Gelişmiş Arama
Ziyaret
7548
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
bi'setten önce ( peygamber olmandan) peygambere (s.a.a.) itaat edilmesi vacip miydi?
Soru
kaynak vererek bi'setten önce peygambere (s.a.a.) itaat edilmesinin vacip olup olmadığını açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Söz konusu soruya cevap vermek için birkaç noktanın açıklanılması gerekli görülmektedir:

1-   İtaatin vacipliliğinin hükmü nedir? Bu hüküm şer'i midir yoksa akli midir?

2-   İtaatin ölçüsü nedir? Akıl veya şeriat kimlere itaat yapılmasını vacip kılıyor?

3-   Biset'ten önce peygambere itaat edilmesinin vacip olduğu konusunda her hangi bir ölçü var mıdır?

Usulu'l-fıkıh bilgin ve araştırmacıları şu inançtadırlar: itaatin vacip oluşu akli hükümlerden bir hükümdür; yani insan-ı başka bir kimseye itaat etmeye mecbur kılan tek şey akıldır. Zira eğer itaat şer'i olsa muhal olan devir lazım gelir. Akılın hükmüne vardırılmadığı sürece yine şu soru akıllarda baki kalır: neden itaat etmeliyim? Ve yine aynen bu deliller gereğincedir ki, eğer şer'i’de itaatin vacip olduğuna dair bir emir bulsak bile, örneğin şu ayette olduğu gibi " Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de"[i], bu emirler mevlevi değil, bilakis akla kılavuzluk yapan irşad-i emre tevil etmeliyiz. Dolayısıyla itaatin vacipliliği aklın hükmü olduğu bilinmelidir. Şimdi bakalım itaatin ölçüsü ve miyarı nedir ve kimlere itaat edilmelidir?

Bu konuda da usulu'l-fıkıh bilgin ve araştırmacıları şu inancı taşımaktadırlar: itaatin ölçüsü ve miyarı ukela (akıl sahipleri) tarafından kabul görülmüş ve onlar arasında meşhur olan bir hakikattir. Oda bir tür velayet ve hâkimiyete sahip olma ölçüsüdür. Köle sahibinin kendi kölesine karşı, sahip olduğu hâkimiyet bunun bir örneğidir.[ii] Ya baba ve annenin kendi çocuklarına karşı, her hangi bir bilim dalında uzman olan bir kimsenin uzman olmayanlara karşı veya toplumun sorumluluğunu ve idareciliğini üstlenmiş kimselerin sahip oldukları velayet bunun diğer örneklerindir. Dolayısıyla bu makamlara ve bu gibi velayetlere sahip olan kimselere itaat edilmesi aklice vaciptir.

Netice itibariyle eğer peygamber bi'setten önce tüm toplumu idare etmek veya toplumun bir bölümünün yönetimini üstlenmiş idi ise aklın hükmü gereğince kendisine itaat edilmesi vaciptir. Hakeza ilim ve sanat bakımından her hangi tahassüsü var idi ise bu tahassüs alanlarda kendisine itaat edilmesi de aklın hükmü gereğince vaciptir.

Buna rağmen önem arz eden bir noktaya teveccüh edilmesi lazım. Söz konusu nokta şudur; aklin hükümleri şeriat ile teyit edilmediği sürece ahiretsel sevabı ve azabı gerektirmiyor. Zira ahretsel sevap ile azap şer'i hükümlere bağlıdır.[iii]  İtaatin gerekliliği gibi teorik eserler bile aklin hükümlerine bağlı değildir. Zira akıl bazen dikkat etmeksizin her veli ve hükümdarlığa itaat edilmesini gerekli görüyor. Ama dikkat ettiğinde yalanız Allaha ve Allahın itaati farz kıldığı kimselere itaat edilmesinin gerekliliğini anlıyor.[iv]

Dolayısıyla konuya biraz dikkatlice bakıldığında peygamberin (s.a.a.) itaati bi’setten önce vacip olmadığı anlaşılıyor. Aklın hükmü ile şer'in hükmü arasında uyumluluk vardır, dolayısıyla "aklın hüküm ettiğinin aynısını şer'i de hüküm ediyro" kaidesi gereğince bisetten önce peygamberin itaati şer'i vaciptir denilemez. Zira şer'i vaciptir denilmesi sorunsuz değildir. Zira bu, ilkin muhal olan devre[v] neden oluyor. Sonra dakik bir bakışla bi’setten önce peyg 


[i]  Nisa 59.

[ii] MUSEVİ TEBRİZİ, Kum: intişarat-i kutubi necefi, 1369, s. 4

[iii] A.g.e. s. 1.

[iv] ŞAKİRİYAN, Hamit Rıza, "porsışha ve pasuh'ha, hükümet-i dini", baskı 1, Kum: intişarat-i parsiyan, 1383, s. 107.

[v] "Evsaku'k-vesail", s. 9.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar