Gelişmiş Arama
Ziyaret
9677
Güncellenme Tarihi: 2008/11/09
Soru Özeti
İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Soru
Ömer’in mutayı yasaklamasından sonra, İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Kısa Cevap
Din adına bidat işleyen insanlar onu hiçbir şekilde terk etmeye hazır değildiler. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler, kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler ve sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Geçici evlilik hususunda, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir.
Ayrıntılı Cevap
Bildiğiniz gibi Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra hazineyi paylaştırmada Arap ile Acem arasında fark gözetmek, yolculukta oruç tutmak, abdestte ayakları yıkamak, mübarek Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kılmak, hac ve kadın mutasını haram kılmak gibi birçok bidat ortaya çıkmıştır. Bu bidatler zamanla halk arasında özellikle avam arasında sünnet olarak dile geldi, halk bunları din adıyla yapmaya başladı ve terk etmeye yanaşmadı. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler ve kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler.  Hz. Ali (a.s) oğlu Hasan’ı (a.s) onlara yolladı.[1] Onlar sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Oysaki onlar bunun bidat olduğunu ve Hz. Peygamberin (s.a.a)  bunu yasaklamış olduğunu biliyordular[2]; zira Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştu: “Ey insanlar Ramazan’ın akşam nafilesi bidattir. Ramazan ayında nafileyi cemaat ile kılmayın … az sünnet çok bidatten daha iyidir. Her bidat sapkınlıktır ve her sapkınlık da ateştedir.”[3] Hz. Ali (a.s) zahiri hilafete ulaştıktan sonra önceki halifeler döneminde yapılan bazı icraatları neden düzeltmediği hakkında şöyle buyurdu: “Eğer ben yapılan sapkınlıkları düzeltmek, gasp edilmiş mallar ve yağmalanmış hazineyi yerine aktarmak istersem ordumda bulunan asker bana kılıç çeker ve halk sünnet ve ilahi kitaba muhalif olarak amel edenin ben olduğumu düşünür; örneğin Ömer Ramazan ayında müstahap bir namazı haksız yere sünnet haline getirdi. Hâlbuki böyle bir sünnet yoktu. Ondan sonra ve benim hilafet dönemimde Ramazan ayında müstahap namazları cemaat ile kılmak için bize cemaat imamı atamak isteyen kimseler geldi. Ben onlara müstahap namazların cemaat ile kılınamayacağını söyledim ama kendileri giderayak “Ramazan elden gitti” diye bağırdılar…” Ömer döneminde kök salan yanlış sünnetlerden birisi de mutadır ki şimdilik bu yasağın kaldırılmasının ve hakkında oluşturulan menfiliğin giderilmesinin imkânı bulunmamaktadır.”[4] Elbette geçici evlilik bağlamında, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir. Örneğin, sahih bir hadiste nakledildiği üzere Hz. Ali’nin şöyle buyurmuştur: Hac mutası ve kadınlar mutasının helal olduğuna dair emir verirdim.[5]
 

[1] Allame Hilli, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, Ali Rıza, s. 298, Naşır Aşura, Meşhed, 1389 ş, çap-ı evvel.
[2] Keraceki, Ebu’l-FethKemere-i, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i Kenzu’l-Maarif-i Şia, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, c. 2, s. 303, Naşır: Çaphane-i Firdevsi, Tahran, çap-ı evvel, Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 70, çap-ı Daru’l-Kütüb-i İslamiye, Tahran, çap-ı çarom, 1365 ş, çap-ı evvel, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, s. 298.
[3] Kemere-i, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i el-Fevaid ve’t-Taaccub, c. 2, s. 303.
[4] Allame Meclisi, Biharü’l-Envar, heman, c. 43, s. 172.
[5] Kuleyni, Rovza-i Kafi, tercüme-i Kemere-i, c. 1, s. 105, Kitab Furuşi İslamiye, Tahran, 1383 k, çap-ı evvel; Alemu’l-Huda Horosani, Nehcü’l-Hitabe-Sohanan-i Peyamber (s.a.a) ve Emirü’l-Müminin (a.s), c. 2, s. 128, Naşır-i Kitabhane-i Sadr, Tahran, 1374 ş, çap-ı dovvom.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Allah’ın yeryüzü ve gökyüzündeki kudret nişaneleri nelerdir?
    15244 Eski Kelam İlmi 2010/08/22
    Gökyüzü, yeryüzü, onlarda yer alan ve evrende olan her şey tümüyle Allah’ın kudret nişaneleridir. Bu nişaneler hiç kimsenin tümünü saymaya güç yetiremeyeceği kadar çoktur. Kur’an-ı Kerim defalarca inanları bu ayetleri görmeye davet etmiştir. Galaksiler, sistemler ve onlarda bulunan gezegen ve enteresan oluşumlar, çarpışmalar, ...
  • Müslüman olmayan birisinin kesmiş olduğu hayvandan yararlanıla bilinir mi?
    10175 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Ehl-i Beyt mektebinin fakihlerine göre, İslamî usullere göre kesilmemiş olan hayvanların etleri mundar (leş) hükmündedir. Bu hayvanların etleri haramdır ve yenmesi de caiz değildir. ...
  • Necis bir yerde yatmak bedeni necis eder mi?
    22414 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    Eğer temiz bir şey necis bir şeye değerse ve onların her ikisi veya sadece biri ıslaklığını diğerine sirayet ettirecek şekilde ıslak olursa, temiz şey necis olur. Eğer ıslaklık diğer şeye ulaşmayacak kadar az olursa, temiz olan şey necis olmaz.[1]
  • Günümüz dünyasında kanaatın ölçüsü nedir? Orta halli ve kanaata dayalı bir yaşam nasıl olmalıdır?
    11225 Eski Kelam İlmi 2012/04/15
    Değerli okuycumuz, Yazdığınız şeyler dini öğretilerde maddi ve geçim konularında bir tür tezat ve ikilemin olduğu yönünde olduğundan bize hatırlatma olması, sizin de şüphelerinizin giderilmesi için aşağıda İslamın fakirlik ve zenginlik meselesindeki görüşünü özetle ele alacağız. 1- Bildiğiniz üzere İslam tam ve kapsamlı ...
  • Gaybet döneminde ilahi velayet makamı kime aittir?
    10120 Eski Kelam İlmi 2010/04/07
    Gaybet ve Huzur döneminde ilahi teşrii velayet Masum İmam (a.s) tarafından uygulanır. Bu da ya doğrudan masumun kendisi tarafından ya da İmam tarafından belirlenen fakihler tarafından gerçekleşir. Çünkü Allah’ın itaati bize gerekli olduğundan Allah’ın velisinin itaati de Allah’ın itaati sayıldığından o da bize farzdır. Masum İmam’ın ister gaybet ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    8082 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9466 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
    55601 Tefsir 2012/04/19
    Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Peygamberden (s.a.a.) nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir: Bu sure nazil olduğunda yetmiş bin melek onunla birlikte imiştir. Her kim ...
  • Ehlisünnetten olan bir bayanın Şia bir kimseyle evlenmesinin hükmü nasıl ve onlardan doğan çocuklar kime aittir?
    8853 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Değerli taklidi merciler şöyle buyurmaktadırlar: Sünni olan bir bayanın Şia olan bir kimseyle evlenmesinin işkâlı yok.[1]Nikâh akdinin nerede kıyılması hususunda her hangi bir ayrıcalık söz konusu değildir. Bazı yerlerin bazı nedenlerden ötürü ...
  • İmam Ali (a.s) zamanında kimler humus toplamakla görevliydi?
    10908 تاريخ بزرگان 2011/11/13
    Müslümanların tamamı, humusun ilahi farzlardan bir tanesi olduğuna inanmış ve bunu herkesin zorunlu olarak kabul etmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Bu hükmün, Bedir savaşından sonra bir kanun haline gelerek sürekli uygulanmıştır. Hz. Ali (a.s)’de bu ilahi farzın uygulanmasında Peygamber (s.a.a)’in yanında yer alıp Peygamberle (s.a.a) gerekli işbirliği içinde olan ve Peygamber (s.a.a)’in ...

En Çok Okunanlar