Gelişmiş Arama
Ziyaret
11619
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
Cinsiyet değiştirmek ne demektir?
Soru
Cinsiyet değiştirmek ne demektir ve fakihler onu nasıl tarif etmişlerdir?
Kısa Cevap

Her ne kadar lügatlerde ‘cinsiyet değişikliği’ hakkında herhangi bir tarif gelmemişse de ondan maksat erkek, kadın veya hünsa (çifte cinsiyetli) cinsindeki her türlü değişikliktir. Öyleki şimdi durumu önceki durumundan farklıdır.

Tıbbi yönden cinsiyet değişimi ‘genetik’ veya ‘kromozom’ değişiminden farklıdır. Başka bir ifadeyle tıp dilinde cinsiyet değişimi ‘tenasül aletinin ameliyatı’ demektir. Bu iş hem hünsa ve çifte cinsiyetlilerin cinsiyet değişimi için geçerlidir, hem de Transsexualism (psikolojik hünsalar) için geçerlidir.

Şii fakihler, bu alanda çeşitli tarifler yapmışlarsa da cinsiyet değiştirme hakkında şöyle bir tarif yapılabilir: Cinsiyet değişimi, birinin erkeklikten kadınlığa veya kadınlıktan erkekliğe, yahut hünsalıktan erkeklik ya da kadınlığa veyahut kadınlık ve erkeklikten hünsaya dönülmesi veya geçilmesine denir.

Ayrıntılı Cevap

Soruyu üç maddede cevaplayacağız:

1-Lügatte Cinsiyet Değişimi.

Tağyir (değiştirme) lügatte şimdiki durumun geçmişteki durumla farklı olduğu her türlü değişikliğe denir. ‘Cins’ ise ister Arapça’da olsun ister Farsça’da insan ve hayvan nev’ilerini kapsayan vasıf manasına gelmektedir. Eşya ve mal manasına da gelmiştir. Cinsin, dişi ve erkek manasına gelmesi ikinci derecededir. Yani cinsin asıl ve ilk manası erkek ve dişi değildir. ‘Cinsiyet’ cinsin halet ya da vasfı demektir.

Lügatlerde ‘cinsiyet değişimi’ her ne kadar tarif edilmemişse de ondan maksat erkek, dişi veya hünsa (çifte cinsiyetli) cinslerindeki değişikliklerdir, öyleki şimdiki durum geçmiş durumdan farklıdır.

2-Tıp Dilinde Cinsiyet Değişikliği

 ‘Cinsiyet değişikliği’ deyiminin tıp dilindeki manası galiba lügatte ve halkın içinde bilinen manasıdan fazla bir farkı yoktur ve ondan maksat sonucu kadının erkeğe veya tersine dönüşümü olan tenasül aletinin değişimi veya düzeltilmesidir. Yine hünsa ya da çifte cinsiyetli (hermafrodit) kadın ya da erkekten birinin cinsiyet değişimi demektir.

Kısaca diyebiliriz ki, insanın cinsinde meydana gelen ve kadın ya da erkek olmak bakımından şimdiki durumla eski durum arasındaki farklılık ve değişiklik olan her türlü dönüşüm, düzeltme veya tağyire ‘cinsiyet değişimi’ denmektedir. Dolayısıyla cinsiyet değişimi genetik veya kromozomların değişiminden farklı bir şeydir. Nitekim bunların değişiminde gen ya da kromozom değişimi veya düzeltilmesi gerçekleşir, cinsiyet değişimi değil. Ancak belirtmek gerekir ki, genlerin düzeltme ya da değişikliğiyle insanın davranış ve ahlakında değişiklik meydana gelir. Ve bu yeni ortaya çıkmış duruma ‘cinsiyet değişimi’ denmez.

Başka bir deyişle tıp dilinde cinsiyet değişimi, hem hünsa ve iki cinsiyetlilerin, hem de transeksüel (ruhsal hünsa) cinsiyet değişiminde geçerli olan ‘tenasül aletine yapılan ameliyat’a denmektedir. Öyle ki, böyle kişilerde cinsiyet değişimi yalnızca ‘tenasül aletine yapılan ameliyat’la gerçekleşir. Zaten cinsiyet değişimi ‘modern ameliyatlar’ın yapılmasıyla ortaya çıkan bir kavram olup onunla yakın bir ilişkisi vardır. Kalp, göz, mide vs. ameliyatlar yaygınlaşmaya başlayınca tenasül aletine de ameliyat yapılması gündeme geldi. Ancak tansül aleti hastalığında yapılan ameliyatların hassas ve özel bir durumu vardı. Zira bununla insan kadın veya erkek cinsinden çıkabiliyordu.

Kısaca belirtmek gerekirse, cinsiyet değişikliği tıp dilindeki genetik değişiklikten farklıdır; onun manası erkeğin kadına veya kadının erkeğe dönüşmesi veyahut hünsa ve çifte cinsiyetli (hermafrodit) birinin kadın ya da erkek cinsine dönüşmesine neden olan tensül aletindeki ameliyata denir.

3- Fıkıh Istılahında Cinsiyet Değişimi.

Cinsiyet değişimi, bir ‘hakikat-ı şer’iye’ değildir. Başka bir ifadeyle İslam fakihleri, bu deyim için özel bir fıkhi mana ve lügat ve örften farklı bir mana zikretmemişlerdir. Gerçekte fakihlerin cinsiyetten amaçları lügat ve örfteki cinsiyet değişikliğidir. Bu yüzden Ayetullah Mişkini (r.a) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Cinsiyet değişikliğinin lügat manası belli ve açıktır. Ondan amaç erkeğin kadına dönüşümünün şer’i hükmünün beyanıdır; ve yine erkeğe dönmüş kadının şer’i hükmünün beyanıdır.’[1]

Sadece az sayıdaki Şii fakihin cinsiyet değişiminin manası hakkında görüşleri var ki, aşağıda onlara işaret ediyoruz:

Ayetullah Muhammed Asif Muhsini şöyle diyor: ‘Cinsiyet değişimi erkeğin kadına dönüşmesi veya tersidir. Birinci durumda, yani erkeğin kadına dönüşmesi, erkeğin tenasül aletinin alınıp, yerine vajina konulması ve göğüslerin büyümesiyle olur. İkinci durumda, yani kadının cinsiyet değiştirmesi ise göğüsleri ve kadınlık tenasül organlarının alınıp, yerine erkeklik tenasül organı yerleştirilmesidir. Ameliyatla birlikte psikoloji ve hormon tedavisi de uygulanır.’[2]

Bazı Şii fakihler cinsiyet değişimine ‘cinsiyet dönüşümü’ demişlerdir. Ayetullah Muhammed Sadr bu konuda şöyle diyor: ‘Cinsiyet dönüşümü bazen modern tıbbın ameliyatlarıyla olur, yani erkek kadına, kadında erkeğe dönüşür. Biz buna ‘cinsiyet dönüşümü’ dedik.’[3]

Yine başka bir yerde ‘cinsiyet dönüşümünü’ şöyle tarif etmektedir: ‘Cinsiyet dönüşümünden maksadımız şudur: İnsanın kendisini erkek olmaktan çıkarıp kadına dönüştürmesi veya tersidir.[4]

Yukarıda ‘cinsiyet dönüşümü’ veya ‘cinsiyet değişimi’ hakkında yapılan tarifte yalnızca ‘erkeğin kadına dönüşmesi’ veya ‘kadının erkeğe dönüşmesi’ne işaret edilmektedir. Başka bir deyişle ‘hünsanın erkek veya kadına dönüşmesi ya da dönüşümü’nden bahsedilmemiştir.

Ayetullah İmam Humeyni, cinsiyet değişimi ile ilgili açık bir tarif yapmamakla birlikte sözlerinden ‘hünsanın erkek ya da kadına dönüşmesi’ anlaşılmaktadır. İmam Humeyni şöyle buyuruyor: ‘Zahire göre erkeğin kadına veya kadının erkek cinsine, yine hünsanın kadın ve erkek cinslerine geçmesi haram değildir.’[5]  

Göz ardı edilmemesi gereken bir ihtimalde bazen sağlam kişilerin cinsiyet değişiminde hünsaya dönüşmesi meselesidir. Böyle bir cinsiyet değişimi, yani ‘erkeğin veya kadının hünsa olması’ fazla görülen bir şey değildir. Bu tür bir cinsiyet değişiminin herhangi bir mantıklı nedenide yoktur.[6] Ancak doktor hatası yüzünden sağlam biri hünsaya dönüşme ihtimal vardır.

Bütün bu açıklamalardan sonra cinsiyet değişimi için şöyle bir tarif yapabiliriz: Cinsiyet değişimi, erkeğin kadına veya kadının erkeğe yahut hünsanın erkek veya kadına veyahut bir erkek veya kadının hünsa cinsine değişimi ya da dönüşümü demektir.            



[1] -Ali Mişkini, Müstalahat-il Fıkh, s.153, Kum, el-Hadi, 1377.

[2] -Muhammed Asif Muhsini, el-Fıkhu ve’l Mesail-ut Tayyibe, c.1, s.111, Kum, Bustan-ı Kitap, 1382.

[3] -Muhammed Sadık Sadr, Mavera-ul Fıkh, (Beyrut, Dar-ul Ezva, m.1966), c.6, s.133.

[4] -Muhammed Sadık Sadr, Minhac-us Salihin, (Beyrut, Dar-ul Ezva, h.1424), c.3, s.642.

[5] -İmam Humeyni, Tahrir-ul Vesile, c.2, s.588, Kum, İsmailiyan yayınları, h.ş.1366

[6] -Muhammed Sadık Sadr, a.g.e, c.3, s.642.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar