Gelişmiş Arama
Ziyaret
15144
Güncellenme Tarihi: 2011/03/02
Soru Özeti
Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
Soru
Aristo mantığı ve diyalektik mantığın ne ifade ettiğini ve farklarının ne olduğunu bilmek istiyorum.
Kısa Cevap

Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, istidlalde istifade edilebilecek maddeleri de bize tanıtmaktadır. Bu mantığın kurucusu Aristo’dur. Diyalektik mantık ise yeni mantık türlerinden biridir. Bu mantığın kurucusu on dokuzuncu yüzyılda yaşamış Almanyalı bir filozoftur. Bu mantık esasınca eşyanın mahiyetine yönelik bilgimiz her zaman nispî ve geçicidir; zira her şey hareket halinde ve bir oluş içindedir. Bundan dolayı bizim eşyayı gerçek ve sabit bir şekilde tanımamız mümkün değildir. Diyalektik mantık ile Aristo mantığı arasındaki temel fark, Aristo mantığının üzerine bina edildiği şu varsayımdır: Zihnimizin ötesinde sabit bir hakikat ve gerçeklik bulunmaktadır, insan doğru bir yöntemle sahih maddeleri kullanacak olursa kesin olarak gerçeğe ulaşacaktır ve tüm kesin önermelerin temeli ve kaynağı olan ilk önerme iki çelişenin birleşmesinin muhal oluşudur. Ama diyalektik mantıkta ise çelişenlerin birleşmesi kabul edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Aristo mantığı ile diyalektik mantığı ve bu ikisinin farklarını açıklamak için mukaddime olarak mantığın tanımını yapmak ve sonra da bu iki mantık türünü izah etmek gerekmektedir. Mantık bilimciler mantığı şöyle tanımlamaktadırlar: Mantık, riayet edilmesi durumunda insan zihnini düşünürken hata yapmaktan koruyan bir kanunlar manzumesidir.[1] Başka bir tabirle mantık doğru düşünme yöntemini bize öğretmektedir. Mantığın kısımları vardır. Birinci kısmı, Aristo’nun tedvin ettiği eski mantıktır. Diğer kısmı ise değişik türleri olan yeni mantıktır. Riyazî mantık, pragmatist mantık ve diyalektik mantık bu kabildendir.[2] Genel itibariyle mantık kelimesi ve mantık ilmi eksiz kullanıldığında kastedilen doğru düşünmenin kanunlarını bize öğreten Aristo mantığıdır. Aristo mantığı iki bölümden oluşur. Birinci bölüm şekilsel mantıktır. Bu bölümde düşüncenin muhtevası hedef değildir. Önemli olan düşüncenin şekil ve kalıbıdır. Bir binanın şeklini bize bildiren ve bir ev yapmak istiyorsanız bu şekil ve plana göre davranmalısınız diyen ve istifade edilen malzemelerle ilgilenmeyen bir inşaat projesi kabilindendir. Bunun için bu tür mantığa şekilsel mantık denmektedir. Bu mantık türü, eğer bir istidlalden doğru netice almak istiyorsak gerekli şartlara riayet etmemiz gerektiğini bize öğretir. Mesela kıyas birinci şekildeyse, doğru bir neticeye ulaşmak için küçük olarak adlandırılan ilk öncülün müspet olması ve büyük olarak adlandırılan ikinci öncülün de tümel olması gerekir. Aristo mantığının ikinci kısmı ise beş sanat olarak adlandırılıp kıyas ve istidlalin maddelerini inceler. Bundan dolayı şekilsel mantığın kanunları mutlak, tümel ve tüm maddelere uyarlanır ve tatbik edilir kanunlardır; zira aklın doğa ve kalıbından ve de zati özelliğinden kaynaklanmaktadır.[3] Bu mantıkta (şekilsel mantık) gaye ve hedef, doğru düşünme yöntemini öğrenmek ve de tasavvur ve tasdiki bilmektir.[4] Diyalektik mantık ise genel anlamıyla önceki mantıktan fark etmektedir. Diyalektik kavramı birçok felsefi ve ilmi ıstılah gibi değişik manalara sahiptir ve felsefe tarihinde özel bir değişim süreci geçirmiştir. Özet olarak söylemek gerekirse diyalektik on dokuzuncu yüzyılda yaşamış Almanyalı bir filozof olan Hegel’den önceki devrede görünür ve dış dünyayla irtibatı olmayan bir yöntem, bahis ve istidlal idi. Ama Hegel taşıdığı inanç esasınca görünen ile zihnin birlikteliğini işledi ve diyalektiği aynî fenomenler için de kullandı. Her ne kadar Hegel diyalektiği, mantıkî yönden çok felsefi yön taşısa da yine de onu diyalektik mantığın kurucusu olarak bilmek lazımdır. Diyalektik mantık Hegel’in felsefi sisteminin ilk bölümünü teşkil eder.[5] Hegel diyalektiği şöyle tanımlamaktadır: Diyalektik eşyanın varlığı ve aynı şekilde zihinde çelişenlerin uzlaşmasıdır.[6] Bu yöntemin üç merhalesi vardır: mevzu, mevzu karşıtı ve terkip. Başka bir ifadeyle diyalektik mantığın temeli üç şeydir: Tez, antitez ve sentez.[7] Hegel’in diyalektik mantığının önemli konularından birisi şudur: İnsan aklı ve anlaması arasında fark vardır, akıl anlamadan daha üstündür ve zıtlar ve çelişenler her ne kadar anlama için mümkün olmasa da akıl için sadece mümkün olmamakla kalmayıp zorunludur bile. Diyalektik mantık esasınca eşyanın mahiyetine yönelik bilgimiz her zaman nispî ve geçicidir; zira her şey hareket halinde ve bir oluş içindedir. Bundan dolayı diyalektik mantığın usullerinden birisi hareket ilkesidir. Diyalektik, eşyayı hareket ve dönüşüm içindeyken incelemek gerektiğini belirtir.[8] Diyalektik mantık eşyayı kendi içinde açıklar ve onu bir neden ve dış açıklayıcıya muhtaç görmez. Başka bir tabirle bu mantık tüm hareketlerin kendine ulaştığı Aristo’nun ilk hareket ettirici teorisine son vermektedir.[9] Özetle diyalektik mantık, eşyanın mahiyetine yönelik bilgimizin her zaman nispî ve geçici olduğu esasına dayalı bir mantıktır. Zira her şey hareket halinde ve bir oluş içindedir ve bizim eşyayı gerçek olarak tanımamız olanaksızdır.[10] Ama bu iki mantık arasındaki fark ise şudur: Aristo mantığında biz aklî tümel usuller ile aşina olmaktayız. Çelişenlerin birleşmesinin muhal oluşu bunlardan biridir. Lakin diyalektik mantıkta ise çelişenlerin birleşmesi muhal olmamakla kalmayıp zorunluluk addeder.[11] Bu ön açıklamaların genel neticesi şudur: Şekilsel mantık bize doğru bir neticeye ulaşmak için nasıl düşünmemiz gerektiğini öğretmektedir, ama diyalektik mantık ise düşünme yöntemini bize öğretmemekte ve bilgimizin nispî olduğunu söylemektedir. Başka bir ifadeyle diyalektik mantık ile Aristo mantığı arasındaki temel fark, Aristo mantığının üzerine bina edildiği şu varsayımdır: Zihnimizin ötesinde sabit bir hakikat ve gerçeklik bulunmaktadır, insan doğru bir yöntemle sahih maddeleri kullanacak olursa kesin olarak gerçeğe ulaşacaktır ve tüm kesin önermelerin temeli ve kaynağı olan ilk önerme iki çelişenin birleşmesinin muhal oluşudur. Ama diyalektik mantıkta ise çelişenlerin birleşmesi kabul edilmiştir.



[1] Muzaffer, Muhammed Rıza, el-Mantık, c. 1, s. 5, Çap-ı Müessese-i Neşr-i İsmailiyan, 1417 h.k, çap-ı heftom.

[2] Ğaravyan, Muhsin, Amuzeş-i Mantık, s. 28, Çap-ı yazdehom, İntişarat-ı Daru’l-İlim, Kum, 1378.

[3] Hansari, Muhammed, Mantık-i Suri, s. 18, Çap-ı Bistopencom, İntişarat-ı Agah, 1382.

[4] İbn. Sina, Mantık-ı Şifa, c. 1, s. 18, Çap-ı Kitabhane-i Ayetullah Maraşi Necefi, Kum, 1405.

[5] Ğaravyan, Muhsin, Amuzeş-i Mantık, s. 28.

[6] Mutahari, Mürteza, Makalat-i Felsefi, c. 1, s. 224, İntişarat-ı Sadra, Kum, Çap-ı evvel.

[7] Ğaravyan, Muhsin, Amuzeş-i Mantık, s. 27.

[8] a.g.e., s. 28.

[9] Mutahari, Mürteza, Nakdi Ber Marksizm, s. 28, İntişarat-ı Sadra, Kum, Çap-ı evvel.

[10] Mutahari, Mürteza, Usul-i Felsefe Ve Reveş-i Realizm, c. 1, s. 52, Çap-ı evvel, İntişarat-ı Sadra, Kum.

[11] Ğaravyan, Muhsin, Amuzeş-i Mantık, s. 29.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar