Gelişmiş Arama
Ziyaret
11320
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İbn-i Sina mantık kitaplarındaki konuların sıralamasını neden değiştirdi?
Soru
İbn-i Sina mantık kitaplarındaki konuların sıralamasını neden değiştirdi?
Kısa Cevap

İbn-i Sina mantıkta iki yenilik yaptı:

1- Mantığın konularında.

2- Mantığın yapısında.

Mantığın yapısı konusundaki ikinci yenilik, onun iki derin düşüncesinin sonucudur. Bu iki düşünceden birincisi, mantığın bazı konularını kaldırması oldu. Örneğin kategorilerin bir kısmını mantık ilminden kaldırdı. İkincisi ise mantığın konularında iki yönlü esasi bir yönelişte bulunmasıdır. İbn-i sina gerçekte Farabi’nin eski tasavvur (hükümsüz bilgi)  ve tasdiklerden (hükümlü bilgi) yeni tasavvur ve tasdiklere geçişi olan ilmi tasavvur ve tasdik diye ikiye ayırma yenilikciliğinden ilham alarak[1] zihnin iki yönlü işlevi meselesinin üzerinde durmuş ve kendi yeni mantığının temelini onun üzerine kurmuştur.


[1] - Murteza Mutahhari, Aşinay-ı Ba Ulumi İslami (Mantık, Felsefe), s.38

Ayrıntılı Cevap

İbni Sina’nın mantık kitaplarındaki konuların sıralamasında yaptığı değişikliğin daha iyi anlaşılabilmesi için önce bazı açıklamalar yapmak zorundayız. İbn-i Sina mantıkta iki yenilik yaptı:

1- Mantığın konularında.

2- Mantığın yapısında.

İkinci yenilik, mantığın yapısı konusunda onun iki derin düşüncesinin sonucudur. İlki, mantığın bazı konularını kaldırması oldu. Örneğin kategorilerin bir kısmını mantık ilminden kaldırdı. İkincisi ise mantıkla ilgili iki yönlü esasi bir yönelişte bulunmasıdır. İbn-i Sina gerçekte Farabi’nin ilmi tasavvur (hükümsüz bilgi) ve tasdik (hükümlü bilgi) diye iki bölüme ayırması yenilikciliğinden ilham alarak[1] zihnin iki yönlü işlevi meselesinin üzerinde durmuş ve kendi yeni mantığının temelini onun üzerine kurmuştur: ‘İlim basit bir tasavvur veya tasdikli tasavvur ise, cehalette yalnızca tarifle tanınacak bir tasavvurdur ya da yalnızca öğrenmeyle tanınacak tasdiktir. Bilginlerin bilimler hakkında yaptıkları araştırmalar, ya tasavvuru elde etmek içindir ya da tasdiği. Dolayısıyla mantıkçıların iki görevi vardır: 1) Kavlu şarihin (tanımın) temellerini ve onun yazılma usulünü bilmek, 2) Hüccetin (kanıtın) temellerini ve onun yazılma usulünü bilmek.[2]  Yani düşüncedeki iki yönlülük, mantığında kural ve konularının iki yönlü olmasına neden olmuştur. Bu noktayı İbn-i Sina keşfetmiş ve buna dayanarak mantığı iki bölüme ayırmıştır. Bu konu artık günümüzde normal bir mesele halini almıştır.

Müslüman alimler mantık ilmini Aristo’nun eserlerinin aktarımından ve onun Yunanca eserlerinin açıklamalarını yapanlardan almışlardır. Aristo’nun eserleri onun ölümünden sonra toplanmıştır. Mantık ilmine ait eserleri ölümünden asırlar sonra ve yaklaşık olarak öteki eserlerinin toplanmasından sonra Bizans döneminde bir araya getirildi. Bunun için önce altı risalesini (Kategoriler,  Peri-ermaniyas (tasdik’e götüren mukaddime, kaziyye (önermeler)), Birinci Analitikler(Kıyas), İkinci Analitikler (Burhan), Topikler (Cedel),  Sofistika (sofistik deliller, safsata) topladılar. Mantık bir alet bilimi olarak algılandığı için ona ‘Organon’ adını verdiler. Üzerinde ihtilaf olan iki eserini (Retorik (Hitabet) ve Poetika (şiir)) ise İskenderiye filozofları onun mantık eserlerinin arasına koydular. Forfiryus Suri’de İsaguci (başlangıç) adlı kısa bir yazıyı düzenledi ve onu Organon’un ilk bölümüne koydu.

Bu yazının konuları burhan ve cedel risalelerinden alınmış olup yazıldığı zamandan itibaren Organon’un kavram ve öğretilerini anlamada öğrencilerin ve mantık araştırmacılarının istifade ettiği bir kaynak olmuştur.

Bu şekilde Organon veya Aristo’nun mantığı dokuz bölümde tamamlanmış oldu.

Müslümanların Aristo’nun dokuz bölümlük mantığıyla tanışması zamanla oldu; 3. y.y.’a kadar yanlızca İsaguci (başlangıç), Kategoriler, Peri-ermaniyas (kazaya =önermeler konusu) ve Birinci Analitikler (kıyas), Hıristiyan öğretmenler aracılığıyla medreselerde öğretiliyordu. Müslümanlar medreselerin idaresini ve eğitimini ele aldıktan sonra mantığın dokuz bölümünün hepsini öğrenmeye başladılar. Farabi ve öğrencileri, Aristo mantığının dokuz bölümünüde biliyorlardı. Dolayısıyla mantığın dokuz bölümü Müslüman bilginlerin yazdığı mantığın ilk yazılma şekliydi. Farabi’nin zihnin iki yönlü işlevinin olduğunu keşfetmesi ve ardından ilmin tasavvur ve tasdik diye ikiye ayrılması üzerine, İbn-i Sina’da mantığın konularının sırlamasını değiştirdi. Onun ‘el-İşarat ve’t Tenbihat’ adlı eseri mantıktaki yeni yönteminin başlangıcıdır. O, bu yöntemin denemesine ‘Alai’ ansiklopedisinde başlamış, kısa şiirlerde ve doğuluların mantığında devam ettirmişti.          

İbn-i Sina’nın keşfettiği ve ondan sonra gelenlerin üzerinde tartıştıkları konu bugün doğruluğu kabul edilmiş konulardan sayılmaktadır. Tanım mantığını ayrıca ele alması ve onu istidlal (kanıt) mantığından önce getirmesi İbn-i Sina’nın eski mantığın yapısı üzerindeki derin düşüncesinin sonucudur. Dokuz bölümlük mantığa ait olan meseleler dağınık olarak burhan ve cedelde bahsediliyordu. Burhan, had’den (özsel tanım) hakikata göre bahsediyor, cedel ise had ve resm’i (ilintisel tanım) şöhret ve ondaki boşluklara göre tahlil ediyordu.

Beş sanatta kısaltma ve çıkarmalar yapması, burhan ve safsatada sınırlanmaya önem vermesi, aks’ın (döndürme) dağınık konularını başka bölümlerden kaziyyeler (önerme) kısmına aktarması ve onu tenakuz (çelişiklik) gibi kaziyyelerin ahkâm ve ilişkileri olarak kabul etmesi İbn-i Sina’nın mantığın yapısında yaptığı yeniliklerindendi. İbn-i Sina’nın Aristo’nun mantığındaki yeniliklerini yalnızca konuların yerini değiştirmek, düzenlemek ve çoğaltmakla sınırlamamak gerekir. Onun mantık ilmindeki bu yeni yönelişi mantığın yapısına ve meselelerine yeni bir anlayış kazandırdı. İbn-i Sina, İslam tarihinin etkili düşünürlerindendir.

Zaman içinde tamamlanan İki bölümlü mantık şu konularda dokuz bölümlük mantıktan ayrılmıştır:

1-     Mantık, hedef ve konusunun farklı olması yönünden tarifler ve kanıtlamalar olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. Diğer konuları ise ya bu iki bölüme hazırlık sayılır ya da mantığa eklemeler türündendir.

2-     Dokuz bölümlük kaynaklarda delalet konusu yalnızca Peri-ermaniyas (kazaya konusu) kitabının başlangıcındadır, oysa iki bölümlük mantıkta, mantık ilminin temelleri olarak bu ilmin başlangıcında ele alınmıştır.

3-     Genel kavramalar arasındaki niseb-i erbaa (dört türlü ilişki) bu mantıkta toplanmış ve ayrı bir başlık altında ele alınmıştır. İsaguci, nasıl ki mantık kavramlarına giriş ise niseb-i erbaa’da tasdikler mantığına giriştir.

4-     Aks (döndürme) konusu, mantığın çeşitli bölümlerinden toplanarak bir araya getirilmiş ve tenakuz (çelişiklik) meselesinin seviyesinde tutulmuştur. Bu konular önce kaziyyelerin (önermelerin) ahkâm ve ilişkileri olarak planlanmış, sonra istintaci (sonuç çıkarma) kaideler olarak şekillenmişlerdir.

5-     Dokuz bölümlü mantığın son beş bölümü suri (formel) mantık değildir. Bu yüzden bu konuları bir bölüm olarak mantığa ekledi. Mantığı iki bölüm halinde yazanların geneli İbn-i Sina’nın ‘İşarat’ını izleyerek yalnızca Burhan ve Safsata konularıyla yetindiler. Bazıları ise beş sanatın tümünü özet olarak getirmişlerdir.

6-     İki bölümlü mantık, yeni meselelerin ele alınması açısından dokuz bölümlü mantıkla kıyaslandığında çok daha geliştiği görülmektedir. Tabiî kaziyye (önerme), üçlü kaziyye (hakiki, harici, zihni), salibe-i mahmul (olumsuz yüklem) kaziyyesi, kaziyyenin manasının tahlili, cüz’i salibenin (tikel olumsuzun) aksi (döndürmeyi) kabul etmesi ve iktirani dördüncü şekilin itibarı iki bölümlü mantığın ayrıcalıklarındadır. Bu konuları ilk önce iki bölümlü mantıkçılar ele almışlardır.


[1] - Mehdi Hadevi Tahrani, Gencine-i Hired, Berresi-i Tahlili-i Mantık Der Movrid-i Temeddün-i İslam, c.1, Mebadi-i Mantık

[2] - et-Tenkih Fi’l Mantık, Ehad Feramerz Kerameliki’nin mukaddimesi (Bonyad-ı Hikmet-i Sadra).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar