Gelişmiş Arama
Ziyaret
6547
Güncellenme Tarihi: 2015/06/29
Soru Özeti
Selamun Aleyküm. Eğer bir kimsenin baba ve annesi ölmüşse onun kız kardeşleri ve erkek kardeşleri kendisinden miras alır mı yahut mirasın tümü evlatlarına ve eşine mi kalır?
Soru
Selamun Aleyküm. Eğer bir kimsenin baba ve annesi ölmüşse onun kız kardeşleri ve erkek kardeşleri kendisinden miras alır mı yahut mirasın tümü evlatlarına ve eşine mi kalır?
Kısa Cevap
Kur’an-ı Kerim’in ayetleri ve masumların hadisleri eksen alınarak fakihler bir takım kaide ve usulleri mirası taksim etmek için tedvin etmiş ve ilmihallerde onları beyan etmişlerdir. Mirası taksim etmeyle ilgili konuların aydınlanması için her tabakadaki varislere, mirasın asıl ve fer’i kaidelerine ve aynı şekilde matematiğe aşina olmak gerekir. Genel olarak varisler üç tabakada yer alırlar:
Birinci Tabaka: Baba, anne ve evlatlar (vasıtasız veya vasıtalı).
İkinci Tabaka: Büyün baba ve büyük anne (vasıtasız veya vasıtalı), (vasıtasız veya vasıtalı olmak üzere) erkek kardeş, kız kardeş, erkek ve kız kardeşten olan yeğenler.
Üçüncü Tabaka: Amca, hala, dayı, teyze ve onların evlatları (burada amca, hala, dayı ve teyzeden maksat ya şahsın bizzat amcası, halası, dayısı ve teyzesidir veya babanın veya annenin veyahut amcanın, büyük babanın veyahut büyük annenin amcası, halası, dayısı ve teyzesidir. Onların evlatlarından maksat da vasıtasız veya vasıtalı tüm evlatlardır).
Karı ve koca bu üç tabakada yer almazlar; zira karı ve koca tüm tabakalar ile birlikte miras alır ve hiçbir tabakanın miras almasına engel olmazlar. Her tabaka mirasın başka bir tabakaya ulaşmasına engeldir ve onun varlığıyla sonraki tabakaya miras geçmez.
 
Ayrıntılı Cevap
Mirasın payları ve taksim edilme niteliği Nisa Suresinin 13 ve 14. ayetlerinde zikredilmiştir. Ama yüce Allah bu surenin 11 ve 12. ayetlerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” “Eğer çocukları yoksa karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir düşer. Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar) Allah’ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)”[1]
Bu ayet ve diğer ayet ve rivayetlere binaen mirası bölüştürmek için fakihler bir takım kaide ve usuller tedvin etmiş ve onları ilmihallerde beyan etmişlerdir. Miras ile ilgili konularda varislerin üç tabakada sınıflandırıldığına dikkat etmek gerekir. Birinci ve ikinci tabakaların her biri iki sınıftan oluşur ama üçüncü tabakanın tümü bir sınıftan meydana gelir. Birinci tabakanın iki sınıfı şunlardır:
1. Baba ve anne
2. Evlatlar (vasıtasız veya vasıtalı).
İkinci tabakanın iki sınıfı şunlardır:
1. Büyük anne ve büyük baba (vasıtasız veya vasıtalı).
2. Erkek kardeş, kız kardeş, erkek ve kız kardeşten olan yeğenler (vasıtasız veya vasıtalı).
Üçüncü tabakanın tümü bir sınıftır ve amca, hala, dayı, teyze ve onların evlatlarından oluşur.
Amcadan maksat, şahsın, babanın, annenin, büyük babanın veya büyük annenin amcası olabilir. Hala, dayı ve teyzeden maksat da aynı şekildedir. Evlatlardan maksat da vasıtasız veya vasıtalı evlatlardır.
Mirasla ilgili konularda evvela varislerin tabakaları ve sınıfları ile ilgili üç önemli kaideye dikkat edilmelidir:
Birinci Kaide: Her tabaka sonraki tabakadan önce gelir ve başka bir ifadeyle her tabaka mirasın başka bir tabakaya geçmesine engeldir. Birinci tabakada bir şahsın bulunmasıyla ikinci tabakaya sıra gelmez ve ikinci tabakada bir şahsın bulunmasıyla da üçüncü tabakaya sıra gelmez.
İkinci Kaide: Her sınıfta ölüye en yakın olan kimse ölüden daha uzak olan kimseye önceliklidir ama bir sınıftaki yakın akraba başka bir sınıftaki uzak akrabaya öncelikli değildir. Bundan dolayı evlat toruna ve torunda sonraki nesle önceliklidir ama baba toruna öncelikli değildir; çünkü onlar iki sınıfta yer alırlar. Aynı şekilde ölünün büyük babası ölünün babasının büyük babasına önceliklidir ve erkek kardeş erkek kardeşin evladına önceliklidir ama büyük baba erkek kardeşin evladına ve de erkek kardeş vasıtalı büyük babaya öncelikli değildir; çünkü onlar aynı sınıfta yer alırlar.
Üçüncü Kaide: Anne ve baba akrabaları, baba akrabalarına önceliklidir. Elbette her ikisinin de ölüye yakınlığının bir olması gerekir. Onların yakınlığı bir olmazsa, baba ve annenin akrabaları öncelikli değildir. Bundan dolayı daha yakın olan akraba uzak olan akrabaya önceliklidir. Daha yakın olan akraba sadece baba yoluyla ölüye ulaşsa da ve uzak akraba baba ve anne yoluyla ölüye ulaşsa durum fark etmez.
Karı ve koca yukarıdaki üç tabakada yer almazlar; zira karı ve koca tüm tabakalarla beraber miras alırlar ve hiçbir tabakanın miras almasına engel olmazlar.
 

[1] Nisa Suresi, 11 ve 12. ayetler.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar