Gelişmiş Arama
Ziyaret
7800
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
Soru
Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
Kısa Cevap

Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu selam karşısında “aleke ve aleykum” denilmesi kâfi gelmektedir.[1]

Elbette bu konu Müslümanların onlarla irtibatlı oldukları muaşerete göre değişiyor. Bazı yerlerde onlara karşı sert ve çok soğuk bir şekilde davranmak doğru olmayabilir ve dinde zikredilen tavsiyelere uygun gelmeyebilir. Rivayetlerde tavsiye edilip ve buna bir örnek teşkil edebilecek bir misal şöyledir: Allahın resulü (s.a.a.) kendisine “esselamu alaykum” demek yerine “essamu alaykum” (onun ölümünü veya hastalanmasını dilemek anlamında olan bu sözü) söyleyen Yahudilere karşı “alayk” şeklinde cevap verirdi. Ama kendi hanımlarından herhangi birisinin buna karşı tepkisel ve duygusal davrandığını gördüğünde onları sükûnete ve yumuşak davranmaya davet ederek şöyle diyordu: “Eğer kötülüğü ve olumsuzlukları mücessem etseydiler kötü, nefret edici ve çirkin bir mücessem şeklinde oluşurdu. Ama yumuşaklığı ve mülayimliği bir şeye izafe etseler ziynet kaynağı olurdu. Yumuşaklığı ve mülayimliği her neden alınırsa kötülüğün ve çirkinliğin kaynağı olur”.[2]

Buna binaen bizimle düşmanlık yapmayan gari Müslimlerle bir taraftan zaruret gereğince onlarla olan ilişkilerimiz onların zihinlerinden Müslümanlar hakkında tiksindirici bir zihniyet oluşturmayacak bir şeklide davranmamız gerekmektedir.

 


[1] Lenkerani, Muhammed, Ahkam-i Cevanan”,  Kum: İntşarat-i Emiri Kalem, 1427, h.k., s. 182; Tabatabai Yezdi, seyit Muhammed Kazım, “el-Urvetul Vuska Mea Talkatil Fadıl”, Kum: merkezi Fıkhi Eimmıi Ethar (a.s.), tarihsiz,

[2] Kuleyni, Muhammed b. Yakub, “Usulu’l-Kafi” Tahran: darul kutubil islamiye, 1365 ş., c, 2, s. 648.

 

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsan üzerinde mayo varken yüzme havuzunda irtimasî gusül alırsa, aldığı gusül doğru mudur?
    11569 Gusül Şekli Ve Hükümleri 2011/10/23
    İlmihallerdeki iki meseleye dikkat etmek yanıta ulaşmanız için size kolaylık sağlayabilir:1. İnsan eğer irtimasî gusülde irtimasî gusül niyetiyle tüm bedeni suyun altına girecek şekilde tedricen suyun içine girerse kendisinin guslü doğrudur.[1] İhtiyat onun bir defada suya girmesindedir.2. İrtimasî gusülde eğer tüm beden suyun altında olursa
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın küfrünün iblisin küfrü ile eşit olduğuna inanmakta mıdır?
    9904 شیعه و خلفا 2012/08/12
    Belirtilen rivayet evvela senet ve metin açısında zayıftır ve delil teşkil etmeyen mürsel rivayetlerden sayılmaktadır; zira Ayyaşi ile Ebu Basir arasındaki senet ve vasıta belli değildir. Eğer bazı mürsel rivayetlerin kabul edildiği söylenirse, Ayyaşi senetsiz mürsel rivayetleri delil teşkil edecek şahıslardan değildir. İkincisi rivayette Ömer b. Hattab’ın küfrü ...
  • Gayri meşru (zina) yollarla doğan çocuklar hakkında kuranın görüşü nedir?
    65645 Yurtta Kalan Ve Meşruu Olmayan Çocuklar 2015/06/18
    şeri olamayan evlilikle doğan çocuklar ya zina çocuğudur (gayri meşru ve zina yoluyla doğan çocuklar gibi) ya şüphe çocuğudur (kişi kendi hanımıdır sanısıyla başka bir hanımla cinsel ilişkide bulunmuş ve bu cinsel ilişkiden doğan çocuğa veledi şüphe deniliyor). Kuranı kerim ve masumlardan (a.s.) gelen rivayetlerde beyan edilen ...
  • Kur’an’da semanın manası ve ondaki muhtemel ve zahiri çelişkilerin çözümü nedir?
    12233 Kur’anî İlimler 2011/07/21
    Kur’an’da defalarca zikredilen“sema” kelimesinin kendi dilimizdeki tercümesi gök değildir. Değişik örnekleri olan yukarı taraf manasındadır. Kullanıcının işaret ettiği ayetler arasından sadece Lokman suresinin onuncu ayetinde çoğul olarak kullanılan “semavat” kelimesi bilinen gök manasını taşımaktadır. Kalan iki tanesinde ise yeryüzü atmosferi kastedilmektedir. Kur’an’ın yeryüzü atmosferinin bir ...
  • Allah’ı tanıma konusunu mahalledeki gençler topluluğuna nasıl açıklayabiliriz?
    5542 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    İnançsal konular silsilesinde Allah’ı tanıma konusu en hassas konulardan olup birçok hususu içermektedir. Siz bu meseleleri tebliğ ederken ve açıklarken iki hususa riayet etmelisiniz: Birincisi, uygun ve mantıki konuları seçmelisiniz. İkincisi, muhatapların ruh hali ve ilmi düzeyine tam olarak riayet etmelisiniz.
  • Ben kız ve erkeğin yükümlülük yaşının hangi esasa göre belirlendiğini öğrenmek istiyorum.
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    İslam’da yükümlülük yaşı erginlik esasınca belirlenmiştir. Yani erginlik alametleri (bu alametlerin en azı erkekler için cünüp olmak ve kızlar için adet görmektir) hâsıl olduğunda insan yükümlülük yaşına girmiş olur. Ama İslam dininde tabii alametler dışında erkek ve kızların erginliği için yaş ölçüsü de göz önünde bulundurulmuştur. O ...
  • Ben istemeyerek yakın akrabalarımdan birinin haysiyetinin lekelenmesine neden oldum. Allah’ın günahımı bağışlaması için ne yapmalıyım?
    5467 توبه 2014/05/20
    Evvela dini öğretilerde kul hakkının büyük günahlardan sayıldığını ve bağışlanmasının sadece hak sahibinin rıza göstermesi yoluyla olduğunu hatırlatmak zorunlu gözükmektedir; yani eğer bir insan bir müminin hakkını zayi ederse, örneğin bir toplulukta haysiyetini lekelerse yahut malına tecavüz ederse bu kötü ve çirkin fiili telafi etmenin tek yolu ...
  • İsm-i A’zam’ı kim bilmekteydi?
    5689 Teorik İrfan 2011/06/20
    İsm-i A’zam salt bir sözcüğü bilmek ve söylemekten ibaret değildir. Onun sözcük ötesi bir hakikati vardır. İsm-i A’zam kendini yetiştirme, nefis tezkiyesi, ibadet ve ilahi yardımlar ile bireylerde beliriverir ve bu halin etkisiyle Yüce Allah böyle bir kudret ve ilahi makamı kendilerine verir. Birçok ayet ve rivayette İsm-i A’zam’a ...
  • Hindistan ve Osmanlı İslamının teorik mukayesesi.
    6927 Fıkıh Tarihi 2010/12/04
    Osmanlı İslamıyla Hind İslamını değerlendirip mukayese etmek için bu iki ülkeye nüfuz eden ve hakim olan mezhebi bilmek gerekir. Osmanlıya (hicri 7. asırdan 10. asıra kadar) hakim olan fıkhi mezhep Ehl-i Sünnetin dört mezhebinden biri olan Hanefi mezhebidir. Ancak onlar itikatta Eş’ari mezhebine mensuptular. Hanefi ...
  • Dinden uzaklaşan birini yeniden nasıl kazanabiliriz?
    25172 Pratik Ahlak 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar