Gelişmiş Arama
Ziyaret
12316
Güncellenme Tarihi: 2012/04/05
Soru Özeti
Rivayetlere göre iman ile sevgi ilişkisini beyan ediniz?
Soru
Rivayetlere göre iman ile sevgi ilişkisini beyan ediniz?
Kısa Cevap

Rivayetlerde sevgi ile din ilişkisini incelemek için ilkin din, iman, sevgi ve muhabbet meselesi arsında var olan zati ilişkiyi inceleyeceğiz. Sonra iki tür sevgiye; birisi ilahi muhabbet ikincisi şehvani sevgisine değineceğiz. Lütfen detaylı cevaba müracaat ediniz.

Ayrıntılı Cevap

Rivayetlerde sevgi ile din ilişkisini incelemek için ilkin din, iman, sevgi ve muhabbet meselesi arsında var olan zati ilişkiyi inceleyeceğiz. Sonra iki tür sevgiye; birisi ilahi muhabbet ikincisi şehvani sevgisine açıklayacağız. Sonraki unvanda ehlibeyt sevgisi bağlamda olan özel önemliliğe ve onun iman olan direk nisbetine değineceğiz. Son olarak Allahın, peygamberin ve ehlibeytin düşmanlarına karşı kin ve nefretin (buğz) konumuna değineceğiz.

  1. Din ile Sevginin İrtibati:
    1. İmam sadık şöyle buyuruyor: “Her kim Allah için severse, Allah için düşmanlık yaparsa, Allah için verirse o imanı kamil olan kimselerdendir”.[1]
    2. İmam Sadıktan hübb ile buğz imandan mıdır şeklinde soruldu? O hazret şöyle buyurdu: “Acaba iman hüb ile buğz dışında bir şey midir? Sonra şu ayeti okudur: “Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir”.[2]
    3. Bir gün Allah resulü kendi ashaplarına şöyle buyurdu: “İmanın hangi unsuruna sarılması daha muhkemdir? Ashap dediler: Allah ve Allah resulü daha iyi bilirler: Bir kısmı da namazdır dediler. Bazıları da zekâttır dediler; bir diğer kısım da oruç ve hacdır şeklinde görüş belirtiler ve… O hazret şöyle buyurdu: “Söylenilenlerin her birisinin has değeri vardır ama imanın en mutmain kulpu Allah yolunda sevmek, Allah yolunda nefret etmek, Allahın evliyalarını sevmek ve Allahın düşmanlarından nefret duymaktır”.[3]
    4. İmam Sadık şöyle buyuruyor: “Her kim din için sevmezse, din için düşmanlık yapmazsa dini yoktur”.[4]
  1. İlahi Muhabbet:
    1. İmam sadık şöyle buyuruyor: “Bir Mümin kalbini dünyadan boşatsa, yukarı gider ve Allahın muhabbetinin tatlılığını kendinde bulursa, dünya ehlinin nezdinde aklı delilikle karışmış kimse gibi olur. Oysaki bu grup Allahın muhabbetinin tatlılığıyla karıştırılmış dolayısıyla onun dışında hiçbir şeyle uğraşmazlar”.[5]
    2. İmam Sadık şöyle buyurmuş: “Ben sizden olan mümin bir kimseyi öyle severim ki namaza durduğunda yönünü Allaha çevirsin ve kalbini dünya ile meşgul etmesin. Zira namazda kalbini Allaha yönelten her kula Allah yüzüyle ona yöneliyor ve müminlerin muhabbet ve sevgisini kendi muhabbet ve sevgisinden sonra ona fark ettiriyor”.[6]    
    3. İmam Sadık’ın ashaplarından birisi şöyle buyuruyor: Bilinçli ve uyanık olunuz! Dünyada zahit olmadığınız müddetçe imanın tadını tatmanız diyor. Zira ben imam Sadık’dan şöyle duydum buyuruyor ki; “Mümin dünyadan kalbini arındırır yukarılara çıkar ve Allahın muhabbetinin tatlılığını haddi zatinde bulacak ve onun dışında hiç kimseyle uğraşmaz; hakeza buyuruyor: Kalp saf olduğu taktirde yer onun için dar olur ta ki (Allaha doğru) yukarılara gitti”.[7]
    4. İmam Ali şöyle buyuruyor: “Nasıl oluyor da bir kimse Allahın muhabbetini iddia ediyor da ama kalbi dünya sevgisiyle aram bulmuş”.[8]
    5. İmam Ali başka bir yerde şöyle buyuruyor: “Güneş gecenin karanlıklarıyla cem olunmadığı gibi Allah sevgisi ile dünya sevgisi de bir arada cem olunmuyor”.[9]
    6. Hz Ali şöyle buyuruyor: “Cennette en lezzetli ve en iyi şey Allahın sevgisi ve Allah yolunda sevmektir”.[10]    
    7. Bazı kitaplarda şöyle nakledilmiştir: Hazreti Abbas ve hazreti Zeynep küçük idiler, hazreti Ali Abbas’ın güzlerinden öptü sonra hazreti Zeynebe döndü baktı. Hazreti Zeynep şöyle dedi: Ey baba Acaba bizi seviyor musun? O hazret şöyle buyurdu: “Çocuklarımız ciğerlerimizin parçalarıdırlar”. Zeynep dedi: ama nasıl oluyor da iki sevgi bir kalpte yerleşebiliyor? Biri Allah’ı sevmek diğeri çocuklarını sevmek, eğer bizden vazgeçilmiyorsa Allah’ı halisane sev bize karşı da şefkatli ol!.[11]
  2. Şehvani Sevgisi (Mezmum Sevgiler):

Dünya sevgisi Allahın sevgisi karşısında yer aldığını söylemiştik. Bazen bu iki tür muhabbetin birisine ilahi aşk ya irfani aşk diğerine dünyevi aşk deniliyor. Bunların her birisinin de farklı şubeleri vardır. Kuranı kerimde belirtildiği üzere şehvet sevgisi insanlar için sevimli kılınmıştır ki şunlardan ibarettir: 1- Kadına karşı olan aşk (cinsel aşk), 2- çocuklara duyulan aşk, 3- paraya duyulan aşk (altın ve gümüş). 4- dünyevi güzelliklere ve imkanlarına duyulan aşk: “Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır”.[12]  Rivayette şöyle okuyoruz: Allah Teâlâ Davut’a vahyi etti ki ashaplarını şehvetlere dalmaktan korkut. Ve (onun getirilerinden) sakındır. Şehvetlere gönül bağlamış olanların kalpleri benden perdelenmiş ve üstünden perde çekilmiştir.[13]

  1. Ehlibeyt ve İmamların Muhabbeti:
    1. İmam Sadık şöyle buyuruyor: “Kim ehlibeyti severse ve bizim sevgimiz onun kalbine yerleşirse hikmetin çeşmeleri onun kalbinden dilinin üzerine akar ve kalbinde iman yenileniyor”.[14]  
    2. İslam Peygamberinden nakledilmiştir: “Kim Alibeyt muhabbetiyle ölürse şehit olarak dünyadan gitmiştir. Biliniz ki her kim alimuhammedin sevgisiyle ölürse bağışlanmıştır. Biliniz ki her kim Alimuhammedin sevgisiyle ölürse kamil imanla dünyadan gitmiştir”.[15]
    3. İslam peygamberi şöyle buyurmuşlardır: “Mümin bir kimsenin sahifesinin baş levhası Ali b. Ebu Talibin sevgisidir.[16] Hakeza şöyle buyurmaktadır: Ali’yi sevmek imandandır, Ona kin yapmak nifaktandır.[17] Hazreti Fatma hakkında şöyle buyuruyor: Her kim Fatma’yı severse cennettedir ve her kim ona düşman olursa cehennemdedir”.[18]  
  2. Allah’ın Düşmanlarından Beri ve Onlardan Nefret Etmek:

Allaha duyulan sevginin sadık olduğuna delalet eden alamet Allahın düşmanlarına karşı düşman olmaktır. Zira sevgi ile nefretin ikisi bir arada olması anlam taşımaz. Bir birine zıt olan iki şeye sevgi bağlamak nifakın alameti ve sevginin yalanlığından hakidir. Bu nedenledir ki Allah ve Allahın evliyalarının sevgisini konu edip zikir edilen birçok rivayetlerde Allahın düşmanlarından nefret duymak ve onlardan teberi etmek de zikredilmiştir. Burada birkaç rivayete örnek olsun diye işaret edilecektir:

  1. İmam Rıza (a.s.) şöyle buyuruyor: “Dinin niheti ve kemali bizim velayetimizde ve düşmanlarımızdan teberi etmektedir”.[19]
  2. Şahıslardan birsi imam Sadık’a (a.s.) şöyle buyurdu: “Birisi vardır ki hakkınızdaki sevgiyi kalbinde taşıyor ama düşmanlarınızdan nefret etmekte zayıftır. İmam cevabında şöyle buyurdu: “Bizi sevdiğini sanıp düşmanlarımızdan beri olduğuna sahip olmayan bir kimse yalancıdır”.[20]

 


[1] KÜLEYNİ, “el-Kafi”, Tahran: darul-Kutubul İslamıye, 1365, h.ş., c. 2, s. 134.

[2] A.g.e., s. 125.

[3] A.g.e., s. 125.

[4] A.g.e., s. 127.

[5] A.g.e., s. 130.

[6] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharu’l-Envar”, Lübnan: Müesesetul-Vefa, 1404, kameri, c. 81, s. 24.

[7] Şeyh Hur Amuli, “Vesailuş-Şia”, Müesesetul - Alul-Beyt, 1409, kameri, c. 16, s. 13. 

[8] AMEDİ TEMİMİ, “Gurerul-Hikem ve Durerul –Kelm”, İntişarati Tebliğati İslami, 1366, şemsi, s. 141.

[9] Muhaddis NURİ, “Müstedrekül-Vesali”, Müesesetul - Alul-Beyt, 1408, kameri, c. 12, s. 42.   

[10] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharu’l-Envar”, Lübnan: Müesesetul-Vefa, 1404, kameri, c. 66, s. 251.

[11] Muhaddis NURİ, “Müstedrekül-Vesali”, Müesesetul - Alul-Beyt, 1408, kameri, c. 15, s. 251.   

[12] Ali İmran, 14. 

[13]Biharu’l-Envar”, Lübnan: Müesesetul-Vefa, 1404, kameri, c. 1, s. 154.

[14] A.g.e., c. 27, s. 90.

[15] A.g.e., c. 23, s. 233.

[16] A.g.e., c. 27, s. 142.

[17] A.g.e., c. 37, s. 92.

[18] A.g.e., c. 27, s. 116.

[19] A.g.e., c. 27, s. 58.

[20] A.g.e. , c. 27, s. 58.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerim mucize olduğunun boyutları nelerdir? Ve neden nehcü'l-balaga mucize değildir?
    9145 Kur’anî İlimler 2011/06/20
    Kuranı kerim bazı özellik ve niteliklere haizdir ki diğer kitaplar bu özellik ve niteliklere sahip değildir. Eğer Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmuş olsaydı oda mucize olacaktı. Ancak Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmadığı için kuranı kerim gibi olamaz.
  • Su fiyatlanın yüksek olduğu taktirde cenabet guslü için ne yapmalıyız?
    6255 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Cenabet guslü kendiliğinde farz değildir, ancak farz namazı yerine getirmek ve benzeri bazı işler için farz olur. [1] Ancak gusül için su kullanmak size tahammül edilmesi mümkün olmayacak derecede iktisadi yönünden zorluk getiriyor, sizi ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17152 Pratik Ahlak 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Batılıların Hz. Muhammed’e (s.a.a) saygısızlık etmekten hedefleri nedir?
    9330 Politika Felsefesi 2009/06/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Neden insan güzelliği sevmektedir? Acaba güzel yüzlü insanları görmek insan psikolojisini olumlu etkiler mi?
    5827 Know More 2020/09/08
     İnsan yaratılış olarak kemal peşindedir. Kemal olan her şeyi beğenmekte ve sevmektedir. Güzelliğin kemal olduğu göz önünde bulundurulursa doğal olarak güzelliği sevmektedir. İnsanın yaratılış ve fıtratı üzere böyle bir meyli ve isteği söz konusuysa bunun akli bir delile ihtiyacı yoktur. Zira doğası bunu gerektirmektedir.Bu ...
  • Modern dünyada dinin işlevi nasıldır?
    7137 Eski Kelam İlmi 2010/01/14
    “Din” kelimesi, ilahi olan veya olmayan, tahrif olmuş veya olmamış (İslam dini) bütün dinleri kapsamaktadır. Bize göre, her asır ve yerde doğru işlevi olan tek din İslam dinidir; çünkü İslam dini kâmil ve son ilahi dindir. Bu yüzden, İslam dininin, bireysel olsun ...
  • Peygamberin (s.a.a) üvey kızının Habbar b. Esved tarafından korkutulması olayı ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) onun katline hüküm vermesi doğru mudur?
    8515 تاريخ بزرگان 2012/04/03
    v Sözünü ettiğiniz rivayet kaynaklarda şöyle gelmiştir: Habbar b. Esved’in de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Mekke’den Medine’ye hicret eden Resulullah’ın (s.a.a) üvey kızı Zeynep’e eziyet etmek için onun peşinden gitmişti. Zeynep’e ilk ulaşan kişi Habbar b. Esved’di. O, Zeynep’in kecavesine mızrak fırlattı. Zeynep bu ...
  • Ehlisünnetin görüşünde beyan edilen Ehlibeyt kimlerdir?
    12525 Eski Kelam İlmi 2012/07/25
    “Ehlibeyt” kelimesi iki defa Kur’an-ı Kerim’de zikrolunmuştur.[1] İlki Hz İbrahim’in (a.s) ailesi hakkında ve diğer ayet ise konumuz olan Ahzab suresinin 33. ayetinde. Bu ayetin sonunda, Allah-u Teala iradesinin Ehlibeyt’in tathiri olduğundan haber vermektedir. Tarih boyunca bu ayet farklı yönlerden İslami ilimler bilginlerinin araştırma ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    10310 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’

En Çok Okunanlar