Gelişmiş Arama
Ziyaret
6803
Güncellenme Tarihi: 2012/11/28
Soru Özeti
“Allah kendi hakkını bağışlayabilir ama insanların hakkını bağışlamaz” sözünün kaynağı nedir?
Soru
Selamun Aleyküm. Ben “Allah kendi hakkını bağışlayabilir ama insanların hakkını bağışlamaz” sözünün tam olarak hangi kaynakta geçtiğini öğrenmek istiyorum. Bu söz Kur’an’ın bir ayeti midir, yoksa bir hadis midir?
Kısa Cevap
“İnsanların hakkı” İslam’da hukukî kavramların en önde gelenlerindendir. İçinde insanların hakkının bulunduğu her şey insan hakları alanına girer.[1] İslam’ın insanların hakkına riayet etmeyi vurgulaması şu şekildedir: Eğer bir günahkâr kendi geçmiş günahlarından tövbe ederse ve halkın alınmış haklarını eda etmezse tövbesi kabul olmaz; yani Allah kendi hakkını yapılan hatalar ve yanlışlıklar bağlamında bireyde gerçek pişmanlığın göstergeleri bulunması durumunda bağışlar ama halkın hakkını bağışlamaz. Elbette insan imkân dâhilinde insanların haklarını telafi etme ve rızalıklarını alma doğrultusunda hareket ederse, Allah onu bağışlayabilir. Soruda belirtilen söz, geniş bir kapsamı olan insanların hakkı konusundaki birçok hadisten alınmıştır. Burada iki numuneyi aktarmakla yetiniyoruz:
1. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zulüm üç türlüdür: Birincisi, Allah’ın bağışlamadığı zulümdür. İkincisi, Allah’ın bağışladığı zulümdür. Üçüncüsü, Allah’ın sorguladığı zulümdür. Allah’ın bağışlamadığı zulüm kendisine şirk koşulmasıdır. Allah’ın bağışladığı zulüm, birey ile Allah arasında olan hususlarda bireyin kendine yaptığı zulümdür. Allah’ın sorgulayacağı zulüm ise, kulların hakkı konusundaki zulümdür.”[2]
2. Şehidin kanının yere düşen ilk damlası onun günahlarının kefaretidir. Elbette eğer insanlara borcu varsa, onu sahibine vermek dışında bir kefaret bulunmamaktadır.[3]
Günah konusunda pişmanlık ve üzüntünün gereği onu telafi etmek olduğunu belirtmek gerekir; yani eğer günah Allah’ın hakkı bağlamında işlenmiş ise ve namazı, orucu ve haccı terk etme kabilindense, insan onu kaza etmelidir. Eğer insanların hakkı ve ekonomik haklar bağlamında ise, onu sahibine ve sahibi ölmesi durumunda varisine ödemelidir. Eğer zayi edilmiş hak haysiyet ise insan helallik talep etmelidir. Eğer kısas ve diyet ile ilgili bir hak ise insan karşı tarafın kısas ve diyet alması veyahut bağışlaması için kendini ona teslim etmesi gerekir. O halde Allah’ın izniyle tüm günahlar ister Allah hakkı ve ister insanların hakkı bağlamında olsun, gerçek tövbe de bulunulması durumunda bağışlanır ve her günah kendine uygun bir yöntemle telafi edilmeli ve karşılanmalıdır.[4]
 

[2] İbn Şu’be Harrani, Hasan b. Ali, Tuhefu’l Ukul an A’li’r Resul (s.a.a), Muhakkık ve Musahhih: Gaffari, Ali Ekber, s. 293, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı dovvom, 1404 h.k.
[3] Şeyh Saduk, Men La Yehzeruhu’l Fakih, Muhakkık ve Musahhih: Gaffari, Ali Ekber, c. 3, s. 183, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı dovvom, 1413 h.k.
[4] “Büyük Günahın Bağışlanması”, Soru: 843 ’den alıntılanmıştır.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar