Please Wait
3890
Tövbe İslam dininde ve semavi dinlerde önemli, temel konulardan olup teveccüh edilen bir öğretidir. Arifler ve Evliyanın nazarında da özel bir yeri bulunmaktadır.
Her fırsatta tövbe faydalı olmakla birlikte belkide gereklidirde. Zira insan zahiren günah işlememiş olsa bile her an şeytani vesveseler ve insanı Allah’ı yad etmekten alı koyan düşüncelerle karşı karşıyadır. Hatta böyle bir durumda olmasa dahi Hak tealayı, onun sıfatlarını ve feyzini tanımak ve marifeti üzere olma noktasında gaflette ve kusurludur. Bütün bu noksanlıklardan insanın beraat yolu tövbe olması hasebiyle her fırsatta tövbe doğru ve yerinde bir ameldir. İşte bu yüzden Evliya her an tövbe halindeydiler.
İmam Sadık (a.s)’dan şöyle nakledilir:
« كَانَ رَسُولُ اللَّهِ (ص) يَتُوبُ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَ جَلَّ فِي كُلِّ يَوْمٍ سَبْعِينَ مَرَّةً، فَقُلْتُ أَ كَانَ يَقُولُ- أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ، قَالَ لَا وَ لَكِنْ كَانَ يَقُولُ- أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ .....»
“Allah Resulü her gün yetmiş defa tövbe ederdi. (Ravi: ‘Esteğfirullah ve etubu ileyh’ mi derdi?) Hayır Allah Resulü ‘Etubu ilallah’ derdi...”[1]
Dil bilimciler tövbe kelimesini günahtan geri dönüş olarak mana etmeleriyle birlikte; ayan olduğu üzere Allah Resulleri ve vasileri hakkında bu anlamı taşımaz. Zira bu Hazretler günahtan ve yanlıştan masumdurlar.
Bir rivayette şöyle geçmektedir: « كان رسول اللّه (ص) يتوب الى اللّه ص فى كل يوم سبعين مرة من غير ذنب»
” Allah Resulü (s.a.a) hergün günah işlemediği halde yetmiş defa tövbe ederdi.”[2]
Öyleyse Peygamberlerin ve vasilerinin tövbesi bu maddi dünya ya ve bedene düşmüş olmaları yeme, içme, uyuma gibi fiziksel ihtiyaçlarla uğraşmak zorunda oldukları içindir. Doğal olarak bu uğraşılar bazen onları direkt olarak Hakkın tecellilerini müşahede etmekten ve onda gark olmaktan alıkoymaktaydı. Sahip oldukları makamda daim’ul zikir olmalarını bir an bile olsa mani olmaktaydı. Bu durum onların tövbe ve istiğfar etmelerine yol açmaktaydı.
Zira bu konuyu irfan ehli şu çümleyle açıklar:
«حسنات الابرار سیئات المقربین» ”Ebrarların sevapları mukarrep olanlara günah gelir.”[3]
Bu açıklamalar ışığında söylenmesi geren söz; hergün değil bir anlamda her an insan tövbe halinde olmalıdır. Bu tövbe dönüş arzusunu ve Hakka yakınlaşma isteğidir. Hatta insan murakabe ederek hiçbir günah işlememiş olsa dahi insanın dünya işleriyle uğraşması Hak Teala’dan gaflet etmesine yol açmaktadır. Bu miktar duyarsızlık bile insanın dönüş ve yakınlaşma arzusu taşıması için yeter. Buda ancak insanın tövbe etmesiyle muhakkak olur.
Bu konuda daha fazla bilgi için şu cevapları inceleyebilirsiniz:
Günahtan tövbe ederek Allah’ın mahbubu olmak, 3704
Çok günah ve gerçek tövbe, 4675
[1] Kuleyni, Muhammet bin yakup, Kafi, 2.c, istiğfar babı, 438.s, dar ul-kutup ul-islamiye, tahran, 4.bk, 1407.h.
[2] Usul-u sitte’te eşer, 158.s, dar uş-şebesteri li’l-metbuaat, kum, 1.bk, 1363.şemsi.
[3] Neraki, Muhammet mehdi, Cami us-Saadat, 2.c, 246-234.s, ismailiyan, kum, 1368.şemsi; Neraki, Molla ahmet, Mirac us-Saadet, 532-527.s, İntişaraat emin ve reşidi, tahran.