Gelişmiş Arama
Ziyaret
12052
Güncellenme Tarihi: 2009/12/13
Soru Özeti
Ehlisünnetin görüşünde beyan edilen Ehlibeyt kimlerdir?
Soru
Lütfen sadece Ehlisünnet rivayet ve tefsirleri esasınca onların görüşünde beyan edilen Ehlibeyt’in kimler olduğunu açıklar mısınız?
Kısa Cevap

“Ehlibeyt” kelimesi iki defa Kur’an-ı Kerim’de zikrolunmuştur.[1] İlki Hz İbrahim’in (a.s) ailesi hakkında ve diğer ayet ise konumuz olan Ahzab suresinin 33. ayetinde. Bu ayetin sonunda, Allah-u Teala iradesinin Ehlibeyt’in tathiri olduğundan haber vermektedir. Tarih boyunca bu ayet farklı yönlerden İslami ilimler bilginlerinin araştırma konusu olmuştur. Bu cihet ve yönlerden bir tanesi Ehlibeyt için misdak (reel örnek) tayin edilmesidir. Usulen bu konu hakkında birkaç nazariye vardır. Şii müfessirleri var olan birçok rivayetler esasınca Ehlibeyt’in misdakı kimler olduğu noktasında tek bir görüş sunmuş o da şudur: Hz. Resul-i ekrem (s.a.a), Hz. Ali (a.s), Hz. Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s)[2] ve İmam Hüseyin’nin masum evlatları.[3]   

Ama Ehlisünnet Ehlibeyt’in misdakı kimler olduğu noktasında birkaç görüş sunmuş:

1. Ehlibeyt’ten kasıt sadece Peygamber’in (s.a.a) hanımlarıdır.

2. Ehlibeyt’ten kasıt Peygamber’in (s.a.a) hanımları ve Hz Ali (a.s), Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’dir (a.s).

3. Ehlibeyt’ten kasıt örfe göre o hazretin (s.a.a) hanedanından sayılan kimselerdir; hem hanımları ve hem de akraba ve yakınları, yani “Abbas Alı”, “Akil Alı”, “Cafer Alı” ve “Ali Alı”.

4. Ehlibeyt’ten kasıt Beytü’l Haramdır.

5. Ehlibeyt’ten kasıt Allah resulünün (s.a.a) mescididir.[4]

Ehlisünnet arasında 3. 4. ve 5. nazariyelerin fazla taraftarı yoktur ve genellikle bu üç görüşü gündeme getirmemişlerdir. Birinci nazariye hakkında İkreme’nin sözüne istinat ediyorlar ki pazarda bağırarak şöyle diyordu: Ehlibeyt’ten kasıt sadece Peygamberin (s.a.a) hanımlarıdır.[5] Bu görüş Ehlisünnet müfessirleri arasında kabul görülmedi.[6] Ayriyeten bu kelam ya İkreme’nin kendisine ait veya o İbni Abbas’tan nakletmiştir ve aynı şekilde tefsir kitaplarında İkreme’nin bu kelamı Allah resulüne (s.a.a) dayanmamakta ve ondan nakledilmemiştir. (hadis ilmi literatüründe mürsel veya maktu sayılmaktadır).

 Genellikle bütün Ehlisünnet tefsirleri diğer görüşlerin yanında, bu ayetin nüzul sebebi hakkında rivayet ettikleri hadiste Ehlibeyt’in Peygamber (s.a.a), Hz Ali, Hz Zehra, imam Hasan ve imam Hüseyin olarak bilmektedirler. Onlar meşhur Ümmü Seleme’nin A’li Kisa ve… hadisini nakletmişlerdir. Numune olarak bazı Ehlisünnet tefsirlerinden bu rivayete veya bu rivayetin mazmununu ve içeriğini içeren rivayetlere işaret etmiş veya bu rivayeti kabul görmüş şahsiyetlere değiniyoruz:

1. Fahri Razi (“Mefatihu’l Gayb”), c. 25, s. 168, Tathir ayetinin zeylinde.

2. İbni Ebi Hatem, (“Tefsiri El- Kur’ani’l Azim”), c. 9, s. 3132, Tathir ayetinin zeylinde.

3. Nizamu’d Din Nişaburi, (“Tefsiri Garaibu’l Kur’an ve Regaibu’l Furkan”), c. 5, s. 460, Tathir ayetinin zeylinde.

4. Muhammed bin Cerir Taberi, (“Camiu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an”), s. 22, s. 5, Tathir ayetinin zeylinde.

5. Haskani, (“Şevahidu’t Tenzil Li Gavaidi’t Tefzil”), c. 2, s. 18, Tathir ayetinin zeylinde. Haskani, bu konu hakkında Ehlisünnet kitaplarında yer alan hadisleri çok iyi toplamıştır.

6. Suyuti, (“Ed- Durru’l Mensur fi Tefsiri’l Me’sur”), c. 5, s. 198, Tathir ayetinin zeylinde.

7. İbni Cuzi, (“Zadu’l Meysir fi Ulumu’t Tefsir”), c. 3, s. 462, Tathir ayetinin zeylinde.

8. İbni Atiyye, (“El- Muherriru’l Veciz”), c. 5, s. 308, Tathir ayetinin zeylinde.

9. Kadi Beyzavi, (“Envaru’t Tenzil ve Esrarı’t Te’vil”), c. 5, s. 12, Tathir ayetinin zeylinde.

10. Tefsiri Muhyi’s Sunne, Ebu Muhammed El- Hüseyin bin Mesud El- Bagevi, (“Mealimu’t Tenzil”), c. 6, s. 350, Tathir ayetinin zeylinde.

 


[1] Ahzab suresi 33; Hud suresi 73.

[2] Tabatabai, “El- Mizan”, Musa Hamedani, Kum: Defteri intişaratı İslami, c. 16, s. 465.

[3] Bazı rivayetlerde Masum imamlar (a.s) kendilerini “Ehlibeyt” olarak tanıtmışlardır; Tusi, “Tehzibu’l Ahkam”, Nerm Efzarı Camiu’l Ahdasi, c. 5, s. 232.

[4] “El- Mizan” kitabının tercümesinden yararlanılmıştır, c. 16, s. 463.

[5] İbni Kesir, “Tefsiri’l Kur’ani’l Azim”,Beyrut: Daru’l Kutubu’l İlmiye, Menşuratı Muhammed Ali Beyzun, 1419 h.k, c. 6, s. 365.

[6] “Tefsiri’l Kur’ani’l Azim”, c. 6, s. 365; Fahrı Razi, “Mefatihu’l Gayb”, Beyrut: Daru’l İhyai’t Turas, 1420 h.k, c. 25, s. 168.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar