Gelişmiş Arama
Ziyaret
6311
Güncellenme Tarihi: 2012/03/12
Soru Özeti
Sovban’ın be gibi bir şahsiyet taşımaktadır? Ehli Beytin (a.s) kendisi ve rivayetleri hakkındaki görüşü nedir?
Soru
Sovban’ın be gibi bir şahsiyet taşımaktadır? Ehli Beytin (a.s) kendisi ve rivayetleri hakkındaki görüşü nedir? «ثوبان مولا رسول الله» tabirindeki “Mevla” kelimesinin anlamı nedir?
Kısa Cevap

Kendisinden «ثوبان مولا رسول الله» diye söz edilen Sovban, Hz. Peygamber (s.a.a) tarafından özgürleştirilen ve özgürleştikten sonra Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin (a.s) dostu olan kölelerdendir. Onun Hz. Peygamber (s.a.a) ve ailesine yönelik büyük sevgi ve ilgisi hakkında bazı hadis kitaplarında bir takım rivayetler nakledilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Allah Resulü’nün birkaç ashabının adı Sovban idi. Ama «ثوبان مولا رسول الله»[1] sıfatıyla anılan Sovban adı, sadece bir şahsa söylenmiştir.[2] Bu nedenle, Sovban Allah Resulü’nün sahabelerinden birisidir ve kendisi hakkında az bir bilgi bulunmaktadır. Elbette kendisinin İslam Peygamberi (s.a.a) ve ailesine büyük bir sevgi ve ilgi duyduğu anlaşılmaktadır. Şeyh Tusi’nin Ricalinde şöyle belirtilmiştir: Künyesi Eba Abdullah olan Sovban, Hz. Peygamberin (s.a.a) sahabelerindendir.[3] Askalani’nin “el-Esabe”de belirttiği üzere, Sovban Hz. Peygamberin (s.a.a) meşhur sahabelerindendir ve Hz. Peygamber (s.a.a) ilkönce onu satın almış ve sonra da özgür kılmıştır. Ama Sovban kendi meyil ve seçimiyle Hz. Peygamberin (s.a.a) ömrünün sonuna dek ona hizmet etmiştir.[4] Dört kitap gibi muteber kitaplarımızda kendisinden bir rivayet nakledilmediği belirtilmelidir. Ama diğer hadis kitaplarında kendisinden bir takım rivayetler nakledilmiştir. Kendisinden nakledilen ve onda Allah Resulü (s.a.a) ve Ehli Beytine (a.s) yönelik kendisinin sevgisinin gözlemlendiği bir rivayet şudur: Hz. Peygamber (s.a.a), Sovban’dan kendisine ve ailesine yönelik ne tür bir ilgi duyduğunu sorar ve Sovban şöyle der: Allah’a yemin ederim ki kalbimde size ve ailenize ve de sahabelerinize yönelik en küçük bir samimiyetsizlik taşımaktansa, kılıçlar ile parça parça edilmem veya bedenimin makas ile doğranması veyahut ateşte yardırılmam benim için daha kolayıdır.[5] Tabersi, Mecmeu’l-Beyan tefsirinde «وَ مَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَ الرَّسُولَ فَأُولئِكَ مَعَ الَّذينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَ الصِّدِّيقينَ وَ الشُّهَداءِ وَ الصَّالِحينَ وَ حَسُنَ أُولئِكَ رَفيقاً»[6] ayetinin altında şöyle demektedir: Bu ayetin Hz. Peygamberin hizmetçisi Sovban hakkında nazil olduğu söylenmiştir; zira o bir gün perişan ve rahatsız bir halde Hz. Peygamberin (s.a.a) yanına gelir. Hz. Peygamber (s.a.a) ona ne oldu diye sorar. O hasta değilim, ama yarın kıyamette eğer cehenneme girersem sizi asla görmeyeceğim ve eğer cennete girecek olursam sizden çok aşağı bir makam ve yere sahip olacağım ve sizi göremeyeceğim diye düşünmeye başladım ve bu konu beni üzdü. İşte bu esnada bu ayet nazil oldu ve Hz. Peygamber (s.a.a) ona şöyle buyurdu: Allah’a yemin ederim ki hiçbir Müslüman’ın imanı beni; kendisi, babası, annesi, eşi, evlatları ve tüm halktan daha çok sevmedikçe kâmil olmaz.[7] Bu nedenle, belirtilen hususlara binaen kendisini Hz. Peygamberi (s.a.a) ve temiz ailesini sevenlerden bilmek mümkündür. Ama karinelerin belirginleştirdiği üzere, («ثوبان مولا رسول الله») Sovban için zikredilen “Mevla” sıfatı Allah Resulü’nün özgürleştirdiği kişi anlamında veya Allah Resulü’nün kölesi manasında olabilir. Lakin Sovban’ın daha ilk baştan Allah Resulü (s.a.a) tarafından özgürleştirilmesi dikkate alındığında, birinci mana onun şahsiyetiyle daha bağdaşmaktadır. Son olarak hatırlatılmalıyız ki Şii kaynaklarında Sovban’ın fazla rivayetleri bulunmamaktadır ve bu yüzden onun rivayetleri hakkında Ehli Beytin (a.s) bir görüşüne rastlanmamıştır.

 


[1] “Velayet” ve “Mevla” kelimeleri “veli” maddesinden türemiştir ve sözlük bilimciler bunun için değişik manalar ileri sürmüştür. Malik, köle, özgürleştiren, özgürleşen, yoldaş, akraba (amcaoğlu gibi), komşu, anlaşma tarafı, oğul, amca, rab, yardımcı, nimet veren, sakin, ortak, yeğen, seven, tabi olan, damat, tasarrufta en yetkili olan (bazı açılardan bir başkasının işlerinde kendisinden daha çok tasarruf etme hakkına sahip olan kimse).  İndeks: “Velayetin Anlamı”, Soru: 153 (Site: 1156).

[2] Askalani, İbn. Hacer, el-Esabe, c. 1, s. 528, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, Beyrut, 1415 k.

[3] Tusi, Muhammed b. Hasan, Rical-i Tusi, s. 31, İntişarat-ı Hayderiye, Necef, 1381 k.

[4] El-Esabe, c. 1, s. 528.

[5] Tefsir-i İmam Hasan Askleri (a.s), s. 370, Medrese-i İmam Mehdi (a.c), Kum, 1419 k; Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 27, s. 100, Dar-u İhyai’t-Turasi’l-Arabi, Beyrut, çap-ı dovvom, 1403 k.

[6] Nisa, 69.

[7] Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmeu’l-Beyan, c. 3, s. 110, İntişarat-ı Nasır Hosrov, Tahran, 1373 ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar