Gelişmiş Arama
Ziyaret
6700
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Kendi şer’i vazifelerine karşı kayıtsız olan anne ve babanın oruç ve namazının karşısında oğlunun vazifesi nedir?
Soru
Kendi hayatında sağlam ve salim olup yılda yaklaşık bir ay namaz kılan bir kimse vefat ettikten sonra kendisi için namaz ve oruç satın almanın hükmü nedir?
Kısa Cevap

Fıkıhçıların çoğuna göre Babanın yerine getirmediği oruç ve namazının kazası en büyük oğlanının üzerinde farzdır. Yani babanın vefatından sonra kazaya kalmış namaz ve orucunu ya büyük oğlu bizatihi kendisi veya başka birisini kiralayarak yerine getirmesi gerekir. Elbette taklidi mercilerin bir kısmı da anne ve baba yani her ikisinin namaz ve orucunun kaza edilmesini vacip olduğunu söylemişlerdir.

Dikkat edilmesi gerekir ki bazı fakihler şöyle buyuruyorlar: bu teklif (babanın veya baba ve annenin kazaya kalmış namaz ve oruçlarının kaza edilmesi) hatta eğer baba ve anne Allaha karşı isyan ederek namaz ve oruçlarını yerine getirmemiş olsalar bile yine bu teklif büyük oğlana yönelir. Ama bazıları bu durumda büyük oğlu tarafından kaza edilmesi gerekmez veya kaza edilmesi müstehaptir diyor.

Örnek olsun diye fakihlerin bu bağlamdaki görüşlerini gözden geçiriyoruz:   

Hz. İmam Humeyni (r.a.):

Eğer baba kendi orucunu tutmazsa, orucunu Allaha karşı isyan ederek tutmazlık yapmamış ve kaza yapabilir olduğu halde kaza yapmamış ise vefatından sonra kazası büyük oğlu üzerinde farzdır. Veya yerine getirilmesi için birisini kiralaması gerekir. Belki hatta eğer isyan kastıyla da terk etmiş olsa bile bu şekilde amel etmesi gerekir. Hakeza! Yolculukta tutmadığı oruçları hatta kaza edememiş olsa bile büyük oğlu tarafından kaza edilmesi vaciptir. Veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır.

Ayetullah Eraki (r.a.):

Eğer baba ve anne üzerlerine farz olan orucu yerine getirmemiş olsalar ve yerine getirmemiş olması Allaha karşı isyandan dolayı değil ve kaza edebiliyorlardı ama yapmamış ise büyük oğlu üzerinde ölümlerinden sonra kazası vaciptir. Veya yerine getirilmesi için birisini kiralamalıdır. Hatta eğer isyandan dolayı yerine getirmemiş olsalar bile bu şekilde amel etmesi büyük oğlu üzerinde vaciptir. Hakeza! Yolculukta tutmadıkları orucu hatta eğer kaza edememiş olsalar bile büyük oğlu kaza etmelidir veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır.

Ayetullah Mekarim-i Şirazi:

Vefat etmiş anne ve babadan Allaha isyan etmek kastiyle değil ve kaza yapabilir gücünde oldukları halde kazaya kalmış oruç ve namazları büyük oğulları (yani onların ölümünden sonra hayatta olan en büyük oğlu) tarafından kaza edilmesi farzdır. Belki hatta eğer isyan etme kastıyla terk etmiş olsalar bile ihtiyat-i müstahap gereğince bu şekilde amel etmelidir. Hakeza! Eğer yolculukta tutmadığı oruçları kaza etmesi için fırsat bulmamış olsalar bile ihtiyati müstahap gereğince büyük oğulları tarafından yerine getirilmesi vaciptir.

Ayetullah Sistani:

Eğer baba namazını kılmamış olsa, kaza da yapabiliyordu ve isyan etme kastıyla nazmı terk etmemiş ise ihtiyat gereğince kazası büyük oğlu üzerinde farzdır.

Ayetullah Nuri:

Baba ve anne üzerinde farz olan namaz ve orucu yerine getirmemiş olsalar ve kaza da edebilirlerdi kaza etmemiş olarak vefat ederlerse vefatlarından sonra büyük oğlu tarafından kaza edilmesi vaciptir. Veya bunu yerine getirmek için birisini kiralamalıdır. Hakeza! Yolculukta tutmadıkları oruçları hatta kaza yapma fırsatı bulmamış olsalar bile vacibi ihtiyat gereğince büyük oğulları kaza etmelidir. Veya kaza edilmesi için birisini kiralamalıdır. Tuğyan ve isyandan dolayı anne ve babanın yerine getirmediği oruç ve namazların kazası büyük oğulları üzerinde farz değildir. Bu hüküm baba için sabittir anne için de ihtiyati vacip gereğince riayet edilmelidir.

Ayetullah Hamenei:

Bir baba tüm ibadi amellerini kasti olarak yerine getirmemiş. Acaba büyük oğlan üzerinde babanın terk etmiş olduğu bu namaz ve oruçları ki yaklaşık elli yıla kadar varmış durumdadır vacip midir? Sorusuna vermiş olduğu cevap şöyledir: eğer terk etmiş olduğu namaz ve oruçlar tuğyandan ötürü terk etmiş ise kazası büyük oğlan üzerinde farz değildir. Ama ihtiyat gereğince bu durumda bile kazası terk edilmesin.[1]



[1] İmam Humeyni, “tevziu’l-mesail (el-muhaşi lil imam Humeyni), c. 1, s. 761, m

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar