Gelişmiş Arama
Ziyaret
6984
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
İsm-i A’zam’ı kim bilmekteydi?
Soru
İsm-i A’zam’ı kim bilmekteydi ve onunla hangi önemli işi yapmaktaydı?
Kısa Cevap

İsm-i A’zam salt bir sözcüğü bilmek ve söylemekten ibaret değildir. Onun sözcük ötesi bir hakikati vardır. İsm-i A’zam kendini yetiştirme, nefis tezkiyesi, ibadet ve ilahi yardımlar ile bireylerde beliriverir ve bu halin etkisiyle Yüce Allah böyle bir kudret ve ilahi makamı kendilerine verir. Birçok ayet ve rivayette İsm-i A’zam’a işaret edilmiş ve aynı şekilde onun ilahi peygamberler ve temiz imamların (a.s) nezdinde olduğu ve de Belkıs’ın tahtını uzak bir mesafeden Hz. Süleyman (a.s) için getiren Asıf b. Berhiya gibi yüce makam sahiplerinin İsm-i A’zam’ın bir kısmına sahip bulunduğu beyan edilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an ayetleri ve rivayetlerde İsm-i A’zam’a işaretler edilmiştir; mesela Asıf b. Berhiya olayını betimleyen Kur’an ayetleri bazı fertlerin İsm-i A’zam’ı bildiklerine örneklik teşkil eder. İmam Hadi (a.s) bir rivayette şöyle buyurmuştur: İsm-i A’zam yetmiş üç harften oluşmaktadır. Asıf b. Berhiya onların tümü arasından sadece birini bilmekteydi ve sadece onu kullandı. Bir göz kırpması süresi zarfında kendi ülkesi ve Sebe ülkesi arasındaki mesafeyi kat etti, Belkıs’ın tahtını aldı ve Süleyman’a getirdi. Ama biz Ehli Beytin nezdinde o yetmiş üç harften yetmiş iki harf mevcuttur. Bizim yanımızda sadece bir harf yoktur ve o da Allah’a mahsustur. Allah onu kendi gayb ilmi için muhafaza etmektedir.[1] İmam Sadık (a.s) da nakledildiğine göre şöyle buyurmuştur: “Allah Azze ve Celle kendi İsm-i A’zam’ını yetmiş üç harften oluşturmuş ve o harflerden beş harfi Âdem’e, yirmi beş harfi Nuh’a, sekiz harfi İbrahim’e, dört harfi Musa’ya ve iki harfi İsa’ya vermiştir. İsa o iki harfle ölüleri diriltiyor ve anneden doğma kör olanı ve alaca hastalığını iyileştiriyordu. Ama Allah o yetmiş üç harften yetmiş ikisini peygamberi Muhammed’e öğretti ve kendi zatında olanı kimsenin bilmemesi ve de diğerlerinin zatında olanı kendisinin bilmesi için kalan bir harfi perde ardında sakladı.”[2] Hadis kaynaklarımızda bu iki rivayete benzer başka değişik rivayetler de mevcuttur. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur: İsm- A’zam salt bir sözcük müdür yoksa sözcükten öteye bir hakikate mi sahiptir? Halkın zihninde yer aldığına göre İsm-i A’zam Yüce Allah’ın isimlerinden bir isim ve sözcüktür. Bu sözcükle Allah’a dua edildiği takdirde dua kabul edilecek ve hiçbir şey bu etkiden kurtulamayacaktır. Onlar, Allah’ın güzel isimleri arasında böyle bir isme rastlamadıkları ve celale isminde (Allah) de böyle bir etki görmediklerinden İsm-i A’zam’ın bir takım harflerden oluştuğuna ve herkesin o harfleri ve onların terkip şeklini bilmediğine ama ona ulaşan kimsenin önünde tüm varlıkların boyun eğeceği ve emrine itaat edeceğine inanmışlardır. Allame Tabatabai (r.a) bu hususta şöyle buyuruyor: “Bazılarına göre İsm-i A’zam’n bir lafzı vardır ve bu lafız lügat durumu gereğince değil, doğası gereğince ona delalet etmektedir. Onun harflerinin terkibi ihtiyaçların çeşitliliği ve değişik konular hasebincedir. Onu elde etmek için özel bir takım yollar vardır ve ilk önce onun harfleri bu yollar ile öğrenilir, sonra terkip edilir ve onunla dua edilir. Ayrıntıları o tekniğe müracaat etmeyi gerektirir.”[3] Kendisi bu görüşü reddederek şöyle buyurmaktadır: Her ne kadar bazı rivayetlerden İsm-i A’zam’ın lafız olduğu anlaşılsa da neden ve sonuç bağlantısı ve özelliklerine dikkat edildiğinde gerçek etkinin eşyaların varlığı, varlıklarının güç ve zayıflığı ve etken ve edilgenin benzeşirliğinden kaynaklandığını söylemek gerekir. Gırtlağımızdan çıkardığımız bir sesin veya zihnimizde hayal ettiğimiz bir suretin kendi başına her şeyi egemenliğine alacak, arzuladığımız şey üzerinde isteğimiz üzerine tasarruf yapabilecek, yeri gök ve göğü yer kılabilecek, dünyayı ahiret ve ahireti dünya yapabilecek bir düzeye gelmesi imkânsızdır. Çünkü o ses bizim irademizin sonucudur. Bundan dolayı ilahi isimler ve özellikle de İsm-i A’zam her ne kadar evrende etkili olsa da ve Yüce Allah’ın feyzinin nüzulü için bu evrende bir takım sebep ve vasıtalar bulunsa da onların etkisi hakikatlerinden kaynaklanır. İlahi isimlerin ve özellikle de İsm-i A’zam’ın etkisinin manası ise şudur: Her şeyi yaratan Yüce Allah, her şeyi o şeyle uyuşan kendi yüce sıfatlarından birisiyle ve bir ismin kalıbıyla yaratır. İsmin kuru ve boş lafzı veya onun mefhumun manası veyahut yüce Allah dışında başka bir hakikat ile böyle bir etki meydana gelmez.”[4] Belirttiğimiz rivayetler ile şu hususlar aydınlandı: Birincisi, ilahi peygamberler ve özellikle de son peygamber (s.a.a) ve aynı şekilde temiz imamlar (a.s) bu ismi bilmekteydi ve büyük şahsiyetler dışında Asıf. B. Berhiya gibi fertler de çok az bir oranda İsm-i A’zam’dan bir şeyler taşımakta ve ondan istifade ederek bir takım işler yapmaktaydılar.[5] İkincisi, İsm-i A’zam herkesin söylemesi durumunda etki edecek salt bir lafızdan ibaret değildi. İsm-i A’zam değerli bir hakikat olup kendini yetiştirme, nefis tezkiyesi, ibadet ve ilahi yardımlar ile bireylerde beliriverir ve bu halin etkisiyle Yüce Allah böyle bir kudret ve ilahi makamı kendilerine verir.          



[1] el-Kafi, c. 1, s. 230, hadis. 3.

[2] el-Kafi, c. 1, s. 230, hadis. 2.

[3] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tercüme-i el-Mizan, c. 8, s. 464, mütercim, Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır, çap-ı Camia-i Müderrisin-ı Kum, 1374 ş.

[4] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tercüme-i el-Mizan, c. 15, s. 518 ve 465-466 (kısaltılarak).

[5] A.g.e., c. 15, s. 528, c. 18, s. 19; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 7, s. 31ve 32 (kısaltılarak).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İnsanın günaha tekrar yönelmemesi için terkettiği günahtan ne kadar uzak kalması gerekiyor?
    7434 Pratik Ahlak 2010/06/12
    Bu konuda herhangi bir ayete ve  rivayete rastlamadık, ancak insan kırk gün amellerini ihlasla yerine getirir ve onları Allah rızası için yaparsa Allah hikmetini onun kalbine yerleştirir, diline akıtır, şeklinde rivayetler vardır.Bu bağlamda şu ...
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5793 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...
  • Ramazan ayında toplardamara enjeksiyon yapılmasının hükmü nedir?
    6229 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Muhterem taklit mercilerinin bu husustaki görüşleri farklıdır. Tam bir cevap verilmesi için taklit merciinizi belirlemelisiniz. Bununla birlikte muhterem mercilerin görüşlerini aşağıda belirtiyoruz.İmam Humeyni, Ayetullah Behçet ve Ayetullah Hamaney: Eğer iğne besin ve güçlendirici bir özelliğe sahipse, farz ihtiyat gereği bu tür enjeksiyondan sakınılmalıdır. Ama tedavi yönü bulunuyorsa ve ...
  • Yüz güzelliği için bir zikir var mıdır?
    64352 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik maddî güzellik ve manevî güzellik diye iki kısma ayrılır. Yüzün manevî güzelliği namaz gibi manevî hususlar vesilesiyle kazanılır. Yüzün maddî ve zahiri güzelliği ise doğal olarak maddî hususlar vesilesiyle kazınılır. Rivayetler perspektifinden manevî güzellik: Manevî güzellikte değişik amel ve zikirler etkilidir. İmam Sadık (a.s) bu ...
  • Kur’an’ın Allah tarafından geldiği söylenirken bundan maksat nedir? Acaba sadece Kur’an’ın muhtevası mı Allah katındandır yoksa lafız ve sözcükleri de Allah tarafından mıdır?
    7584 Kur’anî İlimler 2007/11/01
    Kur’an’ın Allah tarafından olduğu sözü çeşitli aşamalarda söz konusu edilebilir. Her aşama diğerine göre daha derin bir anlamı ifade etmektedir.A. Kur’an’ın anlam ve içeriği Allah tarafındandır.B. Bununla birlikte Kur’an’ın bütün sözcükleri de Allah tarafındandır.C. Bu sözcüklerle oluşan ayetlerdeki bileşimlerde de Allah katından gelmiştir.D. Sureler halinde tecelli ...
  • Cünüp olan kimse cenabet gülsü yerine yaptığı teyemmümle camiye girip orada bir süre durabilir mi?
    9905 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/12
    Bir kişi cünüp olur ve gusül yerine teyemmüm etmekle görevli olursa cemaat namazına katılmak veya vaizleri dinlemek için camiye gidebilir. İmam Humeyni (r.a) bu konuyla ilgili bir sorunun cevabında şöyle demiştir: “Guslün bütün sonuçları gusül yerine geçerli olan teyemmüm için de söz konusudur. Sadece, zamanın ...
  • Kur’an-ı Kerim ile istihare nasıl yapılmalıdır? Başka bir tabirle istihare zamanında ayetlerin mefhumunu nasıl anlamak gerekir?
    137714 Tefsir 2011/08/21
    1. İstihare türlerinin en yaygın olanlarından birisi, değişik yöntemleri olan Kur’an-ı Kerim ile istiharedir. Birinci Tür: Kur’an’ı alacak ve şu duayı okuyacaksınız: "اَللّهُمَّ اِنّى تَفَأَّلْتُ بِکِتابِکَ، وَ تَوَکَّلْتُ عَلَیْکَ، فَاَرِنى مِنْ کِتابِکَ ما هُوَ مَکْتُومٌ مِنْ ...
  • Üzeri kutlu isimlerle nakşedilmiş bir yüzük kanalizasyona düştüğünde vazife nedir?
    7165 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Üzerinde Allah’ın veya Peygamberin (s.a.a) veyahut bir imamın isminin yazıldığı bir kâğıt veya saygı gösterilmesi gerekli olan herhangi başka bir şey tuvalete bağlı kanalizasyon kuyusuna düşerse, onu dışarıya çıkarmak ve yıkamak her ne kadar zor olsa da farzdır. Dışarı çıkarmak mümkün değilse, tümüyle yok olduğundan emin olmayana ...
  • Gençlerin dinden kaçmalarının nedenleri ve eserleri nedir?
    10142 Pratik Ahlak 2011/04/21
    Din insanın saadet ve kurtuluş reçetesidir. Dindarlık birey ve topluma sayısız eserleri olan tüm hayat boyutlarını içeren dinsel öğreti ve değerleri kurumsallaştırmaktır. Gizli ve açık bir takım etkenler dindarlığı tehdit etmektedir ve bu tehditlerden birisi de dinden kaçmaktır. Elbette hiç kimse tamamıyla din ile ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23222 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar