Gelişmiş Arama
Ziyaret
6717
Güncellenme Tarihi: 2015/06/29
Soru Özeti
Selamun Aleyküm. Eğer bir kimsenin baba ve annesi ölmüşse onun kız kardeşleri ve erkek kardeşleri kendisinden miras alır mı yahut mirasın tümü evlatlarına ve eşine mi kalır?
Soru
Selamun Aleyküm. Eğer bir kimsenin baba ve annesi ölmüşse onun kız kardeşleri ve erkek kardeşleri kendisinden miras alır mı yahut mirasın tümü evlatlarına ve eşine mi kalır?
Kısa Cevap
Kur’an-ı Kerim’in ayetleri ve masumların hadisleri eksen alınarak fakihler bir takım kaide ve usulleri mirası taksim etmek için tedvin etmiş ve ilmihallerde onları beyan etmişlerdir. Mirası taksim etmeyle ilgili konuların aydınlanması için her tabakadaki varislere, mirasın asıl ve fer’i kaidelerine ve aynı şekilde matematiğe aşina olmak gerekir. Genel olarak varisler üç tabakada yer alırlar:
Birinci Tabaka: Baba, anne ve evlatlar (vasıtasız veya vasıtalı).
İkinci Tabaka: Büyün baba ve büyük anne (vasıtasız veya vasıtalı), (vasıtasız veya vasıtalı olmak üzere) erkek kardeş, kız kardeş, erkek ve kız kardeşten olan yeğenler.
Üçüncü Tabaka: Amca, hala, dayı, teyze ve onların evlatları (burada amca, hala, dayı ve teyzeden maksat ya şahsın bizzat amcası, halası, dayısı ve teyzesidir veya babanın veya annenin veyahut amcanın, büyük babanın veyahut büyük annenin amcası, halası, dayısı ve teyzesidir. Onların evlatlarından maksat da vasıtasız veya vasıtalı tüm evlatlardır).
Karı ve koca bu üç tabakada yer almazlar; zira karı ve koca tüm tabakalar ile birlikte miras alır ve hiçbir tabakanın miras almasına engel olmazlar. Her tabaka mirasın başka bir tabakaya ulaşmasına engeldir ve onun varlığıyla sonraki tabakaya miras geçmez.
 
Ayrıntılı Cevap
Mirasın payları ve taksim edilme niteliği Nisa Suresinin 13 ve 14. ayetlerinde zikredilmiştir. Ama yüce Allah bu surenin 11 ve 12. ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” “Eğer çocukları yoksa karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer. Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar) Allah’ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)”[1]
Bu ayet ve diğer ayet ve rivayetlere binaen mirası bölüştürmek için fakihler bir takım kaide ve usuller tedvin etmiş ve onları ilmihallerde beyan etmişlerdir. Miras ile ilgili konularda varislerin üç tabakada sınıflandırıldığına dikkat etmek gerekir. Birinci ve ikinci tabakaların her biri iki sınıftan oluşur ama üçüncü tabakanın tümü bir sınıftan meydana gelir. Birinci tabakanın iki sınıfı şunlardır:
1. Baba ve anne
2. Evlatlar (vasıtasız veya vasıtalı).
İkinci tabakanın iki sınıfı şunlardır:
1. Büyük anne ve büyük baba (vasıtasız veya vasıtalı).
2. Erkek kardeş, kız kardeş, erkek ve kız kardeşten olan yeğenler (vasıtasız veya vasıtalı).
Üçüncü tabakanın tümü bir sınıftır ve amca, hala, dayı, teyze ve onların evlatlarından oluşur.
Amcadan maksat, şahsın, babanın, annenin, büyük babanın veya büyük annenin amcası olabilir. Hala, dayı ve teyzeden maksat da aynı şekildedir. Evlatlardan maksat da vasıtasız veya vasıtalı evlatlardır.
Mirasla ilgili konularda evvela varislerin tabakaları ve sınıfları ile ilgili üç önemli kaideye dikkat edilmelidir:
Birinci Kaide: Her tabaka sonraki tabakadan önce gelir ve başka bir ifadeyle her tabaka mirasın başka bir tabakaya geçmesine engeldir. Birinci tabakada bir şahsın bulunmasıyla ikinci tabakaya sıra gelmez ve ikinci tabakada bir şahsın bulunmasıyla da üçüncü tabakaya sıra gelmez.
İkinci Kaide: Her sınıfta ölüye en yakın olan kimse ölüden daha uzak olan kimseye önceliklidir ama bir sınıftaki yakın akraba başka bir sınıftaki uzak akrabaya öncelikli değildir. Bundan dolayı evlat toruna ve torunda sonraki nesle önceliklidir ama baba toruna öncelikli değildir; çünkü onlar iki sınıfta yer alırlar. Aynı şekilde ölünün büyük babası ölünün babasının büyük babasına önceliklidir ve erkek kardeş erkek kardeşin evladına önceliklidir ama büyük baba erkek kardeşin evladına ve de erkek kardeş vasıtalı büyük babaya öncelikli değildir; çünkü onlar aynı sınıfta yer alırlar.
Üçüncü Kaide: Anne ve baba akrabaları, baba akrabalarına önceliklidir. Elbette her ikisinin de ölüye yakınlığının bir olması gerekir. Onların yakınlığı bir olmazsa, baba ve annenin akrabaları öncelikli değildir. Bundan dolayı daha yakın olan akraba uzak olan akrabaya önceliklidir. Daha yakın olan akraba sadece baba yoluyla ölüye ulaşsa da ve uzak akraba baba ve anne yoluyla ölüye ulaşsa durum fark etmez.
Karı ve koca yukarıdaki üç tabakada yer almazlar; zira karı ve koca tüm tabakalarla beraber miras alırlar ve hiçbir tabakanın miras almasına engel olmazlar.
 

[1] Nisa Suresi, 11 ve 12. ayetler.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar