Gelişmiş Arama
Ziyaret
6522
Güncellenme Tarihi: 2011/08/30
Soru Özeti
Kısasın sakıt olmasına neden olan sebepler nelerdir?
Soru
Aşağıdaki konulardan hangi birisi kısasın sakıt olmasına neden oluyor mu? İrsi kısas, şahitlerin şahitliklerinden vazgeçmeleri, şahitlerin sözlerinde çelişkinin var olması, şahitlerin yalancı oldukları tespit edilmesi, şahitlik ile yapılan itiraf arasında çelişkinin var olması.
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Cevabın açıklanması için zikredilen konuların kısas üzerindeki etkisini incelenmeyi gerekli görüyoruz:

a)      Şahitlerin şahitliği ile yapılan itiraf arasındaki çelişki:

Şahitlerin şahitliği ile yapılan itiraf arasında çelişki söz konusu olduğu durumda; şöyle ki: eğer şahitler her hangi bir kimse (örneğin Amr) aleyhinde şahitlik yaparak kasten Zeydi öldürdü deseler, başka birisi (örneğin Bekr) gelip Zeydi öldüren benim, aleyhinde şahitlik yapılan kişi (yani Amr)  bu bağlamda günahsızdır şeklinde itiraf eder ve (diğer taraftan) gerçekleşen bu cinayette her ikisinin de (aleyhinde şahitlik yapılan kişi ve itiraf eden kimse) ortak olduğu ihtimali söz konusu olursa fakihçiler arasında meşhur olan görüş şu: kan sahibi aşağıdaki seçeneklerden her hangi birisini tercih edebilir:

1-      Aleyhinde şahitlik yapılan kişiyi katil kabul eder ve dolayısıyla ona kısas uygular. İkrar ve itiraf eden kişi de hakkında kısas uygulanmış kişinin varislerine diyetin yarısını öderler.

2-      İkrar ve itiraf eden kişiyi katil kabul eder ve ona kısas uygular. Bu durumda aleyhinde şahitlik yapılmış kişinin ikrar edip hakkında kısas uygulanmış olan kişinin varislerine diyetin yarınsı ödenmeyecek.

3-      Her iki kişiye (ikrar eden kişi ve aleyhinde şehitlik yapılanları) kısas uygular ancak her birsinin diyetinin yarısını varislerine öder.

4-         Her iki kişiye (ikrar eden kişi ve aleyhinde şehitlik yapılan) kısas uygulamaktan sarfınazar eder ve diyet almakla yetinir.

5-      Ama eğer katilin bir kişi olduğunu biliniyor ise bu surette yalanız ikrar ve itiraf eden kişiyi kısas edebilir. Ya tevafuk ederek (anlaşarak) ondan diyet alır.[1]

b)      Şahitler arasında çelişki:

Bu durumda iki suret söz konusudur: Bir: hakkında şahitlik edilen konuda ihtilaf var; Örneğin; birisi sabah, diğeri akşam, öldürdüğüne dair veya birisi zehirle diğeri kılıçla öldürdüğüne dair veya birisi onu pazarda diğeri ise camide öldürdüğüne dair şehitlik ederse hiçbirisinin şahitliği kabul görülmez.[2]

İki: Katilde ihtilaf var; örneğin; iki kişi katilin Zeyd olduğuna dair, diğer iki kişi gelip katilin Zeyd değil de Amr olduğuna dair şahitlik ederse kısasın sakıt olacağı denilmişti. Ancak bu öldürme olayı kasıtlı veya yarı kasıtlı gerçekleşmişse aleyhinde şahitlik yapılan Zeyd ile Amr her birisi diyetin yarısını ödemeliler. Ama eğer gerçekleşen katl hatadan yapılmışsa her ikisinin Akileleri (akrabaları) diyeti ödemelidirler. Şöyle de denilmiştir: Kan velisi o iki kişi yani aleyhinde şahitlik yapılmış kişilerden birisini seçebilir yetkisine sahiptir. Buradaki olay aynen şuna benziyor: İki kişi ayrı ayrı gelmiş falan kişiyi öldürdüklerine dair itiraf etmiş. Bu durumda da öldürülenin varisleri itiraf eden bu ikisinden birisini katil olarak seçebilir yetkisine sahiptirler. Ancak bu konuda söylenmesi gereken en doğru söz şudur: Bu durumda her iki ceza da; yani hem kısas hem diyet sakıt olmasıdır.[3]  

c- Şahitlerin şahitlikten vazgeçmeleri:

Eğer hâkim hüküm vermeden önce şahitler şahitliklerinden vazgeçerlerse onların şahitlikleri sakıt oluyor ve dolayısıyla bu doğrultuda hüküm sadır olmaz. Ama eğer hâkim yapılan şahitliğe dayanarak hüküm sadır ettikten sonra şahitler şahitliklerinden vazgeçerlerse kısas sakıt oluyor.[4]

d)      Şahitlerin yalancı oluşları:

Şahitlerin yalancı olduğu tesbit edilirse adaletten düşerler, dolayısıyla yalancı şahitlerin vermiş oldukları şahitlik doğrultusunda sabit olan hüküm sakıt oluyor. Daha doğrusu bu durumda hükmün kendisi asıl itibarıyla sabit olunmamıştır.[5]  

e)      İrsi Kısas:

Eğer kısas alma hakkına sahip olan bir kimse bu hakkını almadan vefat eder dünyadan giderse onun bu kısas hakkı varislerine geçer. Kısas hakkının varislere geçmesiyle kısas sakıt olmuyor. Varisler kısası uygulama hakkına sahip oldukları gibi “caniyi” affederek kısastan vazgeçebilirler veya anlaşarak diyet alabilirler. (elbette bu muavveze (yani bir hükmü başka bir hükümle değiştirme söz konusu olduğu için ) caninin rızası olması gerekir).



[1] AYETTULLAH HUYİ, seyit Ebulkasım, “mebaniyi tekmiletu’l-minhacis-sahlihin”, Müesesei İhyai Asar İmam Huyi, c. 2, s. 94.

[2] İmam HUMEYNİ, “tahriru’l-vesile”, c. 2, s. 525, el-kevlu fima yesbutu bihi el-kevd, elbeyyine, el-mesele rakam 2.

[3] A.g.e., s. 526, mesele no: 5.

[4] MURVARİD, Ali Asgar, “el-mevsuatu fıkhiye”, çap; Beyrut: 1421 h.k. el-kada ve eş-şahadat, c. 4, s. 14.

[5] [5] İmam HUMEYNİ, “tahrirul-vesile”, c. 2, s. 441; HUYİ seyit Ebulkasım, “mebaniyi tekmiletu’l-minhacis-sahlihin”, müesesei ihyai asar imam huyi, c. 2, s. 92; NECEFİ, Muhammed Hasan, “cevahirul-kelam”, Beyrut: daru ihyai turasil Arabi, c. 42, s. 209.

.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar