Gelişmiş Arama
Ziyaret
6208
Güncellenme Tarihi: 2011/07/28
Soru Özeti
Peşin ve versiye satışlarda ortaya çıkan fiyat farkının hikmeti nedir?
Soru
Fıkıh açısından peşin ve versiye satışlardaki fiyat farkının asıl hikmeti nedir? ‘Paranın zamandan dolayı değeri vardır’ sözünün fıkhi dayanağı var mı? İslam açısından zamanın kendi başına değerinin olduğu bir alan var mı?
Kısa Cevap

Alış veriş, a) Mal veresiye satış bedeli veresiye, b) Peşin, c)Veresiye, d) Selem (selef) olmak üzere dört kategoride incelenir. Alış verişin ‘Mal veresiye satış bedeli veresiye’ olan kısmı satılan mal ve o malın bedeli muamele sırasında veresiye olan muameledir (böyle bir muamele bütün fakihlerin görüşüne göre haramdır).

Peşin satış, mal ve bedelin iki taraf arasında zaman mesafesi olmadan alıp verdikleri muameledir.

Veresiye satış, malın akit sırasında mevcut olduğu, muamele yapılır yapılmaz müşteriye teslim edildiği, ama bedeli iki tarafın belirlediği sürede ödendiği muameledir.

Selem (selef) ise malın bedeli akit sırasında ödenen, ama mal iki tarafın belirlediği sürede alıcıya teslim edilecek olan muameledir.

‘Paranın zamandan dolayı değeri vardır’ kaidesi örfe ait olup şeriatında kabul ettiği bir kaidedir. Veresiye ve selem muamelesinde malın bedelinin bir kısmı (alıcının ödemesi gereken para) belirlenen sürenin karşılığıdır. Bu yüzden malın fiyatı veresiye muamelede peşin muameleye göre daha fazla olursa sakıncası yoktur. Aynı şekilde selem muamelede malın fiyatı peşin fiyattan daha az olursa sakıncası yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Alış veriş, a) Mal veresiye satış bedeli veresiye, b) Peşin, c) Veresiye ve d) Selem (selef) olmak üzere dört kategoride incelenir. ‘Mal veresiye satış bedeli veresiye’ muamelesi satılan mal ve o malın bedeli muamele sırasında veresiye olan muameledir (böyle bir muamele bütün fakihlerin görüşüne göre haramdır).[1]

Peşin satış, mal ve bedelin iki taraf arasında zaman mesafesi olmadan alıp verdikleri muameledir.[2]

Veresiye satış, malın akit sırasında mevcut olduğu, muamele yapılır yapılmaz müşteriye teslim edildiği, ama bedeli iki tarafın belirlediği sürede ödendiği muameledir.[3]

Selem (selef) ise malın bedeli akit sırasında ödenen, ama mal iki tarafın belirlediği sürede alıcıya teslim edilecek olan muameledir.

‘Paranın zamandan dolayı değeri vardır’ kaidesi örfe ait olup şeriatında kabul ettiği bir kaidedir. Veresiye ve selem muamelesinde malın bedelenin bir kısmı (alıcının ödemesi gereken para) belirlenen sürenin karşılığıdır. Bu yüzden veresiye muamelede malın fiyatı peşin muameleye göre daha fazla olursa sakıncası yoktur. Selem muamelede de malın fiyatı peşin fiyattan daha az olursa sakıncası yoktur.

Peşin ve versiye satışlarda ortaya çıkan fiyat farkının nedeni verilen süreden dolayıdır; yani malın bedeli gecikmeli olarak satıcının eline geçmektedir. Bu yüzden birisi peşin olarak 10 liraya sattığı malı versiye olarak 20 liraya satar ve müşteride onu veresiye olarak 20 liraya alırsa bu alış veriş doğrudur.[4] Bu muamelenin delili ‘Paranın zamandan dolayı değeri vardır’ kaidesi olup, fıkıh kitaplarında ona istinat edilmiştir. Manası da şudur: Veresiye alış verişte zamanın rolü olduğundan malın bir miktarı paranın karşılığı, bir miktarıda zamanın karşılığı olmuştur. Onun doğruluk şartı sürenin belirlenmesidir.[5]

Buna göre veresiye alış verişlerde satıcının sermayesinin, müşterinin yanında kaldığı süre ve zaman içinde bir değeri vardır; bu yüzden değerin bir kısmı onun karşılığı olması gerekir. Böyle alış verişlerin doğruluğunun hikmetlerinden biri satıcının kendi malından zarar etmemesidir. Onun için değerin (paranın) bir kısmı zamana karşılık olarak gelir.



[1] -‘2. kısıma gelince: Mal veresiye, satış bedeli veresiye kısmı şüphesiz batıldır. Ama sakıncası onun manasındadır. Hadiste buyurulan ‘Borç, borca karşılık satılamaz’ cümlesinden ilk anda anlaşılan şey alış veriş sırasında mal ve bedelin her ikisinin de borç olmasıdır, yoksa alış verişin sebebinin borç olması değil. Örneğin Zeyd, Amr’dan alacağı 5 lirayı yine Amr’ın kendisine Amr’ın Bekir’den alacağı 5 liraya satarsa bu satış kesinlikle borcu borca satmaktı ve ‘mal veresiye satış bedeli veresiye’ kısmına girer. (Mirza Kummi, Cami-uş Şetat Fi Ecvibet-is Sualat, c.2, s.145)

[2] -İmam Humeyni, Tahrir-ul Vesile, c.1, s.507, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni, Kum, h.k. 1421.

[3] -Muhammed Ali Ensar, Mevsuat-il Fıkhiyye, c.7, s.416, Mecme-u Fikr-i İslami, Zuhur-u Kum Matbaacılık, 1. Baskı, h.k. 1427.

[4] -İmam Humeyni, Kitab-ul Bey’ c.5, s.503, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni, Kum, 2. Baskı, h.ş. 1384.

[5] -Muhammed Ali Ensar, a.g.e, c.7, s.416-417; Seyid Ali Tabatabai, Riyaz-ul Mesalik, c.8, s.213, Müessese-i Neşri İslami, 1. Baskı, H.K. 1419; İmam Humeyni, Kitab-ul Bey’ c.5, s.493 ila 503.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar