Please Wait
5540
Sorunuz değişik suret ve farzlar taşımaktadır. Özet olarak her birini ayrı şekilde açıklayacağız:
1. Sorunuzda işaret ettiğiniz peygamberlere (a.s) inanmamanın manası eğer ciddi ve derin bir araştırma ve incelemeyse veya gerçek anlamda inkâr etmek olmayıp önem vermemek ve ciddiye almamaksa, bu durumda peygamberleri ispat etmeyle ilgili kitapları kendisine vererek veya din âlimleriyle irtibat kurarak peygamberleri (a.s) kabul etmeye dair sağlam bir inanç hâsıl olur.
2. Eğer peygamberleri kabul etmemek inat ve direnim yüzündense, genel olarak şöyle söylemek gerekir: Eğer kendisinin peygamberlere ve özellikle de İslam Peygamberine inancı olmaması, bilmekle beraber inat ve direnim yüzündense, bu durumda eğer Müslüman bir anne ve babadan veya onlardan biri Müslüman olarak dünyaya gelmişse ve de buluğ ve erginliğe erdikten sonra mürtet olmuşsa (fıtri mürtet) veyahut kâfir bir baba ve anneden dünyaya gelmişse ama erginliğe erdikten sonra Müslüman olmuş ve sonra yeniden kâfir olmuşsa (milli mürtet), bu durumda mürtet ve kâfir ile evlilik geçersiz olur ve ayrılık için boşanmaya da ihtiyaç yoktur.[1] Elbette daha derin bir tahlille bu durumda sizin onunla süreceğiniz ilişkinin aşağıdaki suretlerde olacağını söylemek gerekir:
A. Evlenmeden önce eşiniz mürtet idiyse, bu evlilik geçersizdir.[2]
B. Eğer evlendikten sonra ve yakınlaşma fiili gerçekleşmeden önce mürtet olmuşsa, mürtet olduğu o anda evlilik geçersiz olur.[3]
C. Eğer evlilikten sonra ve yakınlaşma fiili gerçekleştikten sonra mürtet olmuşsa, bu durumda boşanma iddeti süresince kendisine mühlet verilir. Eğer tövbe ederse evlilik sürer ve aksi halde evlilik geçersiz olur. Boşanma iddeti de eğer hamileyse hamilelik boyuncadır, aksi takdirde üç aydır.[4]
3. Eğer özellikle İslam Peygamberini kabul etmiyorsa ve diğer peygamberleri kabul ediyorsa; yani Yahudi yahut Hıristiyan ise, bu evlilik gayri Müslüman ile yapılmış daimi evliliğin hükmüne girer ve bu da İslam fakihlerinin ekseriyetinin görüşüne göre geçersizdir.[5]
[1] İmam Humeyni, İstiftaat, c. 3, İzdivac-ı Kafir ve Müşrik, s. 128, sualat-ı 132 ta 137.
[2] İmam Humeyni, Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 254, Müessese-i Neşru’l-İslami, Hovze-i İlmiye-i Kum, Bita.
[3] Hür Amıli, Muhammed Hasan, Vesailu’ş-Şia, c. 28, s. 323; h. 2, 2. 324; h. 3, Müessesetü-Ali’l-Beyti’l-İhyayi’l-Turas, 1412 Mektebetü’l-İslam 1366; Necefi Yezdi, Muhammed Hasan, Cevahiru’l-Kelam, c. 30, s. 47.
[4] İmam Humeyni, Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 266, İntişarat-ı Daru’l-İlim 1374 h.ş.
[5] Hür Amıli, Muhammed Hasan, Vesailu’ş-Şia, c. 2, s. 533; h. 2, s. 534, h. 4, , Müessesetü-Ali’l-Beyti’l-İhyayi’l-Turas 1412. Daha fazla bilgi için 842. Soruya (site: 913) müracaat edin.