Gelişmiş Arama
Ziyaret
11670
Güncellenme Tarihi: 2012/04/11
Soru Özeti
Saçlarım döküldüğü için peruğu başıma yapıştırmak zorundayım. Bu durumda abdest ve guslümün hükmü nedir?
Soru
Sizleri selamlıyor ve sağlığınız için duacıyım; ben 27 yaşında bir gencim. Saçların döküldüğü için çeşitli tedavi yöntemlerine başvurdum. Bu yöntemlerde saçın yeniden üremesi için peruğun başa yapışması gerekmektedir; bu durumda alacağım abdest ve guslün hükmü nedir? Belirtmeliyim ki abdest almak istediğimde onu çıkarmak çok meşakkatlidir olmaktadır. Onun üzerine abdest ve gusül aldığımda suyun başın bir kısmına ulaşmayacağı göz önüne alınırsa acaba abdest ve gusül doğru olur mu? Ben Ayetullah el-Uzma Mehdi Hadevi Tahrani’yi taklit ediyorum.
Kısa Cevap

Ayetullah el-Uzma Mehdi Hadevi Tahrani’nin cevabı:

1- Ekilen saç, doğal ve uzayan türden olur ve bedenden sayılırsa insanın kendi saçı hükmündedir.

2- Ekilen saç, sentetik elyaftan olur veya doğal ama uzamayan türden ise onu kaldırmak mümkün olmaz ve deriye değecek şekilde mesh de edilemeyecekse üzerine meshetmek caizdir. Ama dibine meshetme imkanı varsa meshetmelidir. Gusülde de su deriye ulaşmalıdır. Böyle bir saçın ihramlıyken keffaret vermeye neden olacağı uzak bir ihtimal değildir ve vacip ihtiyat gereği keffareti gerektirir, ama sonuçta hac ve umrenin doğruluğuna zarar vermez.

3- Yapma saç, yapıştırcı ile başa yapıştırılmış ve çıkarması meşakkatli ise ve başın ön tarafını (mesh yerini) tümüyle kaplamışsa onun üzerine meshetmek caizdir. Gusül için yıkandığında yeterlidir. İhramda keffarete neden olması uzak bir ihtimal değildir ve vacip ihtiyat gereği keffareti gerektirir, ama sonuçta hac ve umrenin doğruluğuna zarar vermez.

4- Peruk, başın derisine yapıştırılmış ve abdest alırken çıkarılması meşakkatli olur, ama gusül veya ihram için meşakkatli değilse, eğer başın tümünü kaplamışsa abdest için meshetmek yeterlidir. Ama gusül ve ihram için çıkarmak gerekir.

5- Peruk, eğer yenilmesi haram olan hayvanın azalarından olmazsa namaz için sakıncası yoktur.

6- Baş, suyun ulaşmasına engel olan bir şeyle örtüldüğünde, o şey abdest ve gusül için çıkarılamazsa veya çıkarmak meşakkatli olursa caiz değildir. Ama böyle bir şey yapılmışsa hüküm yukarıda söylendiği şekildedir. Ancak onu kullanmamak sıkıntı doğuruyorsa veya zarar veriyorsa kullanmanın sakıncası yoktur.

İstfitaat Sitesi.       

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Sigara alışkanlığına sahip bir kimse oruç tutmakla birlikte sigara içebilir mi?
    9615 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/23
    Taklidi mercilerin tümü konuyla alakalı olarak şöyle diyorlar: İhtiyati vacip gereğince oruçlu olan bir kimse sigara, tütün ve buna benzer şeylerin dumanının boğazına gitmesinden sakınması gerekir.[1] Taklidi mercilerden hiçbirisi oruçlu bir kimse, sigara içebilir fetvasını vermiş değildir. Bu şunu göstermektedir ...
  • Tanrının bir enerji olduğunu söylemekteler, bu doğru mudur?
    11691 Eski Kelam İlmi 2010/07/24
    Yüce Tanrı zorunlu varlık, âlim ve irade sahibidir. O, her türlü ihtiyaç, sınırlılık ve eksiklikten arı ve münezzehtir. Ama enerji eksiklik, ihtiyaç ve sınırlılıkla eşdeğer olup ilim ve iradeden yoksun bir varlıktır. Enerjinin özellikleri ile Yüce Tanrının sıfatları arasında yapılan mukayeseden Tanrının enerji ...
  • Tek bir kapısı olan Camiye hayız ve cünüp bir kimsenin girmesinin hükmü nedir?
    5782 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Hayız halinde olan kadın ve cünüp bir kimsenin Camide durması caiz değildir. Ama eğer bir kapıdan girip bir diğer kapıdan çıkıyorsa ya Camide var olan bir şeyi kaldırmak için Camiye giriyorsa sakıncası yok.[1] Buna binaen eğer Caminin tek bir ...
  • İslam Peygamberinin berzah yaşamı, ilmi ve bu dünyayı görmesi hakkındaki görüşünüz nedir?
    8435 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    Şii inancına göre Peygamber Efendimizin (s.a.a), vefat ettikten sonra fiziki olarak maddi alemle irtibat kurmasının ve onu müşahede etmesinin imkanı yoktur, ama Allah’ın bu büyük elçisinin takipçileriyle manevi irtibat kurması mümkündür. Peygamberimizin şu anda dünyadan ve onda olup bitenlerden haberi vardır; Efendimiz selam ve ziyaretlerimizi kesinlikle duymakta ve bunlar birçok ...
  • Ye’cüc ve Me’cüc kavmi kimlerdi? Onların akıbeti ne oldu? Zülkarneyn’in onlar karşısında yaptıkları neydi?
    9156 Tefsir 2010/11/27
    Bu husustaki Kur’an ayetleri ve Tevrat’taki konular bütününden ve de tarihi verilerden anlaşıldığı kadarıyla bu topluluk Kuzey Asya bölgesinde yaşamakta olup güney ve batıya vahşi saldırılarıyla facia yaratmıştır. Zülkarneyn setinin kapatılmasıyla onların saldırıları büyük bir müddet sona ermiştir, ama ahir-i zamanda yeniden döneceklerdir. Bazıları vuku bulan ...
  • Bir kimsenin keramet sergilemesi onun hak oluşu manasına gelir mi?
    5411 Pratik İrfan 2012/05/03
    İrfanda yaygın olan konulardan birisi, keramet ve olağanüstü işler yapma meselesidir. İrfan ve seyr-i sülûk yolunda keramet, mükaşefe ve olağan dışı işlerin meydana gelmesi, insanın bunlar ile mağrur olacağı ve bu hususları çok önemseyeceği hususlar değildir. Bunlar yüce Allah’ı şuhudi olarak tanımanın ilk ve çok düşük basamaklarıdır. ...
  • Çağdaş arifler kimlerdir?
    7729 Teorik İrfan 2011/12/19
    Hicrî birinci ve ikinci asırdan günümüze dek meşhur Müslüman arifler sırasıyla aşağıda yer almaktadır:Hicrî birinci ve ikinci asır: Ebu Haşim Sofu Kufi, Şakik Balhi, Maruf Kerehi, Fuzeyl b. Ayaz.Üçüncü asır: Bayezid Bestami, Sırri Sakti, Haris Mehasibi, Cüneyd Bağdadi, Zunnun ...
  • Hz. Nuh (a.s) gemiyi yaptığı sırada Cebrail ona, Peygamberimizin abasının altındaki beş mübarek zatın isimlerinin yazılı olduğu çiviler getirdi mi?
    13916 Eski Kelam İlmi 2012/04/11
    Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametini gösteren bu rivayet, Şia’nın bazı hadis kaynaklarında gelmiştir. Rivayetin ravileri içinde ‘Yahya b.Eksem’ gibi Sünni olan kimselerde vardır. Rivayet senet yönünden sıkıntlı olsa da Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) azametleri açısından ele alındığında genel olarak ...
  • Acaba Ebu Abdullah el-Hüseyin (a.s.) Habib bini Mezahiri’ye şöyle bir mektup yazmış mıydı; “Mine’l – garibi ile’l – habib”; yani garipten habibe?
    7666 تاريخ بزرگان 2011/12/17
    Biz, “Mine’l – garibi ile’l – habibi”  şeklinde bir cümle veya ibareyi Şianın hadis kitaplarında ve mersiyelerde (maktellerde) bulamadık. Bu nedenle bunu İmam Hüseyin’e nispetlendirmek doğru olamaz. Habib bini Mezahiri hakkında var olan tek şey şudur: O imam Hüseyin’in (a.s.) vefalı yaranlarından idi. savaşa katıldı, şehit oldu ...
  • Peygamberin döneminde gece yarısı nasıl hesaplanırdı?
    30470 بیشتر بدانیم 2013/02/14
    Kur’an’da ve rivayetlerde ‘Gasaku’l-Leyl’ ve Nisfu’l-Leyl’ ifadeleriyle gece yarısına işaret edilmiştir. Allah Teala Kur’an da şöyle buyuruyor: ‘Güneşin zeval vaktinde, geceleyin karanlık basınca ve fecir çağında namaz kıl; şüphe yok ki sabah namazı, (meleklerden taraf) tanık olunandır.’ İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Güneş battıktan sonra gökteki kızıllığın çekilmesi ...

En Çok Okunanlar