Gelişmiş Arama
Ziyaret
9838
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Allah’a giden yolda nuranî hicaplar yani imamlar (a.s) yükselmeye neden olur mu?
Soru
Allah’a giden yolda nuranî hicaplar yani imamlar (a.s) yükselmeye neden olur mu? Onlara yakınlaşmak ne kadar önemlidir?
Kısa Cevap

İrfan ile ilgili tabirlerde gözlemlenen nuranî hicaplar kavramı, yolcunun ruhanî seyir ve yolculuk merhalelerinde kendisinde durması durumunda yüksek merhalelere çıkmasını engelleyen her merhaleye denir. Gerçekte manevi tekâmül ve rüşt amillerine her tür bağımsız bakış nuranî hicap olarak adlandırılır. Bu manasıyla nuranî hicapların imamlar hakkında kullanışının negatif bir değer ifade ettiği apaçıktır ve Allah’a giden yolda imamların (a.s) hem nuranî hicaplar oldukları ve hem de yükselmeyi sağladıkları söylenemez. Ama rivayetlerde ilahi isim ve sıfatlar ve de Hz. Peygamberin (s.a.a) nuranî hicaplar olduğu belirtilmiştir[i] ve esasen bu rivayetlerin belirtilen negatif manayı ifade etmemesi gerekmektedir. Onların sadece Hakkı gösteren ayetler oldukları ve de yürüme ve ilerlemeyi sağladıkları ifade edilmektedir: "کلما اضاءلهم مشوا فیه واذا اظلم علیهم قاموا" Ama her haliyle güçlü ve baskın olması nedeniyle hicaplardan geçmeksizin ilahi mutlak nurun tecelli ve zuhur etmesi mümkün değildir. Artı, varlıklar da zayıflık ve güçsüzlük nedeniyle vasıtasız bir şekilde mutlak nuru idrak etmeye kadir değildir. Bu yüzden isimler, sıfatlar, Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin varlıksal kanalıyla O’na bakmak gerekmektedir. Belirtilen negatif mana kastedilmeksizin onların hicap olarak değerlendirebilmesi bu açıdandır. İmamlara (a.s) tevessül etmenin ne ölçüde Allah’a yakınlaşmakta etkili olduğu hususunda ise sitedeki mevcut yanıtlara müracaat ediniz.



[i] بالاسم الذی احتجبت به (Biharu’l-Envar, c. 18, s. 427). محمد صلی الله علیه وآله حجاب الله (a.g.e., c. 58, s. 42). الامام حجاب الله وآیةاللّه (a.g.e., c. 3, s. 102). امر الله بعض الملائکة حتی یحجبوه (a.g.e., c. 61, s. 53; c. 85, s. 266). اول ما خلق الله حجبه (a.g.e., c. 36, s. 342).

Ayrıntılı Cevap

“Hicap” kelimesi sözlükte gören ile görenin görmek istediği şey arasında engel ve mani olan örtüye denmektedir. Bu yüzden gözün görmesine engel olan her şey hicap olarak adlandırılmaktadır. [i] Yüce Kur’an ayetlerinde hicap ve türevleri yaklaşık sekiz defa kullanılmış ve birçok rivayette de bu kavram başka bir şeyi görmeye veya anlamaya engel olan şey anlamında zikredilmiştir. Ğıta, kalbin kilidi, setir, ekinne ve tab’ gibi kelimeler de hicapla eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Hakeza gelin anlamındaki “hecal” kelimesi de hicap manasını çağrıştırmaktadır; çünkü genellikle namahremin görmemesi için gelin perde arkasında olur ve hicap taşır. Keşif, şuhud, muayene, ebsar ve basiret de hicap karşıtı bilinmiştir. Bu yüzden keşif ve şuhuda ulaşan kimsenin hicabı olmadığı ve hicapta bulunan herkesin Hakkın cemalini müşahede etmekten mahrum kaldığı iddia edilebilir. Merhum Seyid Ali Han Kebir şöyle demektedir: Hicap ve onun çoğulu olan hicaplar örtü manasındadır ve orijinalinde iki cisim arasında engel olan cisme denmektedir. Bu, cisim manası dışında da kullanılmıştır. Mesela bazen güçsüzlük insan ile hedefi arasında bulunan bir hicaptır veya günah kul ile Rabbi arasındaki hicaptır, diye söylenmektedir. İnsan ile Allah arasındaki hicabın hakikati ise yolcu insanın bir takım makam ve dereceler taşıması ve bunların her birinin Yüce Allah’a ulaşmadan önce onun engeli olmasıdır. İnsanların makamları sonsuz olması hasebiyle, hicapların mertebeleri de sonsuzdur. [ii]

Hicap Kısım Ve Türleri

Hicabın kısım ve türleri vardır, ama burada onun karanlık ve nuranî diye iki kısmına işaret ediyoruz:

Karanlık Hicaplar:

Meşhur bir hadiste şöyle buyrulmuştur: [iii] "إنّ لله سبعین ألف حجاب من نور و ظلمة" Yüce Allah’ın nur ve karanlıktan yetmiş bin hicabı vardır. Bu hadis-i şerif gereğince büyük arifler nuranî ve karanlık hicaplar konusuna değinmiş ve böylece tanıtıp bildikten sonra onları yırtmayı ve kenara atmayı hedeflemişlerdir. Çünkü ariflerin bakışında bin kelimesi kinaye olarak tümel demektir. Her tümelin bin tikel örneği vardır ve Allah nezdinde bir tümel gün bizim dünyevî tikel bin yılımıza bedeldir. Bu nedenle tümel hicaplar sıfatıyla nuranî ve karanlık yetmiş hicap belirtildiğinde, gerçekte yukarıdaki hadisin örneği beyan edilmiş olacaktır. Karanlık hicaplar "الظلم ظلمات یوم القیامة"  tabirinin örnekleridir. Hicabın çokluğu vahdetten kaynaklanması ve karanlık âlemler nur ve kutsal âlemin hicabı olması gibi, bu hicaplar da insanı maddi ve duyusal şeylerle sınırlar ve onu âlemin melekûtuna yönelmesinden gafil kılar.

Nuranî Hicaplar

İrfan tabirlerinde gözlemlenen nuranî hicaplar kavramı, yolcunun ruhanî seyir ve yolculuk merhalelerinde kendisinde durması durumunda yüksek merhalelere çıkmasını engelleyen her merhaleye denir. [iv] Gerçekte manevi tekâmül ve rüşt amillerine her tür bağımsız bakış nuranî hicap olarak adlandırılır. Bu manasıyla nuranî hicapların imamlar hakkında kullanışının negatif bir değer ifade ettiği apaçıktır ve Allah’a giden yolda imamların (a.s) hem nuranî hicaplar oldukları ve hem de yükselmeyi sağladıkları söylenemez. Bu durumda onlar yükselmeyi sağlamayacaklardır ve sadece nuranî hicaplar olacaklardır. Ama rivayetlerde ilahi isim ve sıfatlar ve de Hz. Peygamberin (s.a.a) nuranî hicaplar olduğu belirtilmiştir [v] ve esasen bu rivayetlerin belirtilen negatif manayı ifade etmemesi gerekmektedir. Onların sadece Hakkı gösteren ayetler olduğu ve de yürümeyi ve ilerlemeyi sağladıkları ifade edilmektedir: [vi] "کلما اضاءلهم مشوا فیه واذا اظلم علیهم قاموا" Ama her haliyle güçlü ve baskın olması nedeniyle hicaplardan geçmeksizin ilahi mutlak nurun tecelli ve zuhur etmesi mümkün değildir. Artı, varlıklar da zayıflık ve güçsüzlük nedeniyle vasıtasız bir şekilde mutlak nuru idrak etmeye kadir değildir. Bu yüzden isimler, sıfatlar, Peygamber (s.a.a) ve Ehli Beytin varlıksal kanalıyla O’na bakmak gerekmektedir. Belirtilen negatif mana kastedilmeksizin onların hicap olarak değerlendirebilmesi bu açıdandır. Her haliyle bizim için önemli olan şu hususu bilmemizdir: Her ne kadar nuranî hicaplar Allah’ı gösterse ve nurlarının çokluğu oranında görüneni daha iyi gösterse de, Allah’ı hicaplar arkasından göstermektedir ve hiçbir zaman açık ve perdesiz bir şekilde Hakkı görmek mümkün değildir; zira O her zaman gayb perdesinde saklı bir gelindir ve hiçbir kalp gözünün O’nu görecek mahremiyeti yoktur. O, hiçbir akıl ve kalbin taşımadığı taharet ve temizliği taşıyacak kadar yüce ve mukaddestir. Bu yüzden hiçbir akıl ve kalp bu yüceliğin cemal ve celalini müşahede edecek enginliği gösteremez. İmamlara (a.s) tevessül etmenin ne ölçüde Allah’a yakınlaşmakta etkili olduğu hususunda ise şu adreslere müracaat edebilirsiniz:

1. 6940. Yanıt (Site: 7040)

2. 542. Yanıt (Site: 590)

3. 1321. Yanıt (Site: 1316)    


[i] Mecmeu’l-Bahreyn, c. 2, s. 34.

[ii] Riyazu’s-Salikin, c. 2, s. 29, Zeyl-i Duay-ı sevvom, talhis-i er-Riyaz ev Tahafatu’l-Talibin, c. 1, s. 142.

[iii] Biharu’l-Envar, c. 55, s. 45.

[iv] Abidi, Ahmed, Du Mahneme-i Ayine-i Pejuheş, şımare-i 79, Hicabhay-ı Nurani Ve Zulmani Ez Didgah-ı İmam Humeyni, 48-59.

[v]   بالاسم الذی احتجبت به (Biharu’l-Envar, c. 18, s. 427). محمد صلی الله علیه وآله حجاب الله (a.g.e., c. 58, s. 42). الامام حجاب الله وآیةاللّه (a.g.e., c. 3, s. 102). امر الله بعض الملائکة حتی یحجبوه (a.g.e., c. 61, s. 53; c. 85, s. 266). اول ما خلق الله حجبه (a.g.e., c. 36, s. 342).

[vi] Bakara, 20.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar