Gelişmiş Arama
Ziyaret
7706
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
bi'setten önce ( peygamber olmandan) peygambere (s.a.a.) itaat edilmesi vacip miydi?
Soru
kaynak vererek bi'setten önce peygambere (s.a.a.) itaat edilmesinin vacip olup olmadığını açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Söz konusu soruya cevap vermek için birkaç noktanın açıklanılması gerekli görülmektedir:

1-   İtaatin vacipliliğinin hükmü nedir? Bu hüküm şer'i midir yoksa akli midir?

2-   İtaatin ölçüsü nedir? Akıl veya şeriat kimlere itaat yapılmasını vacip kılıyor?

3-   Biset'ten önce peygambere itaat edilmesinin vacip olduğu konusunda her hangi bir ölçü var mıdır?

Usulu'l-fıkıh bilgin ve araştırmacıları şu inançtadırlar: itaatin vacip oluşu akli hükümlerden bir hükümdür; yani insan-ı başka bir kimseye itaat etmeye mecbur kılan tek şey akıldır. Zira eğer itaat şer'i olsa muhal olan devir lazım gelir. Akılın hükmüne vardırılmadığı sürece yine şu soru akıllarda baki kalır: neden itaat etmeliyim? Ve yine aynen bu deliller gereğincedir ki, eğer şer'i’de itaatin vacip olduğuna dair bir emir bulsak bile, örneğin şu ayette olduğu gibi " Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de"[i], bu emirler mevlevi değil, bilakis akla kılavuzluk yapan irşad-i emre tevil etmeliyiz. Dolayısıyla itaatin vacipliliği aklın hükmü olduğu bilinmelidir. Şimdi bakalım itaatin ölçüsü ve miyarı nedir ve kimlere itaat edilmelidir?

Bu konuda da usulu'l-fıkıh bilgin ve araştırmacıları şu inancı taşımaktadırlar: itaatin ölçüsü ve miyarı ukela (akıl sahipleri) tarafından kabul görülmüş ve onlar arasında meşhur olan bir hakikattir. Oda bir tür velayet ve hâkimiyete sahip olma ölçüsüdür. Köle sahibinin kendi kölesine karşı, sahip olduğu hâkimiyet bunun bir örneğidir.[ii] Ya baba ve annenin kendi çocuklarına karşı, her hangi bir bilim dalında uzman olan bir kimsenin uzman olmayanlara karşı veya toplumun sorumluluğunu ve idareciliğini üstlenmiş kimselerin sahip oldukları velayet bunun diğer örneklerindir. Dolayısıyla bu makamlara ve bu gibi velayetlere sahip olan kimselere itaat edilmesi aklice vaciptir.

Netice itibariyle eğer peygamber bi'setten önce tüm toplumu idare etmek veya toplumun bir bölümünün yönetimini üstlenmiş idi ise aklın hükmü gereğince kendisine itaat edilmesi vaciptir. Hakeza ilim ve sanat bakımından her hangi tahassüsü var idi ise bu tahassüs alanlarda kendisine itaat edilmesi de aklın hükmü gereğince vaciptir.

Buna rağmen önem arz eden bir noktaya teveccüh edilmesi lazım. Söz konusu nokta şudur; aklin hükümleri şeriat ile teyit edilmediği sürece ahiretsel sevabı ve azabı gerektirmiyor. Zira ahretsel sevap ile azap şer'i hükümlere bağlıdır.[iii]  İtaatin gerekliliği gibi teorik eserler bile aklin hükümlerine bağlı değildir. Zira akıl bazen dikkat etmeksizin her veli ve hükümdarlığa itaat edilmesini gerekli görüyor. Ama dikkat ettiğinde yalanız Allaha ve Allahın itaati farz kıldığı kimselere itaat edilmesinin gerekliliğini anlıyor.[iv]

Dolayısıyla konuya biraz dikkatlice bakıldığında peygamberin (s.a.a.) itaati bi’setten önce vacip olmadığı anlaşılıyor. Aklın hükmü ile şer'in hükmü arasında uyumluluk vardır, dolayısıyla "aklın hüküm ettiğinin aynısını şer'i de hüküm ediyro" kaidesi gereğince bisetten önce peygamberin itaati şer'i vaciptir denilemez. Zira şer'i vaciptir denilmesi sorunsuz değildir. Zira bu, ilkin muhal olan devre[v] neden oluyor. Sonra dakik bir bakışla bi’setten önce peyg 


[i]  Nisa 59.

[ii] MUSEVİ TEBRİZİ, Kum: intişarat-i kutubi necefi, 1369, s. 4

[iii] A.g.e. s. 1.

[iv] ŞAKİRİYAN, Hamit Rıza, "porsışha ve pasuh'ha, hükümet-i dini", baskı 1, Kum: intişarat-i parsiyan, 1383, s. 107.

[v] "Evsaku'k-vesail", s. 9.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar