Gelişmiş Arama
Ziyaret
7297
Güncellenme Tarihi: 2011/07/14
Soru Özeti
Yerin küresel oluşu hakkında Kur’an’ın görüşü nedir?
Soru
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.” “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?” Allah yerin bir halı gibi düzgün olduğunu bildirmektedir. Bu ayetler yerin küresel olmadığına delalet etmiyor mu?

Kısa Cevap

Yüce Allah Kur’an’da yeri insan yaşamı için hazır ve elverişli bir mekân olarak tanıtmaktadır. Ama Kur’an’da yer hakkında kullanılan “medde” ve “musattah” gibi kelimeler, düzgünlük ve yaymak anlamında (çarpıklık ve alçaklık ve yüksekliğin karşıtı olarak) ifade edilmiş ve küresellik anlamının karşısında kullanılmamıştır. Bundan dolayı Kur’an’da yerin (küresel olmanın karşısında) düzgün olduğuna açıkça delalet eden hiçbir ayet mevcut değildir; zira ayetin orijinalindeki “medde” kelimesi rahatlık ve asayişi yaymak manasına gelip küresel olmanın karşısında yer almaz, çarpıklığın karşısında yer alır. “Mihad” da yeryüzünde insanın rahatlık hissetmesi için Allah’ın karar kıldığı asayiş açılımının beyanı hakkındadır. O halde bu ayetler, Kur’an’ın yeryüzünün küresel olduğunu reddettiğine hiçbir şekilde delalet etmemektedir. Bilakis Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla tamamıyla uyuşan ve yeryüzünün küresel olduğunu doğrulayan birçok ayet mevcuttur. Bu da Kur’an’ın ilmî mucizelerinden olup onun azametine ve ilahî olduğuna delalet etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Muhterem kullanıcının isnatta bulunduğu ayetlerin yeryüzünün küresel oluşuyla çelişip çelişmediğinin aydınlanması için ilgili ayetlerin tefsirine müracaat etmemiz gerekmektedir:

A. Birinci Ayet: : “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.”[1]

“Medde Arz” yerin boylam ve enini genişletmek manasındadır. Eğer Allah yeryüzünü genişletip yaymasaydı ve yeryüzü sadece dağ silsileleriyle donatılmış olsaydı, orası çiftçilik ve yerleşmeye elverişli olmaz ve canlılar yaşam erginliklerine ulaşamazlardı.[2] “Medde” ve genişletip yaymaktan maksat, yeryüzünün küresel olmadığı değildir, sadece yeryüzünün tümüyle girintili ve çıkıntılı bir şekilde yaratılmadığı kastedilmektedir. Eğer böyle yaratılmış olsaydı insan yeryüzünde rahatça yaşayamazdı. Çiftçilik yapamaz ve rahatlık altyapısını hazırlayamazdı. Nitekim insana rahat veren nimetleri sayan sonraki ayetlerin akışı da bu konuya delalet etmektedir.

B. İkinci Ayet: “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?”[3]

Bu ayetteki “mehad” kelimesi hazır, düzgün ve düzgün mekân” manasındadır ve bebeğin istirahat etme yeri (beşik veya yatak) manasına gelen“mehd” kökünden türemiştir.[4] Bu yüzden bebek için hazırlanan beşiğe de mehd denmektedir.[5] Bundan dolayı mehd ve mihad, beşik gibi yetişmeye elverişli yer anlamındadır. Nitekim bir başka ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “O ki size arzı bir beşik yaptı.”[6] Bu aynı “O, sizin için yeryüzünü bir döşek kıldı”[7] ayetinin manasını taşımaktadır.[8] Bu esas uyarınca şöyle söylenebilir: Bu ayet, yeryüzünün ilahî bir nimet olarak, tıpkı huzuru sağlayan “mehd” ve beşik gibi varlıklar ve özellikle de insanın rahatlığı için yaratıldığını beyan etmek istemektedir. Öte taraftan uzmanların belirttiğine göre Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla uyuşan ve bağdaşan bir takım ayetler mevcuttur. Bu ayetler Kur’an’ın ilmî mucizesi olarak lanse edilmiştir. Aşağıda onlardan bazılarına işaret edeceğiz.

1. Birinci Ayet: “Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örtendir.”[9] Bu ayet gecenin gündüzü kuşattığını anlatmaktadır. Yani gündüz olan tüm mekânları gece kuşatmaktadır. Eğer yeryüzü küresel olmasaydı, gecenin daima gündüzü kuşattığını ve takip ettiğini söylememiz doğru olmazdı; zira bu durumda sadece gecenin birkaç saati gündüzü takip etmiş olacaktı ve yeryüzünün sonuna yaklaştıklarında da gündüz dönecek ve geceyi takip edecekti. Başka bir ifadeyle bir gün gece gündüzü ve sonraki günde de gündüz geceyi takip edecekti. O halde Kur’an’ın mutlak bir şekilde gecenin gündüzü takip ettiğini bildirmesi, yeryüzünün küresel olması dışında başka bir şeyle uyuşmamaktadır.[10]

2. İkinci Ayet: “… Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor…”[11]

Bu ayetin tefsiri hakkında şöyle yazılmıştır: Eğer bir insan yerkürenin dışında duracak ve yerin güneş etrafındaki doğal hareketine ve de gece ve gündüzün dönüşümüne bakacak olursa, sanki düzenli bir şekilde bir taraftan gecenin siyah şeridinin gündüzün aydınlığını örttüğünü ve öte taraftan da gündüzün beyaz renginin de gece siyahlığını örttüğünü görecektir. Ayetin orijinalindeki “yekur” fiili “tekvir” maddesinden gelip örtme manası taşımasından da yerin küresel olduğu, kendi etrafında döndüğü ve bu dönmeyle gecenin siyah şeridi ve gündüzün beyaz şeridinin sürekli onun etrafında döndüğü noktası aydınlanmaktadır. Sanki bir taraftan beyaz şerit siyahı ve diğer taraftan da siyah şerit beyazı örtmektedir.”[12]

3. Üçüncü Ayet: “Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter.”[13] Seyid Hebehuddin Şehristani bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu ayet doğular ve batıların çokluğuna ve de yeryüzünün küresel olduğuna delalet etmekte ve aynı şekilde yeryüzünün her noktasının başka bir grup için batı olduğunu gerektirir. O halde doğular ve batıların çok olması yeryüzünün küresel olmasıyla bağdaşmaktadır.”[14] Bunun açıklaması şudur: Eğer yeryüzü düzgün olsaydı sadece bir doğu ve batı var olacaktı. Ama yeryüzünün küresel olması durumunda onun birçok doğu ve batıya sahip olması icap edecektir. Çünkü bu durumda yeryüzünün dönmesi nedeniyle mekânların doğu ve batıları farklı olacaktır.[15]

4. Dördüncü Ayet: “Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!”[16] Bazı müfessirler bu ayeti, A’raf suresinin 137. ayetini, Saffat suresinin 5. ayetini ve Mearic suresinin 40. ayetini yeryüzünün küresel oluşunun delilleri addetmekte ve bunu Kur’an’ın ilmî mucizelerinden biri olarak telaki edip şöyle yazmaktadırlar: Yerin düz olması, onun küresel olmasına bir engel teşkil etmez; çünkü her kürenin bir düzlemi de bulunmaktadır. Bu yüzden hendesede küreyi düzlemin kısımlarından biri saymaktadırlar. Küreselin mukabilindeki manasıyla düz olmak yeni hendesî bir ıstılahtır ve ayetteki düzlemden kastedilen ise yaymaktır.[17] Netice olarak Kur’an yeryüzünü (küresel olmanın karşısında) düz bilmemektedir ve buna ek olarak yeryüzünün küresel oluşuyla bağdaşan birçok ayet mevcuttur.



[1] Hicr, 19.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 138 ve 139, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[3] Nebe, 6.

[4] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 26, s. 16-17.

[5] Meryem, 29, کَیْفَ نُکَلِّمُ مَنْ کانَ فِی الْمَهْدِ صَبِیًّا

[6] Taha, 53.

[7] Bakara, 22.

[8] Husrevî Hüseyni, Seyid Ali Rıza, Tercüme Ve Tahkik-ı Müfredat-ı Elfaz-ı Kur’an, s. 261, İntişarat-ı Murtezevi – Tahran, çap-ı dovvom, 1375 ş; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, c. 20, s. 161 ve 162.

[9] " یُغْشِی اللَّیْلَ النَّهارَ یَطْلُبُهُ حَثِیثاً"

[10] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 10, s. 222, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[11] Zümer, 5. یُکَوِّرُ اللَّیْلَ عَلَى النَّهارِ وَ یُکَوِّرُ النَّهارَ عَلَى اللَّیْل

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 376.

[13] Mearic, 40. " فَلا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشارِقِ وَ الْمَغارِبِ إِنَّا لَقادِرُونَ"

[14] Rızayi İsfahanî, Muhammed Ali, Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, s. 188 ve 189, İntişarat-ı Kitab-ı Mubin, çap-ı sevvom, 1381 ş.

[15] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 13 ve 14.

[16] Ğaşiye, 20. و الی الارض کیف سطحت

[17] Guderzi, Necef, Metalıb-i Şegoft Amiz-ı Kur’an, s. 28-30; Emin Ahmed, Kitab-ı Rah-ı Tekamül, c. 7, s. 145; Mahname-i Mekteb-i İslam, sal-ı 12, ş 11; Niyazmend, Yedullah, İ’caz-ı Kur’an Ez Nazar-ı Ulum-i Emruzi, s. 189, be nakl az: Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, Rızayi, s. 190.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cumartesi gününde ihtiyaçtan dolayı balık tutan bir şahsın cezası maymun olmak mıdır?
    42846 Tefsir 2012/05/16
    İsrail oğullarının şeklinin değiştirilmesinin salt gelir elde etmek için balık tutmaları olmadığı bilinmelidir; çünkü bu iş günah değildir ve şeklin değişmesi gibi bir neticesi de bulunmamaktadır. İslam’ın mantığında Allah katında bu amel ibadet sayılmaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Ailesinin rızkını sağlamak için çalışan ve çaba gösteren ...
  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12869 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Miktat b. Esved hakkında bilgi sahibi olmak istiyordum, acaba onun biyografisi ve hayatı hakkında bilgi bana göndere bilir misiniz?
    19223 تاريخ بزرگان 2009/01/10
    Miktat, Fil yılının 16'sında dünyaya geldi ve "Miktat b. Esved Keldi" olarak tanındı. Babasının ismi Amr'dır. Miktat, Allah Resulü'ne (s.a.a) iman eden on üçüncü Müslüman ve Müslümanlığını açıklayan ilk yedi kişiden biridir. Dolayısıylasabiqinden kabul edilmektedir. O, iki defa hicret etmiştir bu yüzden "Haceru'l-Hicreteyn" ...
  • Hacda neden ihram giymeliyiz?
    16033 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/11
    Hac insanı düşündüren ve fıtratına yönlendiren birçok sır ve alametlerle doludur. Hacda her adımda amellerin zahir ve batınına dikkat edilmelidir; zira onun zahiri için riayet edilmesi gereken bir takım özel hükümler vardır ve batına bakmayla bu sır ve gizemli amellerin felsefe ve nedeni kavranabilir. İhram elbisesi giymek, ...
  • Kur’an ayetlerinin tahrif edildiğine işaret eden Ehli Sünnete ait kaynaklar var mıdır?
    11109 Kur’anî İlimler 2011/08/03
    Ehli Sünnet kardeşlerin birçok kitabında ve bu cümleden olmak üzere onların en muteber kitapları sayılan altı sahih kitapta sayılı Kur’an-ı Kerim ayetlerinin kaybolduğunu gösteren birçok rivayet mevcuttur. Recim ayeti veya onların okuyuşlarında bulunan ve meşhur okuyucuların da tilavet ederken dikkat gösterdiği değişiklikler bu kabildendir. Ama böyle rivayetler ...
  • Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
    6987 Teorik İrfan 2009/08/20
    İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:1.             İnsanla karşılaştırılmaz.
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19033 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • İslam tüm sorunların çözmeye nasıl kadirdir?
    6100 Fıkıh 2012/02/18
    İslam’ın hüküm ve buyrukları âlim ve hikmet sahibi Allah tarafından olup insanlığın tüm sorunlarını halletmeye kadirdir. Ama bu, toplumdaki tüm fertlerin İslam’ın buyruklarıyla amel etmesi şartıyla tahakkuk eder. Bugün gençlerin evliliği önünde birçok sorun yer alsa da hem kız, hem oğlan ve hem de tarafların ailelerinin İslam’ın buyruklarına göre ...
  • Tesnim adlı tefsir kitabında kuranın sübut ve ispat makamına işaret edilmiştir. Bu iki makam arasındaki farkı nedir?
    9740 Tefsir 2012/04/02
    Kuran’ın sübut makamı, Kuran’ın kendi başına hüccet olduğu anlamındadır. Bu asılca bu mukaddes kitap kendi kendince asıl itibariyle hüccet sayılmaktadır. Ama Kuran’ın ispat makamı kuranı kerimin zati itibarıyla hüccet olmasının yanı sıra diğer metinleri ve farklı akideleri ispatlama ve onları değerlendirme ölçüsü kabiliyetine sahiptir olması anlamındadır. Çok ...
  • İmam ve peygamber'in farkı nedir?
    13026 Eski Kelam İlmi 2010/09/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar