Gelişmiş Arama
Ziyaret
6503
Güncellenme Tarihi: 2011/04/28
Soru Özeti
Bazıları irfan ve arifle mücadeleye girişmiş, bunun için hadislere bile isnat etmişlerdir. Neden?
Soru
Son zamanlarda bazı dini blog ve sitelerde açıkca irfan ve arifle mücadeleye girişilmiştir. Bu sitelerde Allame Tabatabai, Hasanzadei Amuli, Molla Sadra, Hafız ve Mevlana gibi çehrelere hakaret edilip şiddetle karşı çıkılmaktadır. Ve bu siteleri yayınlayanlar, kendi deyimleriyle hadis ve rivayetlerden faydalanmaktalar. Sizden ricam bu konuda bana yardımcı olmanızdır.
Kısa Cevap

İrfan, sezgi ve batınla elde edilen özel bilgidir. Böyle bir bilgi edinme şekli belli nefsi tezkiye ve programlara bağlı olduğu için ameli veya seyr u süluk yöntemlerine de irfan denmiştir. Gerçek arif, özel amelleri yerine getirerek Allah-u Teala’ya, sıfatlarına ve fiilerine şuhudi (sezgisel) ve huzuri bilgi elde eden kimsedir.

Bu meseleye karşı çeşitli tavırlar alınmıştır. Kimileri İslamda irfan denen bir şeyin olmadığını, onun bidat, ariflerin de sapıtmış olduğunu söylerken, kimileri de irfan adına öyle şeylere inanırlar ki onları kitap ve sünnette bulmak mümkün değildir. Böyle şeyler açık nasslara aykırı olup tevil edilecek türden değillerdir. Yine amel açısından da bir taraftan kendi başlarına adap ve kural koyar veya gayr-i islami fırkalardan ameller alırken, diğer taraftan ermiş arifin farzlarla mükellef olmadıklarına inanırlar.

Gerçek şu ki, irfana muhalif olanların sağlam ve elle tutulur bir delilleri yoktur. İrfan İslamın bir parçasıdır, hatta onun ruhu ve beynidir. İrfan da İslamın diğer bölümleri gibi Kur’an ve nebevi sünnetten alınmıştır. Bu da, irfandaki seyr u sülukun şeriata rağmen ondan ayrı bir yol olmadığını gösterir. Hatta şeriatın içinde ve onun boylamındadır. Başka bir ifadeyle şeriat ahkamı açıklarken, irfan bu ahkamının sır, hikmet ve hakikatlarını keşfeder. Ancak bu söz ‘irfan diye sunulan herşey doğrudur’ manasına gelmez. İslamın sunduğu irfanın -kendi yerinde bahseldiği gibi- kendine özgü dalları vardır.    

Ayrıntılı Cevap

İrfan lugatte tanımak/bilmek demektir. Istılahta ise sezgi ve batın yoluyla elde edilen özel bilgiye denir. Böyle bir bilgi edinme şekli nefsi tezkiye etmeye ve özel programlara bağlı olduğu için ameli veya seyr u süluk yöntemlerine de irfan denmiştir.

Bu açıklamaların ışığında gerçek arifin, özel amelleri yerine getirerek Allah-u Teala’ya, sıfatlarına ve fiilerine şuhudi (sezgisel) ve huzuri bilgi elde eden kimse olduğunu söyleyebiliriz.

İrfanın ve ariflerin seyr u sülukunun doğruluğu hakkında birçok ihtilafın ortaya çıkmasına neden olan şey, acaba ‘İslam’da irfan denen bir şey var mıdır, yoksa Müslümanlar onu başkalarından mı alıp dine sokmuşlardır’ şüphesine verilen cevapların farklılığından kaynaklanmaktadır.

Bu soruya cevap verilirken kimileri İslamda kesinlikle irfanın olmadığını, onun bidat olduğunu ve ariflerin yoldan çıktığını söylerken, kimileride tam aksine onun İslamın bir parçası, hatta İslamın ruhu ve beyni olduğunu, İslamın diğer bölümleri gibi Kur’an-ı Kerim’den ve nebevi sünnetten alındığını söylemekteler.

Kur’an-ı Kerim’i, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) sözlerini dikkatle inceleyen kimse şüphesiz irfan hakkında çok derin ve manası çok yüce konuları bulacak, irfana ait seyr u süluk düsturları görecektir. Örneğin Tevhid suresi, Hadid suresinin ilk ayetleri ve Haşr suresinin son ayetleri, zat, sıfat ve fiillerin tevhidine ait ayetlerdir; yine Allah’ın varlığının bütün alemde olduğuna, bütün varlıklara ihatasına, bütün varlıkların Allah’ı tekvini olarak tesbih ve secde ettiklerine dair ayetlere işaret edebiliriz.

Aynı şekilde özel adap ve sünnetleri içeren ayetler var ki, onlara İslam’ın seyr-u süluku diyebiliriz. Tefekkür ayetleri, zikir ve daimi teveccüh, gece ibadeti, oruçlu olmak, geceleri uzun secdeler ve tesbihler etmek, huzu, huşu, ağlamak, ibadette ihlas, Allah’a olan bağlılıktan dolayı Onun kurb ve rızasına ulaşmak için hayır işler de bulunmak, tevekkül, rıza, teslimiyet hakkındaki ayetler; Resul-i Ekremin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bu konularla ilgili sözleri, duaları ve münacaatları sayılmayacak kadar çoktur.

Ayetlerin, Resul-i Ekremin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bu düsturlarına rağmen ifrat ve tefrite gidenler de vardır. Dar görüşlü ve zahirci tefritçiler, bu düsturlara düşük manalar yükleyerek ayet ve rivayetlerin yüce manaların içini boşaltan kimselerdir. Onlar genel olarak İslamda irfan denen şeyin varlığını inkar ederler.

İfratçılar ise irfan adına öyle şeylere inanırlar ki, din, kitap ve sünnetten asla böyle şeyler yoktur. Böyle şeyler açık nasslara aykırı olup tevil edilecek türden değillerdir. Yine amel açısından da bir taraftan kendi başlarına adap ve kural koyar veya gayr-i islami fırkalardan ameller alırken, diğer taraftan ermiş arifin farzlarla mükellef olmadığına inanırlar.

İfrat ve tefrite gitmeyenler ise irfan seyr u sülukunun şeriatın yanında kendi başına bir yol olmadığına, aksine onun daha dakik ve latif bölümü olduğuna inanırlar. Şeriatı ahkama özgü kılarsak şöyle dememiz gerekir: Tarikat, şeriatın boylamında veya onun batınında yer almaktadır. Örneğin, şeriat namazın dış ahkamını belirlerken irfan namazda dikkatlerimizi nasıl toplayacağımız ve kalp huzurunu nasıl sağlayacağımız konusunu üstlenir. [1]

Ancak bu söz, irfan diye sunulan her şeyin doğru olduğu manasına gelmez. İslamın sunduğu irfanın -kendi yerinde bahseldiği gibi- kendine özgü dalları vardır.

İslami irfanı ve özellikleri hakkında daha fazla bilgi için bkz: balagh.net sitesi ve 1223. Soru (site:1220), 2389. Soru (site:2548) ve 924. soru (site:1490).


[1] - Muhammed Taki Misbah, Faslname-i Marifet, sayı:21’de ki İrfan ve Hikmet-i İslami makalesinin özeti

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar