzden ona bir mektup yazarak onu kendisiyle iş birliği yapmaya davet etti.

Amr ona şöyle cevap yazdı: ‘Mektubunu okudum ve anladım. Benden İslam dininden çıkıp dalalet yoluna girmemi, sana batılında yardım etmemi ve Emir-ul Müminin’e kılıç çekmemi istiyorsun; halbu ki O, Allah Resulü’nün kardeşi, velisi, vasisi ve varisidir, yine O Peygamberin borcunu (Peygamberin Medine’ye hicretinden sonra) eda eden, vaatlerini yerine getirendir; O’dur Peygamberin damadı, alemin hanımefendisinin kocası, cennet gençlerinin efendileri Hasan ve Hüseyin’in babaları! Bu yüzden davetini kabul etmiyorum. ‘Ben Osman’ın halifesiyim’ diyorsun, ama Osmanın ölümüyle sen azloldun ve halifeliğin artık bitmiştir. Ebu’l Hasan’ın canını Allah’ın yoluna koyduğunu, Allah Resulü’nün yatağında yattığını ve Allah Resulü’nün Onun hakkında ‘Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır.’ dediğini bilmiyor musun?’[9]

 

Buna rağmen Muaviye ona Mısırın valiliğini vaadedince bütün varlığıyla onun emrine girerek onunla işbirliği yapmaya başladı. Şamlıları aldattı ve Osmanın kanını bahane ederek Hz. Ali’ye karşı Sıffin savaşını açtı. Halkı kandırarak, yaygara yaparak ve kamuoyunu yanıltarak savaşı idare etti. Hz. Ali (a.s) ve ashabı tüm bu entrikaların üstesinden gelip Muaviyeyi ve Amrı kesin bir yenilgiye uğratacakken Amr b. As yeni bir hilebazlıkla Hz. Ali’nin (a.s) ordusunu kandırdı ve Onu (a.s) hakemiyeti kabul etmeye zorladı. Bu hile mızrakların başına Kur’an asmaktı. Eş’as b. Kays gibilerde Amr’ın bu hilesine kanıp hem hakemiyeti, hem de Ebu Musa Eş’ari gibi saf birisinin hakemliğini Hz. Ali’ye (a.s) dayattılar. Amr hakemiyet olayında -öncedende tahmin edildiği gibi- Ebu Musa Eş’ari’yi rahatça kandırarak Muaviyeyi halife yaptı. Bu olaydan sonra Hz.Ali (a.s) Hariciler denen kimselerle savaşmak zorunda kaldı.

 

Bu arada Amr b. As’da Muaviye’nin vaadettiği gibi Mısır’a gitti. O sırada Muhammed b. Ebubekr Mısır valisi idi. Hz. Ali (a.s) onu Mısır’a vali olarak atamıştı. Amr’ın Mısır’a gitmesi üzerine Malik’i oraya gönderdi. Ama Malik yolda Muaviye ve Amr b. As tarafından zehirletilerek şehid edildi. Muhammed b. Ebubekr’ide feci ibr şekilde şehid ettiler. Böylece Amr b. As Mısır’ın valiliğini gaspetti.[10]

 

O bu makama geldikten bir süre sonra Mısır’ın vergilerini göndermemeye başlayınca Muaviye onu görevden almakla tehdit etti. Amr’da Muaviye ‘ye bir mektup ve ‘Celceliye’ adında bir şiir yazdı. Bu şiirde Hz. Ali’nin (a.s) bir çok faziletini dile getirerek Muaviye’yi iç karışıklıklar çıkarmakla tehdit etti.

 

O, sonunda hicrî 43 yılında[11] 90 yaşındayken öldü.[12]



[1] - Şerh-i İbn-i Ebi’l Hadid, c.6, s.282 ve c.2, s.100-101

[2] - Mecme-ul Beyan (10 ciltlik, Beyrut baskısı), c.10, s.461

[3] - Sefinet-ul Bihar (4 ciltlik, Astan-ı Kuds baskısı), c.3, s.659

[4] - Delail-un Nübüvve (Farsça tercümesi), c.2, s.51

[5] - Tarih-i Taberi, c.5, s.1494 ve 1525; Usd-ul Ğabe, c.3, s.742

[6] - el-Meğazi, c.2, s.77

[7] - Usd-ul Ğabe, c.3, s.742

[8] - Usd-ul Ğabe, c.4, s.244; Tabakat, c.4, s.256; Kamus-ur Rical, c.8, s.11

[9] - Tezkiret-ul Havas, s.84

[10] - Tarih-i Güzide, s.197

[11] - Tarih-i İslam, c.4, s.90; Muruc-uz Zeheb, c.3, s.27

[12] - Muruc-uz Zeheb, c.3, s.23

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar