Gelişmiş Arama
Ziyaret
12325
Güncellenme Tarihi: 2007/08/23
Soru Özeti
İmam Mehdi’nin (a.c.f) kıyam etmesinden sonra evrensel adalet devleti ne zaman kurulacaktır? Devletin kurulmasından sonra fakirlik ve zulüm ortadan kalkacak mıdır?
Soru
Hz. Mehdi’nin (a.c.f) gelmesinden sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra toplumda bir fakir veya zalim bulunacak mıdır? Eğer bulunmayacaksa, herhangi bir günah gerçekleşmeyecek midir?
Kısa Cevap

Rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zalimler ve zorbalar ile yapacağı savaş sekiz ay sürecektir. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sekiz ay geçtikten sonra değişik ülkeler onun tarafından fethedilecek, tüm dünyada adalet devleti kurulacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır. Bu yüzden hiçbir zalim topluma egemen olmayacak ve başta toplumsal günahlar olmak üzere günahın alt yapısı ortadan kalkacaktır. Yeryüzü maden kaynaklarını ve  potansiyel ürünlerini dışarıya vuracak, fakirlerin hakları zalim ve servet sahiplerinden alınacak ve fakir ve yoksullar arasında taksim edilecektir. Öyle ki sadaka ve zekât vermek için bir yer kalmayacaktır; zira herkes zengin olacak ve hiç kimseye ihtiyaç duymayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Mehdi’nin (a.c.f) zuhur etmesine ve ondan sonra gerçekleşecek olan hadiselere iman etmek gayba iman etmenin örneklerinden sayılır. Bu konuyu kabullenmek ve özelliklerini öğrenmek taabbud yolunu kat etmeksizin ve muteber nakli metinlerden yararlanmaksızın müyesser değildir.[1]Lakin hadis ve rivayetlerin çoğu zamanın geçmesiyle Şiaların takiye yapması veya düşmanlar tarafından hadis uydurulması ve tahrif yapılması, unutkanlık veya hadis aktarıcıları tarafından kaydetmede dikkatsizlik gösterilmesi gibi belalara maruz kaldığından ve baskı ve arşivleme imkânlarını olmaması nedeniyle çürümeleri ve yok olmaları sebebiyle Şiaların ve intizar içinde olanların hakikat arayışı içindeki özlerinin istediği şekilde zuhur öncesi ve sonrası hadislerin detaylarını tamamıyla öğrenmenin imkânı bulunmamaktadır. Özellikle bu doğrultuda rivayetlerde bir araya getirilmesi mümkün olmayan bir takım çelişkilere de rastlamaktayız. Bu yüzden yukarıdaki soruyu yanıtlamak ve özellikle ilk bölümü cevaplandırmak sanı ve zan düzeyinde kalacaktır. Soruyu yanıtlandırmak için onu birkaç ayrı bölüme ayırmak gerekmektedir. Bu yüzden her bölümün yanıtı ayrı bir şekilde aşağıda belirtilecektir:

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: “On ikinci İmam tam sekiz ay kılıcını beline takacak ve Allah sevinene dek onun düşmanlarını öldürecektir.”[2] Elimizde bulunan rivayetler esasınca Hz. Mehdi (a.c.f) Mekke’de ortaya çıkacak ve kendisinin yaren ve özel yardımcıları yanına geldikten sonra Irak’a ve ardından da Şam’a (Suriye’ye) ve sonra da Beytü’l Mukaddes’e doğru hareket edecektir. Bunun ardından diğer ülkelere Avrupa, Türkiye, Çin, Afganistan ve diğer memleketleri fethedecektir. Sekiz ay sürekli devam eden çatışmaların ardından adalet devleti kurulacak ve dünya barış ve güvenliği sağlanacaktır.[3] İmam Mehdi’nin (a.c.f) hâkimiyet müddeti hakkında da rivayetlerde birçok ihtilaf gözlemlenmektedir: On dokuz yıl ve birkaç ay, yedi yıl, kırk yıl, on yıl ve her yılı yirmi veya kırk yıla denk gelen üç yüz dokuz yıl zikredilmiş rakamlardır. İmam Mehdi’nin (a.c.f) şehadet veya vefatının ardından kıyametin gerçekleşmesi[4], yeryüzü ve göğün sarsılması ve kıyametin kopması için hazır hale gelmesi kırk günü bulacaktır.

İmam Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra bir fakir görülecek midir? Hz. Mehdi (a.c.f) kıyam ettikten ve adalet devleti kurulduktan sonra yeryüzü maden yataklarını ve potansiyel ürünlerini onun tasarrufuna bırakacak, mustazaf ve fakirlerin hakları da servet sahipleri ve zalimlerden alınacak ve adil bir şekilde herkes arasında paylaştırılacaktır. Böylece hiçbir fakir kalmayacak ve sadaka ve zekât vermek için hiçbir kimse bulunmayacaktır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dünya adaletin uygulanmasıyla bayındır olacak, gök yağmurunu gönderecek, ağaçlar meyvelerini dışa vuracak, yeryüzü bitkilerini çıkaracak ve yeryüzünde iskan edenler için yeryüzünü süsleyecektir.”[5] İmam Mehdi (a.c.f) memuruna halk arasında her kimin mala ihtiyacı varsa gelmesini ilan etmesi için emredecektir. Halk arasında bir şahıs dışında hiç kimse ayağa kalkmayacaktır. Bu şahıs ben muhtacım diyecek ve İmam Mehdi (a.c.f)  de ona hazine memurunun yanına git ve Mehdi bana mal vermen için sana emrediyor diye söyle diyecektir. Hazine memuru elbiseni getir diyecektir. Şahıs elbisesini açacak ve içini dolduracaktır. Onu omuzuna aldığı vakit pişman olacak ve şöyle diyecektir: Neden Muhammed (s.a.a) ümmeti arasında ben herkesten daha ihtiraslı olayım?! Neden herkeste bulunan onur bende olmasın?! Böylece aldığı malı hazine memuruna teslim edecek; ama hazine memuru bunu kabul etmeyecektir. Hz. Mehdi (a.c.f) şöyle buyuracaktır: Biz bahşettiğimiz şeyi geri almayız.[6] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: İnsanlar kendilerinden bir sadaka ve hediye kabul edecek birini ararlar. Mallarının zekâtını ayırırlar, lakin onu almayı kabul edecek kimseyi bulmazlar; zira herkes ilahi fazlın vesilesiyle müstağni olmuştur.”[7]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra herhangi bir zalim mevcut olacak mıdır?

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) evrensel devletinin göstergesi tüm dünyada barışın, emniyetin ve adaletin tesis edilmesi, bozgunculuğun, fesadın, zulmün, zorbalığın, cinayetin ve dayatmanın kökünün kurutulmasıdır. Nitekim tüm peygamberlerin temel hedefi de buydu. Lakin bu büyük şahsiyetlerin kendi zamanlarındaki başarısı ve onlardan sonra vasilerin başarısı pek göz alıcı değildi. Ancak evrensel barış ve emniyetin temin edilmesi, onların hepsinin vaatlerinin bir bölümünü teşkil etmekteydi. Tarih boyunca tüm insanların temiz fıtratı da bu yüce özellik ile bu günü beklemekteydi. O halde Allah Tebarek ve Teâlâ, peygamberler ve vasiler masum olmaları nedeniyle ve hiçbir zaman sözlerini çiğnememeleri, halkı boş yere ümitsiz kılmamaları ve bekletmemeleri nedeniyle, kesinlikle bu vaat gerçekleşecektir. Bu vaat, bu muhteşem olağanüstü özellikle gerçekleşecektir. Hatta bugünlerin gerçekleşmesi, insanın yaratılışının hedefi olarak değerlendirilebilir. Bugünde herkes ilahi rahmet ile ortak bir ümmeti oluşturacak, tevhit bayrağı altında toplanacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır.[8] Direkt ve en direkt olarak bu konuya işaret eden birçok hadis mevcuttur; bu cümleden olmak üzere İmam Askeri (a.s) evladına şöyle buyurmaktadır: “Ey evladım! Seni Allah’ın yardımının sana geldiği, ferecin vuku bulduğu ve ihtişam ve azametinin zirveye çıktığı anda görür gibiyim… Bu esnada hak devleti doğacak ve batıl karanlığı dünya sahnesinden yok olacaktır. Allah senin elinle zalimlerin belini kıracak, dini şiarları ihya edecek, dünya ufkunu aydınlatacak ve huzur ve barışı dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar tesis edecektir… Düşmanların zelil ve aşağılık, dostların ise onurlu ve galip olacaktır. Yeryüzünde tuğyan eden cani ve inkârcılar, mütecaviz düşmanlar ve inatçı muhaliflerden hiç kimse kalmayacaktır; zira her kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter. Allah kendi emrini son gayesine ulaştırır ve kesin vaat ve kazasını gerçekleştirir. Şüphesiz Allah her şey için bir takdir öngörmüştür.”[9],[10]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra günah işlenecek midir?

İnsanın günah işlemesinin en önemli nedeni onun dünya malını toplamaya dönük tamah ve hırsı ve insanın dünya metasına yönelik ihtiyaç hissidir. İnsan yeterli derecede mal ve servete sahip olduğunda, toplumsal onur ve haysiyet elde ettiğinde, ilahi bakışa sahip olduğunda, dünya ve metaı kendisi için değersiz olduğunda, ilahi vaatlerin tümünün hak olduğuna yakin ettiğinde, her ne kadar başkaları istemese ve kabul etmese ve Allah yolunda engel çıkarsalar da ilahi vaatlerin neticede gerçekleşeceğine kesin olarak inanırsa, ahiretin, hesabın ve kitabın olacağına iman ederse, cennet ve içindekilerin dünya ömrü ve dünya içinde olan şeyler ile mukayese edilemeyeceğine iman ederse, onun artık günah işlemek için bir dürtüsü kalmaz. Ayrıca bazı rivayetler ve bazı değerli araştırmacıların kanıtı esasınca iblisin ömrü Hz. Mehdi’nin (a.c.f) kıyamıyla birlikte sona erecektir. Bazı rivayetlere istinaden iblis, Hz. Peygamberin (s.a.a) eliyle Beytü’l-Mukaddes’te öldürülecek ve onun vesvese, aldatma ve süslemeleri de bitecektir.[11] Öte taraftan dairesinden çıkmanın imkânsız olacağı kuşatıcı adalet devleti ve emniyetli, güvenlikli ve sağlıklı bir ortam ve de halkın geneli tarafından bozgunculuk, kanunsuzluk ve günahın kabul görmemesi gibi birçok etken de günah işlenmesine engel olacaktır. O halde günah dürtüsü ortadan kalkacak ve onu engelleyici unsurlar ortaya çıkacaktır. Bunun için günah işlenmeyecektir. Bu hususta da birçok hadis mevcuttur. Bu hadislerden bazıları şunlardır: İmam Sadık (a.s) belirtilen dönemi şöyle nitelemektedir: “Meşru olmayan ilişkiler, alkollü içecekler ve faiz yemek ortadan kalkacaktır. Halk ibadet ve tapmaya yönelecektir. Emanetlere bin bir şekilde riayet edilecek, eşkıyalar yok edilecek ve alanda salih bireyler yer alacaktır.”[12] Hakeza Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Allah Mehdi’nin vesilesi ile ümmetin problemini giderecek, kulların gönüllerini ibadet ve tapma hissi ile dolduracak ve adaletini her yere egemen kılacaktır. Yüce Allah onun vesilesi ile yalanı ve yalancıyı ortadan kaldıracaktır. Çatışma ve savaş ruhu ortadan kalkacak ve ümmetin boynundaki zilletli kölelik zincirini kıracaktır.”[13]

Kaynaklar:

1. Kur’an-ı Kerim

2. Emini, İbrahim, Dadgosteri cihan, s. 388, 447.

3. HayderiKaşani, Hüseyin, HukumetiAdlgoster, s. 225, 301.

4. Horasani, Muhammed Cevad, Mehdi Muntezer (a.c.f), s. 188, 273.

5. Kurani, Ali, Asr-ı Zuhur, s. 351, 370.

6. Cem’i ez nivisandegan, Adlı Muntazar, Goftar 1, 11.

7. Safi Gulpeygani, Lutfullah, Muntehabu’l-Eser.

8. Safi Gulpeygani, Lutfullah, İmamet ve Mehdeviyet, c. 3.

9. Kamil Süleyman, Ruzugarhai, Tercüme Ali Ekber Mehdi Pur, c. 1 ve 2.

10. Meclisi, Bihar, c. 51 ve 52.

11. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri el-Mizan, c. 14, s. 160, 175.

 


[1] Safi Gulpeygani, Lutfullah,NevidEmn ve Eman (İmamet ve Mehdeviyet), c. 3, s. 28 – 42.

[2] İlzamu’n-Nasib, s. 189; GaybetiNumani, s. 165; Beşaretu’l-İslam, s. 199, mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 478, hadis 585.

[3] Ruzugarhai, c. 2, s. 536, 470; Biharu’l-Envar, c. 52, s. 309, 392.

[4] Ruzugarhai, c. 2, s. 601, 658; Bihar, c. 2, s. 279 ve 392.

[5] Beşaretu’l-İslam, s. 71, mengul ez Ruzugarhai, s. 639, hadis 882.

[6] Muntehabu’l-Eser, s. 147; Müsnedi Ahmet, c. 3, s. 37; es-Secaiku’lMuhrika, s. 164; Yenabiu’l-Mevedde, s. 135, c. 3, nakl ez Ruzugarhai, s. 642, hadis 894; a.g.e, s. 596 ve 598.

[7] İlzamu’n-Nasib, s. 230; Beşaretu’l-İslam, s. 256; Ruzugarhai, s. 598, hadis 780.

[8] Hud Suresi, 113, 118. Ayet.

[9] Bihar, c. 5, s. 35; Vefatu’l-Askeri, s. 49; mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 530, 531; a.g.e, s. 73, hadis 8; s. 625, hadis 844.

[10] Talak Suresi, 3. ayet.

[11] el-Mizan, arabi, c. 14, 36. ayetin altında, Hicr Suresi, s. 160, 161 ve 175. 

[12]Muntehabu’l-Eser, s.474; İlzamu’n-Nasib, s. 228; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 54, mengul ez Ruzugarhai, c. 2, s. 600.

[13]Bihar, c. 51, s. 75; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 56; Gaybeti Şeyh Tusi, s. 114 ve…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar