Gelişmiş Arama
Ziyaret
6857
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
Soru
On dört mukaddes nur dışında başka bir kimse Allah’ın halifesi olabilir mi?
Kısa Cevap

Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. Bu yüzden bir zerre gayrilik veya kendini gösterir ve de onun fiili dışında bir iş yaparsa, artık halife olmaz. “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”[i] ayetinde belirtilen hilafet, Hz. Âdem’e (a.s) özgü değildir ve tüm insanlarda ortak olan insaniyet makamıyla ilgilidir. Bundan dolayı ilahi halifeliğin eksen ve mihveri tüm isimleri bilmektir. İlmin dereceleri vardır. Hilafetin de dereceleri vardır. Herkes ilahi isimlerin mazharı olduğu ölçüde ilahi hilafetten bir pay alır.

Allah’ın Halifeliğinin Örnekleri

Önceki konular, Hakk’ın ilk zuhurunu Hz. Peygamber (s.a.a) olarak tanıtan “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı”[ii] gibi hadisler, “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur”[iii] diye buyuran müminlerin önderinin sözü, Camia Kebire duasının yüce içeriği, diğer rivayetler ve Kur’an’da Ehli Beytin (a.s) tavsifi esasınca Allah’ın halifeliğinin en kâmil örnekleri on dört masumdur. Tüm peygamber ve elçiler de bu nurani varlıkların alt kademesinde yer alan kâmil insanlar olup onların vasıtasıyla Allah’ın halifeleridirler. On dört masum ve peygamberlerden sonraki merhalede ilahi arifler ve bazı üstün, dindar ve ilim ve salih amel sahibi insanlar da taşıdıkları ilim ve ilahi isimler oranınca peygamberlerin alt kademesinde yer alır ve onların aracılığıyla Allah’ın halifeliğinin örnekleri olurlar.



[i] “Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara, 30).

[ii] Biharu’l-Envar, c. 15, s. 24.

[iii] Biharu’l-Envar, c. 23, s. 206.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya halife kimdir ve vasıfları nedir ve de onun örnekleri kim veya kimler olabilir diye iki mihverde yanıt veriyoruz:

1. Allah’ın Halifesi Kimdir?

Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. Bu yüzden bir zerre gayrilik veya kendini gösterir ve de onun fiili dışında bir iş yaparsa, artık halife olmaz. Birincisi, Allah halife olma kabiliyetini insana ruhunu üfleyerek kendisine vermiştir. Nitekim hilafetin verilmesinin isim cümlesi ile beyan edildiği ve isim cümlesinin de hilafetin verilmesinin devamlılığına delalet ettiği “ben ona ruhumdan üfledim”[1] ve “ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”[2] ayetleri ve bu ayetle ilgili diğer tefsir delillerinden[3] anlaşıldığı üzere hilafet Hz. Adem’e özgü değildir ve tüm insanlar bu liyakati taşımaktadırlar. İkincisi, bunu canlandırmanın ve hayata geçirmenin yolu da semavi kitaplar ve bu yolu doğruca kat eden ve bu makama kâmil olarak ulaşan insanlar tarafından sağlanır; yani peygamber ve elçiler bunu insanlara gösterebilir. İlahi halifeliğin mihver ve ekseni isimleri bilmek olduğundan ve ilimin de derece ve mertebeleri bulunduğundan halifeliğin de dereceleri vardır. Herkes ilahi isimlerin mazharı olma oranında ilahi halifelikten bir pay alır. Elbette “tüm isimleri bilme” ile açıklanan halifeliğin verilmesi ayetlerinde[4] tam ve kâmil hilafet ve halifeye işaret edilmektedir. Bu esas uyarınca hilafetin dereceleri bir tahlilde şu şekilde açıklanabilir:

A. Bir grup bu yoldan sapmış ve şeytanın yolunu takip etmektedir. Bunlar şeytanın halifeleridirler.

B. İlahi isimleri zayıf derecede dahi kendinde eyleme geçirmeyip yeti olarak Allah’ın halifesi olan kimseler.

C. Tüm isimlerin zayıf veya orta olarak kendilerinde bulunduğu ve de isimlerin ve ilahi kemallerin kendileri için “hal” haddinde olduğu kimseler. Bunlar, onları bazen taşır ve bazen de taşımaz. Yahut “meleke” haddindedir; yani isimleri bulundurmak kendileri için kolaydır ve kendilerinde isimlerin zail olması ise yavaşça gerçekleşmektedir. Bunların hilafeti de hal ve meleke haddindedir.

D. İlahi sıfat ve isimlerin zahir oluşu bir grupta meleke haddinden öteye geçip kimlik ve varlıklarının aynısı olur. Bu yüzden asla onlardan ayrılmaz; zira zatın aynısı olan bir şeyin zattan ayrılması, şeyin kendinden ayrılması demektir ve bu da muhaldir. Böyle bir insandaki hilafet de onun kimliğinin aynısı olup asla ondan ayrılmaz.

Son merhale kâmil insana özgüdür. Diğer merhaleler ise orta ve zayıf insanların payıdır. Aynı şekilde belirtilen her merhalenin de mertebeleri vardır.[5] Hilafet, halife kılanın halifede zahir olması anlamında olduğundan ilk zahir olan varlık, Hakk’ın ilk halifesidir. İlahi zat (mutlak kemal) yerinde ispatlanan felsefi kaide esasınca yalın olduğundan ve yalın bir birimden de birden başka bir şey çıkmayacağından ve yalın birim cüz taşımadığından bir cüzün zahir olması ve bir diğer cüzün zahir olmaması kendi hakkında düşünülemeyeceğinden mutlak kemal tüm kemal yönleriyle zuhur edecek ve O’nun ilk mazharı da en kâmil varlık olacaktır. Böyle bir varlık vasıtasız halife olan kâmil insanın ta kendisidir. O da kemal ve yalınlığı ardıllık ile taşır, Hakk’ın yalınlık ve kemalliğinin aynası olur ve başka her halife onun yalınlığıyla Allah’ın halifesi sayılır. Gerçekte o, Allah’ın halifesi ve diğerleri de onun halifesi sayılır. Hilafet silsilesi boylamsaldır, enlemsel değildir. Dolayısıyla eğer bir zamanda iki fert hilafet makamını taşırsa, biri diğerini tabi olur; tıpkı Ali’nin (a.s) Peygamber (s.a.a) zamanında ona tabi olması ve Hasan ve Hüseyin’in (a.s) Ali (a.s) döneminde kendisine tabi olmaları gibi. Hilafetin iki ciheti vardır. Birincisi, şimdiye dek bahsedilen Allah tarafından olan kısmıdır. İkincisi ise evrene halifelik etmektir. Kamil halife tüm evrende hazırdır. Tüm feyizlerin vasıtası ve varlık düzeni silsilesinin yönetici ve yönlendiricisidir. O, hem Hakk’ın ilim, kudret, hayat, rızık verme ve hidayet sıfatlarının mazharı ve hem de yaratıklara ilim, rızık, hayat, hidayet vb. unsurların ulaşma vasıtasıdır. Nitekim “sizin vasıtanızla hayır ve bereket kapıları halka açılır. Evrenin sona ermesi ve tükenmesi sizin kâmil varlığınızladır. Sizin varlığınızla Allah her şeyi mahveder ve sabit tutar”[6] diye belirtilen bu rivayet ve diğer rivayetler de Ehli Beyt için ispatlanmıştır.

2. Allah’ın Halifeliğinin Örnekleri Kimlerdir?

Buraya kadar belirtilen konular, Hakk’ın ilk zuhurunu Hz. Peygamber (s.a.a) olarak tanıtan “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı”[7] gibi hadisler, “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur”[8] diye buyuran müminlerin önderinin sözü, Camia Kebire duasının yüce içeriği, diğer rivayetler ve Kur’an’da Ehli Beytin (a.s) tavsifi esasınca, Allah’ın halifeliğinin en kâmil örnekleri on dört masumdur. Tüm peygamber ve elçiler de bu nurani varlıkların alt kademesinde yer alan kâmil insanlar olup onların vasıtasıyla Allah’ın halifeleridirler. Nitekim bu ayette Hz. Adem (a.s) ve bir takım rivayetlerde de bazı peygamberler için açıkça hilafet kavramı kullanılmıştır.[9] Aynı şekilde ayet ve hadislerde bazı ilahi fiiller peygamberlere isnat edilmiştir. Musa’nın (a.s) eliyle denizin ikiye ayrılması, Hz. İbrahim (a.s) için ateşin bahçeye dönüşmesi, rüzgâr ve diğer şeylerin Hz. Süleyman’ın (a.s) hizmetine girmesi, İsa’nın (a.s) emriyle körlerin şifa bulması ve ölülerin diriltilmesi ve evrende tasarrufta bulunmanın numuneleri olan diğer başka örnekler, onların ilahi hilafetini göstermektedir. On dört masum ve peygamberlerden sonraki merhalede bazı üstün, dindar ve ilim ve salih amel sahibi insanlar da taşıdıkları ilim ve ilahi isimler oranınca peygamberlerin alt kademesinde yer alır ve onların aracılığıyla Allah’ın halifeliğinin örnekleri olurlar. Nitekim numune sıfatıyla Kur’an’da Yüce Allah savaşçıların cihadını kendine isnat etmektedir. Tıpkı “siz onları öldürmüyordunuz, Allah onları öldürüyordu”[10] ve “onlarla savaşın, Allah sizin ellerinizle onları cezalandıracaktır”[11] gibi ayetler. Bu ayetlerde sakınan mücahitlerin eliyle zahir olan birçok eylem Allah’a isnat edilmiştir. Aynı şekilde rivayetlerde Selman[12], Ebuzer ve Fizze gibi bazı sahabeler “ehli beytimizdendir” sıfatını almıştır. Bu da taşıdıkları ontolojik enginlik oranınca kendilerinin Ehli Beytin vasıtasız ve Allah’ın vasıtalı halifeleri olduğunu yansıtmaktadır. Ad ve halleri biyografi yazarlarının kitaplarında belirtilen kamil arif ve keramet ehli kimseler de Allah’ın halifeliğinin örnekleri olarak anılabilir.

Daha fazla bilgi için şu kaynaklara müracaat edilebilir:

1. el-Mizan Tefsiri, Bakara suresi, 30 ila 34. ayetlerin tefsiri.

2. Tefsir-i Tesnim, Cevad Amuli, Abdullah, c. 3, s. 17-321.   


[1] Hicr, 29.

[2] “Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara, 30).

[3] Bkn: Tefsir-i Tesnim, c. 3, s. 41 ve 293.

[4] Bakara, 30-33.

[5] Bkn: Tesnim, c. 3, s. 53-56 ve 94-99.

[6] Mefatihü’l-Cenan, Ziyaret-i evvel ez heft ziyaret-i mutlak-ı İmam Hüseyin (a.s) ve Ziyaret-i Camia Kebire.

[7] Biharu’l-Envar, c. 15, s. 24.

[8] “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur.” Biharu’l-Envar, c. 23, s. 206.

[9] Bkn: Biharu’l-Envar, c. 32, s. 417; Tefsir-i Nuri’l-Sakaleyn, c. 1, s. 48; Tefsiru’l-Burhan, c. 1, s. 75.

[10] “Siz onları öldürmüyordunuz, Allah onları öldürüyordu.” (Enfal, 17)

[11] “Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin…” (Tevbe, 14).

[12] Biharu’l-Envar, c. 17, s. 170.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar