Gelişmiş Arama
Ziyaret
12810
Güncellenme Tarihi: 2007/08/23
Soru Özeti
İmam Mehdi’nin (a.c.f) kıyam etmesinden sonra evrensel adalet devleti ne zaman kurulacaktır? Devletin kurulmasından sonra fakirlik ve zulüm ortadan kalkacak mıdır?
Soru
Hz. Mehdi’nin (a.c.f) gelmesinden sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra toplumda bir fakir veya zalim bulunacak mıdır? Eğer bulunmayacaksa, herhangi bir günah gerçekleşmeyecek midir?
Kısa Cevap

Rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zalimler ve zorbalar ile yapacağı savaş sekiz ay sürecektir. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sekiz ay geçtikten sonra değişik ülkeler onun tarafından fethedilecek, tüm dünyada adalet devleti kurulacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır. Bu yüzden hiçbir zalim topluma egemen olmayacak ve başta toplumsal günahlar olmak üzere günahın alt yapısı ortadan kalkacaktır. Yeryüzü maden kaynaklarını ve  potansiyel ürünlerini dışarıya vuracak, fakirlerin hakları zalim ve servet sahiplerinden alınacak ve fakir ve yoksullar arasında taksim edilecektir. Öyle ki sadaka ve zekât vermek için bir yer kalmayacaktır; zira herkes zengin olacak ve hiç kimseye ihtiyaç duymayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Mehdi’nin (a.c.f) zuhur etmesine ve ondan sonra gerçekleşecek olan hadiselere iman etmek gayba iman etmenin örneklerinden sayılır. Bu konuyu kabullenmek ve özelliklerini öğrenmek taabbud yolunu kat etmeksizin ve muteber nakli metinlerden yararlanmaksızın müyesser değildir.[1]Lakin hadis ve rivayetlerin çoğu zamanın geçmesiyle Şiaların takiye yapması veya düşmanlar tarafından hadis uydurulması ve tahrif yapılması, unutkanlık veya hadis aktarıcıları tarafından kaydetmede dikkatsizlik gösterilmesi gibi belalara maruz kaldığından ve baskı ve arşivleme imkânlarını olmaması nedeniyle çürümeleri ve yok olmaları sebebiyle Şiaların ve intizar içinde olanların hakikat arayışı içindeki özlerinin istediği şekilde zuhur öncesi ve sonrası hadislerin detaylarını tamamıyla öğrenmenin imkânı bulunmamaktadır. Özellikle bu doğrultuda rivayetlerde bir araya getirilmesi mümkün olmayan bir takım çelişkilere de rastlamaktayız. Bu yüzden yukarıdaki soruyu yanıtlamak ve özellikle ilk bölümü cevaplandırmak sanı ve zan düzeyinde kalacaktır. Soruyu yanıtlandırmak için onu birkaç ayrı bölüme ayırmak gerekmektedir. Bu yüzden her bölümün yanıtı ayrı bir şekilde aşağıda belirtilecektir:

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: “On ikinci İmam tam sekiz ay kılıcını beline takacak ve Allah sevinene dek onun düşmanlarını öldürecektir.”[2] Elimizde bulunan rivayetler esasınca Hz. Mehdi (a.c.f) Mekke’de ortaya çıkacak ve kendisinin yaren ve özel yardımcıları yanına geldikten sonra Irak’a ve ardından da Şam’a (Suriye’ye) ve sonra da Beytü’l Mukaddes’e doğru hareket edecektir. Bunun ardından diğer ülkelere Avrupa, Türkiye, Çin, Afganistan ve diğer memleketleri fethedecektir. Sekiz ay sürekli devam eden çatışmaların ardından adalet devleti kurulacak ve dünya barış ve güvenliği sağlanacaktır.[3] İmam Mehdi’nin (a.c.f) hâkimiyet müddeti hakkında da rivayetlerde birçok ihtilaf gözlemlenmektedir: On dokuz yıl ve birkaç ay, yedi yıl, kırk yıl, on yıl ve her yılı yirmi veya kırk yıla denk gelen üç yüz dokuz yıl zikredilmiş rakamlardır. İmam Mehdi’nin (a.c.f) şehadet veya vefatının ardından kıyametin gerçekleşmesi[4], yeryüzü ve göğün sarsılması ve kıyametin kopması için hazır hale gelmesi kırk günü bulacaktır.

İmam Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra bir fakir görülecek midir? Hz. Mehdi (a.c.f) kıyam ettikten ve adalet devleti kurulduktan sonra yeryüzü maden yataklarını ve potansiyel ürünlerini onun tasarrufuna bırakacak, mustazaf ve fakirlerin hakları da servet sahipleri ve zalimlerden alınacak ve adil bir şekilde herkes arasında paylaştırılacaktır. Böylece hiçbir fakir kalmayacak ve sadaka ve zekât vermek için hiçbir kimse bulunmayacaktır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dünya adaletin uygulanmasıyla bayındır olacak, gök yağmurunu gönderecek, ağaçlar meyvelerini dışa vuracak, yeryüzü bitkilerini çıkaracak ve yeryüzünde iskan edenler için yeryüzünü süsleyecektir.”[5] İmam Mehdi (a.c.f) memuruna halk arasında her kimin mala ihtiyacı varsa gelmesini ilan etmesi için emredecektir. Halk arasında bir şahıs dışında hiç kimse ayağa kalkmayacaktır. Bu şahıs ben muhtacım diyecek ve İmam Mehdi (a.c.f)  de ona hazine memurunun yanına git ve Mehdi bana mal vermen için sana emrediyor diye söyle diyecektir. Hazine memuru elbiseni getir diyecektir. Şahıs elbisesini açacak ve içini dolduracaktır. Onu omuzuna aldığı vakit pişman olacak ve şöyle diyecektir: Neden Muhammed (s.a.a) ümmeti arasında ben herkesten daha ihtiraslı olayım?! Neden herkeste bulunan onur bende olmasın?! Böylece aldığı malı hazine memuruna teslim edecek; ama hazine memuru bunu kabul etmeyecektir. Hz. Mehdi (a.c.f) şöyle buyuracaktır: Biz bahşettiğimiz şeyi geri almayız.[6] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: İnsanlar kendilerinden bir sadaka ve hediye kabul edecek birini ararlar. Mallarının zekâtını ayırırlar, lakin onu almayı kabul edecek kimseyi bulmazlar; zira herkes ilahi fazlın vesilesiyle müstağni olmuştur.”[7]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra herhangi bir zalim mevcut olacak mıdır?

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) evrensel devletinin göstergesi tüm dünyada barışın, emniyetin ve adaletin tesis edilmesi, bozgunculuğun, fesadın, zulmün, zorbalığın, cinayetin ve dayatmanın kökünün kurutulmasıdır. Nitekim tüm peygamberlerin temel hedefi de buydu. Lakin bu büyük şahsiyetlerin kendi zamanlarındaki başarısı ve onlardan sonra vasilerin başarısı pek göz alıcı değildi. Ancak evrensel barış ve emniyetin temin edilmesi, onların hepsinin vaatlerinin bir bölümünü teşkil etmekteydi. Tarih boyunca tüm insanların temiz fıtratı da bu yüce özellik ile bu günü beklemekteydi. O halde Allah Tebarek ve Teâlâ, peygamberler ve vasiler masum olmaları nedeniyle ve hiçbir zaman sözlerini çiğnememeleri, halkı boş yere ümitsiz kılmamaları ve bekletmemeleri nedeniyle, kesinlikle bu vaat gerçekleşecektir. Bu vaat, bu muhteşem olağanüstü özellikle gerçekleşecektir. Hatta bugünlerin gerçekleşmesi, insanın yaratılışının hedefi olarak değerlendirilebilir. Bugünde herkes ilahi rahmet ile ortak bir ümmeti oluşturacak, tevhit bayrağı altında toplanacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır.[8] Direkt ve en direkt olarak bu konuya işaret eden birçok hadis mevcuttur; bu cümleden olmak üzere İmam Askeri (a.s) evladına şöyle buyurmaktadır: “Ey evladım! Seni Allah’ın yardımının sana geldiği, ferecin vuku bulduğu ve ihtişam ve azametinin zirveye çıktığı anda görür gibiyim… Bu esnada hak devleti doğacak ve batıl karanlığı dünya sahnesinden yok olacaktır. Allah senin elinle zalimlerin belini kıracak, dini şiarları ihya edecek, dünya ufkunu aydınlatacak ve huzur ve barışı dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar tesis edecektir… Düşmanların zelil ve aşağılık, dostların ise onurlu ve galip olacaktır. Yeryüzünde tuğyan eden cani ve inkârcılar, mütecaviz düşmanlar ve inatçı muhaliflerden hiç kimse kalmayacaktır; zira her kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter. Allah kendi emrini son gayesine ulaştırır ve kesin vaat ve kazasını gerçekleştirir. Şüphesiz Allah her şey için bir takdir öngörmüştür.”[9],[10]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra günah işlenecek midir?

İnsanın günah işlemesinin en önemli nedeni onun dünya malını toplamaya dönük tamah ve hırsı ve insanın dünya metasına yönelik ihtiyaç hissidir. İnsan yeterli derecede mal ve servete sahip olduğunda, toplumsal onur ve haysiyet elde ettiğinde, ilahi bakışa sahip olduğunda, dünya ve metaı kendisi için değersiz olduğunda, ilahi vaatlerin tümünün hak olduğuna yakin ettiğinde, her ne kadar başkaları istemese ve kabul etmese ve Allah yolunda engel çıkarsalar da ilahi vaatlerin neticede gerçekleşeceğine kesin olarak inanırsa, ahiretin, hesabın ve kitabın olacağına iman ederse, cennet ve içindekilerin dünya ömrü ve dünya içinde olan şeyler ile mukayese edilemeyeceğine iman ederse, onun artık günah işlemek için bir dürtüsü kalmaz. Ayrıca bazı rivayetler ve bazı değerli araştırmacıların kanıtı esasınca iblisin ömrü Hz. Mehdi’nin (a.c.f) kıyamıyla birlikte sona erecektir. Bazı rivayetlere istinaden iblis, Hz. Peygamberin (s.a.a) eliyle Beytü’l-Mukaddes’te öldürülecek ve onun vesvese, aldatma ve süslemeleri de bitecektir.[11] Öte taraftan dairesinden çıkmanın imkânsız olacağı kuşatıcı adalet devleti ve emniyetli, güvenlikli ve sağlıklı bir ortam ve de halkın geneli tarafından bozgunculuk, kanunsuzluk ve günahın kabul görmemesi gibi birçok etken de günah işlenmesine engel olacaktır. O halde günah dürtüsü ortadan kalkacak ve onu engelleyici unsurlar ortaya çıkacaktır. Bunun için günah işlenmeyecektir. Bu hususta da birçok hadis mevcuttur. Bu hadislerden bazıları şunlardır: İmam Sadık (a.s) belirtilen dönemi şöyle nitelemektedir: “Meşru olmayan ilişkiler, alkollü içecekler ve faiz yemek ortadan kalkacaktır. Halk ibadet ve tapmaya yönelecektir. Emanetlere bin bir şekilde riayet edilecek, eşkıyalar yok edilecek ve alanda salih bireyler yer alacaktır.”[12] Hakeza Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Allah Mehdi’nin vesilesi ile ümmetin problemini giderecek, kulların gönüllerini ibadet ve tapma hissi ile dolduracak ve adaletini her yere egemen kılacaktır. Yüce Allah onun vesilesi ile yalanı ve yalancıyı ortadan kaldıracaktır. Çatışma ve savaş ruhu ortadan kalkacak ve ümmetin boynundaki zilletli kölelik zincirini kıracaktır.”[13]

Kaynaklar:

1. Kur’an-ı Kerim

2. Emini, İbrahim, Dadgosteri cihan, s. 388, 447.

3. HayderiKaşani, Hüseyin, HukumetiAdlgoster, s. 225, 301.

4. Horasani, Muhammed Cevad, Mehdi Muntezer (a.c.f), s. 188, 273.

5. Kurani, Ali, Asr-ı Zuhur, s. 351, 370.

6. Cem’i ez nivisandegan, Adlı Muntazar, Goftar 1, 11.

7. Safi Gulpeygani, Lutfullah, Muntehabu’l-Eser.

8. Safi Gulpeygani, Lutfullah, İmamet ve Mehdeviyet, c. 3.

9. Kamil Süleyman, Ruzugarhai, Tercüme Ali Ekber Mehdi Pur, c. 1 ve 2.

10. Meclisi, Bihar, c. 51 ve 52.

11. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri el-Mizan, c. 14, s. 160, 175.

 


[1] Safi Gulpeygani, Lutfullah,NevidEmn ve Eman (İmamet ve Mehdeviyet), c. 3, s. 28 – 42.

[2] İlzamu’n-Nasib, s. 189; GaybetiNumani, s. 165; Beşaretu’l-İslam, s. 199, mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 478, hadis 585.

[3] Ruzugarhai, c. 2, s. 536, 470; Biharu’l-Envar, c. 52, s. 309, 392.

[4] Ruzugarhai, c. 2, s. 601, 658; Bihar, c. 2, s. 279 ve 392.

[5] Beşaretu’l-İslam, s. 71, mengul ez Ruzugarhai, s. 639, hadis 882.

[6] Muntehabu’l-Eser, s. 147; Müsnedi Ahmet, c. 3, s. 37; es-Secaiku’lMuhrika, s. 164; Yenabiu’l-Mevedde, s. 135, c. 3, nakl ez Ruzugarhai, s. 642, hadis 894; a.g.e, s. 596 ve 598.

[7] İlzamu’n-Nasib, s. 230; Beşaretu’l-İslam, s. 256; Ruzugarhai, s. 598, hadis 780.

[8] Hud Suresi, 113, 118. Ayet.

[9] Bihar, c. 5, s. 35; Vefatu’l-Askeri, s. 49; mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 530, 531; a.g.e, s. 73, hadis 8; s. 625, hadis 844.

[10] Talak Suresi, 3. ayet.

[11] el-Mizan, arabi, c. 14, 36. ayetin altında, Hicr Suresi, s. 160, 161 ve 175. 

[12]Muntehabu’l-Eser, s.474; İlzamu’n-Nasib, s. 228; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 54, mengul ez Ruzugarhai, c. 2, s. 600.

[13]Bihar, c. 51, s. 75; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 56; Gaybeti Şeyh Tusi, s. 114 ve…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar