Gelişmiş Arama
Ziyaret
10758
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
Ben Hanefi mezhebine mensubum. İnternet kanalıyla eş tanıma ve evlilik şerî açıdan caiz midir? Bu tip bir evlilik daimî ve sürekli kalabilir mi?
Soru
Ben Hanefi mezhebine mensubum. İnternet kanalıyla eş tanıma ve evlilik şerî açıdan caiz midir? Bu tip bir evlilik daimî ve sürekli kalabilir mi?
Kısa Cevap

Hanefi mezhebine mensup olmanız nedeniyle Hanefi mezhebi âlim ve fakihleri ile irtibat kurmanız ve yanıtınızı onlardan almanız daha uygundur. Kesinlikle bu hususta onların özel görüşleri olacaktır. Ama İran’daki Şii mezhebine mensup olduğumuzu bilmenize ve bundan haberdar olmanıza rağmen bu soruyu bize yöneltmenizden dolayı biz bu konuyu sizin değişik mezheplerin bu husustaki görüşlerini incelediğinize ve araştırdığınıza yorumluyor ve Ehli Beyt fıkhına göre uygun bir yanıt veriyoruz. Bu vesileyle hakikatin herkes için aydınlığa kavuşmasını arzuluyoruz. Her şeyden önce kadın ve erkek arasında gerçekleşen evlilik ve birlikteliğin insanın mükemmelleşmesine ve yetkinleşmesine neden olduğunu söylemek gerekir; ariflerin öğretileri ve Allah'ın muhabbet vadisindeki âşıklarının bakışı esasınca tüm evren O’nun isim ve sıfatlarının mazhar ve tecellisidir. Bu arada kadın ve erkek de bu tecelli ve zuhurun örnekleridir. Ama buradaki önemli nokta, her birinin meselelere yönelik bakış ve davranış tarzlarına göre Hak Teâlâ’nın celal veya cemal sıfatlarının mazharı olmalarıdır. Başka bir tabirle, erkek kahhar eksenli bir perspektiften meselelere baktığı için Allah’ın celal sıfatlarını göstermektedir. Kadın da zarafet, letafet ve estetik perspektifinden varlığa bakması nedeniyle Allah’ın cemal ve estetik sıfatlarının mazharı olmaktadır. Bu yüzden kadın ve erkeğin birlikteliği varlık aynasında mükemmelleşme ve yetkinleşmenin sebebi olarak görülebilir; çünkü ilahî celal ve cemal sıfatları aynada bir yerde sergilenmektedir. Bu nedenle İslam evliliği çok önemsemiş ve bu düzlemde evlilik bağının şekillenmesinde denk olmak en önemli unsur sıfatıyla gözetilmiştir. Bu denkliğin gereği de kadın ve erkeğin birbirini tam ve derin bir şekilde tanımasıdır. Derin, her yönlü ve duygulardan uzak bir tanımayla başarılı bir evliliğe tanık olunabilir. İmam Humeyni (r.a) Tahrirü’l-Vesile’de şöyle buyurmaktadır: “İyi olan, insanın eş olarak seçmek istediği kimsenin sıfatlarına dikkat etmesi ve bu hususu hafife almaması ve küçük görmemesidir. Bir rivayette Peygamberden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Kendiniz için temiz ve nezih ailelerden olan kadınları seçin; çünkü böyle aileler evlat yetiştirmede çok derin bir etkiye sahiptir. Başka bir rivayette de Peygamberin (s.a.a) kendiniz için temiz ailelerden eş seçin zira evlatlar dayılarından bir takım sıfatlar edinirler diye buyurduğu nakledilmiştir.”[1] Efendimiz İmam Sadık’tan (a.s) eş bulmada özen gösterme ve dikkat etme hakkında şöyle rivayet edilmiştir: Kiminle birlikte oturduğuna, kimi servetine paydaş kıldığına ve kimi sırlarına ve dinine ortak ettiğine dair kendine bir bak. O halde bu işi yapmaya kararlıysan, iyilik ve güzel ahlak ile meşhur olan iffetli bir kadını seç.”[2] Aynı şekilde kendisinden şöyle rivayet edilmiştir: “Kadın boyna asılan bir gerdanlık gibidir, öyleyse kendine hangi gerdanlığı taktığına bir bak.”[3] Bu çok değerli ve ders verici sözlerden anlaşıldığı üzere evlilik meselesi hassas ve çok kritik bir husus olup dikkat, itina ve aynı şekilde düşünme ve tüm yönlü bir araştırmayla gerçekleşmelidir; çünkü bu önemli husus İslam toplumunun ilk direği olan İslamî bir ailenin teşkil edilmesiyle direkt olarak irtibatlıdır. Aynı şekilde gelecek kuşağın ortaya çıkması ve şekillenmesiyle de direkt ve yakın bir ilişkisi vardır. Bu yüzden bu meseleye makul ve de çabuk geçen, ham sayılan, coşkulu ve gençlik dönemi heyecanına ait his ve duygulardan uzak bir şekilde yaklaşma gerekliliği belirivermektedir. Buna göre, hassas ve insanın alınyazısını etkileyen evlilik hususuna realist bir perspektiften bakacak olursak ideal bir eşin sıfatlarını derin ve kâmil bir şekilde tanımak için internette araştırma yapmayı uygun bir yol olarak önermek mümkün değildir. Hatta arayıcımız olağanüstü bir akıl ve zekâya sahip olan bir birey olsa da bu olanaksızdır. Elbette akıl ve zekâdan istifade ederek özel derinliğe sahip olmayan bilim ve sanata ilgi duyma gibi özellikleri keşfetmek olanaklıdır. Ama daha fazla bir dikkat ve özen isteyen özellikler internet dışı bir kanalla tanınmalıdır. Başka bir ifadeyle internetten kapasitesi ve olanakları oranında ve ona egemen olan atmosfere göre bir beklenti taşınmalıdır. Bundan fazla bir beklenti taşınmamalıdır. Bu esasça sizin sorunuzun ikinci kısmına bir köprü kurulabilir ve internet evliliğinin devamı veya devamsızlığı hakkındaki sorunuzu ideal bir eşi tüm yönleriyle tanımada internetin yetersizliği temelinde şöyle cevaplamak gerekir: Bu önemli hususun öncülleri ne kadar somut gerçeklik taşırsa daha fazla bir başarıya ulaşacaktır ve bu evliliğin temelleri ne kadar geçici hisler ve mantıklı olmayan payeler üzerine kurulursa daha az bir başarıya ulaşacaktır. Bu esasla kesin olarak internet evliliği başarısızlığa mahkûm edilemez ve aynı şekilde onun kesin başarılı olacağı da iddia edilemez. Bunlar öncüllere tabidir ve onların en önemlisi de söz konusu eşin özelliklerini derin ve tam olarak tanımak ve kadın ve erkeğin hayatta hedeflerinin bir olmasıdır. İkinci husus denklik ve bir olmanın icat edilmesinde çok büyük bir role sahiptir. Elbette kültür, toplumsal sınıf ve dinin rolü vb. böyle bir evliliğin başarılı olup olmamasında görmezden gelinemez.

İnternet Evliliğinin Fıkıh Boyutu

İnternet evliliğinin fıkıh boyutu iki cihetten ibarettir:

A- Namahrem ile konuşmak

B- İnternet aracılığıyla akit icra etmek

Namahrem ile konuşmak hakkında namahrem bir kadın ile sohbet etmenin hatta evlilik kastı olmasa bile caiz olduğu ve böyle bir amelin haram olmadığı kesin bir şekilde söylenebilir. Ama söz konusu sohbet şehvet uyandırırsa ve şehveti tahrik etmeye neden olursa veya böyle bir sohbet haram neticelere varırsa bu durumda onun haram oluşuna hüküm verilmelidir. İmam Humeyni (r.a) şöyle buyuruyor: Göçlü görüş şudur ki namahrem kadın sesini duymak zevk almak ve şehvet tatmini kasti olmaması durumunda caizdir. Aynı şekilde kadın da yabancı erkeklerin sesini kötü etkiler taşımaması şartıyla duyabilir. Elbette ihtiyat genç kadının sesinin zorunlu durumlar dışında duyulmamasına hükmeder.[4] Ama evlilik kasti ortada olursa, İslam engin bir perspektiften hükmü açıklamış ve daha alt mertebede kalan sohbet etmek ve sesi duymak bir yana hatta evlilik kastiyle namahrem kadının güzelliklerine bakmayı bile caiz görmüştür.[5] İmam Humeyni bu konu hakkında şöyle buyuruyor: “Yabancı bir kadına evlilik kastiyle bakmak ve şehvanî zevk ve istifade niyeti taşımaksızın tipini tanımak caizdir ve böyle bir tanıma hâsıl olmazsa ikinci defa yine bakabilir.”[6]

İkinci Cihet: İnternet Aracılığıyla Akit Hutbesini Okumak:

İnternet aracılığıyla nikâh kıymak hususunda bazı çağdaş fakihler şu görüştedir: Hatta yazılı akit bile nikâhta caiz ve geçerlidir. Elbette ihtiyat akdin sözlü olarak icra edilmesinden yanadır.”[7] Ama onların çoğunluğu şu görüştedir: Eğer akit sadece mail gibi elektronik posta kanalıyla icra edilir ve kadın onda erkeğe “ben belirli bir mehriye karşılığı kendimi sana eş kıldım” derse ve erkek de “kabul ettim” diye cevap verirse, böyle bir akit geçersiz ve itibarsızdır.[8] Ama akdin icrası kadın ve erkeğin veya o ikisinin vekillerinin birbirinin seslerini duyacak şekilde sesli mesaj veya Messenger aracılığıyla gerçekleşirse, bu durumda akit sahihtir ve internet burada telefon rolü oynamıştır. Şia fakihleri nezdinde de telefon kanalıyla akit icra etmek caizdir.[9]



[1] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikâh, Mesele-i Evvel, s. 694.

[2] a.g.e.

[3] a.g.e.

[4] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikah, Mesele-i 29, s. 701.

[5] el-Lumetü’l-Dameşkiye, Kitab-i Nikah.

[6] Tahrirü’l-Vesile, Kitab-i Nikah, Mesele-i 28.

[7] Ayetullah Hadevî Tahranî, dar ilam nazar-i ketbi.

[8] İmam nikâh akdi ve hükümleri hakkında şöyle buyuruyor: Salt tarafların razı oluşu ve de nikâhta akdin yazılması yeterlidir. Ayetullah Sistani de şöyle buyurmaktadır: Daimi yahut geçici nikâh akdinde sözlü öneri ve kabul akdin sıhhat şartıdır, tarafların razı oluşu ve yazmak yeterli değildir. Guzide-i Mesail, mesele. 953.

[9] Sıratu’n-Necad, Hoyî, c. 3, s. 353; Ahkamu’l-Merre Fi’l-İslam, Sistani, s. 207, mesele. 368.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ben istemeyerek yakın akrabalarımdan birinin haysiyetinin lekelenmesine neden oldum. Allah’ın günahımı bağışlaması için ne yapmalıyım?
    5588 توبه 2014/05/20
    Evvela dini öğretilerde kul hakkının büyük günahlardan sayıldığını ve bağışlanmasının sadece hak sahibinin rıza göstermesi yoluyla olduğunu hatırlatmak zorunlu gözükmektedir; yani eğer bir insan bir müminin hakkını zayi ederse, örneğin bir toplulukta haysiyetini lekelerse yahut malına tecavüz ederse bu kötü ve çirkin fiili telafi etmenin tek yolu ...
  • Kadir gecesi bir gece midir yoksa bir geceden fazla mıdır? Gündüz de kadir gecesinden sayılır mı?
    19558 Tefsir 2010/03/09
    Kadir gecesi, mübarek ve önemli bir gecedir. Kur'an'ın nassıyla ramazan ayının içindedir. Bu soru birkaç ihtimali içermektedir:1- Kadir gecesinin çokluğundan maksat halkın bildiği şey olan bir ...
  • Acaba Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına defnedilebilinir mi?
    4713 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/18
    İslami hükümlere göre Müslüman olmayan bir kimseyi Müslümanların kabristanına ve Müslüman olan bir kimseyi Müslüman olmayanların kabristanına defnedilmesi işkâllı ve caiz değildir. Eğer yanlışlıkla böyle bir şey gerçekleşirse kabri açıp içinde defnedilmiş olan meyyiti çıkartıp başka bir yere götürülebilinir. Bu bağlamda şu meseleye dikkat ediniz. Müslüman olan bir ...
  • Gusül alındığında bedenin sağ tarafını sol elle yıkamanın sakıncası var mı?
    5249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Sakıncası yoktur.[1][1] -Daha fazla bilgi için bkz: İmam Humeyni, Tevzih-ul Mesail, c.1, s.216, mesele:361, 362, 363.
  • İslam açısından tebliğ yöntemleri nelerdir? Klasik tebliğ yöntemlerini kullanmak zorunda mıyız?
    10699 Pratik Ahlak 2012/05/15
    Dini açıdan tebliğ ve iletişim kurmak ahlak odaklı olmalıdır. İslami öğretilerde bu hedefe ulaşmak için bizlere çeşitli yollar önerilmiştir. Şu noktayı da dikkate almak gerekir ki Peygamberler ve vasiylerinin tebliğde uyguladıkları kendi zamanlarının metotlarını veya klasik metotların, günümüzde bilimin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni metotların karşısında olduğunu söyleyemeyiz. ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    14963 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Tanrıyı inkâr etmenin nedeni O’nu ispat eden delillerin yetersizliğinden mi kaynaklanır?
    5743 İslam Felsefesi 2012/03/12
    İlahi peygamberlerin tüm hikmet ve kesin burhanlara rağmen yine de kendi zamanlarındaki kâfirlerin inkârına maruz kalması, inkârcıların inadının göstergesidir; çünkü onlar hakkı tasdik etmek istememektedir. Yeterli delillerin sunulmaması veya inkârcıların delillerin tümüyle reddedilmemesi diye bir şey söz konusu değildir. ...
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    7578 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Ubey b. Kab’ın şahsiyeti nasıl idi?
    8021 تاريخ بزرگان 2012/03/12
    Ubey b. Kab, Hz. Peygamberin en meşhur sahabelerinden biridir, Şia ve Ehli Sünnet’i içeren tüm Müslümanların yanında saygıya sahiptir. Şii kaynaklarında ondan sınırlı sayıda rivayet nakledilmiştir. Rical bilginleri, onu Allah Resulü’nün sahabelerinden ve vahiy kâtiplerinden saymışlardır. Kendisinden nakledilen rivayetler göz önünde bulundurulduğunda, onun Ehli Beyte (a.s) ve ...
  • Allah-u Teala, insanı hangi hedef için yaratmıştır?
    9674 Eski Kelam İlmi 2008/04/09
    Allah’ın yaratıcılık sıfatı, O’nun yaratmasını gerektirmektedir.Yaratılış düzeni, hikmet ve hedef üzere olan bir düzendir.Kâinatın ve varlıkların yaratılış hedefi insandır ve bütün her şey onun için yaratılmıştır. Yaratıcısının en üstün olduğu gibi o da mahlûkatın en üstünüdür.İnsanın yaratılış hedefi ne için olursa olsun, sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan ...

En Çok Okunanlar